Otuz seneyi aşkın bir süreden beri kişisel dönüşüm çalışmaları ve kendini bilme öğretileriyle uğraşan, bu konularda eğitim veren yazar Tuna Kamhi´nin, ´Kristal Geometri´, ´Uyanış Acı İle Başlar´ adlı kitaplarından sonra, yakın zamanda kaleme aldığı ´Merkaba´ okurlarla buluştu. Destek Yayınlarından çıkan eser, konuyla ilgilenenler için yol gösterici bir kaynak niteliğinde. Tuna Kamhi ile kitabını konuştuk.
Kökleri binlerce yıl öncesine uzanan bir sembol olan merkaba mistiklerin, filozofların ve manevi arayış içinde olanların hayal gücünü uzun zaman beslemiştir. Derin sembolik rezonansı olan bu karmaşık üç boyutlu yıldız, çeşitli dini ve ezoterik geleneklerde yoğun bir çalışma konusu olmuştur. Merkaba kelimesi eski Mısır ve İbraniceden türetilmiş olup, Mer (ışık), Ka (ruh) Ba (beden) olarak tercüme edilebilir ve fiziksel formda ışık ile ruhun bütünleşmesini sembolize eder. Ayrıca bireyi daha yüksek bilinç ve ruhsal aydınlanma dünyasına taşıyabilen ilahi bir araç olduğuna inanılır. Merkaba’nın sembolü, zıt yönlerde dönen birbirine kenetlenmiş iki tetrahedrondan oluşan üç boyutlu bir yıldız tetrahedrondur.
Ruhsal öğretilere ilgin nasıl başladı? Yakınlarının arasında bu konularla ilgilenenler var mıydı?
Ruhsal öğretilere ilgim, davranış bilimleri, psikoloji ve felsefe alanlarında aldığım eğitimlerle başladı. Bu alanlardaki bilgiler oldukça derin ve etkileyiciydi; ancak içimde hep bir eksiklik hissi vardı, sanki tüm bu bilgiler bir şeylerin sadece yüzeyine dokunuyordu. Yaklaşık 25–30 yıl önce, bir arkadaşım beni spiritüel eğitimler veren çok değerli bir eğitmenle tanıştırdı. Bu tanışma, içsel yolculuğumda önemli bir dönüm noktası oldu.
Sonrasında yaşadığım kişisel bir deneyim, beni kristallerin büyülü dünyasına yönlendirdi. Kristallerle kurduğum bağ, beni zamanla kadim öğretilerin derinliğine götürdü. Bu süreçte, sadece bilgi değil, gerçek bir bilgelik arayışı içinde olduğumu fark ettim.
Annem ve babamın, dayımın, hatta halamın bu konulara ilgileri vardı ve yakın çevremde bu konularla ilgilenen kişiler vardı. Ancak onların ilgisi genellikle daha yüzeysel düzeydeydi; ben ise her zaman daha derinlemesine bir arayış içindeydim. Bu alanlara ilgim zamanla meraktan çok bir yaşam biçimine, bir içsel yolculuğa dönüştü. Yine de ilk adımlarımı atarken çevremde bu konulara açık bireylerin olması, bana cesaret ve ilham verdi.
Öğrendiklerin ve aldığın eğitimler sende ya da yaşamında ne gibi farklılıklar yarattı?
Ruhsal eğitimler, hayatımda hem içsel hem de dışsal düzeyde köklü dönüşümler yarattı. Öncelikle kendimi, hayatı ve yaşadığım deneyimleri çok daha derin bir farkındalıkla görmeye başladım. Daha önce zihinsel düzeyde anlamlandıramadığım pek çok duygu, olay ve ilişki; aldığım bilgiler ve uygulamalar sayesinde bir bütünlük kazandı. İçsel huzur, kabul, bağışlama ve teslimiyet gibi kavramlar sadece teorik değil, somut olarak deneyimlediğim gerçekler haline geldi.
Bu yolculukta eğitimleri alırken elbette çok şey öğrendim, ama asıl derinleşme ve dönüşüm süreci, öğrendiklerimi başkalarına aktarmaya başladığımda gerçekleşti. Anlatmak, paylaşmak, rehberlik etmek aslında bana kendimi tekrar tekrar öğretmek gibi oldu. Her danışan, her öğrenci bana bir ayna tuttu ve onların gelişimiyle birlikte ben de gelişmeye, öğrenmeye devam ettim.
Dolayısıyla, bu süreç benim için tek yönlü bir aktarım değil; sürekli gelişen, yaşayan bir etkileşim alanı oldu. Öğretirken öğrenmek, vermeye çalışırken aslında daha derinden almak… Ruhsal yolculuğun en güzel yanlarından biri de bu sanırım.
Tuna Kamhi
Kitabın alt başlığı ‘Tanrı’nın Tahtına Yükseliş’ ifadesiyle ne anlatmak istedin? Bu yolculuk bireysel olarak neyi simgeliyor?
‘Tanrı’nın Tahtı’, aslında kişinin ilahi özüyle yeniden buluşmasını temsil ediyor. Bu bir dışsal yükseliş değil, içsel bir hatırlayış. Birey, sınırlı benliğinden sıyrılıp özündeki saf ışığı fark ettiğinde, o tahtta zaten oturmakta olduğunu hatırlar. Bu kitap, o hatırlayışın adımlarını sunuyor.
Merkaba nedir? Ne işe yarar ve uygularken nasıl deneyimler yaşanabilir?
Merkaba, kutsal geometrik bir ışık bedenidir. Hem koruma alanı hem de bilinç taşıyıcısıdır. Doğru nefes, niyet ve farkındalıkla aktive edildiğinde, kişiyi boyutlar arası farkındalığa taşır. Uygulamalar sırasında zaman algısı kayabilir, sezgisel vizyonlar açılabilir, hatta bazıları beden dışı deneyimlerden söz eder. Ancak esas olan, farkındalığın derinleşmesidir
Kundalini, çakralar, meditasyon, bilinç ve Merkaba nasıl ilişkilidir?
Bunlar aslında aynı orkestranın farklı enstrümanları gibi. Kundalini yaşam gücüdür; çakralar bu gücün geçitleridir. Meditasyon bu akışı yönlendirir. Bilinç ise tüm süreci deneyimleyen farkındalıktır. Merkaba ise bu farkındalıkla aktive edilen enerji aracıdır. Hepsi birlikte çalıştığında, kişi içsel bir simyaya girer
Spiritüel yöntemlerin başarısında, kişilerin bu kavramlara inanmasının rolü var mı?
Evet, çünkü bilinç enerjiyi yönlendirir. Şüphe ya da inançsızlık, enerjinin akışını bloke edebilir. Ama bu, ‘kör inanç’ gerektirir demek değil. Açık zihin ve deneyime istekli bir kalp yeterlidir. İnanç, deneyimle derinleşen bir şeydir.
Bilinç yükseltmek ne anlama geliyor? Gerçekten farklı bilinç seviyeleri var mı?
Kesinlikle. Bilinç yükseltmek; daha kapsayıcı, daha sevgi temelli ve daha bütüncül algılayabilmektir. Farklı bilinç seviyeleri; tıpkı frekanslar gibi, insan deneyimini etkiler. Düşük seviyede hayatta kalma içgüdüsü baskındır, yüksek seviyede ise birlik bilinci hâkimdir.
Sefirot Ağacı’nın bilinç yükseltmedeki sembolik anlamı nedir?
Sefirot, aslında bilinç merdivenidir. Her bir sefira, içsel bir farkındalık seviyesini temsil eder. Alt seviyelerde maddi dünya ile ilişkiliyiz; yukarılara çıktıkça ilahi zekâ, sevgi, özveri ve nihayetinde saf ışıkla buluşuruz. Yani Sefirot, ruhun eve dönüş yoludur.
‘Okült bilgi’ kavramını nasıl açıklarsın? Bunun manevi bilgelikle ilişkisi nedir?
Okült, kelime olarak ‘gizli’ demektir. Aslında gözle görülmeyen ama var olan bilgidir. Manevi bilgelik ise bu bilginin deneyimle içselleşmiş halidir. Yani okült bilgi potansiyeldir; onu yaşamak, sindirmek ve dönüştürmek ise bilgeliktir.
Kabala bu spiritüel sistemin neresinde duruyor?
Kabala, evrenin işleyişini, ruhun yapısını, zamanın doğasını açıklayan kadim bir sistemdir. Merkaba dâhil, birçok spiritüel yöntemin altında Kabala’nın izleri vardır. O, evrensel yasaların sembollerle dile geldiği bir bilgeliğin haritasıdır.
Son olarak, bu kitabı okuyan kişi sence ne yönde ve nasıl gelişebilir?
Kitap bir teori değil, bir çağrıdır. Okuyucu pasif bir izleyici değil; aktif bir yolcudur burada. Eğer içindeki sesi dinler, uygulamaları deneyimlerse; zihinsel berraklık, enerji farkındalığı, ruhsal uyum ve içsel huzur gibi alanlarda büyük gelişimler yaşayabilir. Bu kitap, bir dönüşüm anahtarı olabilir. Kapıyı açacak olan ise okurun kendi kalbidir.