İsrail karşıtlığı can aldı

´Özgür Filistin´ adına yaşanacak şiddet konusunda uyarıda bulunanların endişeleri, ABD´nin başkentinde gerçekleşen ölümlü silahlı saldırı ile vücut buldu.

Rakela PALOMBO Dünya
28 Mayıs 2025 Çarşamba

7 Ekim’deki Hamas saldırısıyla başlayan ve yaklaşık yirmi aydır süren savaş süresince tüm dünyada görülen ağır İsrail karşıtı ve antisemit eleştirinin şiddete dönüşebileceği konusundaki endişeler, geçtiğimiz hafta ABD’de Başkent Yahudi Müzesi girişindeki silahlı saldırı ile gerçeğe döndü.

7 Ekim 2023’te Hamas’ın saldırısından iki ay sonra, New York eyaletinde bulunan Albany şehrinde bir sinagogun merdivenlerinden çıkan silahlı bir saldırgan havaya ateş açarak “Özgür Filistin!” diye bağırmıştı. O sırada binanın içinde çocuklar olduğundan, aslında İsrail’in Gazze’deki savaşının antisemit şiddete dönüşmesinden endişe edenlerin kabusları adeta gerçekleşmişti. Olayda saldırgan tutuklanmış, kimse zarar görmeden konu kapanmıştı.

Ne yazık ki, geçtiğimiz çarşamba günü endişeler anlamıyla hayat buldu ve olay zararsız sona ermedi.

Washington’da bulunan Başkent Yahudi Müzesi’nde genç Yahudi profesyoneller için düzenlenen bir resepsiyondan çıkanların üzerlerine ateş açan bir adam, İsrail Büyükelçiliğinin iki çalışanının ölümlerine sebep oldu. Daha sonra müzeye de giren saldırgan, polis kendisini alıp götürmeden önce ‘Özgür Filistin!’ diye slogan attı.

İsrail karşıtı gösterilerin durmaksızın yapıldığı son yirmi ayda, bazı uzmanlar Siyonizm düşmanlığının, beyaz ırkı üstün gören aşırı gruplar ve aşırı sağcı radikal İslamcılar kadar tehlikeli olduğu uyarısında bulunmuştu. Çarşamba akşamki silahlı saldırı maalesef bu uyarıları teyit eder nitelikte oldu. Antisemitizmle Savaş Hareketi Başkanı (Combat Antisemitism Movement) ve İsrail ordusundan emekli Sacha Roytman Dratwa konuyla ilgili bir açıklama yaparak, “Bahsi geçen sloganın nefret söylemi veya antisemit olup olmadığı konusunda şüpheleri olanlar, görünen o ki o masum slogan fiziksel olarak vücut bulduğunda bunlar yaşanıyor. Katil kurbanların İsrailli olduklarını bile bilmiyordu, tek bildiği bir Yahudi davetine katılıyor olduklarıydı. Antisemitlerin İsrail yüzünden Yahudilerden nefret etmediklerini, İsrail’den Yahudilerin ana vatanı olduğu için nefret ettiklerini söylediğimizde tam olarak anlatmak istediğimiz şey buydu,” diye konuştu.

ABD’de Yahudilere ve Yahudi kurumlarına yönelik ölümlü saldırılar için nispeten nadir denilebilir. En çok ölümle sonuçlanan Pittsburgh’da bulunan Yaşam Ağacı Sinagogu’na 2018 yılında yapılan saldırı, bir sonraki yıl California’daki Habad’a yapılan saldırı ve 2014 yılında Kansas’taki Yahudi cemaatine gerçekleşen saldırı gibi örnekler hep beyaz ırkın üstünlüğüne inanan kişiler tarafından gerçekleştirildi.

Aralarında 2021 yılında İslami terör kaynaklı kişilerin düzenledikleri Teksas’taki Colleyville’deki sinagogda yaşanan rehine krizi gibi saf ırkçılık kökenli saldırılar da zaman zaman yaşanmıştı. Fakat geçtiğimiz haftaya kadar daha önce hiç sadece ve öncelikle aşırı solcu Filistin tarafı olduğu için bir Yahudi kurumuna yapılmış ölümlü bir saldırı kayda geçmemişti. Bu olayları kayıt altında tutan İnkar ve İftira ile Mücadele Birliği veya antisemitizmle mücadele eden özel ABD temsilciliği gibi kurumlar daha önceleri antisemit solun en az antisemit sağ görüş kadar tehlikeli olduğu yönünde uyarılarda bulunduklarında, büyük eleştiri toplamışlardı.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün