“A Ğ A T A K I L A N L A R”

•Aşırı sağcı kabine üyelerinin esir değişimi konusundaki katı tutumları da toplumda ve orduda ciddi tepkilere yol açıyor. Hamas´ın elinde tuttuğu İsrailli esirlerin serbest bırakılması için yapılan çağrılara rağmen Ben-Gvir ve Smotrich gibi isimler, kapsamlı bir esir takasını İsrail´in caydırıcılığına zarar vereceği gerekçesiyle reddediyor. Bu sert tutum, esir ailelerinin öfkesini büyütürken kamuoyunda hükümete yönelik baskıyı artırıyor. Esirlerin serbest kalmasını isteyen gösteriler Tel Aviv başta olmak üzere birçok şehirde yoğunlaşmış durumda. oEndam Köybaşı – www.haber.sol.org.tr

İzak BARON Diğer
30 Nisan 2025 Çarşamba
  • Bu Haftanın “Takılanlar”ı

 

  • Hilmi Demir 🇹🇷@ProfHilmiDemir

Uzunca zamandır olacağını ileri sürdüğüm ön görüm: Suudi Arabistan, Mısır, BAE, Ürdün, Suriye ve İsrail İbrahim anlaşmalarını imzalar ve Trump masada hepsini kutlar. Olmaz demeyin…

https://x.com/ProfHilmiDemir/status/1915727940991565954

 

  • Adelina Sfishta@AdelinaSfishta

İsrail-Azerbaycan ittifakı derinden ilerliyor

Netanyahu ve Aliyev yakında Bakü'de bir araya geliyorlar.

Mevzu derin: İran... Ve; İsrail- Azerbaycan bölgesel dayanışmasının, askeri işbirliği dahil, kurgulanması.

Perde arkasında: ABD/Trump

Trump; Azerbaycan'a önemli roller yükleyen bir Amerikan başkanı. Türkiye'nin NATO'dan kopma ihtimalini de dikkate alan bir rol kurguluyor gözüküyor.

Bir zamanlar SSCB ve RF'nin gözü kulağı olan Gebele de Amerikan amaçlarına hizmete sokulabilir.

Lakin, turbun büyüğü İran'daki rejimin değişimine gidecek "uzun soluklu planlar"

Erdoğan bu işin içinde olacak mı? Neden olmasın!

Ancak; Türkiye'nin "Kürt Fobisi", yıllardır Fars'ın yıkılması değil korunması politikalarını doğurmuş. Bundan sıyrılabilir mi?

Zaman değişti.. Bölgesel durum tamamen Türkiye'nin aleyhine dönmemesi için, İran'daki rejimin değişimine omuz vermesi gerekli.

Ortaya dev gibi bir Azerbaycan çıkacak.. Bu bölgesel Türk gücünün temerküzü demek. Güney Kafkas'ın domine edilebilmesi demek.

İsrail'in de, İran'daki rejimin değişmesini istiyor oluşu, meseleyi başka perspektiflere çekmemeli. İran rejimi, İsrail ve Yahudilerin yok edilmesini alenen milli hedef ilan etmiş bir ülke. Dar bir grup hariç, Türkiye'nin böyle bir arzusu olamaz. Filistin devletinin kurulabilmesi için izlenmesi gereken "barış güzergahına" da bu "Yahudileri yok edelim anlayışı" hizmet etmez, zaten.

Azerbaycan- İsrail ittifakı uzun soluklu olacak.. Ve etkileri bölgeyi şekillendirecek..

Türkiye katılmalı.

https://x.com/AdelinaSfishta/status/1915452409398034679

 

  • James Woods@RealJamesWoods

Mauthausen toplama kampında 1978'DE HOLOCAUST'u çekerken gerçek gaz odasında duruyordum. O an inandığım tek şey bunun bir daha ASLA olmayacağıydı.

Şimdi artık o kadar emin değilim.

https://x.com/RealJamesWoods/status/1914047302391763447

 

  • YENİ SURİYE SATRANCINDA TÜRKİYE-İSRAİL PROJEKSİYONLARI: HAMLE SIRASI KİMDE? – EMRE KARACA

Türkiye, Suriye’nin “sınır güvenliğini sağlamış, üniter, askerî ve siyasi istikrara ulaşmış” bir form kazanmasını destekliyor. İsrail ise ülkenin dağınık ve fiziksel olarak kendisi açısından kontrol edilebilir şekilde yönetilmesi lehinde tavır sergiliyor. Bu amaçla, Suriye’nin kırılgan yapısındaki her aşil topuğunu hedefliyor; askerî kabiliyetlere dönük saldırılar, Dürzi toplumunun hassasiyetlerinin manipüle edilmesi, kuzeydeki SDG güçlerine pozitif yaklaşım bu politikanın birkaç örneği.

Bütün bunları yaparken İsrail’in ana motivasyonlarından biri de Suriye hava sahasında herhangi bir sınırlama ile karşılaşmamak. Zira, potansiyel İran geriliminde hava sahası kullanımı konusunda Ankara-Şam askerî iş birliği tarafından kısıtlanmak istemiyor. Yetkililerin demeçlerinde bu niyet satır aralarında okunabiliyor. Netanyahu’nun “Suriye’nin kimse için İsrail’e saldırı amacıyla kullanılmasına izin vermeyeceğiz.” açıklaması, İsrail’in hava manevralarını kısıtlayacak herhangi bir aktöre yönelik çekincelerini ortaya koyması şeklinde yorumlandı.Konuya ilişkin demeç veren bölge uzmanları, İsrail için operasyonel özgürlüğün çok önemli olduğuna dikkat çekerek, hava sahasındaki hareket kabiliyetini sekteye uğratacak bir faktöre izin vermek istemeyeceklerine dikkat çekmişti.

https://fikirturu.com/jeo-politika/yeni-suriye-satrancinda-turkiye-israil/

 

  • SOYKIRIMIN BİR BİLEN'İ - AYŞE ÖZEK KARASU

Meron bugün 94 yaşında ve İsrail savaş suçları dosyasını hazırlayan UCM başsavcısı Kerim Han’ın bilirkişi heyetinde yer alıyor. Dolayısıyla Hamas (Sinvar, Deif, Haniye) ve İsrail’e (Netanyahu, Gallant) yönelik çıkarılan yakalama emirlerinde Meron’un da imzası var. Hem de, zamanında İsrail’de askerlik yapmış biri olarak imzası var.

Netanyahu davasında medyatik ağırlığıyla insan hakları avukatı Amal Clooney’in varlığı öne çıktı, Holokost’u yaşamış uluslararası çapta nam salmış bir hukuk otoritesi olarak Meron ise arka planda kaldı. Ancak kimlik aidiyetinden çok hukukun üstünlüğüne olan bağlılığı İsrail’de pek arka planda değil. Meron’un kendi tanımıyla “İsrail’in kara koyunu”. Der Spiegel’de yayınlanan söyleşide “Kara koyun olacaksam, olayım” diyor.

Netanyahu yakalama emrinden ötürü UCM’yi antisemitizmle suçluyor, Meron’un adını anmıyor ama başsavcı Kerim Han’ı, Yahudileri en temel haklarından men eden Nazi Almanya'sının yargıçlarıyla kıyaslıyor. Meron ise söyleşide, “İsrailliler çoğunlukla uluslararası kurumların antisemitik ayrımcılığına uğradığını düşünür. Kerim Han’ı antisemitik veya Arap düşmanı olarak görsem onunla birlikte çalışmazdım” cevabını veriyor.

Theodor Meron’un dışlanması 1970’lerin sonunda İsrail vatandaşlığından çıkmasıyla başlayan bir süreç. Oysa İsrail devletine hizmet etmiş bir kişilik.

Çocukluk yılları gettolar ve çalışma kamplarında geçen Meron, genç yaşında Polonya’dan kaçarak Filistin’e göç ediyor. 1948’de Devletin kurulmasıyla İsrail ordusunda askerliğini yapıyor, Kudüs İbrani Üniversitesi, Harvard ve Cambridge mezuniyetlerinin ardından İsrail Dışişleri Bakanlığı’nda hukuk danışmanlığı görevinde bulunuyor. Ancak 1967’de Altı Gün Savaşı sonrası bir yol ayrımına geliniyor.

Dönemin İsrail Başbakanı Levi Eşkol, Batı Şeria’da Yahudi yerleşimleri kurulmasının uluslararası hukuka uygunluğu konusunda Meron’a danışıyor. Savaş sonrası işgal de başlamış. Meron “hayır” yanıtını veriyor, işgal altındaki topraklarda sivillerin haklarını koruyan Cenevre Konvansiyonu’na aykırı olur, Arapların evlerini yıkarak sivilleri topluca cezalandırmak yasa dışıdır! Eşkol ki, İngilizlerin yanında Osmanlı’ya karşı savaşmış bir Siyonist hareket üyesi, Meron’un uyarısını dinlemiyor ve ilk kibbutz'ların kurulmasına ön ayak oluyor.

Bu geçmiş nedeniyle Meron’un, “İsrail’i, kendi kendisinden kurtarmaya çalışan adam” diye anılması yerli yerine oturuyor. Şimdi diyor ki, “O tarihte hukuk danışmanı olarak yasayı izah etmiştim. Tavsiyeme uyulsa, bugün Filistin-İsrail barışına çok daha yakın olurduk. Ancak yerleşimlerin bugünkü boyutuna varacağını ben de tahmin edemezdim.” Bugün Batı Şeria’da yarım milyon yerleşimci yaşıyor. Meron şunu da hatırlatıyor; yerleşimlerin hep sağcı partilerden destek bulduğu söylenir, ancak ilk yerleşimler solcu İşçi Partisi Avoda’ya mensup bir başbakanın liderliğinde kurulmuştu. Bugün İsrail’de pek az kişi yerleşimlerle ilgili Meron’la aynı görüşü paylaşıyor.

İsrail’in Kanada büyükelçisi de olan Meron 1978’de Amerika’ya yerleşip vatandaşlık alıyor, New York ve Oxford üniversitelerinde dersler veriyor, ABD Dışişleri Bakanlığı’nda da hukuk danışmanı olarak görev yapıyor.

Meron’a göre barış sadece iki devletli çözümle mümkün, ancak bugün için ütopik bir düşünce. Hamas’ın 7 Ekim saldırısı İsrail’deki büyük çoğunluk açısından barışı konuşmayı imkansız kılıyor. Filistin tarafında ise savaş on binlerce can aldı, Gazze’yi enkaz yığınına çevirdi, İsrail karşıtı duyguları doruğa tırmandırdı. Gazze artık yaşanmaz hale geldiği gibi, Batı Şeria’da da yerleşimciler Filistinlilere şiddet uyguluyor.

Meron, Hamas’ın tasfiyesi halinde İsrail ile diyaloğun başlayabileceği görüşünde. Filistinlilerin daha iyi bir geleceğe umutla bakması için ise uluslararası topluluğun katkısı şart. Mevcut durumu değiştirmek bakımından en iyi şans, ABD’nin İsrail’i iki devletli çözüme ve yeni yerleşimlerin inşasından vazgeçmeye, mevcut yerleşimler için de müzakereye ikna etmesi. Ancak Trump yönetiminde zayıf bir ihtimal olduğunu söylüyor. Meron, zamanında ABD Dışişleri’ne çalıştığı için pek eleştirel yaklaşmıyor ama Trump yönetiminde hemen hemen imkansız.

https://www.haberturk.com/ozel-icerikler/ayse-ozek-karasu/3784554-soykirimin-bir-bilen-i

 

  • “SENSE OF VALUE” – BÜLENT KORMAN

Derken, Doğu bölgemizin bir güçlü depremle sarsıldığını öğrendik.

Hasar haberleri geliyordu. İnsanlarımız zordaydı.

Bir ara salonun kapısı açıldı.

Sabah ilk uçakla İstanbul’dan gelen, Bay Acıman’ın ajansının en üst yöneticisi Jeffi Medina içeri girdi.

Başkana yeni müşterileri banka için ajansının hazırladığı, o zaman için yayın bedeli dolayısıyla ajans için getirisi epey yüksek bir tam sayfa ilânı onaya getirmişti.

Biz beklerken, Bay Acıman ona çok yakışan okuma gözlüğünün üzerinden taslağı inceledi, satır satır okudu.

Sonra Jeffi’ye dönüp teşekkür etti.

Depremi hatırlattı ve ilanı yayınlanmasının iptalini isteyerek, ona geri uzattı.

Onun kolayından “Bay Acıman” olmadığını bilenlerdenim.

Bu toplantılara, mesleğe “vergimizi ödememiz” derdi.

Babası Aşkale’ye gönderilenlerdi.

Ama o sözünün hazin bir serzeniş değil işinin ona verdiklerine bir teşekkür metaforu olduğunu da bildiğimi sanıyorum.

Böyle bir başka pazar akşamı toplantının sonunda, buluştuğumuz otelin asansöründe aşağıya inerken, oraya yazlığından apar topar yetişmiş, bir vakitler onun ajansında da çalışmış, o günlerde büyük işler peşinde olduğu da bilinenlerden rahmetli bir arkadaşımızın üzerindeki rahat kıyafeti süzüp, kulağıma muzipçe “Bunda ‘sense of value’ yoktur” diye fısıldadı.

Bizler blazerler içindeydik.

Onu mu demek istiyordu?

“N’apsın adam, yazlıktan evine uğramadan ancak gelebilmiş” dedim.

 “Sen anladın başka bir şey dediğimi” der gibi hınzır hınzır güldü.

O meslekten bugün ekmek parası kazanan yeni nesil bunları işitsin isterim.

23 Nisan'da yaşanan deprem sonrasında hem ülkeden siyasi haberlere hem de korku içinde çoluk-çocuk kendini evlerinden sokaklara, geceleyeceği parklara atmış halk görüntülerine bakarken -nedense- bunları hatırladım.

O tam sayfa ilânın durduruluşunu.

Toplumca ortak yaşanılanlara saygının bazı sessiz ara vermeler, kendini geri çekmeler gerektirebileceğine tanık oluşumu.

“Sense of Value” takılmasını.

Rahat uyusun Ustamız.

https://t24.com.tr/yazarlar/bulent-korman/sense-of-value,49601

 

  • İSRAİL’İN GAZZE SAVAŞINDAKİ YAPAY ZEKA DENEYLERİ TEPKİ ÇEKİYOR

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla NYT’ye konuşan yetkililer, İsrail’in son 18 ayda yapay zekayı yüz tanıma programlarıyla birleştirerek, kısmen gizlenmiş ya da yaralı yüzlerin kime ait olduğunu hızlıca tespit edebildiğini söylüyor.

Hava saldırısı hedeflerinin belirlenmesi için yapay zekaya başvurulduğu, Arapça mesajlaşma ve sosyal medya paylaşımlarının analiz edilmesi için yeni bir sohbet robotu geliştirildiği belirtiliyor.

Teknolojilerin, İsrail İstihbarat Kolordusu’nda bağlı Birim 8200’deki askerlerle sivilde Google, Microsoft ve Meta gibi ABD'li teknoloji şirketlerinde çalışan yedek askerler arasındaki işbirliğiyle geliştirildiği aktarılıyor.

Üç İsrailli subay, ordunun eylülde Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı öldürdükten sonra Lübnan’daki tepkilere ait videoları yapay zeka destekli sohbet botuyla analiz ettiğini söylüyor. Teknolojinin, Lübnan’daki çeşitli lehçeler arasında ayrım yapabildiği, tonlamaları yakalayabildiği belirtiliyor. Yazılımın, İsrail’e misilleme için kamuoyu baskısının anlaşılması amacıyla kullanıldığı aktarılıyor.

https://www.indyturk.com/node/757540/d%C3%BCnya/i%CC%87srail%E2%80%99-gazze-sava%C5%9F%C4%B1ndaki-yapay-zeka-deneyleri-tepki-%C3%A7ekiyor

 

  • Adelina Sfishta@AdelinaSfishta

İsrail'de, yaz sonu erken seçim gözüküyor

İsrail; "kurumsal aklın yokedilmesi", "kuvvetler ayrılığı ilkesinin siyasete peşkeş çekilmesi", "bağımsız olması gereken kritik kurumlara yandaş atama hastalığı".. gibi, "politik ataklarla" sarsılıyor.

İsrail demokrasi olmaktan çıkıp, otokrat bir rejime doğru evriliyor..

İsrail İç Güvenlik Teşkilatı (Shin Bet) Şefini, "inandırıcı olmayan gerekçelerle" görevden almaya çalışan Netanyahu'ya güven son derece sarsıldı..👇

- Shin Bet Şefi Ronen Bar'a inananlar % 70

- Netanyahu'ya inananlar % 30

Haredilerin askere alınamaması, Gazze'nin işgalinin geciktirilmesi, Gazze'ye yardımların bloke edilmesi vb. Netanyahu Koalisyonu pek çok yönden kanlı bıçaklı..

"Daha iyi yer bulamadıkları için", Netanyahu'nun etrafındalar. Çok sürmeyecek..

https://x.com/AdelinaSfishta/status/1915127038916124855

 

  • Visegrád 24@visegrad24

Harvard Üniversitesi'nde Yahudi lisans öğrencisi oranı 20 yıldan kısa bir sürede %25'ten %5'e çıktı.

Bu, Harvard'ın 1920'lerde açıkça Yahudi Kotası koyduğu zamandan daha büyük bir düşüş.

https://x.com/visegrad24/status/1913666553062789624

 

  • İSRAİL’İN GÜVENLİK DOKTRİNİ KIBRIS VE SURİYE’Yİ NASIL KONUMLANDIRIYOR? - İSMAİL ŞAHİN

İsrail, GKRY, KKTC ve Suriye’de kendi güvenlik çıkarlarını önceleyen, Türkiye’nin bölgesel etkisini sınırlayan yönetim, siyaset ve toplum yapıları arzu etmektedir. GKRY’de istikrarlı, Batı yanlısı ve Türkiye karşıtı politikalar izleyen bir yönetimle enerji ve savunma alanında iş birliğini derinleştirerek Doğu Akdeniz’deki varlığını pekiştirmeyi hedeflemektedir. KKTC’de ise Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki stratejik etkisini zayıflatmak ve kendi pozisyonunu güçlendirmek için Türkiye’ye mesafeli, iç siyasi kutuplaşmalarla meşgul ve dışa kapalı bir yapı, İsrail açısından tercih edilebilir görülmektedir. Özellikle Suriye’de merkezi otoritesi zayıf, kuzeyi fiilen bölünmüş, İran ve Türkiye gibi bölgesel aktörlerden arındırılmış, İsrail sınırında tehdit oluşturmayan parçalı bir yapı, İsrail’in uzun vadeli stratejik çıkarlarına uygun düşmektedir. Genel olarak İsrail, bu üç coğrafyada kırılgan ama kontrol edilebilir yapılar üzerinden hem güvenliğini sağlamayı hem de bölgesel nüfuzunu genişletmeyi amaçlamaktadır.

https://turkiyearastirmalari.org/2025/04/21/yayinlar/analiz/israilin-guvenlik-doktrini-kibris-ve-suriyeyi-nasil-konumlandiriyor/

 

  • Gabi Behiri@gbehiri

Olmayan bir tünelin hikayesi ve bilerek uzatılan savaş:

Geçtiğimiz sene yine bir rehine/ateşkes anlaşma görüşmeleri sırasında, Başbakan Netanyahu, bahse konu anlaşmanın uygulanmasının mümkün olmadığını çünkü Israel'in Philedelphi koridorundan çıkmasının imkansız olduğunu belirtimişti (bu o zaman Hamas'ın talepleri arasındaydı).

Ve tam bu sıralarda aşağıdaki resim medyaya "Philedelphi koridorunda kamyonetlerin geçeceği büyüklükte tünel var, buradan çıkmak güvenlik riski oluşturur!" başlığıyla servis edilmişti.

Ne var ki eski Savunma Bakanı Galant böyle bir tünelin aslında hiç bir zaman olmadığını, servis edilen resmin bir yolun altından geçen kısa bir geçite ait olduğunu açıkladı(resimler paylaştığım tweetin serisinde).

Yani medyaya yalan bir resim servis edilerek kamuoyu bilerek yanıltılmaya çalışılmış.

Kısacası acaba rehineler çoktan dönebilir miydi? Israel çoktan bitebilecek bir savaşı koltuk sevdası uğruna mı sürdürüyor?

https://x.com/gbehiri/status/1914596918723739913

 

  • İSRAİL'DE AŞIRI SAĞ HAKİMİYETİ KRİZLERE NEDEN OLUYOR - ENDAM KÖYBAŞI

7 Ekim 2023'te başlayan Gazze Savaşı sonrasında İsrail hükümetinin iç yapısında şahin kanadın etkisi belirginleşti. Geçici ateşkes sürecinin çökmesiyle birlikte Netanyahu yönetimi Refah'ta artan askeri operasyonlar Gazze'deki ağır yıkım ve Batı Şeria'da yeni yerleşim planlarının hızlandırılması gibi adımlarla sağcı politikaları daha da keskinleştirdi. Kabinedeki Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi aşırı sağcı figürler Netanyahu üzerindeki etkilerini artırarak Filistin'e yönelik politikaların daha da sertleşmesine öncülük etti.

Netanyahu çatışmaların yeniden alevlenmesiyle "Refah'ta tam kontrol sağlamak İsrail'in varoluşsal güvenlik hakkıdır" şeklinde açıklamalar yaparken Ben-Gvir ve Smotrich gibi isimler Gazze'de sivil hedeflere yönelik operasyonların kapsamını genişletme ve Batı Şeria'da yerleşim politikalarını hızlandırma yönünde sert tutumlar sergiledi.

Aşırı sağcı kabine üyelerinin esir değişimi konusundaki katı tutumları da toplumda ve orduda ciddi tepkilere yol açıyor. Hamas'ın elinde tuttuğu İsrailli esirlerin serbest bırakılması için yapılan çağrılara rağmen Ben-Gvir ve Smotrich gibi isimler, kapsamlı bir esir takasını İsrail'in caydırıcılığına zarar vereceği gerekçesiyle reddediyor. Bu sert tutum, esir ailelerinin öfkesini büyütürken kamuoyunda hükümete yönelik baskıyı artırıyor. Esirlerin serbest kalmasını isteyen gösteriler Tel Aviv başta olmak üzere birçok şehirde yoğunlaşmış durumda.

Bu süreçte yalnızca sivil toplumda değil İsrail ordusunun içinde de ciddi bir rahatsızlık gözlemlendi. Özellikle İsrail Hava Kuvvetleri'nden bazı pilotlar ve üst düzey subaylar Gazze'deki operasyonların ahlaki meşruiyetini sorguladı ve bazı askerler operasyonlara katılmayı reddettiklerini açıkladı.

Pilotlar operasyonların askeri zorunluluktan çok Netanyahu hükümetinin siyasi çıkarlarına hizmet ettiği görüşünü dile getirerek vicdani bir sorgulama süreci başlattı. Yüksek sivil kayıplar ve saldırıların yoğunluğu İsrail içinde ordunun moralini de zayıflattı. "Demokrasi İçin Direniş" hareketleri Tel Aviv ve diğer büyük kentlerde yeniden canlanırken yedek askerler arasında toplu istifalar ve protesto mektupları yayımlandı.

https://haber.sol.org.tr/haber/israilde-asiri-sag-hakimiyeti-krizlere-neden-oluyor-397807

 

  • İLETİŞİM VE DİPLOMASİ – FİLİSTİN ÖZEL SAYISI

https://www.iletisim.gov.tr/images/uploads/dosyalar/ID_iletisim_ve_diplomasi_14.pdf

 

  • ŞİN-BET DİREKTÖRÜ’NÜN YEMİNLİ BEYANI NE ANLAMA GELİYOR? - YUVAL YOAZ / TİMES OF ISRAEL

Bar’ın Netanyahu hakkında dile getirdiği birçok iddia yıllardır kamuoyunda tartışılmış olsa da bu durum tamamen farklı. Çünkü hukuki bağlayıcılığı var. Suçlamalar artık bizzat Shin Bet şefi tarafından açık ve net bir şekilde dile getiriliyor ve mahkemeye yeminli ifade niteliği taşıyan imzalı bir beyanname ile sunuluyor.

Bar’ın sunduğu her önemli iddia, İsrail’i sarsacak nitelikte birer bomba:

Netanyahu, olası bir anayasal kriz durumunda Bar’dan, Yüksek Mahkeme’ye değil kendisine itaat etmesini istemiş. Bu tür bir talepte bulunulması bile soruşturulması gereken ciddi bir suç niteliğinde.

Netanyahu, Bar’a, devam eden ceza davasında mahkemede ifade vermesini engelleyecek bir güvenlik gerekçesi yayınlaması için defalarca baskı yapmış. Bu yönde Netanyahu’nun çevresinden biri tarafından hazırlanan bir taslak Bar’a imzalanması için iletilmiş, ancak Bar imzalamayı reddetmiş.

Netanyahu, Bar’dan Şin Bet’in gözetleme araçlarını İsrail vatandaşlarına karşı – özellikle de 2023’te hükümetin yargı reformuna karşı düzenlenen protesto hareketinin liderlerine karşı – kullanmasını istedi. Bu talebine gerekçe olarak sözde “yıkıcı faaliyet” iddialarını öne sürdü. Bu, Şin Bet’in siyasi faaliyetlerden uzak durma ilkesini ve ifade özgürlüğünü hiçe saymak anlamına geliyor.

Netanyahu bu talepleri, toplantıların sonunda, askeri sekreteri ve ses kayıt cihazını kullanan görevlileri odadan çıkardıktan sonra, yani kayda geçmesini önlemek amacıyla sözlü olarak iletmiş.

Bar, Başbakan Netanyahu ve Kabine Sekreteri Yossi Fuchs’a mektup göndererek, 7 Ekim’de Hamas tarafından gerçekleştirilen saldırı ve katliamla ilgili olayların soruşturulması için devlet düzeyinde bir komisyon kurulmasının ulusal güvenlik açısından taşıdığı önemi detaylı biçimde anlatmış. Bar, bunun yalnızca yönetişim açısından doğru bir adım olacağı için değil, aynı zamanda güvenlik kurumlarının gerekli sonuçları çıkarabilmesi ve doktrin ile kurumlarda köklü reformlar yapılabilmesi için de elzem olduğunu vurgulamış. Ancak Netanyahu, böyle bir soruşturma kurulmasına ısrarla karşı çıkmaya devam ediyor.

https://harici.com.tr/sin-bet-direktorunun-yeminli-beyani-ne-anlama-geliyor/

 

  • İsrail'den Haberler@kolisraelmedia

Netanyahu

Ronen Bar, ülke tarihinin en büyük istihbarat zaafını örtbas etmeye çalışıyor ve yalanlarla dolu bir beyanname yayınladı.

Bu yalanı belgeler ve konuşmaların tutanakları çürütüyor.

• 7 Ekim gecesi – Ronen Bar savaş uyarısında bulunmadı. Ne Başbakanı, ne Savunma Bakanını, ne de acil müdahale ekiplerini uyandırmadı ve Nova Partisi'nin tahliyesini emretmedi. Aksine Hamas arasında “yanlış bir hesap” oluşmaması için gerginliğin tırmanmasından kaçınılması talimatını verdi.

Alıntı: “Şimdilik, yanlış hesaplamalardan kaçınmak için kapsamlı bir faaliyetten kaçınmalıyız…”

(Shinbak Şefi Ronen Bar, Shin Bet durum değerlendirmesinden, 7.10.2023)

• 2023 yılı boyunca – Ronen Bar, Hamas tehdidi konusunda uyarıda bulunmak yerine, Gazze'ye ekonomik yardım sağlanması için ısrarla baskı yaptı ve bunun barışa yol açacağını iddia etti. Hamas'ın silahlanıp harekete geçmesine olanak sağlayan şey budur.

Alıntı: “Hamas liderliği, iç söylemde Gazze Şeridi’ndeki kısıtlama stratejisini onayladı…”

(Shinbak Şefi Ronen Bar, bir arka plan inceleme belgesinden, 4.4.2023)

• Yargılamayla ilgili olarak – Ronen Bar yalan söylüyor. Başbakan, yargılamanın ertelenmesini veya iptalini talep etmedi, aksine zamanında ve gecikmeden mahkemeye çıkması konusunda ısrar etti, hukuk çerçevesinde güvenlik çözümleri talep etti.

Alıntı: "Bir günü ertelemek istemiyorum. Oraya varmak istiyorum."

(Başbakan Binyamin Netanyahu, Şin Bet Başkanı ile yaptığı çalışma toplantısından, 13.11.2024)

• Protestolarla ilgili olarak Başbakan hiçbir zaman yasadışı gözetleme talebinde bulunmadı. Yasalara sıkı sıkıya uyulması gerektiğini vurguladı ve net bir hukuki görüş talep etti. Seçilmiş yetkilileri korumayı başaramayan ve onlara karşı kışkırtma ve şiddete izin veren Ronen Bar'dır.

Alıntı: "Öncelikle, hukukun içinde olanı savunmamız gerekiyor. Hukuki bir görüş istiyorum."

(Başbakan Binyamin Netanyahu, Şin Bet basın bülteninden, 6 Haziran 2023)

Sonuç olarak:

Halk gerçeği görüyor - Ronen Bar iflas etti, birçok cana mal olan büyük bir başarısızlık - ve belgelenmiş gerçek karşısında paramparça olan bir yalan yığınıyla sorumluluktan kaçmaya çalışıyor.

https://x.com/kolisraelmedia/status/1916585118635827292

 

  • Gallia Lindenstrauss@GLindenstrauss

Türk Hava Yolları Ben Gurion havaalanındaki slotlarını devrediyor, bu da uçuşların yenilenmesi için bir plan olmadığı anlamına geliyor. 7 Ekim öncesi Türk-İsrail ilişkilerinin bir diğer önemli bileşeni, halklar arası ilişkileri derinden etkileyen bir kayıp.

https://x.com/GLindenstrauss/status/1916779955670704290

 

  • FİLİSTİN DİRENİŞİ ŞAM’I DA KAYBETTİ! – HEDİYE LEVENT

Filistin direniş örgütlerinin durumunu önümüzdeki süreçte çok konuşacağız ancak açık olan birkaç nokta var; Filistin direnişi asla ve asla eskisi olmayacak, sığınakları teker teker düşen bu örgütlerin artık gidebilecekleri bir iki ülke kaldı. İran’a giderlerse ölecekler, Türkiye’ye gelirlerse ağır şartlara uyacaklar vs. vs. Bu örgütlere yönelik çember giderek daralırken HAMAS 2011’in başında heyecanla destekleyip yıllarca birlikte savaştığı silah arkadaşlarına kırgın olduğunu artık saklamıyor. Şam’da liderlik koltuğu Esad’dan Eş Şara’ya geçerken bir kez daha heyecanlanan HAMAS Eş Şara’dan umduğunu bulamadı ve bulamayacak. Resmi ordusu bile olmayan Abbas yönetiminin İsrail’e karşı duramayacağı açıkken direniş örgütlerinin birer birer sahadan silinmesi zaten Filistinlilerin aleyhine olan şartları daha da ağırlaştırıyor.

https://www.evrensel.net/yazi/96801/filistin-direnisi-sami-da-kaybetti

 

  • İSRAİL'DE ARTAN KATAR RAHATSIZLIĞI - OZAN DUR

İsrail geçtiğimiz günlerde yayınladığı analizde yine Katar’ı hedef aldı. Bu Analizde Katar’ın “Kıskaç Doktrini”ni uyguladığı iddia edildi. “Yani bir taraftan Batı ile ilişkilerini iyileştirmeye çalışması ve bir taraftan da Batı’yı tehlikeye atacak işlere bulaşması söz konusudur”. Bir taraftan diplomasi ve arabuluculuk bir taraftan da “tehlikeli olan” Müslüman kardeşlerin desteklenmesi İsrail’de rahatsızlık uyandırdı.

Günümüzde de Netanyahu’nun Katar tarafından fonlanması yani Katargate skandalı gündemdedir. Katargate skandalı ise Netanyahu’nun iki kez yardımcıları vasıtasıyla Katar’dan seçim süreçlerini fonlaması için yardım alması meselesidir. Bu mesele İsrail gündemini uzun bir süre rahatsız etmiştir ve Likud muhaliflerinin elini güçlendirmektedir. İsrail’de Yahudi sol görüşlü partiler Netanyahu’ya karşı eleştiri dozunu bu süreçte artırdılar. Netanyahu zaten yolsuzluklar ile gündemdeydi ve belki de bu olay onun yerine başka bir ismin geçmesine neden olabilecektir. Son yapılan bir ankette Bennet’in Netanyahu’dan daha yüksek oy aldığı dile getirilmiştir. Bu durumda Netanyahu’nun siyasi süreçte daha da zorlanacağı düşünülebilir.

https://www.bolgearastirmalari.com/yayinlar/i%CC%87srail'de-artan-katar-rahats%C4%B1zl%C4%B1%C4%9F%C4%B1

 

  • DOUGLAS MURRAY DÜNYA KAMUOYUNDA İSRAİL’İN İTİBARINI YÜKSELTİR Mİ? – RALF ARDİTTİ

Kim bu Douglas Murray? Bu geceye katılanlar tarafından fevkalade rağbet görüyor ve seviliyor fakat başka ortamlarda nefret ediliyor ve aşağılanıyor. Yeni çıkan kitabı “Demokrasiler ve Ölüm Kültleri Üzerine” (On Democracies and Death Cults) NewYork ve Londra’da çok satanlar listesinde fakat Avrupa’nın bazı başkentlerindeki kitapçılarda bulundurulmuyor. İsrail’de görenler boynuna sarılıyor fakat Türkiye’ye gelmesi istenmiyor.

Murray cesur bir gazeteci ve yazar. Son 18 ayının önemli bir kesimininde Ukrayna cephelerinde bulunmuş, Hamas’ın saldırısına uğrayan Gazze’ye komşu köylerde tanıklık yapmış ve buralardan edindiği izlenimleri Batı kamuoyunu dürtmek, uyarmak ve harekete geçirmek için kaleme alıyor, konuşuyor, makaleler ve kitaplar yazıyor.

Son eserinin ana teması, Murray’in anlatımıyla: İsrail-Hamas savaşının bir yanında ölümü yücelten, şehadeti arzu eden ve çocuklarını cihat için eğiten bir ortam varken, öte yanda hayatı kutsayan ve çocuklarını roketlerden korumak için sığınak inşa eden bir yapı var. Hangisi diğerine galip gelecek?

Murray’e göre 7 Ekim saldırısının hemen sonrasında Batı’nın kentlerinde, basınında ve üniversitelerinde başgösteren Hamas taraftarlığı ve İsrail düşmanlığı yolunu yordamını kaybeden bir kuşağın hezeyanları. Kendi vatandaşı oldukları devletleri tahakküm eden, geri kalmış milletleri de acınacak ve sömürüye uğramış toplumlar olarak betimleyen bir yaklaşımın kurbanları. Sözde iki kutup var: Ya sömürü tarafındasın, ya da baskıya uğrayanları savunmalısın. Detaylara girmeye gerek yok.

Murray’nin derdi İngilizce konuşan ulusları Ortadoğu’daki savaşın gerçek anlamına dikkat çekmek. “Senin değerlerini orada kaybedersen, yarın burada da kaybedersin”.

Douglas Murray’ın Batı’daki profili bir hayli yükseldi son yıllarda. Giderek daha çok dinleniyor, okunuyor ve izleniyor. Gazze ölümleri yüzünden İsrail’in çok sarsılan imajını bir nebze dahi olsa düzeltebilir mi? Kompleks meseleleri sade bir dille okuruna anlatabilir mi? İkna eder mi?

Bunu Yahudilerin veya İsrail’lilerin yapmaları daha güç, hemen damga yerler. Fakat mükemmel Oxford eğitiminden geçmiş, kıvrak İngilizcesiyle espriler yapan, savaş alanlarına girmekten korkmayan ve sahada hiç bulunmamış olanlara nispetle derin tarih ve askerlik bilgilerine sahip bir “goy” un (Yahudi olmayan kişi) anlatımı çok daha etkin.

https://www.turkisrael.org.il/single-post/douglas-murray-d%C3%BCnya-kamuoyunda-i-srail-in-i-tibar%C4%B1n%C4%B1-y%C3%BCkseltir-mi

 

  • ABD-İSRAİL İLİŞKİLERİNDE YENİ BİR EŞİK - DR. MEHMET RAKİPOĞLU

Sonuç olarak Pew Research Center verileri ve Netanyahu-Trump görüşmesinin içeriksel çözümlemesi birlikte değerlendirildiğinde, ABD-İsrail ilişkilerinin yapısal bir dönüşüm sürecine girdiği anlaşılmaktadır. İsrail’e yönelik kamuoyu desteğindeki erozyon, Netanyahu’nun siyasal manevra alanını daraltmakta, ABD liderliği ise İsrail ile kurduğu ilişki biçimini yeniden tanımlama ihtiyacı duymaktadır.

Bu gelişmeler, İsrail’in uzun süredir sürdürdüğü agresif ve tek taraflı güvenlik stratejilerinin artık Washington tarafından sorgulanabileceği yeni bir döneme işaret etmektedir. Türkiye gibi diplomatik kapasitesi yüksek aktörlerin, bölgesel barış ve istikrar süreçlerinde üstlenebileceği roller, bu geçiş sürecinde daha belirleyici olabilir. Netanyahu’nun Washington’dan eli boş dönmesi, sadece kişisel bir diplomatik başarısızlık değil, aynı zamanda İsrail’in bölgesel politikalarının uluslararası zeminde meşruiyet kriziyle karşı karşıya olduğunu teyit etmektedir.

https://hamaset.com.tr/yazi.aspx?id=abd-israil-iliskilerinde-yeni-bir-esik

 

  • HIRVATİSTAN, İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'NIN KURBANLARINI ANDI

Resmi veriler, Jasenovac kampında 83.000'den fazla kişinin öldürüldüğünü gösterirken, Sırplar bu sayının çok daha yüksek olduğunu, muhtemelen yüz binleri aştığını söylüyor.

https://tr.euronews.com/my-europe/2025/04/22/hirvatistan-ikinci-dunya-savasinin-kurbanlarini-andi

 

  • Adelina Sfishta@AdelinaSfishta

NewYork Synagogue'u, aşırı sağcı, Netanyahu'nun koalisyon ortağı bakan Ben Gvir'la görüşmeyi reddetti..

Ben Gvir, "saf yahudi devleti ideojisine inanan harekete" mensup, İsrail demokrasisine inanmayan anlayışta.

https://x.com/AdelinaSfishta/status/1916453211625476565

 

  • PERU YAHUDİLERİ! - MURAT KAZANCI

Peru Yahudileri, çeşitli kökenlerden gelen ve yıllar boyunca Peru'da yaşamış olan veya Peru kökenli Yahudiler’e denilmekte. Zamanında malını mülkünü alıp daha güvenli bir gelecek için yurtdışına giden Yahudi cemaatinin nüfusu yakın zamanda yavaşça artmaya başlamıştı. Yahudi cemaatinin nüfusu bugün yarıya inmiş durumda. Peru'daki Yahudi cemaati, coğrafik kökenlerine göre üç kola ayrılır. Israeli Union isimli en büyük cemaat Doğu Avrupa göçmenlerinin torunları tarafından oluşur ve sayıları toplam Yahudi nüfusunun %75'ini ihtiva eder. Diğer iki cemaat ise Sefarad ve Orta Avrupa veya Alman kökenlilerden oluşup nüfuslarının hemen hemen eşit durumda olduğu bilinmekte.

https://www.kuzeyekspres.com.tr/makale/24668280/murat-kazanci/peru-yahudileri-bolum-15

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün