Abraham Şalom Yahuda´nın muhteşem Mişkan modeli

İsrail Ulusal Kütüphanesi´nin Yahuda koleksiyonundaki binlerce doküman, mektup, ender kitaplar ve el yazmaları arasında biricik nitelikli ve alışılmamış bir cisim de bulunur: Tora´da adı geçen Seyyar Çadır veya Mişkan´ın çok hassas hesaplara dayanan, üç boyutlu bir modeli; bu model, altın halkalardan mor ipliklere dek en ince ayrıntıyı içeriyordu. Prof. Abraham Şalom Yahuda´nın bu olağanüstü modeli oluşturmasının gerisinde nasıl bir güdüm yatıyordu acaba?

Yusuf BESALEL Perspektif
6 Mart 2024 Çarşamba

Yahuda, Arap kültürü hakkındaki önde gelen bilgisi ve oryantal araştırmalar hususundaki uzmanlığı (şimdi Ortadoğu araştırmaları adındaki) ve aynı zamanda Yahudi din ve tarihiyle ilgili geniş bilgisi sayesinde, konferanslar çerçevesinde çok aranan biriydi. Ancak özellikle şu konferansı çok ünlüydü: meşhur İngiliz basın organı ‘The Jewish Chronicle’da 1939 Pesah nüshasında yer alan konferansa ‘Mişkan’ın İnşası- Biblik Özgürlüğün Delili-Çıkış Döneminde İbraniler’ (24 Mart 1939) Prof. Yahuda’nın özel olarak inşa ettiği Mişkan’ın bir modeli de eşlik etmiş ve büyük bir ilgi uyandırmıştı. Söz konusu model, en ufak ayrıntısına dek tamamlanmıştı ve Dr. Yahuda’nın görüşleriyle kesin bir uyum içerisindeydi. Yahuda, Mişkan’ın gerçek işçiliği ve mimarisi hakkında mükemmel bir bilgi sergilemişti (gazetenin haberi).

Nasıl olur da Yeruşalayim’in Old Yişuv bölgesindeki Sefarad cemaatine mensup bir çocuğu, akademik kariyeri süresince, Mişkan için bir model dizayn etme şeklinde karmaşık ve devasa göreve ne itelemişti? Şimdi İsrail Ulusal Kütüphanesinde bulunan bu model, neye benzemektedir? Bu soruları cevaplandırabilmek için 19. yüzyılın sonlarına doğru, henüz Eski Kent’in duvarlarının dışına doğru genişlemeye başlayan Yeruşalayim dönemine doğru bir zaman yolculuğu yapmamız gerekecek.

19. yüzyılda Yeruşalayim’e bir yolculuk

1877 yılı: Kentin duvarlarının dışında inşa edilmeye başlanan altıncı mahalle olan Even Yisrael’de Yahuda ailesinde Abraham Şalom doğdu. Annesi, aslen Almanya kökenliydi, babası ise Irak kökenli seçkin ve zengin bir ailedendi. O günlerin Yeruşalayim’inde bu tür karışık etnik evlilikler enderdi. Ancak Abraham Şalom’un hatıratında yazdığı gibi, böyle bir durum ailesinde beklenebilirdi:

“O günlerde Sefarad ve Aşkenaz cemaatler birbirlerine yabancıydılar. Ancak dedemin babası Rabi Şlomo Yehezkel Yehuda Yeruşalayim’e Irak’tan gelmişti; yardımseverliği ve birçok bilge tarafından destek gördüğünden ötürü, bütün cemaatler tarafından aynı ölçüde seviliyor, o da, cemaatlerin birbirini sevmesi için gayret gösteriyordu. İlk yaptığı iş, kızı Sara’yı Tomzaklı Rabi Yeoşua Yellin ile evlendirmek oldu; daha sonra da büyük oğlu Şaul’u en büyük Aşkenaz rabilerinden ve önemli bir cemaat lideri olan Rabi Yeşaya Bardaki’nin kızıyla evlendirdi. En genç oğlu Faraj Haim’i de Polonya’nın tanınmış ailelerinden birinden, Habad eğilimli Rabi Israel Şapira’nın kızıyla evlendirdi. Abraham Şalom’a genç yaşından itibaren Tora, Yahudi dini, Mişna ve Talmud ve Yahudi geleneklerine uygun dini metinlerle ilgili olarak ebeveynlerinin tuttuğu öğretmenler tarafından eğitim verildi.

Abraham Şalom

Yahuda, ergen yaşlarında değişik cisimleri incelemeye başladı ayrıca özel öğretmenlerle büyük bir tutku ile Arapça dilini öğrenmeye başladı. 17 yaşındayken ‘HaMelik’ adındaki gazete Arapça bir makale ve ‘Kadmoniyot Ha’Aravim’ (Arapların kadim tarihi) adında ve İslam’dan önceki Arap kültürü ile ilgili bir kitap yayınladı. Bundan kısa bir süre sonra da ‘Nedivei ve Giborei Arav’ (Arabistan'ın Asilleri ve Kahramanları) adında başka bir makale de yayınladı.

Eğitim için Almanya’ya gitti

Yahuda, oryantal araştırmalar dalında daha yüksek bir eğitim almak istediğinden, bu bilim alanının doğduğu yere seyahat etti; Yahuda, Almanya’da çeşitli üniversitelerde eğitim gördü ve 1904’te doktorasını aldı.

Almanya’da geliştirilen oryantalist araştırmalar, Yahudilik ve Biblik çalışmalarının yanı sıra, İslam ile ve Ortadoğu ile ilgili araştırmaları da içeriyordu. Bu şekilde, akademik eğitimin sonunda Yahuda, çeşitli alanlarda uzmanlaşmıştı. Avrupa’da bulunmak aynı zamanda ona yeni entelektüel ve sosyal ufuklar açmıştı; bilim adamları ve araştırmacılarla olduğu kadar, uluslararası devlet adamları, liderler ve elit kişilerle de kişisel ilişkiler kurabilmişti. Yahuda, tüm Avrupa’daki üniversitelerde, hatta İspanya Kralı’nın sarayında konferanslar vermek için davetler aldı. İspanya Kralı’nın davetini, Yahuda, ileride tacize uğrayan Yahudilere yardım etmek için bir irtibat şeklinde değerlendirdi.

Akademik kariyerinin yanı sıra, Yahuda, Siyonist bir aktivist hüviyeti de kazandı ve Şaul Tchernichovsky ve Prof. Joseph Klausner ile arkadaşlıklar kurdu. Hatta Thedor Herzl ile Londra’da buluşan Yahuda, “Dr. Herzl, bana İsrail topraklarında Müslümanların bir Yahudi devletinin varlığını; Sultan İsrail Topraklarını Yahudilere verdiği takdirde, gönülden kabul edip etmeyecekleri hususundaki fikrimi sordu. İsrail topraklarındaki durum ve Arap nüfus hakkında fazla bir şey bilmediğinin farkındaydım. Ona, kanaatimce bu plan için mahalli Arapların sempatisini kazanmamız gerektiğini ve Sultan’ın yerleşimcilerin tasvibi olmadan herhangi bir ciddi adım atmayacağını söyledim. Dr. Herzl, bu kanaatimi dinledikten sonra hayret içinde kalmış gibi göründü.” (Herzl’in Arap Sorununa Karşı Tutumu”, “Hed Hamizrah”, 7 Ekim 1949, İbranice)

Yahuda, bir yıl sonra Herzl ile Basel’deki Birinci Siyonist Kongre’de tekrar karşılaştı ve ülkedeki Araplar ile doğrudan irtibat kurulması doğrultusundaki düşüncelerini tekrar dile getirdi fakat bir sonuç alamadı:

“Dr. Herzl, İsrail topraklarında yaşayanların, bu konuda bilgi sahibi olmadıkları ve kati kararın Sultan’a ait olduğu hususunda ısrarlıydı. Onu tekrar ikaz ettim. İsrail topraklarındaki Araplar ile daha yakın ilişkilerin kurulması gerektiğini ve bizimle dürüst bir iş birliğinde bulundukları takdirde, elde edecekleri avantajların açıklanmasının gerektiğini anlattım.”

Prof. Yahuda İsrail topraklarındaki Araplarla iş birliği ve diyalog taraftarı olan, onları tanıyan, yaşam tarzını bilen, liderleri ve sosyal temaları hakkında çocukluklarından beri bilgi sahibi olan kişilerin oluşturduğu bir Siyonist harekete dahildi.

Bu kişiler, Araplarla ilişkiler oluşturmak istiyordu. Yahudiler ile Arap çevreleri arasındaki kadim ilişkileri kanıtlama arzusu Yahuda’nın, Mişkan projesi üzerinde bu denli zaman ve kaynak yatırımı yapmasının ana nedenlerinden biriydi.

Bu Mişkan ve içindekileri tam size belirteceğim düzen içerisinde kurunuz (Çıkış 25:9).

Prof. Abraham Şalom Yahuda tarafından oluşturulan Seyyar Çadır’ın modeli Çıkış Kitabı, bölümler 25-35’teki tarife dayanmakta. Bu bölümler, Mişkan’ın kurulması için verilen emirleri içerir ve ayrıntılı bir şekilde onun içinde icra edilecek törenlerde kullanılan alet ve diğer aksesuarları betimler. Metin, ayrıca çölde gezinen eski İsrailoğulları’nın uygulamalarına uygun olarak, Mişkan’ın sökülmesi ve tekrar kurulabilmesi için gerekli talimatları da içerir; İsrailoğulları’nın bu yolculuğu, Mısır çıkışından Kenan ülkesine dek sürmüştü. Yahuda, Tora’da yer alan tariflere dayanmakla beraber, kendisine açık gelmeyen konular için kendisine büyük hayranlık duyduğu büyük Tora yorumcusu Raşi’nin de metinlerine rücu etti:

“Her zaman Raşi’nin her alandaki geniş bilgisine hayranlık duymuşumdur; bu hatta, seramik, marangozluk, gümüş işçiliği, dikiş, örgü ve buna benzer Mişkan’ın inşa işçiliği ile ilgili zanaatı da içeriyordu” (Raşi’yi Etüt Ettiğim Zaman).

Böylece, Tora’nın talimatları ve Raşi’nin yorumu ile donatılmış olarak, Yahuda çalışmaya başladı. İlk önce Mişkan’ın iskeletini oluşturdu. Kenarlar, gümüş plakalar üstüne oturmuş tahta kalaslardan oluşuyordu ve bunlar içerisinde çapraz şekilde bağlanmış üç cıvata ile tutturulmuştu. Mişkan’ın girişinde ‘parokhet’ adlı örgülü bir örtünün asılı bulunduğu sütunlar yer almaktaydı. Bu örtü, Tora’ya göre her iki taraftan örülmüştü. Böylece her iki taraf, değişik bir desen arz ediyordu. Raşi’ye göre, bu desenler, aslan resimlerinden oluşuyordu. Prof. Yahuda, bu yorumu değerlendirdi ve Tora’da Çıkış 39:2’de tarif edildiği gibi ‘mavi, mor ve kırmızı yünden ve burulmuş ketenden’ meydana gelen ve bu renkteki iplikleri açıkça sergileyen bir kumaş ördürdü. Tahta perdelerin üzerine çekilen çubuklar altın kaplama olacaktı. Yahuda da buna göre bunların içine altın kaplama silindirler geçirerek, aynı izlenimi vermeye çalıştı; Mişkan’da bulunan değişik kumaşları birleştiren kopça ve çengellere de aynı özeni gösterdi…

Yahuda, Raşi’nin yorumuna istinaden, Mişkan’ın avlusundaki sütunları gümüşten ipliklerle dokunmuş filelerle bezedi.

Yahuda’nın modelinde Mişkan’da kullanılan kap ve diğer aksesuarlar da mevcuttur. Yahuda, kare ve dört köşeli Altar’ın da modelini yaptı; bu da, diğer kaplar gibi çubuklar üzerinde taşınabilecek tarzda dizayn edilmişti (Çıkış 27:4-5). Yahuda, ayrıca modeline Kohenler’in Mişkan’a girmeden evvel el ve ayaklarını yıkayacakları bronz küveti de dâhil etmişti.

Bir oryantalist nasıl bir zanaatçı olabilmişti?

Yahuda, onu bu şekilde davranmaya iten nedenleri açıklayan notlar bırakmadı. Ancak konferanslarından şunları anlayabiliyoruz: Yahuda, Araplarla Yahudiler arasındaki ilişkileri güçlendirmeye çalışan, İsrail topraklarında yaşayan değişik kültürlerdeki insanlar arasında uyum yaratmaya çalışıyordu. Onun için kadim zamanlarda Yahudiler ve Mısır halkları arasında derin ilişkiler olduğunu kanıtlamak için Mişkan bir görev görecekti. Yahuda’ya göre, Yahudiler, Firavun’un Mısır’ından çeşitli zanaat öğrenmemiş olsalardı böyle mükemmel bir Mişkan ve aksesuarlarını yapamayacaklardı. Mişkan yapıtı, Monoteizm’in Kenaan’da uygulanan puta taparlığa karşı olan biricikliğinin üstünlüğünü sergiliyordu. Ayrıca Yahuda, ihtilaflı düşünceler taşıyan bilge arkadaşlarına, Mişkan’ın modelini oluşturarak, bu konuda Tora’nın gerçekliğini de vurgulamak istemiş de olabilir. Abraham Şalom Yahuda’nın 1951’de ABD’deki ölümünden sonra, birçok üniversitede profesörlük yapmış bu değerli şahsın arşivinden binlerce parça, İsrail Ulusal Kütüphanesine nakledildi. Bunların arasında üretmiş olduğu model yapıtı içeren düzinelerce kutu da bulunmaktaydı. Kütüphanede bulunan bu birikim, Yahuda’nın çok yönlü kişiliğinin adeta bir yansımasıdır.

(Arşiv, Samis Foundation, Seattle, Washington’un katkılarıyla derlenebilmişti.)

Kaynakça:

The National Library of Israel: “Abraham Shalom Yahuda’s Extraordinary Tabernacle Model”.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün