İçimizdeki gökkuşağı

Çakra bedenlerimizdeki yedi ana enerji noktasını temsil eder. Çakra sistemi hakkında fikir sahibi olarak fiziksel ve enerji bedenimizi daha iyi anlayabilir ve blokajlar bedene yansımadan, sorunun sebebine inebilir ve ihtiyaca yönelik hareket edebiliriz.

Seren ALÇEH Yaşam
17 Ocak 2024 Çarşamba

Çark (tekerlek) kelimesinden türeyen ‘çakra’ sözcüğü, bedenlerimizdeki yedi ana enerji noktasını temsil eder. Çakraların her birinin kendi titreşimi, rengi ve konusu vardır; hepsi bedendeki farklı bir bölge, organ ile ilişkilidir. Fiziksel bedenimizde kanın damarlar aracılığıyla her hücreye ulaşması gibi, enerji bedenimizde bu dolaşım nadiler ve çakralar aracılığıyla sağlanır. Çakraların dengeli bir şekilde çalışması, dengeli bir enerji akışı yaratır. Yaşam enerjisinin kusursuz akışı da bize içsel uyumun yanı sıra bütünsel sağlığı getirir.

“Çakralarım kapalı, çakram kapandı” gibi söylemleri mutlaka duymuşsunuzdur. Fakat bu yaygın inanışın aksine, çakralar kapanıp açılmaz. Stres, yaşam tarzındaki değişiklikler, kötü beslenme gibi nedenler sistemde dengesizliğe, çakraların daha az ya da daha fazla çalışmalarına ve söz konusu çakranın alanına giren konularda sorunlara neden olabilir. Fiziksel bedende tezahür eden sorun, enerji bedeninde oluşan blokajın somut yansımasıdır, yani sebep değil sonuçtur.

Yönlendirilmeyen enerji kendi yolunu bulur. Tesadüf olarak başımıza geldiğini düşündüğümüz olaylar aslında enerjinin ihtiyacı doğrultusundaki hareketidir. Eğer biz bu ihtiyacı bilinçli bir şekilde fark edip, doğru şekilde yönlendirebilirsek, hislerimize bilinçli bir şekilde güvenebilir, hayatta sıkışık hissettiğimiz alanlarda çözülmeler yaşayabilir ve bu sayede rahatça akışta kalabiliriz. Dolayısıyla, çakra sistemi hakkında fikir sahibi olarak fiziksel ve enerji bedenimizi daha iyi anlayabilir ve blokajlar bedene yansımadan, sorunun sebebine inebilir ve ihtiyaca yönelik hareket edebiliriz.

Çakralar aşağıdan yukarıya doğru sıralanırken, somuttan soyuta, fiziksel dünya ile ilişkiden evrensel boyuta doğru uzanır. Gelin, çakraları sırasıyla inceleyelim.

Kök Çakra

Fiziksel dünyayla bağlantı kurarak köklenmekten sorumlu olan bu çakra, en somut, en yoğun enerji merkezidir. Omurganın bitiminde, perineum merkezinde yer alır. Aidiyet, güven ve hayatta var olma hissini temsil eder. Rengi; yaşam gücünü, içgüdüsel savaş ve kaç sinyalini temsil eden, değerli ve ait hissettiren kırmızıdır. Elementi topraktır, enerjisini topraktan alır. Dengesi bozulduğu zaman güvensiz ve huzursuz hissedebiliriz. Fiziksel bedende ise kronik kabızlık, kalın bağırsak, kemik, diş, dizlerde oluşan rahatsızlıklarla kendini gösterebilir.

Dengelemek için köklendirici yoga pozları, fiziksel aktiviteler, somatik çalışmalar yapılabilir. Beslenmede ise pancar, patates, havuç gibi topraktan çıkan kök sebzeler; elma, nar, orman meyveleri gibi kırmızı renkli meyveler ve kırmızı et tercih edilebilir.

Tezahürü korku, olumlama cümlesi “Güvendeyim.”

 

Sakral Çakra

Sakrumun ucu, pelvik tabanda yer alır. Yaratıcılığı, cinselliği, duygularımızı ve ifade gücünü temsil eder. Rengi, yaratıcılığın rengi olan turuncudur. Elementi sudur. Dengesiz olması durumunda yaptığından keyif alamama hissi ya da tam tersi haz bağımlılığına neden olabilir. Bedende ise bağırsaktaki rahatsızlıklarla kendini gösterebilir. Kalça açıcı yoga pozları, hareket terapisi, sanatsal aktiviteler, sulu, sıvı gıdalar, havuç, balkabağı gibi turuncu sebzeler sakral çakrayı dengede tutmaya destek olur.

Tezahürü suçluluk, olumlama cümlesi “Hayattan keyif alıyorum.”

Solar Plexus Çakrası

Karın bölgesinde yer alır. İradeyi ve kişisel gelişimi kontrol eder, birey olmayı temsil eder. Elementi ateş, rengi sarıdır. Dengesiz olması durumunda enerji seviyesinde azalma, sindirim sistemi, omurgada sorunlar ve kronik yorgunluk baş gösterebilir. Core bölgesini çalıştıran yoga pozları, güç, dayanıklılık gerektiren fiziksel aktiviteler, derin gevşeme çalışmaları, oruç tutmak, sarı renkli meyve ve sebzeler, kompleks karbonhidratlar (tam tahıllar, esmer pirinç) kefir, yoğurt gibi probiyotik içeren bağırsak florasını desteklesen gıdalar, bu çakrayı şifalandırabilir.

Tezahürü utandırılmak, olumlama cümlesi “Dengeli bir güce sahibim.”

Kalp Çakrası

Maddi ve manevi dünya arasındaki köprüdür. Dünyevi rengi pembe, manevi rengi yeşil, elementi ise havadır. Sevgi, aşk, merhamet, bağışlama, kabul etme duygularını besler. Dengesiz olduğu zaman bir insana bağımlı olma hali ya da ilişki kurma korkusu olarak, kalp, akciğer sorunları, bağışıklığın zayıflaması ile kendini gösterebilir. Geriye bükülmeler, nefes çalışmaları, karşılıksız iyilik yapma eylemi, yeşil yapraklı sebzeler, yeşil çay gibi besinler kalp çakrasını parlatır.

Tezahürü reddedilme, sevilmeme duygusu, olumlama cümlesi “Ben sevilmeye layığım.”

 

Boğaz Çakrası

İletişimi, dürüstlüğü, kendini ifade etmeyi temsil eder. Elementi ses, rengi mavidir. Kendini ifade etmekte zorluk, parasal sıkıntılar, kulak, burun, boğaz, tiroit bezleri, ağız ve diş sağlığı konularındaki sorunlar boğaz çakrasındaki dengesizliğin habercisidir. Boğaz, omuzlarda alan açan yoga pozları, esnemeler, hikaye anlatmak, günlük tutmak, sıvı gıdalar, yaban mersini, elma, şeftali, armut, kayısı, erik boğaz çakrasını güçlendirir.

Tezahürü yalan, olumlama cümlesi “Sesimi duyurmaya hakkım var.”

Üçüncü Göz Çakrası

İki kaşın arasında yer alır. İçgörü ve zihinsel netlik ile ilişkilidir. Elementi akaşa (ışık, uzay boşluğu) olarak konumlandırılır. Rengi indigo mavisidir. Dengesiz olması durumunda kişi spirituel baypas, sadece kendi doğrusuna inanma iluzyonuna düşebilir. Dengelemek için çocuk pozu gibi alnın yere değdiği pozlar, ters duruşlar, meditasyon ve nefes çalışmaları önerilir.

Tezahürü yanılsama, olumlama cümlesi “Olanı olduğu haliyle görüyor ve kabul ediyorum.”

Taç Çakra

Başın tepesinde, serebral kortekste yer alır. Bilgelik ve evrensel bilinç ile ilişkilidir. Aydınlanma yolunda bir köprü niteliğindedir. Elementi ışık, rengi beyaz ve mordur. Ruhun, insan bedenine buradan girdiği ve bedeni yine buradan terk ettiğine inanılır. Üçüncü göz çakrası ve taç çakra fiziksel dünyadan ziyade evren ile ilişkilidir. Kişinin, aşağıdan yukarı sırasıyla ilk beş çakra üzerinde hakimiyet kurması ve daha sonra altıncı ve yedinci çakralar üzerine çalışması daha sağlıklıdır.

Çakraların dengede olmaması durumunda oluşacak sonuçlar ve dengeleme çalışmaları üzerinde fikir sahibi olmak kusursuz bir denge yaratır, yaşamla çatışmadan muhteşem bir harmoni içerisinde var olmamızı sağlar.

Etiketler:

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün