Çocuk gelişiminde evcil hayvanların etkisi

Çocuk sahibi olduktan sonra evde hayvan bakmak yetişkinler için soru işaretidir. Evcil hayvanların çocuklar üzerindeki etkisini, dikkat edilmesi gereken hususları Psikolog Prof. Dr. Aylin İlden Koçkar ile konuştuk.

Etel KAZADO TEMURCAN Çocuk-Aile
13 Aralık 2023 Çarşamba

Çocuklar için evcil hayvan ne demek?

Hayvanlar aslında çocuğun yaşamına doğumdan başlayarak oyuncaklarla girer. Pelüşler, banyoda yüzen ördekler, plastik çiftlik hayvanları, yürüyen ve konuşan motorlu oyuncaklar çocuğun sürekli olarak elinin altındadır. Özel bir bebek ya da oyuncak ayıcık çocuğun annesinden sonra en yakın arkadaşı olabilir. Bu oyuncak ayıcık onun sırlarını paylaşır, kızgınlıklarına katlanır, huzursuzluğunu giderir. Evcil hayvanlar da aynı biçimde çocuğun yaşamında etkili olur. Çocuk evcil hayvan yoluyla insanlarla etkileşim kurma ve sosyalleşme denemelerini yapabilir, mutluluğunu ya da üzüntüsünü paylaşabilir, öfkesini ona bağırarak giderebilir.

Çocukların sosyal becerilerinin gelişiminde evcil hayvanların katkısı var mı?

Gelişimin işlem öncesi döneminde bebeğin olaylar ve yaşadıkları ile ilgili neden-sonuç ilişkisini belirlemeye yönelik becerisi yoktur. Her şey göründüğü kadarı ile vardır. Beş-altı yaşlarında işlem dönemi başlamakta ve artık bağlantılar kurulabilmektedir. Ancak bu kez de soyut kavramları anlama yeteneği gelişmemiştir. Soyut kavramalar ancak on-on bir yaşlarından sonra anlaşılabilecektir. Soyut işlem öncesi dönemde çocuklar doğum, ölüm, başkalarının duygularını anlama, neden o evin çocuğu olduğu, başkalarının çocuğu olmadığı sorularının yanıtını bulmaya çalışır. Bunların somut kavramlarla açıklanmasını ister. Anne-babalar için bu kavramları çocuğa açıklamak hiç de kolay değildir. Çoğu zaman bu tür sorulardan kaçılır ya da çocuğun gelişim dönemi dikkate alınmadan, karşılarında bir yetişkin varmış gibi açıklamalar yaparlar. Bu açıklamalar ya çocuğun kaygısını artıracak ya da onun için anlamsız kalacaktır.

Bu noktada evcil hayvanların önemli bir rolü olabilir. Özellikle doğum ve ölüm gibi çocuk için travmatik olabilecek kavramları bir hayvanla öğrenmek, çocuğun bu farklı bilgilere uyumunu sağlayacaktır. Örneğin, balığının ölmesi sonrası düzenlenen bir tören çocuğun bu ölüm kavramına alışmasını sağlayacak ve yeni bir balığın alınması ile yaşamın sürdüğünü görmesine yardımcı olacaktır.

Özellikle çocuğun sevdiği birini yitirme, ev ya da okul değişikliği, anne-baba ayrılığı gibi bir yoksunluk yaşadığı durumlarda evcil hayvanlar, ‘yerine koyma’ ya da ‘paylaşma’ işlevi de görebilmektedir.

Evcil hayvanlar çocuğun sorumluluk duygusunun gelişmesinde yardımcı olur. Hayvanın kendine bakım veren bir insana gereksinimi vardır. Beslenmesi, gezdirilmesi gibi bakımla ilgili bu işleri çocuk üstlendiğinde, karşılığında hayvanın ilgi ve sevgisini alacaktır.

Bir varlığın kendine gereksinimi olduğunu, bu bağ ile yaşamını sürdürebildiğini bilmek, çocuğun kendine güvenini pekiştiren bir durumdur. Ona bakarak bir şeyler vermenin, yardım etmenin zevkini tadıp, onu sahiplenerek bağlılık duygusunun farkına varabilir. Hayvanların da hasta olabildikleri ve zaman zaman aşı olmalarının gerekmesi çocuğun yaşadığı deneyimlerle ilgili olarak ona destek olacak ve bu tür durumlarla daha etkin başa çıkmasına yardımcı olacaktır.

Çocuğun hayvanlarla ilgisi desteklenmeli ve çocuk korkutulmamalıdır. Ebeveynler özellikle kendileri korktuklarından çocuklarını da korkutmakta, onlarda fobi gelişmesine neden olabilmektedir. Çocuğun evcil hayvanlara gösterdiği olumlu tepki ebeveynleri tarafından desteklenmelidir. 

Çocuk, evcil hayvana bir şeyler öğreterek, kendisi de bir şeyler öğrenecektir. Korkularını onun üzerinde deneyerek yenebilir. Böylece çocuk insan ilişkilerinin temelini oluşturan sevmeyi, vermeyi, korumayı ve kendine yeterek bağımsız bir kişi olmayı öğrenir.

Evcil hayvanların çocuklar üzerinde olumlu etkisi olduğuna dair araştırmalar var mı?

Evet. Çocukların doktorları tarafından rutin muayenelerinin yapılırken, evcil bir hayvanın varlığının çocukların fizyolojik ve davranışsal uyarılma durumuna etkilerini saptamaya yönelik çalışmalar yapılmakta. Bir çalışmada rutin muayenesi yapılan 3-6 yaşlarındaki 23 çocukta, ortamda bir köpek olduğu durumda, çocukların kalp atışlarının yavaşladığı ve davranışsal stresin ortadan kalktığı belirlendi. Diğer araştırmalar ise evcil hayvanların stresi azalttığını ve duygusal durum ve sosyal etkileşimler üzerinde olumlu etkiler bıraktığını ortaya koydu.

Evcil hayvan alır ya da sahiplenirken nelere dikkat etmemiz gerekir?

Evcil bir hayvanın alınması tek başına çocuğun isteğine bağlı olmamalı, ailenin ortak alacağı bir karar olmalı. Çocuğa evcil bir hayvanın evdeki pelüş oyuncaklarına benzemeyeceği, bir bebek gibi bakım isteyeceği, tuvalet, yemek ve sağlık gibi gereksinimlerinin olabileceği açıklanmalı.

Çocuk bir kedi ya da köpek alınmasını istiyor diye tüm sorumluluğun çocuğun üstüne bırakılması da uygun olmayabilir. Çocuğun yaşı göz önüne alınarak, hayvanın bakımı ile ilgili sorumluluklar alması gerekeceği çocukla konuşulmalı ve sorumluluklar paylaşılmalı. Ayrıca aile bireylerinin tümünün bu konuyu dikkatle düşünmeleri, daha sonra gelişebilecek uygunsuz durumlardan kaçınılması açısından önemlidir.

‘UYGUN HAYVAN SEÇİMİ ÖNEMLİ’

Bir evcil hayvanla birlikte olma fikri çocuğa keyif verebilir ancak aileniz, eviniz, yaşam tarzınız ve çocuğunuzun evcil hayvanın bakımına yardım edebileceği bir seçim yapmak gereklidir. Örneğin seçim yaparken saldırgan yaradılışlı bir hayvan seçmemek konusunda dikkatli davranılmalı. Elbette evcil hayvanların aşıları zamanında yapılmalı, temizliği gibi dikkat edilmesi gereken konulara özellikle önem verilmeli, bu davranışlarla çocuğa da örnek olunacağı unutulmamalı. Bir kez evcil bir hayvan edindikten sonra o da evin bir bireyi olacağı için ondan ayrılmak zorunda kalmak tüm aileyi oldukça üzecek, çocuk için de başa çıkması zor bir durum ortaya çıkacaktır. Buna yönelik, çocuğun ve evdeki tüm bireylerin alerjisi olup almadığı saptanmalı böyle bir durum söz konusu ise evcil hayvan edinmekten kaçınılmalı.

Evin fiziksel koşullarının, ailenin ekonomik durumunun, bir hayvan edinilmesine uygun olması gerekir. Yalnızca çocuk açısından değil, hayvanın bakımı, eve uyumu ve yeni bir aileye uyum sağlama sürecinin çok uzun olacağı göz önüne alınarak eve getirilecek hayvanın da ihmal ve istismarı önlenmeli. Bu koşullar uygun değilse bu kararı bir süre ertelemek uygun olur.

Evcil hayvan sahiplendikten sonra çocuklarla bu konuda nasıl iletişimde olmalıyız?

Evcil bir hayvana bakmak çocukların sosyal becerilerini geliştirmelerinde yardımcı olabilir ancak bazı kurallara özen göstermek gereklidir:

• 3-4 yaş altı çocuklar henüz saldırganlık dürtüleri ve öfke kontrolünü beceremediklerinden evcil hayvanlarla birlikteyken sürekli gözlemlenmeli. 

• 10 yaşın altındaki çocuklar kedi ya da köpek gibi büyük bir hayvanın bakımını tamamen kendi başlarına yapamaz.

• Çocuklar evcil bir hayvana bakabilecek yaşta olsalar bile ebeveynler gözetim sağlamaya devam etmelidir. 

• Çocuklar evcil hayvanın bakımıyla ilgili ihmalkâr davrandığında ebeveynler sorumluluğu üstlenmelidir. Bu evcil hayvan için atlanmaması gereken bir durumdur. Ancak bu durum çocukla konuşulmalı, gerekirse tekrar sorumluluk verilmeli.                                                                                 
• Çocuklara evcil hayvanlarının tıpkı insanlar gibi yeme, içme ve gezme ihtiyaçları olduğu yumuşak bir tavırla hatırlatılmalı.

• Eğer çocuğunuz evcil hayvanının ihmal etmeye devam ediyorsa hayvan için yeni bir ev bulunması da gerekebilir. 

• Ebeveynler örnek teşkil etmelidir. Evcil hayvan sahibi olunması konusunda da çocuklar en iyi ebeveynlerinin davranışlarını gözlemleyerek öğreneceklerdir.

Uygun biçimde seçimler yapıldığında hayvanlarla çocuklar mükemmel bir ekip oluşturabilir. Evcil bir hayvanın bakımını üstlenmek ve onunla oynamak çocukluk döneminin en keyifli zamanları olarak hatırlanacaktır.

Aylin İlden Koçkar kimdir?

Uzmanlık alanları bebek, çocuk ve ergen psikolojisi olan Aylin İlden Koçkar, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Psikoloji bölümünü tamamladıktan sonra, klinik psikoloji yüksek lisans ve doktora derecelerini aldı. 

Doktora sonrasında Hollanda Yüksek Öğretim Kurumu ile Hollanda’da bulunan International Child Development Initiatives tarafından düzenlenen ‘Early Childhood Development Diploma’ eğitimini tamamladı. 

2013’te Klinik Psikoloji alanında doçent, 2018’de profesör oldu. 

Dr. Koçkar, BDT, EMDR, Video Geribildirim ile Olumlu Ebeveynlik, Filial Terapi ve Çocuk Odaklı Oyun Terapisi uygulayıcısıdır. Klinik uygulama ve bilimsel araştırmalarında odak alanları okul öncesi, çocukluk ve ergenlik döneminde görülen duygu-durum bozuklukları, dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu ve otizm spektrum bozukluklarının değerlendirilmesi ve bağlanma temelli destek mekanizmalarının oluşturulması üzerinedir.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün