WEB´DEN SEÇMELER

•Üzerlerine kırmızı kan lekesi sürülmüş beyaz doktor gömleği giymiş genç insanlar, Balat Musevi Hastanesi yakınında Gazze´ye İsrail saldırısını protesto gösterisi yaptılar. Bu gösteriye Cumhurbaşkanı baş danışmanlarından doktor ve sosyolog etiketi olan biri de destek verdi. Balat Musevi Hastanesi´nde çalışan 50 hemşirenin 50´si, toplam 40 doktorun 39´u Türk ve Müslüman. 40 doktordan sadece 1´i Musevi ve başhekim de Türk ve Müslüman. Toplam 150 hasta bakıcı, sağlık emekçisi ve teknik elemanın da tamamı Türk ve Müslüman. Balat Musevi Hastanesi önünde gösteri yapıldığı aynı gün bir cemaatin önde gelen liderinin yeğeni de video sohbet yayınını dolaşıma soktu. Öfkeli yüz ifadesi ile “HAMAS´ ın İsrail´de yaptığını biz de Türkiye´de yapalım” çağırısında bulundu. Açıkça Türkiye´de Yahudi kanı akıtalım dedi. Cemaat önde geleni soruşturmaya çağırıldı. Çay kahve ikramı soruşturmasına mı dönüşecek göreceğiz. •NECATİ DOĞRU - Sözcü

İzak BARON Diğer
29 Kasım 2023 Çarşamba
  • Bu Haftanın “Takılanlar”ı

 

  • İsrail ile Filistin arasında geçmişten bugüne öne çıkan 10 esir takası

 

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israil-ile-filistin-arasinda-gecmisten-bugune-one-cikan-10-esir-takasi/3061950

 

  • İsrail-Hamas savaşı dünya ekonomisini nasıl etkileyebilir? - ERGİN YILDIZOĞLU

Savaşın bölgede diğer aktörleri de içeren daha geniş bir karşılaşmayı tetikleme olasılığı de büyük kaygı yaratıyor. Savaşın, bölgede insani krize yol aştığı için, yeni bir mülteci dalgasını tetiklemesi de beklenebilir.

2006'dan bu yana Hamas'ın kontrolünde olan Gazze'de Sağlık Bakanlığı 19 Kasım'da, İsrail'in 7 Ekim'den sonra düzenlediği saldırılarda 13 bin kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Dünyada birçok ülkenin başkentinde ateşkes için gösteriler yapılıyor ve bu arada Antisemitizm (Yahudi düşmanlığı) de tırmanıyor. Ayrıca yeni bir “terör” dalgası riski de kaygı yaratıyor.

Özetle savaş, bölgesel ve küresel çapta jeopolitik belirsizlikleri arttırıyor. Enerji fiyatlarından emtia fiyatlarına, enflasyondan yüksek faizlere, oradan da olası borç krizlerine kadar birçok olumsuzlukla birlikte. Kimi gözlemcilere göre, süreç kısa sürede kontrol altına alınamazsa, dünya ekonomisinde bir resesyon riski oluşabilir.

https://www.bbc.com/turkce/articles/crgp6rlvz3go

 

  • Musk Yahudileri eleştiriyor, eleştirdikçe şimşekleri üstüne çekiyor - FÜSUN SARP NEBİL

Elon Musk'ın bugünlerde uğraştığı diğer bir konu da, Media Matters'a açtığı dava. Yukarıda belirttiğimiz IBM ve Apple'ın başı çektiği reklamveren çekilmesi sonrasında Musk, X'teki Yahudi karşıtı ve Nazi yanlısı içeriği vurgulayan analizi nedeniyle izleme grubu Media Matters'a dava açtı.

Musk, Media Matters'ı, X'te aşırılık yanlısı içeriğin yanında reklamları gözüken firmaların imajının kötü olacağı yorumları nedeniyle suçluyor ve grubun test metodolojisinin gerçek kullanıcıların siteyi nasıl deneyimlediğini temsil etmediğini iddia ediyor. Şöyle diyor:

“Medya Matters, bilerek ve kötü niyetle, X Corp'un sosyal medya platformunda Neo-Nazi ve beyaz milliyetçi yanlısı içeriğin yanı sıra reklamverenlerin paylaşımlarını gösteren görüntüler üretti ve daha sonra bu üretilmiş görüntüleri resmetti. Sanki bunlar tipik X kullanıcılarının platformda yaşadıkları şeylermiş gibi.

Media Matters, hem bu görüntüleri hem de bunun sonucunda ortaya çıkan medya stratejisini, reklamverenleri platformdan uzaklaştırmak ve X Corp'u yok etmek için tasarladı.”

Musk, Media Matters sayfasında yer alan analiz için tedbir kararı istiyor. Media Matters'ı X'in reklamverenlerle olan sözleşmelerine müdahale etmek, ekonomik ilişkilerini bozmak ve X'i hukuka aykırı bir şekilde kötülemekle suçluyor.

https://t24.com.tr/yazarlar/fusun-sarp-nebil/musk-yahudileri-elestiriyor-elestirdikce-simsekleri-ustune-cekiyor,42372

 

  • Gazze'de 'takas oranı' - EYAL WEİZMAN

Çatışma nasıl sona ererse ersin, Hamas iktidarda olsun ya da olmasın (ki ben ilki için bahse girerim), İsrail, mahkumları takas etme konusunda pazarlık yapmaktan kaçınamayacaktır. Hamas için başlangıç noktası, şu anda İsrail hapishanelerinde bulunan ve çoğu yargılanmadan idari tutuklu olarak tutulan altı bin Filistinli olacaktır. İsraillilerin esir alınması, 75 yıllık çatışma boyunca Filistinlilerin silahlı mücadelesinde merkezi bir yer tutmuştur. FKÖ ve diğer gruplar, rehineler aracılığıyla İsrail'i Filistin ulusunu zımnen tanımaya zorlamayı amaçlamıştır. İsrail'in 1960'lardaki pozisyonu, Filistin halkı diye bir şey olduğunu inkar etmekti; bu da FKÖ'yü onların meşru temsilcileri olarak tanımanın mantıken imkansız olduğu anlamına geliyordu. Bu inkâr aynı zamanda Filistinli savaşçıları uluslararası hukuka göre meşru savaşçılar olarak tanımaya ve dolayısıyla Cenevre Sözleşmeleri uyarınca onlara savaş esiri statüsü vermeye gerek olmadığı anlamına da geliyordu. Esir alınan Filistinliler, 11 Eylül sonrası dönemin 'yasadışı savaşçıları' gibi yasal bir belirsizlik içinde tutuldular.

Çatışma nasıl sona ererse ersin, Hamas iktidarda olsun ya da olmasın (ki ben ilki için bahse girerim), İsrail, mahkumları takas etme konusunda pazarlık yapmaktan kaçınamayacaktır. Hamas için başlangıç noktası, şu anda İsrail hapishanelerinde bulunan ve çoğu yargılanmadan idari tutuklu olarak tutulan altı bin Filistinli olacaktır. İsraillilerin esir alınması, 75 yıllık çatışma boyunca Filistinlilerin silahlı mücadelesinde merkezi bir yer tutmuştur. FKÖ ve diğer gruplar, rehineler aracılığıyla İsrail'i Filistin ulusunu zımnen tanımaya zorlamayı amaçlamıştır. İsrail'in 1960'lardaki pozisyonu, Filistin halkı diye bir şey olduğunu inkar etmekti; bu da FKÖ'yü onların meşru temsilcileri olarak tanımanın mantıken imkansız olduğu anlamına geliyordu. Bu inkâr aynı zamanda Filistinli savaşçıları uluslararası hukuka göre meşru savaşçılar olarak tanımaya ve dolayısıyla Cenevre Sözleşmeleri uyarınca onlara savaş esiri statüsü vermeye gerek olmadığı anlamına da geliyordu. Esir alınan Filistinliler, 11 Eylül sonrası dönemin 'yasadışı savaşçıları' gibi yasal bir belirsizlik içinde tutuldular.

https://www.gazeteduvar.com.tr/eyal-weizman-yazdi-gazzede-takas-orani-haber-1648724

 

  • Gazze… - İSKENDER ARUOBA

Gazze’de olanlar bir insanoğlu olarak beni tabii rahatsız ediyor. Ancak ben o insanları “kardeşim” olarak görmüyorum. Bazıları gibi “İngiliz’le bir olup Mehmetçiği arkadan bıçaklayan Arap!” gibi bir söylemim de olamaz. Eğer sünya, Hamas denilen teşkilatı (bizim PKK gibi) terör örgütü olarak görüyorsa; ben aksini iddia etsem ne olur? Bazı ülkeler PKK’ya “hürriyet savaşçısı” diyor. Kimin umurunda? Bir insan topluluğu şu veya bu sebep ile benim vatandaşımı öldürüyor ise benim düşmanımdır. Herkesin imzaladığı Birleşmiş Milletler kurallarında harp te sulh de terör de tarif edilmiştir.                                                                                          

Benim Arap kardeşim olduğu kadar Yahudi kardeşim de var. Bunlar dini tercihlerdir.                                                                                                       

Kimisi Mardin’de kimisi İzmir’de yaşar. Onlar T.C. vatandaşıdır. Kılına halen getirmek suçtur.

Son günlerde özellikle Yahudi vatandaşlarımıza yönelik bazı “uygunsuz” olaylar yaşıyoruz.                                      

Osmanlıdan kalma Balat’taki Musevi Hastanesi önünde toplanmış 30’a yakın, kimisi kafası takkeli, kendilerini “hekimler olarak” tarif eden kişiler “onurlu yürüyüş” yapıyorlarmış.

Kardeşim, yarın okul bitince aynı yere gelip iş arayacaksın. Orası senin de hastanen..

İstanbul’da 200 yıldır görev gören bu hastane insanlara sağlık getirmeye gayret ediyor. Sadece Yahudilere, Hristiyanlara, Müslümanlara, Ataistlere, dinsizlere değil.

Eylemi Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Ahmet Selim Köroğlu duyurmuş..

Sayın Cumhurbaşkanı bu arkadaşa ne danışıyor acaba?

https://t24.com.tr/yazarlar/iskender-aruoba/ayca-dilan-50-1-gazze,42394

 

  • Hamas yaptırımları: ABD ve AB Türkiye'yi mercek altına aldı – DEĞER AKAL

Resmi adı İslami Direniş Hareketi olan Hamas'ın, birinci İntifada sırasında Mısır'daki Müslüman Kardeşlerin Filistin kanadı olarak kurulduğunu ve kurulduğu günden bu yana dünyanın İslamlaştırılması hedefinin, Hamas'ın ideolojisinin bir parçası olduğuna dikkat çeken Schindler, 2006'da seçimleri kazandıktan sonra Hamas'ın diğer tüm Filistinli grupları şiddet yoluyla Gazze'den sürdüğünü, kalanları da ya hapsettiğini ya da öldürdüğünü söyledi.

"Hamas'ın kendi ideolojisi dışındaki herhangi bir siyasi görüşe sahip Filistinlilere hiçbir tahammülü yok" diyen terör uzmanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu da şunu açıkça ortaya koyuyor: Hamas Filistinlileri değil sadece Hamas'ı temsil ediyor. İdeolojisi önce kontrol ettiği bölgelerde İslam devletinin inşa edilmesini öngörüyor, daha sonra bunun bütünüyle yok etmeyi hedeflediği İsrail'e daha sonra da tüm dünyaya yaymayı hedefliyor… Gazze'nin kalkınması, Filistin halkının refahı, hiçbir zaman Hamas'ın hedefi olmadı…"

Hamas'ın İsrail'e saldırısı sonrasında 7 Ekim'de başlayan savaşta ölen Filistinlilerin sayısı 14 bini aşarken, 1 milyon 700 bin Filistinlinin de yerinden edildiği belirtiliyor. Gazze Şeridi korkunç bir insani felakete sahne oluyor.

Uluslararası terör uzmanı Schindler ise Hamas liderlerinin savaş bölgesinden çok uzakta, son derece güvende, büyük bir lüks içinde yaşamlarını sürdürdüklerine dikkat çekerek, "Filistin halkının yaşadığı acıları umursamayanların, Filistin halkını temsil etme iddiasında bulunamayacağını" vurguluyor.

https://www.dwturkce1.com/tr/hamas-yapt%C4%B1r%C4%B1mlar%C4%B1-abd-ve-ab-t%C3%BCrkiyeyi-mercek-alt%C4%B1na-ald%C4%B1/a-67521091

 

  • HAKAN AKBAŞ@hakana

◽️Uluslarası üst düzey iş ve yatırım insanlarının en çok okuduğu dergi olan

@TheEconomist in iddiasına göre Hamas'ın senelik $1 milyar dolarlık finansmanı Türkiye merkezli yapılıyor.

◽️Türkiye'de iş yapan kripto borsalarından Kuveyt Turk'e, halka açık TrendGYO'ya kadar ekonomi ile girift , sofistike bir finansman mekanizması geliştirilmiş.

◽️Daha dün ABD hazinesi Türkiye'de iş yapan dünyanın en büyük kripto borsası

@binance

 e Hamas ve diğer terör örgütleri için para  aklandığı iddiasıyla tam $4.2 milyar dolarlık ceza verdi, kurucusu CZ ise hapse girecek.

◽️Türkiye hala gri listede yer alıyor, ekonomi yönetimin ilk önceliği olmasına rağmen son gelişmelerle çıkması mümkün gözükmüyor.

◽️Türkiye ekonomisi olarak karşı karşıya olduğumuz riskin farkındamıyız? Hamas'ın 7 Ekim 2023 İsrail baskınından sonra ABD Hazinesinin tek hedefi bedeli ne olursa olsun, Hamas ve hamilerinin finansal desteklerini ortadan kaldırmak olacaktır.

https://www.economist.com/finance-and-economics/2023/11/20/inside-hamass-sprawling-financial-empire

https://twitter.com/hakana/status/1727314121849188374

 

  • 7 Ekim Netanyahu için sonun başlangıcı mı? - GÜLRU GEZER

Peki acaba Netanyahu uzun yıllar iktidarda kalan siyasilerde görülen hubris sendromuna mu yakanlandı?

Uzmanlara göre, kişiden kişiye farklılık arz etmekle birlikte, gerçeklikle aradaki bağın kopması neticesinde, sahip olunan gücün ortaya çıkardığı dengesizlikler kişinin karakterinin değişmesine neden olur.

Hubris sendromuna yakalanan kişilerin; empati yapmaktan yoksun, bencil, kibirli, aşırı şüpheci, eleştiriye kapalı, her durumda kendini haklı gördükleri ve kendisine kutsallık atfetme temayülüne sahip oldukları belirtilmektedir.

Bu konu hakkında uzman görüşü esas olmakla birlikte, Netanyahu'nun mevcut öngörülemez ve meydan okuyan tavırlarını, kendi siyasi geleceği için ülkesini tehliye atacak şekilde hareket etmesini başka türlü açıklamak pek mümkün görünmemektedir.

Ancak kesin olan bir şey Netanyahu'nun siyasi kariyerinin sonuna geldiğidir. Birkaç yıl önce CNN International'a verdiği röportajda "İleride nasıl hatırlanmak istersiniz" sorusuna "İsrail'in koruyucusu olarak hatırlanmak isterim" cevabını veren Netanyahu'nun bu istediğinin gerçekleşmeyeceği açıktır.

Netanyahu'nun dediği gibi 7 Ekim sonrasında Ortadoğu eskisi gibi olmayacak.

Gazze'de dünyanın gözleri önünde gerçekleşen katliam İsrail'de siyasilerin yıllardır Filistinlilere yönelik uyguladıkları zulümün görülmesine ve üçüncü ülkelerde hem siyasilerin hem de halkların korkmadan İsrail'e yönelik eleştirel bir tutum benimsemelerine yol açmıştır.

Artık Filistin davası tüm dünyada yeniden canlanmış ve iki devletli çözümden başka bir alternatifin olmadığı açıkça tekrar ortaya çıkmıştır.

https://www.indyturk.com/node/675641/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/7-ekim-netanyahu-i%C3%A7in-sonun-ba%C5%9Flang%C4%B1c%C4%B1-m%C4%B1

 

  • Gazze yıkılırken… - EMRE ERDOĞAN

Gazze’de yaşananları engellemek için Batılı hükümetlerden medet ummayacağımız kesin olduğuna göre acaba kamuoyunun bir etkisi olabilir mi? Sadece 7 Ekim-27 Ekim tarihleri arasında dünyanın her yerinde İsrail karşıtı 4 bine yakın protesto gösterisi yapıldı, protestolar Londra’dan Manila’ya, Cape Town’dan Amsterdam’a kadar geniş bir coğrafyaya yayılmış durumda… ABD kamuoyunda geleneksel İsrail sempatisi devam etse de, genç kuşaklar aynı duyguyu paylaşmıyorlar; bir ankete göre Hamas’ı haklı bulanların oranı gençler arasında %60’a ulaşmış. İngiltere’de Filistin’i destekleyen bir siyaseti savunanların %12’yken, gençlerde bu oran iki katı. İsrail’le ilgili her konunun “Soykırım” ya da “Antisemitizm” gölgesi altında tartışıldığı Almanya’da dahi son olayların, vatandaşları hükümetin İsrail politikasına yönelik daha şüpheci bir bakış açısına ittiği söyleniyor. Her şeyi bırakın, İsrail’de bile vatandaşlar hükümetin yaptıklarını onaylamıyor.

https://yeniarayis.com/yazar/emreerdogan/gazze-yikilirken/

 

  • 45 dakikalık o video – ORAY EĞİN

Yeni uyanmış bir baba ve iki oğlu, üçünün de üzerinde sadece iç çamaşırları var, panikle evin içinde koşuşturuyorlar, saklanacak yer arıyorlar. Hızla bahçedeki kulübenin içine giriyorlar. Saklanır saklanmaz fırlatılan bir el bombasıyla baba hayatını orada kaybediyor. İki çocuk ağlayarak, çığlıklar içinde salona götürülüyorlar. Televizyon açılıyor; sanki yaşadıkları şoku televizyon izleyerek atlatacaklar. O sırada babalarını öldüren el bombasını atan kişi buzdolabını açıyor, bir pet şişe çıkarıp çocuklara ne olduğunu soruyor. Ardından bir başka pet şişeden, siyah, gazlı bir şekerli içeceği kafasına döküyor.

Geçen hafta Hollywood’da gösterilen filmin belki de en az çarpıcı sahnesi bu. “Gösterim” ve “Hollywood” kelimeleri yan yana kullanıldığında akla genellikle yeni bir film galası gelir. Ancak “Wonder Woman” filmlerinin yıldızı Gal Gadot’nun katılımı teşvik ettiği bu gösterim bir Hollywood filmi değil. 7 Ekim saldırılarında Hamas’ın çektiği, İsrail Ordusu’nun 100 saatlik ham görüntülerden 45 dakikaya indirdiği bir video. İzleyenler o 45 dakikayı bir daha yaşamak istemiyor. Bakması, sindirmesi zor sahneler içeriyor. Ve bu video Batı’da, basın ve hükümetler nezdinde algının neden İsrail lehine döndüğüne dair çarpıcı bir propaganda örneği olarak karşılık buluyor.

İsrail bir anda böyle bir propaganda çalışmasına girişti çünkü ihtiyacı var. Dünyanın belli bir kesiminde—Türkiye de dahil—sokaktaki ve devlet nezdindeki sempatiyi çoktan kaybetti. Ancak Batı’da da bir imaj problemiyle karşı karşıya.

İsrail Ordusu’nun derlediği görüntülerin bir amacı 7 Ekim’den beri oluşan soru işaretlerine yanıt vermek: Hamas gerçekten sivilleri hedef aldı mı? Müzik festivalinden neden hiç ceset görüntüleri yok? Hepsinin görüntülü yanıtını vermeyi amaçlıyor IDF.

Görüntülerin nasıl elde edildiğini araştırdım. Bir kısmı İsrail’de ölenlerin yakınları tarafından Telegram hesaplarından paylaşılıyor; basılan kibbutz’lardaki evlerin güvenlik kameralarından alınan görüntüler var; ayrıca öldürülen Hamas üyelerinden ele geçirilen akıllı telefonlar ve Go Pro kameralarından da görüntüler alınmış. İsrail Ordusu’nun yaptığı dinlemelere takılan ses kayıtları da var.

Bugüne kadar tek bir gazeteci gösterimden sonra görüntülerin gerçekliğini sorgulamış. İsrail karada bir savaş sürdürürken bir de algıda üstünlüğü ele geçirmesi gerektiğinin farkında. Ortadoğu’da etkili olmasa da özellikle Batı’daki desteği korumak İsrail için çok en az Gazze’den Hamas’ı silmek kadar önemli bir hedef. Çünkü bu aralar Batı sokakları, belki de İsrail kurulduğundan beri ilk kez karşı gösterilerle sarsılıyor.

https://www.haberturk.com/ozel-icerikler/oray-egin/3637052-45-dakikalik-o-video

 

  • Babasının izinde bir oğlan: Benjamin Netanyahu – LEVENT YILMAZ

Baba Netanyahu'nun açıkça söylediği, ama Sarkozy'nin "yalancı" dediği Bibi'nin düşünüp de sakladığı gerçek şudur:

"İki devletli çözüm diye bir şey yok. Burada iki halk yok. Bir Yahudi halkı ve bir de Arap nüfusu var. Filistin halkı diye bir halk yok, dolayısıyla hayali bir ulus için devlet kuramazsınız. Onlar sadece Yahudilerle savaşmak için kendilerini bir halk olarak adlandırıyorlar."

Röportajı yapan, çözüm nedir diye sorar ve şu cevabı alır:

"Güçten başka çözüm yok... Güçlü bir askeri yönetim. Herhangi bir saldırı Araplara çok büyük acılar getirecektir. Büyük bir ayaklanmanın başlamasını beklememeli, aksine ayaklanmanın devam etmesini önlemek için derhal büyük bir güçle harekete geçmeliyiz. Eğer mümkünse, İsrail topraklarındaki sözde tartışmalı bölgeleri fethetmeliyiz. Bize yıllarca savaş getirse bile fethedip elimizde tutmalıyız. Gazze'yi, Celile'nin bir bölümünü ve Golan'ı fethetmeliyiz. Bu bize kanlı bir savaş getirecektir. Ama burada hayatta kalmanın tek yolu bu."

Yine röportajı yapan kişi, baba Netanyahu'ya oğlunu sorar: Cevap sanki bizim tanıdığımız Bibi'nin ta kendisidir:

"Benjamin ya da Bibi, birçok açıdan harika bir insan. İnsanları etkileyebiliyor ve gerekeni yapmaları için motive edebiliyor. Halkına sadık ve sorumluluk duygusuna sahip. Baskıdan kurtulmak için uzlaşmanın rahatlığını tercih eden biri değil. Bazen Bibi'nin çok erken yaşlardan itibaren görüşlerimden etkilendiğini hissediyorum. Bibi benimle aynı hedefleri amaçlıyor olabilir, ancak bu hedeflere ulaşmanın yollarını kendine saklıyor, çünkü bunları ifade ederse hedeflerini ifşa etmiş olur. Çünkü o zeki biri. Çünkü çok dikkatli. Çünkü kendini idare etme yöntemleri var. Bu yüzden kendi fikirlerini ifşa etmiyor - hem düşmanlarından hem de desteklerini istediği insanlardan gelecek tepkiler yüzünden. Bu bir varsayım ama bence doğru."

https://t24.com.tr/yazarlar/levent-yilmaz/babasinin-izinde-bir-oglan-benjamin-netanyahu,42362

 

  • Benyamin Netanyahu: Yolsuzluklar, katliamlar ve yenilmiş bir lider – METE ÇUBUKÇU

7 Ekim’den hemen önceki dönemde İsrail basını ve siyasi analistler yorumlarında, Netanyahu’nun aşırı dindar ve aşırı sağcı ortaklarının taleplerine karşı tavizkar durumunda kalması ve onlara kabinesinde geniş yetkiler vermesine dikkati çekerek, bunun Netanyahu’yu zayıflattığını vurguluyordu.

Ancak, Netanyahu’nun kendi siyasi geleceği ve yolsuzluk davalarından kurtulabilmek için geliştirdiği strateji 7 Ekim sabahı çöktü.

Zaten hep şiddet yanlısıydı.

Her ne kadar 2015’de, seçimlerden bir gün önce İsrail haber kuruluşu NRG’ye verdiği röportajda, “Filistin devleti kurmak için harekete geçen veya bölgeden çekilmeyi düşünen herkes, yalnızca İsrail’e yönelik radikal İslamcı terör saldırılarına toprak bırakıyor demektir” açıklaması yaparak sağ koalisyondan destek almayı amaçlasa da Bibi hayatı boyunca bir Filistin devletine inanmadı.

Zaten Bibi’li yıllarda Batı Şeria’daki yasadışı yerleşimlerin artması, aşırı dinci Yahudi grupların Batı Şeria’daki işgal ve ihlallerine göz yumulması, Kudüs’te Şeyh Cerrah’daki İsrail vatandaşı Filistinlilerin mülklerine el konulması gibi girişimlerin Bibi dönemine denk gelmesi tesadüf değildi. Keza Batı Şeria ve Golan Tepeleri’nin ilhak edileceği açıklaması bir seçim vaadinden öte hayalini kurduğu düşlerdendi. Trump’la birlikte ABD’nin Kudüs’ü başkent olarak tanıdığı gün, bunu protesto eden Gazze sınırında Filistinlilere saldırıyordu.

Yorumcular Netanyahu’nun siyasi “zaferi”ni bir dizi faktöre bağlıyor. Bunlardan birisi, sağ pragmatizm. Bir diğeri ise İsrail’de nüfusun çoğunluğunun sağa kayması ve solun fiilen ortadan kalkması. Bunun Filistin meselesine teşmil edersek; sağ siyonizmin fütursuz biçimde Filistin topraklarını küçültmesi, insanların Gazze’de insanlık dışı koşullara mahkûm edilmesi, kendi vatandaşı olan Filistinlilerin haklarının budanması ve Filistin sorununun ülkenin gündeminden çıkarılması.

https://fikirturu.com/jeo-strateji/benyamin-netanyahu-yolsuzluklar/

 

  • “Hamas Gitmeli” - HİLLARY RODHAM CLİNTON

İleriye dönük olarak İsrail’in yeni bir stratejiye ve yeni bir liderliğe ihtiyacı var. Mevcut aşırı sağcı hükümet yerine, İsrail siyasetinin merkezinde yer alan ve önümüzdeki zor seçimleri yapabilecek bir ulusal birlik hükümetine ihtiyaç duyacaktır. İçeride, çalkantılı bir dönemin ardından İsrail demokrasisini yeniden tesis etmesi gerekecek.

Gazze’de, savaştan sonra bölgeyi yeniden işgal etme dürtüsüne direnmeli, Şeridi yönetmek için uluslararası yetkiye sahip bir geçici yönetimi kabul etmeli ve Gazze’nin kontrolünü yeniden ele geçirecek güvenilirliğe ve araçlara sahip olması için Filistin Yönetimini reformdan geçirme ve canlandırma yönündeki bölgesel çabaları desteklemelidir.

Batı Şeria’da ise aşırılık yanlısı İsrailli yerleşimcilerin uyguladığı şiddete son vermeli ve gelecekte bir Filistin devletini hayal etmeyi zorlaştıran yeni yerleşim yerleri inşa etmeyi durdurmalıdır. Nihayetinde İsrail’in güvenli, demokratik ve Yahudi bir devlet olarak geleceğini garanti altına almanın tek yolu, iki halk için iki devlete ulaşmaktır. Bölgede ise İsrail, Suudi Arabistan ve diğer ülkelerle ilişkilerini normalleştirmek ve İran’a karşı geniş bir koalisyon oluşturmak için ciddi müzakerelere yeniden başlamalıdır.

İsrail şimdilik rehineleri serbest bırakmaya, insani yardımları arttırmaya, sivilleri korumaya ve Hamas teröristlerinin artık aileleri katledememelerini, çocukları kaçıramamalarını, sivilleri canlı kalkan olarak kullanamamalarını ve yeni savaşlar başlatamamalarını sağlamaya odaklanmalıdır.

Ancak silahlar sustuğunda, barışın inşasına yönelik zorlu çalışmalar başlamalıdır. Başka bir seçenek yok.”

https://fikirturu.com/jeo-politik/hamas-gitmeli/

 

  • Habermas, Gazze ve soykırım - OSMAN ERDEN

Almanya’nın farklı üniversitelerinden dört akademisyen 13 Kasım’da Gazze’de yaşanmakta olan insanlık dramına dair bir bildiri yayınladılar. Nicole Deitelhoff, Rainer Forst, Klaus Günther ve Jürgen Habermas’ın imzalarının yer aldığı bildiri esas olarak meselenin Alman toplumuna yansıyabilecek olan potansiyel tehlikelerine dikkat çekiyor. Buna göre Almanya’daki siyasi kültürün dayandığı demokratik etik çerçevesinde Yahudilerin yaşamı ve İsrail’in var olma hakkı savunulmalıdır. Ülkenin Nazi geçmişi göz önünde bulundurulduğunda bu elzemdir. İmzacıların vurguladığı diğer husus ise İsrail’in uyguladığı yöntemin soykırım olarak adlandırılmaması gerektiği. Nazi Almanyası’nın bir ırkı bütünüyle ortadan kaldırmaya yönelik uyguladığı soykırım yöntemi tarih içinde benzersizdir. Soykırım tabirinin Yahudi Soykırımı dışında da kullanılması Almanların geçmişte işlediği bu insanlık suçunun niteliğini zayıflatmaktadır. Habermas ve diğerlerinin soykırım tabirine dair yaklaşımları bu çerçevede ele alınmalıdır.

https://www.politikyol.com/habermas-gazze-ve-soykirim/

 

  • İspanya’dan Filistin’i destekleyen söylem – CEREN GÜRSELER

Filistin, devletleşme çabalarını sürdürmektedir. Çeşitli başlıklar altında devletleşmeye dair çabalar sınıflandırılabilir: etkin egemenliğin sağlanması ya da pekiştirilmesi, bağımsızlığın sağlanması ya da retorikte ve fiiliyatta tanınması, uluslararası örgütlere üye/taraf olunması, uluslararası/çok taraflı andlaşmalara üye olunması. Sayılan unsurların aynı zamanda uluslararası ilişkilerin ve de dolayısıyla uluslararası hukukun başlıca ilkelerinden, konularından olan dış egemenlik ve tanınma başlıkları ile bağlantılı olduğu hatırlanmalıdır.

Sonuç olarak, Gazze saldırılarında görüldüğü üzere İsrail, uluslararası hukuka uymamaya devam etmektedir. İsrail’in en yakın müttefiği ABD dahi uluslararası hukuka uyma çağrısında bulunmakta fakat Netanyahu yönetimi tarafından dinlenilmemektedir. Netanyahu ve aşırı sağcı, fanatik dincilerden oluşan kabinesi Hamas’ın yok edilmesini nihai amacı olarak açıklarken  7 Ekim öncesi politikaları ve söylemleri bu amaçla yetinmeyeceklerini düşündürtmektedir. Bu bağlamda Sanchez örneğinde görüldüğü üzere İsrail’e karşı yapılacak her türlü diplomatik, siyasi ve hukuki baskı barışın sağlanmasında, zor da olsa Filistinlilerin meşru haklarını gözeten bir çözümün benimsenmesinde etkili olabilir. Kuvvet kullanımının, savaşın değil siyasi çözümün Filistin’e barışı getireceği Sanchez tarafından hatırlatılmıştır. Çözüm olarak da en kısa zamanda barış görüşmelerin başlaması gerektiği yönündeki çağrısını tarih vererek somutlaştırmıştır. “Barış”ın dile getirilmesi bile Avrupa nezdinde İsrail’in saldırılarının sorgulandığını göstermektedir. Bu süreçte uluslararası hukuka ve barışa yaklaşılmazsa İspanya, AB’den farklı tutum takınabileceğini ve Filistin’i devlet olarak tanıyabileceğini açıklamıştır. Siyasi çözüme ağırlık verilmesini gerektiğini ve bu yönde diplomatik dinamizmin yaratılması gerektiğini hatırlatmıştır.

https://www.politikyol.com/ispanyadan-filistini-destekleyen-soylem/

 

  • Remzi Çetin@remzzicetin

Türkiye’mizin şu gerçekle yüzleşmesi gerekiyor:

-Hamas, İsrail’i haritadan silmeye odaklı bir yapı ve onun 2 devletli çözüm diye bir ajandası da yok

-İsrail ise bugüne dek 2 devletli çözümü, resmi olarak ne reddetti ne de kabul etti

-Her 2 taraf da bu konuya oldukça mesafeli.

https://twitter.com/remzzicetin/status/1727420861475418147

 

  • Gökhan Çınkara@gcinkara

Hamas'ın Mossad veya yabancı istihbarat yapıları tarafından kurulduğu yanlış bir ifade.

Bazı gelişmelerin mikro dinamiklerine hakim olmadığımız zaman olayları makro süreçlere/yapılara tahvil ediyoruz.

Hamas kurulmadan önce zaten El-Mucama El-İslami (İslami Meclis) adlı sosyal yardım ağlarıyla zaten Filistin'de vardı. Bu yapı anlaşılmadan Hamas'ın anlaşılması zor.

I.İntifada'nın katalizör etkisiyle bu sosyal ağlar üzerine Hamas oluşturuluyor. Sosyal yardım ağlarının ve eğitim faaliyetlerinin ötesinde "mukavame"/direniş stratejisine geçiyorlar. İran "İslam" Devrimi etkisini de unutmayın.

Şeyh Ahmet Yasin dolayımıyla Hamas'ın İhvan-ı Müslimin ile ilişkileri yoğun ve bağlantılı. Fakat İhvan'ın Filistin'e girişi 1940'lara rastlıyor, Emin El-Hüseyni ile.

https://twitter.com/gcinkara/status/1727356064700551474

 

  • יוניקורן כחול לבן@kyrixermis

Yeni başlayanlar için:

▫️1946- Birleşik Krallık Osmanlılar’dan Filistin coğrafyasını aldı. Araplar ve Yahudiler beraber yaşıyorlar.

▫️1947- Birleşmiş Milletler Araplara ve Yahudilere bağımsız iki devlet teklifi Araplar tarafından reddediliyor.

1948- İsrail bağımsızlığını ilan ediyor ve 5 Arap devletinin saldırısına uğruyor. Ürdün Batı Şeria ve Kudüs’ü, Mısır ise Gazze’yi işgal ediyor. ( Bugün sorunlu bölgeler)

▫️1948- Altı gün savaşlarında İsrail Mısır’ın Sina yarım adasını, Gazze ve Batı Şeriayı tamamen alıyor ve 5 Arap devletini geri püskürtüyor.

▫️1982- Mısır ile barış anlaşması imzalanıyor ve İsrail iyi niyet olarak Sina yarımadasından tamamen çekiliyor. O günden sonra Mısır ile hiç sorun yaşanmıyor.

▫️1993- Oslo görüşmeleri yapılıyor ve tarihlerinde ilk kez Araplar (Filistinliler) bir toprak sahibi olup, devletleşiyorlar.

▫️2005- İsrail iki devletli çözüm ve barış için 1982’de Mısır’da yaptığı gibi Gazze’den tamamen çekiliyor.

▫️ 2007- Hamas terör örgütü İsrail’i tanımayacağını, barış olmayacağını ve tek yolun cihad olduğunu ilan ediyor.

https://twitter.com/kyrixermis/status/1728781206530011188

 

  • Deniz L. Ertuğ@DLeilaErtug

Geçtiğimiz senelerde hazırladığım "Antisemit misin?" testi için şuraya tıklayabilirsiniz:

https://biteable.com/watch/3199834/7a50f30463400661b2dc4885c0c6ccc4

Sosyalistler ve siyasal İslamcılar yapmasın 10 üzerinden 500 alırsınız siz çocuklar kendinizi yormanıza gerek yok:)))

https://twitter.com/DLeilaErtug/status/1727421601606668558

 

  • Deniz L. Ertuğ@DLeilaErtug

Türkiye'de liberal sol (isim vermiyorum hedef göstermemiş olmak adına), sosyalist, liberal birçok gazetenin yazdığı haberlere küfreden ulusalcısından, İslamcısına bütün bir kitle Haaretz'i en doğru yayın organı olarak kabul ediyor. Mevzu İsrail daha da genel olarak Yahudiler olunca tarafsızlık ilkesi rafa kalkıyor herhalde? Anlayamıyorum ben Fransa'yla ilgili bir haber baksam birden çok gazeteye bakarım. Tek kriterim Fransa'da "hükümete ve/veya devlete en çok söven" gazeteyi tek kaynak alayım olmaz. Çünkü bu yine sadece bir tarafın borazanı olmanıza sebep olur. Kime ne anlatıyorsam:)

https://twitter.com/DLeilaErtug/status/1726562581391753726

 

  • Deniz L. Ertuğ@DLeilaErtug

Arkadaşlar biliyorum istiyorsunuz ki İsrail soykırım işledi olsun, savaş suçları işledi olsun fakat o işler öyle sizin odanızdan sallamanızla olmuyor. Bunun hukuki boyutu var. Soykırım olmadığını ben şu oturduğum yerden söyleyebilecek kadar hukuki kısmını okudum. Ha savaş suçlarına gelirsek bunların da şu sıralar paylaşımda olan videoları da görünce, boşa düşeceğini size şimdiden söyleyebilirim. Münferit basına yansımamış bazı olaylar üzerinden olursa, bilemem. Ayrıca üzülerek söyleyeyim ki Hamas da savaş suçlarından dolayı yargı önüne gelecek ve yargılanacak. Bunu ben söylemiyorum bu konuda çalışmalar da başlamış durumda. Bence biz bizim kavgamız olmayan bir konuda daha fazla zorlamayalım, işimize bakalım. İsrail kendi ülkesini düşünüyor, Filistin halkının da aklı var, Hamas'a destek verirse ne olacağını gördü, Arap ülkeleri de bu konuda bizden çok daha itidalli davranıyorlar. Yine bir uluslararası kriz daha kucağımızda kalmasın. Huzurumuz kaçmasın. Çünkü gerçekten bizimle alakalı bir konu değil. Biz kendi dertlerimizle dertlenelim.

https://twitter.com/DLeilaErtug/status/1726338089096716392

 

  • Balat Musevi Hastanesi yakınında Gazze eylemi yapan doktorlara tepki: 'Bu anti-semitizm değil mi?'

https://artigercek.com/guncel/balat-musevi-hastanesi-yakininda-gazze-eylemi-yapan-doktorlara-tepki-bu-anti-274016h

 

  • Balat Musevi Hastanesi ve HAMAS üzerinden ırkçılık! – NECATİ DOĞRU

Üzerlerine kırmızı kan lekesi sürülmüş beyaz doktor gömleği giymiş genç insanlar, Balat Musevi Hastanesi yakınında Gazze'ye İsrail saldırısını protesto gösterisi

yaptılar. Bu gösteriye Cumhurbaşkanı baş danışmanlarından doktor ve sosyolog etiketi olan biri de destek verdi. Balat Musevi Hastanesi'nde çalışan 50 hemşirenin 50'si, toplam 40 doktorun 39'u Türk ve Müslüman. 40 doktordan sadece 1'i Musevi ve başhekim de Türk ve Müslüman. Toplam 150 hasta bakıcı, sağlık emekçisi ve teknik elemanın da tamamı Türk ve Müslüman. Balat Musevi Hastanesi önünde gösteri yapıldığı aynı gün bir cemaatin önde gelen liderinin yeğeni de video sohbet yayınını dolaşıma soktu. Öfkeli yüz ifadesi ile “HAMAS' ın

İsrail'de yaptığını biz de Türkiye'de yapalım” çağırısında bulundu. Açıkça Türkiye'de Yahudi kanı akıtalım dedi.

Cemaat önde geleni soruşturmaya çağırıldı. Çay kahve ikramı soruşturmasına mı dönüşecek göreceğiz.

https://www.sozcu.com.tr/2023/yazarlar/necati-dogru/gitti-gitti-nereye-gitti-7873528/

 

  • Meşrubat, kahve ve hastane! – MURAT SEVİNÇ

Dün, bu kez bir hekim gurubu, çocukluğumdan beri önünden geçerken yapısına hayranlıkla baktığım bir hastaneye, Özel Balat Or-ahayim Musevi Hastanesi’ne gidip eylem yapmış. II. Abdülhamit saltanatında açılan hastanenin İsrail’le, siyasetiyle, Gazze’deki katliamla bir ilgisi var mı, yok. Peki, bir hastaneyi, çalışanlarını ve hastalarını taciz eden bu saçmalığın, saçmalayanlarca bir önemi var mı, hayır, yok.

Bir eylem ‘hukuksal sınırlar’ içinde kaldığı müddetçe, yalnızca eylemciyi ilgilendirir. İsteyen kaldırıma kahve döker isteyen meşrubat, isteyen ikisini karıştırıp İsrail’e destek olan Alman markası o meşhur aracın tamponuna sürer. Ancak bunları, İsrail’in Gazze’de yapıp ettiklerine karşı eylemler olarak niteleyip üzerine bir de ciddiye alınmayı beklemek, işte o pek olası değil. Yalnızca eylemin muhataplarındaki ‘bilinçli’ sapma nedeniyle değil, aynı zamanda, iktidar yandaşlarının hak ve özgürlükler konusunda yıllar boyu sergilediği performans nedeniyle de. Burada, söz ve eylemin değeri ile söyleyenin ve eyleyenin yönetimle ilişkisi arasındaki bağı bir kez daha hatırlatmak isterim.

İktidarın irili ufaklı nimetlerinden yararlanma arzusu ve seyredenin yüzünü kızartan paylaşım telaşında, kendi çıkarına olmayan hiçbir konuyla ilgilenmeyen, kendine benzemeyenin yüz yüze kaldığı dehşet verici adaletsizlere sessiz kalan ya da teşvik eden, hemen her eleştiri karşında bol sövgülü öfke nöbeti geçiren, ülkesindeki muhaliflerin canına okunmasına alkış tutan insanların ‘karşı çıkış’ını dikkate almak olanaksız. Üstelik, İsrail devletine mi yoksa Yahudilere mi yöneldiği belirsiz protestolarda.

Bir de şunu sorsam çok mu kırıcı olur: Siyasal varlıklarını ve başkaca pek çok şeyi borçlu oldukları siyasetçi, yarın öbür gün “Oturun oturduğunuz yerde, yeter bu kadar protesto ettiğiniz” dese içlerinden bir kişi olsun bu ‘talimat’a karşı çıkar mı? ‘Çıkmaz’ yanıtından kuşkusu olan?

Güç sahiplerine asgari mesafe ve ve eğer mümkünse iktidara göre değişmeyen bir ‘ilke’ sahibi olmak, bu yüzden önemli.

https://www.diken.com.tr/mesrubat-kahve-ve-hastane/

 

  • Gözlerden kaçan ayrıntı... Hamas'ın asıl zararı... Adım adım işleyen plan - KAYAHAN UYGUR

https://www.odatv4.com/yazarlar/kayahan-uygur/gozlerden-kacan-ayrinti-hamasin-asil-zarari-adim-adim-isleyen-plan-120013271

 

  • ‘Ya toprağı ya mezarı paylaşacağız’ - DENİZ KİLİSLİOĞLU

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/deniz-kilislioglu/ya-topragi-ya-mezari-paylasacagiz-7040259

 

  • 7 Ekim’den sonra İsrael – SARA YANAROCAK

https://www.turkisrael.org.il/single-post/7-eki%CC%87m-den-sonra-i%CC%87srael

 

  • İsrailli yetkililerin ‘hayali senaryo’ itirafı

https://harici.com.tr/israilli-yetkililerin-hayali-senaryo-itirafi/

 

  • Gökhan Çınkara@gcinkara

Körfez Arap Ülkeleri Gazze’deki mevcut yıkımı ortadan kaldırmak ve yeni inşa faaliyetleri için büyük bir fon aktarmaya hazırlarmış.

Ancak bazı şartlardan bahsediliyor:

1- Fon aktarımı Ramallah merkezli Filistin yönetimine yapılacak,

2- Mevcut Filistin yönetimi bu fonları almak istiyorsa liderlik ve kurumlarında reform yapmak zorundalar.

https://twitter.com/gcinkara/status/1726893093075517778

 

  • İsrail’in üç sorunu – MEHMET ALİ GÜLLER
  1. İSRAİL BATI DESTEĞİNİ KAYBEDİYOR
  2. İSRAİL KURUMLARI BİRBİRİNİ SUÇLUYOR
  3. NETANYAHU’YA İSTİFA BASKISI

https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mehmet-ali-guller/israilin-uc-sorunu-2145162

 

  • Gabi Behiri@gbehiri

@ElmasDean 'in @dunyagazetesii 'nde Turkiye'deki saglik turizminde dususe deginen habere yorumlari onemli. En onemlisi: Yine kendisinin yaptigi hesaplamaya göre İsraelliler'in Turkiye'ye gelememesinin tek başına Türkiye'deki saglik turizm sektörüne vereceği doğrudan zarar 2023 yılı sonunda yaklaşık 233 milyon dolara ulaşacak.

Turkiye Israelliler icin cok onemli bir sac ektirme ve estetik merkezi haline gelmisti. Hatta dizilere ve komedi programlarina bile konu olmustu. Suanlik Israelliler sac ektireceklerse kendilerine baska yerler ariyorlar.

https://twitter.com/gbehiri/status/1726608732405027267

 

  • Aviva Klompas@AvivaKlompas

Avigail Idan serbest bırakıldı. Bu küçük kız, anne ve babasının öldürüldüğünü gördü ve babasının kanlı bedeninin altından sürünerek çıkmak zorunda kaldı.

Ailesi olmadan Gazze'de 51 gün geçirdi ve bu süre zarfında 4 yaşına girdi.

Başkan Biden dahil pek çok kişi onun adına konuştu. Avigail'in önünde pek çok iyileşme var ama en azından sonunda İsrail'e geri döndü.

https://twitter.com/AvivaKlompas/status/1728820674729275731

  • Gabi Behiri@gbehiri

Hamasli teroristler tarafindan rehin alinan ve dun birakilan 6 yasindaki Emilya buyukannesi ile sariliyor.

https://twitter.com/gbehiri/status/1728354694626713908

  • Aviva Klompas@AvivaKlompas

Hamas tarafından serbest bırakılacağı söylendiğinde 72 yaşındaki Adina Moşe, teröristlere bunun yerine durumu daha kötü olan yaşlı bir kadını serbest bırakmaları yönünde çağrıda bulundu.

https://twitter.com/AvivaKlompas/status/1728798951472533593

  • Gabi Behiri@gbehiri

İrlanda Basbakani'nin ayni zamanda Irlanda vatandasi olan 50 gundur Hamas tarafindan rehin tutulan Emily Hand'in birakilmasina yorumu: "Kayip olan masum bir cocuk bulundu ve ailesine döndürüldü"

Irlanda Basbakani Hamas'i kayip esya burosu Emily'i de kaybolan valiz sanmis herhalde. Israel tarafindan resmi cevap henuz gelmedi.

https://twitter.com/gbehiri/status/1728673352418545766

 

  • יצחק הרצוג Isaac Herzog@Isaac_Herzog

Dokuz yaşındaki Emily Hand "kaybolmadı", "kaybolmadı", yürüyüşe çıkıp "yolunu kaybetmedi". Emily, canavar ve aşağılık katiller tarafından silah zoruyla vahşice kaçırıldı. Hamas tarafından esir tutuldu; ailesiyle, dünyayla ve hatta Kızıl Haç'la herhangi bir teması engellendi.

İrlanda Başbakanı'nın dün gece Emily'nin serbest bırakılmasına ilişkin açıklaması kabul edilemezdi. Milletlerin ve elbette liderlerinin öncelikle sorumluluk göstermesi ve gerçeği söylemesi gerekiyor: Emily İsrail'deki evinden Hamas teröristleri tarafından kaçırıldı. Emily ve ailesi, terör örgütü Hamas'ın İsrailli kurbanlarıdır.

https://twitter.com/Isaac_Herzog/status/1728847583466999891

 

  • İngiltere ve Fransa’da Yükselen İsrail Karşıtlığının Antisemit Kökenleri – RALF ARDİTTİ

https://www.turkisrael.org.il/single-post/i%CC%87ngiltere-ve-fransa-da-y%C3%BCkselen-i%CC%87srail-kar%C5%9F%C4%B1tl%C4%B1%C4%9F%C4%B1n%C4%B1n-antisemit-k%C3%B6kenleri

 

  • Kürdistanlı Yahudiler ve İsrail'e göç meselesi – FAİK BULUT

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün