Işıklar Bayramı HANUKA

Hanuka Bayramında Tanrı´nın, “Halkı İsrailoğulları için bugüne kadar uzanan büyük bir kurtuluş gerçekleştirmesini ve onları özgürlüğe kavuşturmasını” kutluyoruz. (Sidur kol Yaakov s.272) Sekiz gece boyunca her gece bir mum arttırarak ailemiz ve sevdiklerimizle birlikte Hanuka bayramının mumlarını yakmaya bu yıl 7 Aralık Perşembe akşamı başlıyoruz.

Nazlı DOENYAS Kavram
29 Kasım 2023 Çarşamba

Her Yahudi bayramı, yeni bir maneviyat döneminin başlangıcını simgeler. Her bayram, tanıdık ve her yıl tekrarlanan bir deneyime yeni bir bakış açısı, içgörü, kişisel gelişim ve maneviyat seviyesine ulaşma fırsatı getirir.

Her bayramımız bizi düşünmeye, karakterimizin farklı açılarını daha da geliştirmeye, bir an durup hayata Yahudi merceğiyle bakmaya, ruhumuzun derinliklerine inmeye, hayatımızda Tanrı’nın Varlığı’nı fark etmeye, bize her an vermeye devam ettikleri için şükretmeye, olmak istediğimiz ve olabileceğimiz kişi olabilmek için daha fazla gayret etmeye teşvik eder.

Işıklar Bayramı Hanuka da bu şekilde, hızla akıp giden yaşantımızda bize bir duraklama noktası oluşturur ve kazandırdığı yeni bilgi ve hayat mesajları ile her yıl yeni güzelliklerin kapısını aralar.

Bu yıl Hanuka Bayramının birinci mumunu 7 Aralık Perşembe akşamı yakıyoruz.

 

Hanuka’nın Çok Kısa Özeti

R.Jonathan Sacks’ın (zt”l) özetlemesiyle, “İsrailoğulları Büyük İskender imparatorluğunun yönetimi altındayken,  4.Antiokus, Helenleşmeyi hızlandırmaya karar vererek Yahudilerin dinlerini uygulamalarını yasaklar ve Yeruşalayim’deki Tapınağın kutsallığını Zeus heykeli dikerek murdar eder.

Buna katlanamayan bir grup Yahudi - Makabiler, dinsel özgürlükleri için savaşır ve antik dünyanın en güçlü ordusuna karşı çarpıcı bir zafer kazanırlar. Üç yıl sonra Yeruşalayim’i kurtarırlar, Kutsal Tapınağı temizleyip yeniden Tanrı hizmetine adarlar ve enkaz arasında buldukları tek kap kutsallığı bozulmamış yağ ile menorayı yeniden yakarlar.”

Rabi Mark N.Wildes hepimizin bu hikayeye aşina olduğumuzu belirtir. “Ancak pek az kişinin bildiği şey, Helenizm’in aslında Yahudi toplumunda İkinci Bet Amikdaş döneminde başka bir halkın kültür ve inanç sistemiyle yakın etkileşim sonucu, Yunan’ın Helenleştirme baskılarının daha öncesinden kök salmaya başlamış olmasıdır. Yunan kültürünün sonraki zamanlarda Yahudiler’e yoğun baskı ve yasaklarla dayatıldığı doğrudur ancak bunun öncesinde de Yunan egemenliği altındaki bazı Yahudiler modernleşme adına zaten kendi istekleriyle Yahudiliklerinden vazgeçmeye başlamıştı.

Yunan kültürü ve modernliği ile veya farklı kültürlerle yakın ilişkide olmak Yahudi değerlerinden vazgeçilmesini kolaylaştırıyorsa, o halde bizim dış etkilerle nasıl başa çıkmamız gerekiyor? Kendi Tora yaşam tarzımızı korumak için kendimizi inzivaya mı çekmeliyiz? Tora halen güncel olan bu önemli konu hakkında ne yapmamızı öneriyor?”

Bunun cevabını bulmamıza yardımcı olacak anahtarı belki de bu sene Hanuka Bayramının Şabat’ında okuyacağımız Tora bölümü Vayeşev’de bulabiliriz. 

 

Vayeşev Peraşasının Anlattıkları

Rabi Mark Goldsmith, Yahudi yılının akış şeklinin, Şabat’ta okunan belirli Tora bölümlerini belirli bayram dönemleriyle ilişkilendirdiğini belirtir. “Bu nedenle, ne zaman Hanuka yaklaşsa, Şabat günü Tora'nın Vayeşev, Mikets ve bazı yıllarda Vayigaş bölümlerinde Yosef’in hikayesini okuruz. 

Hanuka, Kislev ayının 25'inde başlar çünkü bu, Makabiler Kitabı'na göre Kutsal Tapınak Bet Amikdaş’ın yeniden Tanrı Hizmeti’ne adanma günüdür. 

Günümüzde de Hanuka olaylarının kahramanları Makabiler ile bu dönemde okuduğumuz Yosef’in hikayelerini birbirine bağlamak oldukça mümkündür. Bunun nedeni aynı hikaye olmaları değil, çok değerli bir madalyonun iki yüzü olmalarıdır. Makabiler, Kutsal Topraklarda Yunan kültürü ve dinine zorla asimile edilmeye karşı mücadele etmişti. Bu mücadeleleri, Kutsal Topraklar’ın bir kez daha Yahudilerin serbestçe inançlarının gereklerini yerine getirebilecekleri, Tanrı’ya ibadet edebilecekleri, Yahudiliğin ve Yahudi halkının toprağı olmaya geri dönmesini sağlamıştır.

Bu arada Yosef, Vaadedilen Kutsal Topraklar’da büyümez, ancak ilk Diaspora Yahudisi olarak yetişkin erkek dönemine Mısır'da girer. Yosef, büyük ölçüde Mısır kültürüne asimile olur ve orada Tsafenat Paneah (sırları açığa çıkaran) adını alır. Mısır'ın başveziri olarak, kardeşlerinin köle olarak sattığı 17 yaşındaki gençten o kadar farklı görünür ki, yiyecek almak için Mısır'a geldiklerinde kendi kardeşleri bile Yosef’i tanıyamaz. Yosef artık Mısırca konuşuyordur. Artık Mısırlı bir hükümdar gibi davranıyor ve giyiniyordur; o kadar ki, Mısırlı kostümünü çıkarıp kardeşlerine kim olduğunu açıkladığında kardeşleri muazzam bir şok yaşar. Yosef görünürde tam da Makabiler’in muhtemelen küçümseyeceği türden bir Yahudidir - Mısırlılardan daha Mısırlı.

Ama Yosef aynı zamanda hem bu zamanımız için, hem de Yahudiliğin özgürleşmesinin başlangıcından bu yana, her zaman için örnek bir Yahudi modeli oluşturmuştur. Mısır’da Firavun’dan sonraki en yüksek rütbede başvezir olarak yaşamış, Mısırlı bir rahibin kızı Asenat ile evlenmiş, ancak yine de Yahudi kimliğini ve değerlerini korumayı bilmiş, asla kaybetmemiştir. Tıpkı Makabiler'in kendi topraklarında Yahudi olma haklarını ellerinden almaya çalışan, (Şabat, Roş Hodeş, Brit Mila –sünnet ve Tora öğrenimini yasaklayarak Yahudileri spiritüel olarak yok etmeye çalışan) şiddete karşı savaştıkları gibi, Yosef de farklı bir yolla ama aynı amaçla kendisini Mısır aristokrasisine katılmanın cazibesine kaptırmamış, Yahudiliğine sıkıca sahip çıkmıştır. Tercih ettiği bu yaşam şekliyle kendisinin ve kendi soyundan gelenlerin Yahudiliklerini sonsuza kadar yok etmelerini engellemiş, Yahudiliğin bu şartlarda bile korunabileceğinin canlı göstergesi olmuştur.

Yaakov'un oğlu Yosef, kendisinin ve Asenat'ın oğulları Efrayim ve Menaşe’nin dedeleri Yaakov tarafından Yahudi mirasını devralmaya eşit derecede hak sahibi oldukları kabul edildiğinde, İsrailoğulları’nın kabileleri arasında hak ettiği yeri aldı.

Efrayim ve Menaşe, Yaakov'un hiçbir zaman Mısırlı olmamış diğer oğulları arasında onlarla eşit Yahudi akranları olarak yerlerini aldılar.

Yahudiler her Şabat akşamı, erkek çocuklar için geleneksel olarak yapılan ‘Tanrı seni Efrayim ve Menaşe gibi yapsın’ kutsamasında Yosef ve Asenat'ın, Yahudi çocuklar yetiştirmedeki başarılarını yansıtır. Bu kutsamayla, ailelerinin onları Avraam ve Sara'nın geleneğine göre yetiştirme tercihleri sayesinde Yahudi halkının büyük bir kısmının ataları haline gelen bir ailenin çocuklarını kutlarız.

(Kız çocukları için geleneksel kutsama daha açık bir şekilde: ‘Tanrı seni Sara, Rivka, Rahel ve Lea gibi yapsın’ şeklindedir, onlar ilk Yahudi ailelerini kuran kadınlarımızdır.)

Makabiler Kutsal Topraklarda Yahudilerin devamlılığını sağlamayı başardı. Yosef ise ilk Diaspora’da Yahudilerin ve Yahudiliğin devamlılığını sağlamayı başardı.”

 

Yosef Diaspora’da Yahudiliğin Devamlılığını Nasıl Sağladı?

Yosef’in Diaspora’da Yahudiliğin devamını sağlamayı nasıl başardığını Rabi Mark N.Wildes şöyle anlatıyor:

“Mısır’da yaşayan Yosef kim olduğunu ya da neye inandığını gizlemez. Çok tanrılı Mısır'da Firavun'un huzurunda durur, gerçek ve tek Tanrı’ya olan inancını dile getirir. Yosef Mısır'da yaşadığı süre boyunca kendisini bir Yahudi, Yaakov'un oğlu olarak tanımlamaya ve yaşamaya devam eder. Bilgelerimiz, Yosef'in "dmut yonku"yu, yani babası Yaakov'un temsil ettiklerini ve ailesinin geleneklerini canlı tuttuğunu öğretir.

Ve bu, onun ilerlemesini hiçbir zaman engellemez. Aksine, Yosef Tanrı’nın adını ne kadar çok anarsa o kadar başarılı olur. Firavun’un rüyalarını yorumlarken bunları yorumlayanın aslında Tanrı olduğunu söylemesi (Bereşit  40:8; 41:16), Firavun’un rüyalarında Tanrı’nın ne yapacağını söylediğini belirtmesi (a.e 41:25,28,32) ve benzeri gibi.

Yosef’un hayatına baktığımızda, dış dünyayla belirgin bir şekilde ilgilenen, kendi halkının dışında da büyük iyiliklere katkıda bulunan birini görüyoruz. Yosef, bir kıtlık olacağını tahmin ederek ve yiyecek tasarrufu ve dağıtım planı uygulayarak Mısır ve civar bölgelerde binlerce kişinin hayatını kurtarır. Bu süreç boyunca kim olduğuyla gurur duyarak, köklerinden ve mirasından utanmayarak, kimliğine ve değerlerine sahip çıkan bir Yahudi olmayı sürdürür. Günün sonunda Firavun, onda büyük bir yetenek gördüğü için Yosef’i başveziri yapar. Farklı bir inanç sistemine sahip olması Yosef’in başarısını engellemez. Aksine, insanlar onun inançlı bir kişi olduğunu görür ve bu da ona karşı daha fazla saygı duymalarını sağlar. 

Yosef'in hayatı, büyük bir toplumun parçası olabileceğimizi ve yine de farklı Yahudi yaşam tarzımızı koruyabileceğimizi; ibadetlerimize sadık kalmak için kendimizi dış etkilerden soyutlamamız gerekmediğini öğretir. 

Yahudilerin en büyük tarihi hatalarından biri, ne kadar herkes gibi olursak, o kadar saygı göreceğimizi ve kabul edileceğimizi düşünmeleridir. Yunan yönetimi altındaki Yahudiler de aynı şeyi söylüyordu: Ne kadar Yunanlı, Helenist olursak, o kadar kültürlü ve sofistike görülecek ve nihayetinde o kadar çok kabul göreceğiz. Tarih bize bunun tam tersini öğretti. Yahudi olmayan komşularımız, bizim Yahudiliğimize saygı duyduğumuzu gördüklerinde saygı duymayı öğrenirler. Yosef’in başarılı olmasının ve dokunduğu her şeyin altına dönüşmesinin nedeni de budur. Tanrı hayatının her adımında onunla birlikteydi çünkü o, kim olduğunu, nereden geldiğini ve babası Yaakov'un öğrettiklerini asla unutmadı.

Kimliğimizi veya geleneklerimizi terk etmenin ya da saklamanın yeni bir iş bulmamıza, belirli bir ilişkide kalmamıza yardımcı olacağını düşünüyorsak, atalarımızın Yunanlıların zamanında yaptığı hatayı tekrarlıyoruz demektir. Dünyada gerçekten başarılı olmamızı sağlayan değerleri terk ediyoruz. İşte bu nedenle Helenistlere karşı en büyük direniş Makabiler’den geldi çünkü onlar Yahudilikleriyle gurur duyuyordu. Makabi kelimesi geleneklerimize göre, ‘Mi Kamocha B'elim Hashem’in kısaltmasıdır – “(Semavi) Güçler arasında kim Senin Gibidir Ey Aşem” (Şemot 15:11) çünkü inandıkları şeyle gurur duyuyorlardı ve bunu dünyaya duyurmaktan çekinmiyorlardı. Bu yüzden Yahudi olmaktan duyduğumuz onuru göstermek için menoralarımızı evlerimizin pencerelerine, dünyaya bakacak şekilde yerleştiririz. Yahudi olmaktan, Yahudi değerlerini temsil etmekten, Yahudi öğretilerine göre yaşamaktan dolayı duyduğumuz onur o zaman da halkımızı kurtaran şeydi, bugün de en çok ihtiyaç duyulan şeydir.”

 

KISA KISA HANUKA

İsmi: Hanuka kelimesi adamak, eğitim ve başlangıç ve benzeri birçok farklı anlama gelir. En yaygın olarak bilinen anlamı olan adamak, Kutsal Tapınak Bet Amikdaş’ın putlardan arındırılıp yeniden Tanrı Hizmeti’ne adanmasını simgeler.

Hanuka Bayramı: Kislev ayının 25’inde başlayan ve sekiz gece ve sekiz gün süren Hanuka Bayramı, Purim Bayramı gibi Rabilerimiz tarafından uygulamaya konulan ve diğer bayram ve özel günlerimiz gibi öğretileri her daim güncel olan önemli bir bayramımızdır. Hanuka olaylarını, Makabiler’in iki kitabından öğreniyoruz.

Hanuka Gelenekleri: Dokuz kollu şamdan Hanukiya’nın mumları bayramın her gecesi bir mum arttırarak tüm aile biraradayken ve dualar eşliğinde yakılır. Ponçiğe benzer sufganiya, patates gözlemeleri latke ve Hanuka’daki yağ mucizesine istinaden yağda kızarmış yiyecekler yapılır, çocuklara Hanuka hediyesi verilir, topaç çevrilir.

Hanuka’nın Bugünkü Mesajı: Bayramın en çok bilinen mucizesi olan, Menora’yı yakmak için Tapınakta bulunan ve sadece bir gün yetecek saf yağın sekiz gün boyunca yanmasının arka planı, bize Hanuka’nın bugünkü mesajı hakkında önemli bir ipucu verir. Toplumsal ritüeller için, tuma (ritüel olarak saf olmama durumu) yasağından feragat edilebilir (Gemara Yoma 6b). Bu nedenle pek çok yorumcu, neden bir mucizeye ihtiyaç duyulduğunu sorar. O zamanın şartlarında Menora'nın ritüel olarak saf olmayan yağla bile yakılmasına izin verilebilirdi.

Saf olmayan yağın kullanılmasına izin verilebildiği için, yağın sekiz gün yanma mucizesinin tek amacı Tanrı’nın İsrailoğulları’na, özellikle de Helenizm ile yakınlaşıp bu hayat tarzını benimseyen ancak Makabiler’in zaferiyle Tora Yolu’na geri dönenlere olan yoğun sevgisini göstermekti.

Bu aynı zamanda Hanuka zamanlarında okuduğumuz Yosef’in hikayesinin de mesajıdır. Yosef kardeşlerini kalpten ve tüm içtenliğiyle affetti, içinin derinliklerinde kendisine kötü davranmalarından dolayı onlara kırgınlık duymaya devam etmedi. Onları gerçekten samimiyetle sevdi ve sanki aralarında hiçbir şey olmamış gibi onlarla yakından ilgilendi, onlara karşı, aynı kaçırılmasında parmağı olmayan Benjamin'e hissettiği gibi hissettiğini söyledi (Bereşit 45:12).

Bu nedenle Hanuka kutlaması bir mucizenin anılmasından çok daha fazlasıdır. Yosef’in yaptığı gibi bizler de Roş Aşana ve Yom Kipur döneminde dualarda defalarca tekrar ettiğimiz Tanrı’nın On Üç Merhamet Özelliği gibi, tarihimizde ve Tora’daki hikayelerde karşımıza çıkan Tanrı’nın İlahi özelliklerini örnek alıp bu şekilde davranmaya çalışabiliriz. Tıpkı Tanrı'nın (ve Yosef’in) bağışladığı zaman, O'nun bize olan sevgisinin tamamen geri gelmesi gibi, biz de ilişkilerimizdeki anlaşmazlıkları onarmaya çalışırken birbirimize olan sevgimizi yeniden canlandırabilir,etrafımızla olan ilişkilerimize kendimizi yeniden adayabiliriz.

Biz de Hanuka mumlarını izlerken temsil ettikleri bu derin ışığı ve hayatımıza getireceklerini düşünelim: tamamen yenilenen bir sevginin, bir ilişkinin pasparlak ışığı, evimizden başlayıp dalga dalga yayılarak etrafımıza ve nihayetinde tüm dünyaya gittikçe büyüyen bir aydınlık getirebilir.

Şabat günü Hanuka Mumlarının Yakılması: Bu yıl 8 Aralık Cuma günü önce Hanuka mumları yakılır. Ondan sonra Şabat mumları 17.21’den önce olacak şekilde yakılır. Hanukiya mumlarının veya yağının, akşam olduktan sonra yarım saat daha yanacak şekilde ayarlanması gerekir.

Hanuka’nın ABC’si, Hanuka Alahaları ve Yorumlar, Savaş Mucizesi, Neden Sekiz, Yardım Eden El, Hanuka Felsefesi, Hanuka Mumlarını Yakma Sırası, Hanuka Mumlarını Yakma Duaları ve Mumları Yakma Videoları, Geleneksel Hanuka Tatlıları ve Açıklamalı Tarifleri, Hanuka için gerekli tüm bilgiler: 

http://www.sevivon.com/index.php?option=com_content&view=category&layout=blog&id=29&Itemid=107

Önemli Not:  Yazıda kısa bir özet olarak verilmiş olan bilgiler, okuyucuya konu hakkında fikir vermek amacıyla; GÖZLEM Kitapçılığın Bereşit, Şemot, El Gid Para El Pratikante ve Yahudilik Ansiklopedisi kitaplarından ve rabbisacks.org, www.jpost.com, www.aish.com, torah.org, www.kehilatkodesh.org, www.kolemunah.net, www.jewishpress.com, jcca.org, www.jtsa.edu, wupj.org sitelerinden derlenerek hazırlanmıştır. Cemaatlerin farklı gelenekleri ve uygulamaları olabildiği için özel günler ve uygulamalar hakkında en doğru ve detaylı bilgiler için, cemaatin kendi Rabi’lerine başvurması gerekir.

Yazı, konu hakkında bulunabilecek sayısız değerli yorumdan sadece sınırlı bir bölümü içermektedir.

*Katkıları için Rav İzak Peres’e teşekkür ederiz.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün