Yaratılışı şekillendiren sayılar ALEF ve BET (1 ve 2 rakamı)

´İlahi Olanın Kutsal Alanı - Hiçlik Ülkesinin Evi´ başlıklı yazımda sıfır (İbranice Efes) kavramının ilahi gizemini kısmen de olsa aktarmaya çalışmıştım. Yanlış anlamaları önlemek adına, harflere değil sadece rakamlara odaklanacağımızı ve İbranice her harfin aynı zamanda bir sayıya karşılık geldiğini anımsamanızı istiyorum. Bu rakamları matematikte yer aldıkları şekliyle değil, ilahi anlamları yönünden irdeleyeceğiz. Bu bakış açısıyla ´alef´ ve ´bet´in sayısal karşılığı ´bir´ ve ´iki´ rakamını kavramaya çalışalım. Bu satırlarım O´nun kadim ve sonsuz dünyasına sadece bir anlık bakış sağlayacaktır.

Moşe PASENSYA Kavram
8 Kasım 2023 Çarşamba

İbrani alfabesinin dilbilimin bir dalı olduğunu düşünenler varken, diğerleri onu mistik imalarla matematiğin bir dalı olarak görür. Kadim Bilgeler dünyanın 22 harf ve 10 sayıdan yaratıldığını söyler. Mecazi olarak, 10 rakamın (alef-bir’den, yud-on’a kadar) Tanrı'nın ışığının on yayılımı ve O'nun yaratılışla ilgili on ifadesi olduğuna inanılır.

İbranice harflerde iki farklı ışığı temsil eden iki çizgi türü vardır. Dikey çizgiler (Maamale) bilgeliğin veya zevkin ışığını temsil eder. Yatay çizgiler (Sovev) merhamet ışığını veya kırıklarımızı onarmayı (Tikun) temsil eder.

Dikey çizgi, ışığın yukarıdan, Yaradan’dan Yaratılışa doğru indiği anlamına gelir. Yatay çizgi, Yaratıcı’nın tüm varoluşla ilgili olduğu anlamına gelir.

Kutsal rakamlar (10 tane) ‘ışıkların’ gerekli etkilerini üretebilmesi için hareket etme gücü vermek amacıyla tasarlanmış seviyelerdir. 

Ari Ha-Kadosh (Arizal) sayıların ilahi dünyalardan geldiğini açıklar. Tek haneli sayılar fiziksel olan Asiyah (Malhut) dünyasına karşılık gelir. ‘On’lar, Yetzirah'a âlemindeki (Melekler Dünyası) Tiferet'e karşılık gelir. ‘Yüz’ler, Neşama âlemi Beriya’ya (Bina – Imma) karşılık gelir. Imma âleminden yüzlerce kişi (ruh) çıktığı için onlar bereket kaynağıdır. 

Yanlış anlamaların önüne geçmek adına, harflere değil sadece rakamlara odaklanacağımızı ve İbranice her harfin aynı zamanda bir sayıya karşılık geldiğini anımsamanızı istiyorum. Bu rakamları matematikte yer aldıkları şekli ile değil, ilahi anlamları yönünden irdeleyeceğiz.

Bu bakış açısıyla ‘alef’ ve ‘bet’in sayısal karşılığı olan ‘bir’ ve ‘iki’ rakamını kavramaya çalışalım. Bu satırlarım O’nun kadim ve sonsuz dünyasına sadece bir anlık bakış sağlayacaktır.  

ALEF – BİR’LİK

Manevi Çalışma Alanı: Kutsallık

“Onu Tanrı’nın görüntüsünde yarattı; onları erkek ve dişi olarak yarattı” (Bereşit 1:27).

Alef, İbranice'de bir öküzdür. Gücü, ‘Bir numara’ olmayı ifade eder. Bir sayısı, birliği veya ilk olanı ifade eder. Tüm dillerde birliğin simgesidir. İlk kitap olan Yaratılış’ın (Bereşit) adı ‘Başlangıçta’dır. 

Ehad, (bir’lik) ‘çokluğun doruğudur’ ve ‘bir’ (1) sayısı ehad kavramından farklıdır. Temsilen ifade edilmek adına kullanılır. İbrani dilinde ‘bir’ (1) rakamı için aynı kaynaktan yaratılmış iki kelime vardır. 

İlki ‘Yihud’ olarak adlandırılır, Tek’lik, benzersiz ‘Bir’likte tamamlanmak anlamına gelir. (Yaratılış kitabı 22:2); Ehad olan diğeri ise bileşik bir ‘Bir’liktir (Yaratılış kitabı 2:24).

Kadim zamanlarda, resmi olarak evlilik yapmanın üç geleneksel yolu vardı. Birincisi, ‘Ketuba’ olarak da bilinen sözleşme. Sevgiyi göstermenin ve uygulamanın sanatsal bir yolu; bu bazen bir anlaşma olabilir. Evliliği yürütmenin ikinci yolu ise ‘değer aktarımı’ idi. Hupa altında yüzüğün başardığı şey budur. Üçüncü ve son yol ise, ‘tamama erme’ fiilidir. Evlenme niyetine sahip olmak…

Günümüzde bu üç eylemi de yerine getiriyoruz. Sözleşme (Kutsallık), Yüzük Değişimi (Ehad) ve Birleşme Odası (Yihud).

Yihud (birleşme), Ehad (bir) ve Yahad (birlikte) aynı kökten gelir ve evli bir çiftin, özellikle evliliğin tamamlanması bağlamında, yakın ilişkilerinde elde ettiği birlik ve beraberliği ifade eder. Geçmişte bir Yahudi düğününde, damat ve gelin birlikte bir yihud odasında yalnız bırakılır böylece - en azından teoride - evliliğin tamamlandığı kabul edilirdi.

Yihud kavramı ‘bir’lik (Ehad) için kutsal alan yaratmaktır. Kipur günü samimi olarak yaptığımız viduy (itiraf) sonrası temiz bir sayfa açarak, Şema duasını söylerken gözlerimizi kapayıp dünyanın geri kalanını unutarak başardığımız şey budur.

Ayrılık ve dualite yanılsamasının ötesinde birliğin ve uyumun (harmoni) altında yatan şey olduğunu ima eder. Hiçbir şeyin ayrı olmadığını ve Yaratan’ın her şeyin kaynağı olduğunu ifade eder.    

İbranice Alef harfi; yukarıda bir Yud, aşağıda bir Yud ve ortada yatay duran bir Vav harfinden oluşur. Alef harfinin ortasında yer alan Vav iki mevcudiyeti temsil eden Yud harflerini birbirinden ayıran veya birbirine bağlayan, yani Üst Dünyalar (ilahi) ile Alt Dünyaları (fiziksel) bir araya getiren kancadır.  

Vav harfi, erdemli Yahudi’nin Emuna’sını / Sadakatini (sadakatle sonuçlanan ve eylemi ima eden inancı) temsil eder ve onu Hashem ile birleştirir.

Zamansız, boşluksuz ve her yerde konuşulamayacak olan başlangıç ve nihai gerçekliğin asıl sembolüdür. İnsan kavrayışının ötesinde mükemmelliği temsil eden bölünmez olandır.

‘Bir’sayısı sadece kendisine bölünür. Diğer sayılardan bağımsızdır, ancak var olan tüm sayıların hepsini oluşturur. Her yetişkin Yahudi’nin sabah duasında (Tefila) tekrar ettiği Devarim kitabı 6:4 ayetinde yer alan “Şema Yisrael A’donay Elokenu A’donay Ehad” beyanı aynı zamanda şahitlik duası (Edut) olarak da bilinir ve bu gerçeği doğrular.

Kutsal olarak belirlenen ilk şey, ‘Tanrı'nın Şabat günü’dür (Yaratılış kitabı 2:1-3). Ve İlk Emir, “Benden başka Tanrın olmayacak (Çıkış kitabı 20:3), Tanrı'nın birliğini ve bu tek Tanrı'nın her şeyin Yaratıcısı olduğu gerçeğini ifade eder. 

Kişisel Çalışma Alanı: İki Kral aynı tahtta hüküm süremez.

‘Ben (Ego) ve Tanrı’

Bu âlemi kaplayan tek şey ‘İlahi Yaşam’dır. Birkaç yaşam boyunca sürdürülen hazırlık (Tora), saflaşma (Taor) hizmet (Avoda) ve fedakârlıktan (Korban) sonra lutufla erişilen noktadır. Her şeyin bir noktada toplandığı (ehad) yerdir. 

Bu âlemdeki gerçekliğin en yüksek seviyesi ‘ilahi mevcudiyetin tek olduğunu kavramaktır’. Yaratılışın derin kuyusudur. ‘Her şeyin Ev’idir.

Hashem’in hikmetini, kişinin kapasitesi ölçüsünde kavrayabilmemizin tek yolu alçakgönüllü olmaktır. Yarattığı evrende sadece bir toz zerresi olduğumuzun farkındalığını kavradığımızda, (içselleştirdiğimizde) O'nun İlahi bilgeliğini almak için bir kap haline dönüşürüz.

“Sana bilgeliği öğreteceğim.”  -  חָכְמָה וַאֲאַלֶּפְךָ (Eyüp 33:33).

Bir rakamı, ‘Yüce Taç’ (Keter) olarak anılır. Düşünceden bile önce gelen Tanrısal iradenin içindeki ilk kıpırtılar olarak ifade edilebilir. 

 

BET – İKİ  

Manevi çalışma alanı: Evrenin yaratıcı faaliyetleri

“Tanrı, adamdan aldığı kaburga (Tzela) kemiğini bir kadın şeklinde inşa etti ve onu adama getirdi” (Bereşit 2:22).

İbranice Bet formu bir ‘Ev’i ifade eder ve Kap gibi evrensel bir konsepti temsil eder. Yaratıcı, içinde tüm yaşam formlarının barınabilmesi için Evren olarak bilinen Evi (Kabı) yarattı.

Daha sonra Âdem ve Havva ile bireysel kabı yarattı. Böylece yaratıcının ihsan edebileceği bir Verici (yaratıcı) ve bir Alıcı (yaratılmış olan) meydana gelir.

Bu, ‘Mutlak Birlik’ten iki olma yeteneğine uzanan çarpıcı bir sıçramadır. Zıt kuvvetlerin (Paradoks) olasılık alanıdır. Bu kaplar yaratılmış âlemin içindeki manevi evi ifade eder.   

Fiziksel dünya, Yaradan'ın görkemini tezahür etmesi için yaratılmış bir yer olması anlamına gelir. Bedenin, ruhu içermesi gibi içinde ‘Nihai Birlik’ gizlenmiştir. Bet, tüm yaratılışın kaynağı ve diğer harfleri içeren ve dilediğinde ortaya çıkaran araçtır.

Bet harfi iki sayısı ile temsil edilir. Bir birliğin bölünmesinin veya gerçeklerin tanıklar tarafından doğrulanmasının anlamını ifade eder. Tıpkı bir erkek ve kadının iki kişiyi ifade etmesine rağmen evlilikle bir olmasına benzer (Yaratılış 2:23-24). 

Tanrı, Tanıklığını iki Ahit/ iki Işık şeklinde vermiştir. İlk ışık Moşe (Musa Peygamber) tarafından dağın eteğinde paramparça edildi (Şemot 32:19.) Moşe neden levhaları (luchot'u) kırma ihtiyacı duydu? Yahudi halkının onlara layık olacağı zamana kadar bir kenarda bekletebilirdi. Ayrıca Tora, Moşe’nin kutsal levhaları yok ettiği için eleştirildiğini kaydetmez. 

Bu eşsiz luchot’ların istisnai doğasını dikkate aldığımızda soru daha da güçleniyor. İlk tabletlerde kelimeler taşa hak (oyulmuş) edilmişti. İkincisinde harfler kâğıt üzerindeki mürekkep gibi yazılmıştı. Silinebilirdi… İlki gibi olağanüstü kutsallık düzeyine sahip değildi. Çünkü levhalar insan yapımıydı (Şemot 34:1). Yine de Moşe’nin sayesinde ikinci bir şansa sahip olduk. İkinci ışığın kudretiyle ilkini anlamaya çalışabiliriz.

Şimdi elimizde ‘iki takım luhot’umuz var. Farklı işlevde ‘İki Işık’/ İlahi Olanın Mevcudiyetinin Ön ve Arka Yüzü gibi. Bunlar Yüce Tanrı’nın söylenemez olan İsminin sırrıdır.

Henüz tamamlanmamış bir dünyada olduğumuz için Çömlekçi (Yüce Tanrı) bize kendini göstermiyor ancak yapmış olduğu Çömleğe (Eserine) bakarak gizli ışığı hakkında kaybettiğimiz anlayışa sahip olabiliriz. Yaratıcının bazı eserlerini, Kutsal Kitap (Tora), Yaratılış (Evren) veya Eş (Tamamlayıcımız) isimleri ile tanırız. Her biri bize bir ayna işlevi görür.

Kişisel Çalışma Alanı: Yaratılmış Dünya

 

Bet, insanın yaşam yolculuğunun başlangıcını temsil eder.

Ruh, bir bedene konmadan önce mükemmeldir ancak kendine ait hiçbir şeyi yoktur. Ruh, bir bedene konduktan sonra artık mükemmel değildir ama yarattığı şeye sahiptir.

Bet harfinin olumlu yanı, Hashem’in insanın yararı için yarattığı her şeyi temsil etmesidir. Olumsuz tarafı ise Hashem’den ayrı veya ona karşı olan her şeyin karşılığıdır. Kısaca sağın ve solun karşıtlığıdır (Zıtların Birliği).

“Her canlıdan, her vücuttan – seninle yaşatılmaları için her türden – ikişer taneyi (שנים) erkek ve dişi olmak üzere gemiye getireceksiniz” (Yaratılış kitabı 6:19).

Bu, evrendeki temel ‘ikiliğin’ erkek ve dişi olduğunu ortaya koymaktadır. Biri bir fikrin tohumunu ekerken, diğeri onu özümsüyor. İki sayısının kökü dişidir. Buradan ister eş ister iş ortağı ararken bize benzer olmayan birini bulmamız gerektiğini anlıyoruz.

Bu âlemlerde yer alan şey, saf ve basit içgörüdür.  

İki rakamı, ‘anlayış’ anlamına gelir. Başkalarının ayak izlerinde yürüdüğümüzde ortaya çıkan anlayış türüdür. Bu durum tamamen ideal olmasa da dayanakları görebilir ve takdir edebiliriz. Bu şekilde ‘ne nedir ve kim kimdir’i anlayabiliriz. 

Bet; Anlayışı, İlahi ilhamın şekil almaya başladığı noktayı temsil eder. Analitik ve ayırt edicidir. Tohumun yeşerdiği dişil topraktır.

Bu birliktelikten diğer rakamlar (yedi sayı) doğar ve her şeyi tamamlar. Bu âlem ‘içgörü’ veya ‘anlayış’ olarak ifade edilen sezgi parıltısının rafine edilerek bilinçli bir düşünceye dönüştüğü yerdir.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün