Özgün Frankenstein masalı

Yorgos Lanthimos´un Altın Aslan Ödüllü ´ZAVALLILAR´ı Filmekimi´nin gözdesiydi.

Viktor APALAÇİ Sanat
1 Kasım 2023 Çarşamba

Viktoryen dönemde geçen konusuyla film, beyni bir bebek beyniyle değiştirilen bir kadının masalsı öyküsünü anlatıyor. Zengin düşsel imgelerle dolu filmde, bir bilim adamının dirilttiği kadından hoyrat bir feminist yaratmasını izliyoruz. Bu rollerdeki Emma Stone ve Willem Dafoe’nun performansları olağanüstü.

‘POOR THINGS’

Yön: Yorgos Lanthimos

Sen: Tony McNamara

Gör: Robbie Ryan

Müz: Jerskin Fendrix

Kur: Yorgos Mavropsaridis

Oyn: Emma Stone - Willem Dafoe - Ramy Youssef - Mar Ruffalo - Hanna Schygulla - Kate Handford - Jerrod Carmichael

Venedik Film Festivali’nde ‘Sarayın Gözdesi / The Favourite’ ile Jüri Büyük Ödülü’nü kazanan Yorgos Lanthimos, beş yıl aradan sonra aynı festivalden ‘Zavallılar / Poor Things’ ile En İyi Film Altın Aslan Ödülü’yle ayrıldı. Oscarlı ‘Sarayın Gözdesi’nden sonra yine bir dönem filmiyle dönen Yunanlı yönetmen, aynı senaryo yazarıyla, Tony McNamara ile çalışmayı sürdürüyor. Konusu Viktoryen dönemde geçen film, Alasdair Gray’in 1992 tarihli, ödüllü romanından sinemaya uyarlandı. Beş yıl önce Olivia Colman ile karşılıklı döktüren Emma Stone bu kez ölüyken diriltilen Bella Baxter rolünü üstleniyor.

Organ nakli fantezisi

Zengin düşsel imgelerle dolu filmi yaratıcı sinemanın kült örnekleri arasında gösteren eleştirmenler var. Ancak Yorgos Lanthimos’un yaşayan en yetenekli yönetmenler arasındaki yerini sağlamlaştırdığı şüphe götürmez. Lanthimos Yunan sinemasında Théo Angelopoulos’un veliahtı olarak gösteriliyor. Zavallılar’da muğlak bir kimliğe ve anılara sahip, gotik bir aşk hikâyesi yaşayan bir genç kadının öyküsünde, beyninin bir bebekle değiştirildiğini öğreniyoruz. Kendisi Duncan adlı şaibeli bir avukatla giriştiği yolculuk boyunca özgürleşme umuduyla büyür ve hayat hakkında bilmediklerine cevap arar.

Duygusuz tuhaf karakterleri, rahatsız edici gerilimleri, distopik dünyalar yaratmadaki hüneriyle, kendine has özgün tarzıyla Lanthimos, Zavallılar’da dahi bir bilim adamının dirilttiği kadından hoyrat bir feminist yaratmasını anlatıyor. Filmde bu kadını dünyayı keşfetmek amacıyla çıktığı korkunç ve tuhaf bir yolculukta izliyoruz. Boris Karloff adını sinemanın ölümsüzleri arasına sokan, Mary Shelley’in romanından alınan, James Whole’un 1931 tarihli ‘Frankestein’ıyla başlayan, dört yıl sonra ‘The Bride of Frankestein’ ile devam eden serinin son halkası, Lanthimos’un ‘feminist Frankestein’ yorumlu ‘Zavallılar’ı.

Aradaki yıllarda Jesus Franco Dracula Contra Frankestein’ (1972), ‘Kiss Me Monster’ (1969) ‘Lust For Frankestein’ (1998) gibi filmleriyle, Kenneth Branagh 1994 tarihli ‘Frankenstein’s’, Karel Zeman Invention for Destruction’ (1958) ile bu korku efsanesine katkıda bulundular. Yorgos Lanthimos pastoral yaklaşımlı şiirsel sinema diline sahip, dâhiyane ‘feminist Frankestein’ yorumlu cinsel fantezi filmiyle, özgün bir Frankestein yenilemesi yapmış.

Siyah-beyaz başlayan filmin açılış sekansında, jenerik yazılarından önce Lanthimos’u seyirciye hitap ederken görüyoruz. Kendini takdim edip filmini izlemeye gelen izleyiciye teşekkür ediyor. Ardından sıra dışı yöntemleriyle dikkati çeken Frankestein suratlı organ nakli uzmanı Dr. Godwin Baxter (Willem Dafoe) ve güzel yeğeni Bella Baxter (Emma Stone) ile tanışıyoruz. Doktorun kendini pencereden atarak intihar etmeyi deneyen Bella’yı diriltip hayatta tuttuğunu öğreniyoruz. Ancak ameliyat sırasında hamile olan Bella’nın beynini doğan bebeğinkiyle değiştirilmiştir.

Anne-babası ölmüş yetim Bella amcasının velayetine verilmiştir. Fiziksel bir problemi gözükmemektedir ancak çocukça davranışlarıyla her şeyi kırıp döken, kural tanımaz, şımarık bir genç kız olmuştur. Dr. Godwin tek başına kontrol edemediği Bella için asistanı Max’tan (Ramy Youssef) destek görmektedir. İkilinin iyi anlaştığını görünce Max’e Bella’ya evlenme teklifi yapmasını öğütler. Bebek beyniyle yaşamasına rağmen Bella cinselliği tam gelişmiş dişi bir kadındır. Aklı fikrinin sekste olması Max’ın teklifini kabul etmesini sağlar ve nişanlanırlar. Evlilik sözleşmesini yapması için çağrılan Avukat Duncan (Mark Ruffalo) saf Bella’nın aklını çelip, evlenmeden önce birlikte bir Lizbon yolculuğuna çıkıp hayatı tanıması için amcasından izin istemesini talep eder.

Dünyayı kendi gözleriyle görmeye aç Bella, havalı bir avukatla birlikte kıtaları aştıkları bir maceraya atılır; dönemin önyargılarından ve sekse olan açlığından kurtulduğu için mutludur. Ahlaksız ve çapkın avukat Duncan ile Lizbon’da başlayan yolculuk, lüks bir gemi seyahatiyle İskenderiye’ye uzanır. Ancak Bella çılgınlıklarına ara vermez, ayrıca Duncan’ın cinsel doyumuna cevap verememesinden şikâyetçidir. Gemide uykuda yakaladığı Duncan’ın kumardan kazandığı yükü bir parayı ve şahsi servetini alarak, fakirlere dağıtılması için safça bir kamarota teslim eder.

Tüm parasını kaybeden, gemi yolculuk ücretini ödeyemeyen Duncan, Bella ile birlikte kaptan tarafından ilk limanda kovulurlar. Beş parasız Paris’e gelen ikilinin arası iyice bozulur, Duncan genç kadını yanından kovar. Bella’nın yolu lüks bir genelevle kesişir. Müşterilerin güzel ve çocuksu buldukları için tercih ettikleri Bella para biriktirmeyi başarır. Amcasının hastalandığını duyunca Londra’ya döner. Filmin sürpriz finalinde taşlar yerine oturur. Bella’nın intiharına sebebiyet veren eksantrik adamla tanışır, müthiş finalin tadını çıkarırız.

Feminist Frankenstein

Yorgos Lanthimos’a uluslararası şöhreti getiren ‘Köpek Dişi / Dogtooth’dan (2009) bu yana bildiğimiz sinemadaki röntgencilik merakı bu filminde de kendini gösteriyor. ‘İnsanlar ve hayvanlar’ temasını kullanmaktan hoşlanan Yunanlı usta, son filminde hibrid insan ve hayvanların dünyasına gerçeküstü bir yaklaşımla eğiliyor. Bella’yı filmde, bahçesinde kaz kafalı köpekler gibi tuhaf yaratıkların dolaştığı bir malikânede görüyoruz. Tümünün Dr. Godwin’in eseri olduğundan şüphe duymuyoruz. Mutasyona uğramış acayip hayvanların cirit attığı bir masal dünyasında geçen konusuyla, zengin imgelerle dolu filmin yılın özgün yapıtlarından biri olduğuna hemen herkes hemfikir.

Filmin komik sekanslarının birinde, iki oğlunu seks eğitimi amacıyla geneleve götüren bir babanın, Bella ile sevişirken verdiği talimatları oğullarının dikkatlice not defterlerine kaydettiklerini izliyoruz. Bella - Dr. Godwin ilişkisinde pedofili aranabilir, ancak ensest ilişki yok. Zira doktor, babası tarafından hadım edilme talihsizliğini yaşamıştır. Romanın yazarı Alasdair Gray bu ikiliyle bir ‘Güzel ve Çirkin’ fantezi benzetmesini yapmış olabilir. Jean Cocteau’nun 1946 tarihli başyapıtı ‘La Belle Et La Bete’ten sonra ‘Güzel ve Çirkin’ birkaç sinema ve TV filmine konu olmuştu.

Seks ve şiddet üzerine bu masalsı konulu filmin çizgi dışı oyuncu kadrosunda, Emma Stone ve Willem Dafoe görkemli performanslarıyla öne çıkıyorlar. Film beyni değil ama cinselliği tam gelişmiş genç kadın kahramanının, erkek egemen dünyada özgürlük ve bağımsızlık savaşını güncel temalar eşliğinde anlatıyor. Bella, aklı kıt, cinsel açlığı sınırsız, fettan, tutkulu, cinselliği tam yaşayan, sevişmeye doymayan iştahıyla her birleşmede orgazmı tadan bir kadın. Bella’nın hareketli ve bereketli seks hayatına film geniş yer veriyor. Bu yönüyle ‘Zavallılar’ sinema tarihinin (pornonun dışında) en çok sayıda orgazm sahnesini barındıran filmlerden biri (belki de birincisi).

Rolde kariyerinin en başarılı performansını çıkaran Stone, ‘La La Land’in (2016) ardından ikinci bir Oscar alabilir. Hollywood’un eski tüfeklerinden Dafoe, dört kez aday gösterildiği Oscar yarışında bu filmle ilk kez ödülü kucaklayabilir. Filmin en hoş sürprizlerinin biri, gemi yolcuları arasındaki çok görmüş, filozof Martha Von Kurtaroc rolünde, efsanevi Alman aktris Hanna Schygulla’nın karşımıza çıkmasıydı. 80’lik veteran oyuncunun Berlin’den bir Onursal Altın Ayı Ödülü, Cannes’dan bir En İyi Kadın Oyuncu Ödülü var.

Ken Loach filmlerinden tanıdığımız, Lanthimos’un ‘Sarayın Gözdesi’ ile Oscar’a aday gösterilen İrlandalı görüntü yönetmeni Robbie Ryan, mitolojik görüntüleriyle dönem atmosferi yaratmada yönetmenine katkıda bulunuyor. Dönemin özgün atmosferini yansıtmada başarılı olağanüstü teknik kadrosuyla, şaşırtıcı görsel efektleriyle, mükemmel yapım tasarımıyla, makyaj ve kostüm birlikteliğiyle, ‘Zavallılar’ 10 Mart’ta dağıtılacak Oscarlarda çok sayıda adaylık alacaktır.

Yorgos Lanthimos’un müthiş hayal gücünün eseri, cinsel fantezi filmi ‘Zavallılar’, göz kamaştırıcı mizanseniyle, şiirsel sinema diliyle, ironik ve komik diyaloglarıyla, şehvet ve tutku dolu senaryosuyla, müthiş uyumlu oyuncu kadrosuyla izlenmeyi hak eden bir film. Venedik’teki başarısından sonra eleştiri yazılarının tümüne yakını filme ‘başyapıt’ etiketini yapıştırdı. Kendi hesabıma, beklenti çıtamı çok üstlere koyup filmi izlemeye gittim. Haliyle biraz düş kırıklığı yaşadım. Bir filmi izlemeden önce hakkında hiç eleştiri okumamak gerektiği kuralına uymamanın bedelini düş kırıklığıyla ödedim. Ancak ‘Sarayın Gözdesi’ benim için Lanthimos’un en önemli filmi vasfını koruyor. Hatta Kutsal Geyiğin Ölümü’ bana göre ‘Zavallılar’dan daha etkileyici bir filmdi.

‘Zavallılar’ 9 Şubat’ta vizyona girecek.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün