Bir endüstri kenti: Selanik

Yüzyılın başında nüfusu itibariyle İstanbul, İzmir, Beyrut´tan sonra gelen Selanik asrın sonlarına doğru İzmir ve Beyrut´u geçerek İstanbul´un hemen arkasına yerleşti. 1840´ta başlayan ekonomik gelişmeler 1880´li yıllarda adeta şahlanarak devam etti.

Perspektif
16 Ağustos 2023 Çarşamba

Nesim Bensusan

Çevresindeki ciddi siyasal huzursuzluklara rağmen ulaşım, eğitim, finans, haberleşme sektöründeki gelişmeler sanayinin hızlanmasına yol açtı. Şehirde çok sayıda fabrika, banka, sigorta şirketi açıldı. İşçi talebi hızla yükseldi. Ücretler artmaya başladı. Grevler yaşandı. Osmanlı’da ilk proleter örgütlenmeler burada görüldü.

19. yüzyılın siyasal gelişmeleri kentteki değişimleri yönlendiriyordu. 1838'den itibaren Batılı güçlerle yapılan iktisadi anlaşmalar mal, insan ve para dolaşımını kolaylaştırmaya başladı. Ticaret hacmi büyük ölçüde artarken rekabet edemeyen bazı sektörler kayboluyor veya küçülüyordu.

1839'da ilan edilen ve gayrimüslimlere yeni haklar tanıyan Gülhane Hattı Hümayunu hem iç hem dış piyasalarda onlara yeni hareket alanları açacaktı. 1855 Kırım Savaşı'nda Rusya'nın yenilgisi Karadeniz'in Selanikli tüccarlara açılmasını sağlarken, İstanbul'un buğday ihtiyacı Selanik çevresinden karşılanmaya başladı. Amerikan İç Savaşında ortaya çıkan pamuk kıtlığı esnasında Avrupa'nın pamuk talebi kaliteli Selanik ve Serez ürünleri ile karşılanacaktı. Büyük acılar ve toprak kayıplarının yaşandığı 1877-1878 Osmanlı - Rus Savaşı ekonomiyi sekteye uğratsa da, bir barut fıçısını andıran Makedonya’da Berlin Anlaşması sonrası sanayi gelişimine devam edecekti.

Ticaretin merkezi

Selanik Limanı yenilenerek kapasitesi arttırıldı. 1872 yılında limana giriş-çıkış yapan gemi sayısı 418 iken, 1890'da bu sayı 1354'e yükseldi. Bir yandan İstanbul’a, diğer taraftan Avrupa’ya ulaşan demiryolu şebekesinin denizyollarına kavuşması ulaşım verimliliğini arttırdı. Batı Avrupa ekonomileriyle bağlar güçlendirildi. Öncelikle Osmanlı, İtalyan, Fransız ürünleri daha sonra İngiliz, Belçika, Almanya ürünleri Sırbıstan, Bulgaristan pazarlarına ulaştı. Aynı şekilde Osmanlı, Sırbistan, Bulgaristan mamulleri de bu kanallardan farklı pazarlara ulaşmaya başladı. Selanik, Vardar, Serez üretimleri de yakın ve uzak pazarlara kolayca teslim ediliyordu. Telgrafın Osmanlı'da yaygınlaşması ulusal ve uluslararası ticaretin ivmelenmesine önemli katkı sağladı.

Hıristyan misyonerlerin önderliğinde Rum ve Ermeni cemaatlerini destekleyen çağdaş eğitim kurumlarını, AIU (Alliance Israelite Universal) kılavuzluğunda Yahudi cemaatini önceleyen eğitim kurumları takip etti. Mithat Paşa'nın teşvikleri ise Müslüman cemaate çağdaş eğitim kurumları kazandırdı.

Avdeti cemaatinin eğitime katkıları da gözardı edilemez.

Tüm bu değişimler endüstriyel gelişmeye önemli bir altyapı sağladı. Reform yanlısı devlet yöneticileri ve iş adamları da eğitime yapılan yatırımları güçlü bir şekilde destekledi.

Osmanlı Devleti de sanayiye yapılan yatırımları teşvik eden önlemler aldı. Bazı ithal vergileri arttırılarak yerel üreticiler desteklendi. Üretimde kullanılan yatırım mallarının ithaline vergi muafiyeti tanındı ve yatırımlar hız kazandı.

Finans ve bankacılık

Yeni yatırımların finansmanı için gerekli olan krediler ve sermayenin yetersizliği karşısında bankacılık kurumu devreye girecekti. Selanik'te ilk bankayı 1850 yılında Abraham Sabettay kurdu. Aynı dönemde L.Tiano, David Benveniste ve Modiano ailesi ayrı ayrı bankalar kurdu. 1888 yılında Allatini Kardeşler, Viyana ve Paris bankalarıyla ortaklık tesis ederek Selanik Bankası'nı kurdu. (1910 yılında İstanbul'a Voyvoda Caddesine -bugünkü adı ile Bankalar Caddesi'ne- taşınan kurum Cumhuriyet döneminde birçok kez el değiştirdi; Interbank adını aldı; 2001 krizi sonrası TMSF tarafından tasfiye edildi.) 1891 yılında yabancı sermayenin kurduğu Bank Metelin ve Commercial Bank'ı 1891 yılında Ziraat Bankası'nın Selanik şubesi takip etti.

Daha alt seviyede finans hizmetleri bankerler tarafından verilmekteydi. 1902-1903 Selanik Vilayet Salnamesinde birçok bankerin adına yer verilmişti. Listede her cemaate mensup kişiler görmek mümkündü. Bazı isimler şöyleydi: Modiano Kardeşler, Yusuf Kapani Efendi, Yuda Bensusan, Atanas Sossidi, Şevki Efendi ve Damyan Kondoff.

Aynı dönemde şehirde 26 sigorta acentesi bulunmaktaydı.

1911 yılında çıkan Trablusgarp çatışmaları birçoğunun sahibi İtalyan tebaalı olan bankacılık sisteminde büyük bir krize yol açtı. Bankaların ödeme yapamaması sonucu birçok Yahudi şirketi battı. Bankalardaki güçlü altın stokları sayesinde kriz 1912 yılında atlatılacak ancak baharatçı Josef Molho, tüccar Salamon, Arditi-Nahmias ortaklığı gibi birçok esnaf batmaktan kurtulamayacaktı.

Dokuma denilince Selanik Yahudileri'nin çuha üretimine değinmeden geçemeyiz. İspanya'dan gelen bu cemaat dönemin en gelişmiş teknolojisini de beraberinde getirmişti. Osmanlı Sultanı da bunu farkındaydı. Her yıl Yeniçerilere kışlık elbise (zemistani) üretimi için çuha verilirdi. Bu yünlü kumaşların daha önceden İtalya'dan ithal edildiği düşünülmekteydi. II. Bayezid çuha üretim imtiyazını bu cemaate vererek daha ucuza üretileceğini düşünmüş, işin kolaylaşması için yün alımlarında da öncelik tanımıştı. Sektör bunun dışında İtalya ve Fransa'ya da ihracat yapmaya başladı. Bu ayrıcalık sonucunda Yahudiler kendilerini geliştirip önemli yatırımlar yaptı. Ancak 1826 yılında Yeniçeri Ocağının lav edilmesi, bunun yanında Batı'nın geliştirdiği yeni teknolojiler sektörü zor durumda bıraktı. 1870-1880’li yıllarda bu sanayi kendini yenileyecek, üretim tekrar artacaktı.

Dokuma tezgahlarında yün kumaş üretimi de geleneksel idi. Yerel yün kumaş üretimi bu dönemde hızla arttı. Daha önceleri ihraç edilen yün artık yetmiyordu. Fransa ve Almanya'dan yün ipliği ithal edildi. 1906 yılında Torres, Mizrahi, Fernandes aileleri ortaklığında kurulan iplik üretim fabrikasında 60 adet mekanize yeni tezgah ve tütün çuvalı üretimi yapan modern makineler vardı.

19. yüzyılın sonlarına doğru şehirde triko ve gömlek üretimi yapan irili ufaklı birçok atölye açıldı. Çorap üretimi ithalatı büyük ölçüde ikame ediyordu.

İmalat ve üretim

Osmanlı'nın Avrupa vilayetleri en büyük tütün ve sigara ihraç merkezleri oldu. Toplam ihracatın yüzde 60-70’i buralardan yapıldı. Amerikan Tütün Şirketi'nin müthiş talebiyle sigara ihracatı hızla yükseldi. 1892 ile 1909 arası bu bölgenin söz konusu ürünlerde ihracatı yüzde 250 arttı. Kavala ve çevresi en fazla tütün üretimini yaparken, en büyük sigara fabrikası Selanik’teydi. En çok tercih edilen tütünde Yenice tütünüydü.

Allatini Tuğla ve Kiremit fabrikası 1883 yılından itibaren kaliteli üretim yapan bir fabrikaydı. 1905 yılında fabrika kapasitesini ikiye katladı. Kısa sürede Selanik’te tuğla fabrikası sayısı dörde yükseldi.

Buğday ve diğer tahılların üretimi de önemli bir yer tutuyordu. Bu ürünlerin de önemli bir kısmı ihraç edildi.

19. yüzyılın başında ipekçilik değerli bir sektördü. 1860 yılında yayılan bir hastalık ipek üretimini çöküşe uğratsa da, 1880'lerde bulunan bir ilaçla sorun aşıldı ve sektör üretimine devam etti. Ancak Selanik ve çevresinde fabrikalar mantar gibi artmaktaydı. İşçilik talebi ve emek fiyatları yükseliyordu. Ucuz emeğe dayanan ipek iplikçiliği yükselen ücretlere dayanamayıp yok oldu.

Bölgenin ihtiyaçlarını karşılayacak kadar krom, antimon, manganez üretimi vardı. 

Selanik ve çevresinde çok sayıda otomatik pamuk ipliği üretim tesisi pamuk üretimini güçlü bir şekilde destekliyordu. Pamuk ipliği hem iç pazarın ihtiyacını karşılıyor hem de yakın coğrafyaya satılıyordu. Osmanlı yönetimi bu yatırımları vergiden muaf tutarak teşvik etti. 1878'de Şalom Sayas, 1885'te Torres, Mizrahi grubu İngiliz malı modern makinelerle üretim yaparken buhar enerjisi kullanıyordu. Yahudilere rakip Rum yatırımcılar şehir dışında hidrolik enerji kullanarak üretim yapıyordu. Tütün sanayisinde yapılan atılım sonucu şehrin içinde işçi bulma sorunu başladı. Örgütlenmiş işçilerin tütün üreticilerinden daha yüksek ücret alabilmeleri, hidrolik enerji girdisinin daha ucuz olması kent içi üreticilerin rekabet gücünü düşürecekti.

Gıda alanında yapılan yatırımlar 1906'dan sonra hızlandı. Tarihi 1857'ye dayanan un fabrikası Allatini ve Fransız ortağı tarafından satın alındı. Modernleştirilen tesis 1906 yılında İtalya'dan getirilen 650 buhar makinesi ile Makedonya'dan Beyrut’a kadar geniş bir alana üretim yapıyordu. Aynı yıl iki makarna fabrikası üretime başladı. 1907 yılında üç şekerleme fabrikası vardı. Modiano ve Fernandezler tarafından açılan damıtım evi Mizrahi, Fernandes grubunca yönetilen Olympos Bira Evine devredildi. Bunların yanında iki soda fabrikası, buz fabrikası, buzlu yemek dolapları üretimi, yedi sabun fabrikası gibi çok sayıda irili ufaklı üretim tesisi vardı. Ancak siyasal gelişmeler bu yükselişe ket vuracaktı.

Değişen siyaset

İtalya Trablusgarp rüyasını gerçekleştirmeye çalışırken Balkan devletleri bir araya gelip Osmanlı'ya karşı savaş açacak, 1912 yılının kasım ayında Helen kuvvetleri şehre girecekti. Bir imparatorluğun egemenliği sona ererken bir ulus devletin hakimiyeti gelmişti. Yeni ve baskılı bir dönem olacağı belliydi. Türk ve Yahudi nüfus üzgün, boynu büküktü.

Hilalin yerini haç aldı. Yeni egemen güç hızla kentin hafızasını silmeye başladı. Anılar silinecek yeni hikayeler yazılacaktı. Yeni bir lisan, yeni sokak ve okul isimleri, yeni kahramanlar hızlı bir kültürel değişimi zorladı. Yeni ulus bir an önce meşruiyetini ispatlamak derdindeydi.

Bölgede huzursuzlukların devamı, Osmanlı pazarının kaybedilmesi ekonomiyi zorlayan yeni bir durum haline geldi. Yeni ulusun 'millileştirme' çabaları azınlıkları olumsuz etkiledi. Öncelikle Türkler göçe zorlandı. Selanik'ten kalkan gemiler İstanbul’a göç edenleri taşımaktaydı. 1917'deki büyük yangın Türk ve Yahudi kültürünü yok etmek için Yunan yönetimine yeni bir fırsat yarattı. Şehir yeni baştan şekillendi, Yahudiler şehrin kenar bölgelerine itildi. Ekonominin millileşmesi de önemli bir darbeydi. Yeni yönetim Yahudilerle uzlaşır gibi yapsa da kısa zamanda ikinci sınıf vatandaşa dönüşen çok sayıda Yahudi Avrupa, Amerika ve İngiliz mandasındaki Filistin’e doğru yola çıktı.

Hızlı endüstriyelleşmeye tanık olduğumuz bir süreç yerini siyasal gelişmelerin ön planda olduğu hüzünlü bir döneme bıraktı.

Kaynaklar

Gilles Veinstein,'Selanik 1850-1918'İletişim Yayınları, 1999

Esther Benbassa-Aron Rodrigue, 'Türkiye ve Balkan Yahudileri Tarihi', İletişim Yayınları, 2001

Meropı Anastassıadou,'Tanzimat Çağında Bir Osmanlı Şehri Selanik', Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2001

Nurdan İpek, 'Selanik ve İstanbul da Yahudi Bankerler' YeditepeYayınları, 2011

Halil Sahillioğlu,'Yeniçeri Çuhası ve 2.Bayezid'in son yıllarında Yeniçeri Çuha Muhasebesi' 1974

İlhan Tekeli-Selim İlkin, İttihat Terakki Hareketi'nin Oluşumunda Selanik'im Toplumsal Yapısının Belirleyiciliği' Cumhuriyetin Harcı Köktenci Modernite'nin Doğuşu, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2003

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün