500. Yıl Vaktı Türk Musevileri Müzesinden Seçkiler: Lohusa yatağı

Nisya İŞMAN ALLOVİ Toplum
9 Ağustos 2023 Çarşamba

20. yüzyıl başında doğumlar bir ebenin yardımıyla evde yapılıyordu. Doktorlar ise sadece komplikasyon durumda gelirdi. O dönemde kadın ve çocuğun ölüm oranı daha fazlaydı. Bu nedenle anne ve çocuğun hayatını korumaya yönelik çeşitli dini gelenekler hala yürürlükteydi.

Anne ve çocuk doğumdan sonra sekiz gün boyunca ailede olan kadınlar tarafından sürekli gözetim altında tutulurdu. Annenin yataktan çıkmasına pek izin verilmez ve iyi şekilde beslenir, bakılır ve kırk güne kadar koruma altına alınırdı. Doğumdan sonraki dönem hem anneyi hem de çocuğu süslemek ve bu kritik zamanda onları korumak için muska görevi gören çeşitli nesneler yatağın etrafına yerleştirildi. Doğum yapan annenin yatağının düzenlenmesi ve süslenmesi (kama de parida) doğumla ilgili önemli bir adetti.

Yatağın tamamı kadının çeyizinde getirdiği özenle işlenmiş nevresim takımlarıyla süslenirdi. Mor, mavi ve bordo kadifeden oluşmuş bohçalar, ipek ve ketenden yapılmış çarşaflar, yatağın üstüne iliştirilmiş işlemeli kumaş ve perdeler, odanın girişine ise koruyucu atmosferi arttırsın diye halı konulurdu. Nevresim takımlarında kullanılan ve nazardan koruduğuna inanılan altın iplik, mavi ve kırmızı renkler, tılsımlar, takılar üzerinde İbranice dualar yazan boneler korunma amacıyla bulunurdu. Fotoğraf 1927 yılında çekilmiş olup, Haham Sarfati ailesi tarafından verildi. Müzenin etnografya bölümünde lohusa bölümünün canlandırması ve fotoğraflar yer almakta.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün