Üç hafta süren hüzün döneminin başlangıcı: Şiva Asar BeTamuz Orucu

“Dördüncü, beşinci, yedinci ve onuncu ayların oruçları, Yahudi halkı için sevinç, coşku dolu bayramlar olacak. Bu nedenle gerçeği ve barışı sevin.” (Zeharya 8:19) Zeharya Peygamber´in bahsettiği dördüncü aydaki oruç- Şiva Asar BeTamuz orucu bu yıl 6 Temmuz Perşembe tutuluyor.

Nazlı DOENYAS Kavram
4 Temmuz 2023 Salı

Yahudi takviminde Tamuz ayının 17’si anlamına gelen Şiva Asar BeTamuz döneminde gerçekleşen acı olaylar, Yahudi tarih ve kaderine ciddi bir damga vurur. Bugün tüm Yahudiler oruç tutarken, bu olaylar üzerine bilgi toplayıp bunlara yol açan sebepler üzerine düşünür, tekrarlanmaması ve yaraların sarılabilmesi için neler yapılabileceği, kendi paylarına düşen sorumlulukları üzerine yoğunlaşır. Bu şekilde adım adım dünyayı iyileştirme misyonlarını yerine getirmeye, oruç günlerinin coşku dolu bayram günlerine dönüşmesine katkıda bulunmaya çalışır. Tarihte bu zamanlarda Yahudi halkının başına gelen felaketlere istinaden Şiva Asar BeTamuz orucu ile Tişa BeAv’a (bu yıl 27 Temmuz’a kadar) üç hafta süren ve gittikçe yoğunlaşan bir hüzün dönemi başlar.

Şiva Asar BeTamuz orucu bu yıl 6 Temmuz Perşembe sabahı gün doğmadan başlar, aynı günün akşamı yıldızların çıkmasıyla son bulur.

Şiva Asar BeTamuz’un bize anlattıkları

Şavuot’ta tüm Yahudilerin hep Bir-lik-te almaya başladığı ve almaya devam ettiği Yaşam Kılavuzu Tora, kendimizi ve etrafımızı daha iyi hale getirebilmemiz için günlük hayatımıza uyarlayabileceğimiz değerli ve güncel mesajlar verir.  2448 yılından beri Tora’nın tek bir harfi bile değişmese de, her okuduğumuzda etrafımıza ve hayata dair birçok farklı bakış açısı getirerek algımızı genişletir ve zenginleştirir. Bunun için bayramlarımız ve oruç günlerimiz hakkında internetten değerli Rabilerimizin sınırsız sayıdaki farklı yorumlarını okuyabilir, etrafımızla paylaşabilir, bunlar üzerine tartışma ortamları yaratabilir, fikir alışverişinde bulunabilir, Tora öğrenimimizi bir adım ileri taşıyabiliriz. Pirke Avot (2:21), Tora öğrenmenin mükâfatının büyük olacağını söyler. Bu mükafat, kendimizle, etrafımızla, doğayla, Tanrı ile ilişkilerimizi huzur, ahenk ve barış içinde sürdürebilmemiz için gereken ipuçları, davranış şekilleridir. Veya bulunduğumuz yeri daha iyi hale getirmenin mutluluğunu yaşama mükâfatıdır.

Tanrı, yarattığı dünyada mutlu ve huzurlu yaşayabilmemiz için bize Yaşam Kılavuzu Tora’yı verdi. Rabilerimizin ve Tora severlerin farklı yorumları da Tora’yı nasıl okuyacağımızı, bunları hayatımıza nasıl geçirebileceğimizi hayattan örneklerle göstermeye devam eder. Bilge Hillel tek ayaküstünde Tora’yı öğrenmek isteyen kişiye, “Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi bir başkasına yapma. Bunun dışında her şey yorumdur. Şimdi git ve öğren” demişti. Buradan da yorumların ne kadar önemli olduğunu tekrar anlıyoruz.

Her bir yeni Tora yorumu öğrendiğimizde, her bir yeni bir bakış açısı yakaladığımızda, Tora öğretilerini hayatımıza uyarlayacak yeni alan bulduğumuzda Tora’yı yeniden almış oluyoruz. Tora’nın tek bir harfini değiştirmeden tamamen aynı satırları okusak bile her sene farklı öğretiler, farklı mesajlar keşfedebiliyoruz.

Tamuz Ayı-Görme duyusu

Kabala, Tamuz ayının görme duyusuyla bağlantılı olduğunu öğretir. Tora’da Altın Buzağı günahının başlangıcı da bu duyuyla ifade edilir: “Halk Moşe’nin dağdan inmekte geciktiğini gördü” (Şemot 32:1).

Gözler kalple bağlantılıdır. Görme yeteneğimizi düzeltebilmek için, nereye ve nasıl bakacağımızı geliştirebilmek için çaba gösterdiğimizde kalbimizin içinde Tanrı ile derin bağlantımızı da hissetmeye ve bu bağı sağlamlaştırmaya başlarız.

Tişa BeAv’da andığımız Casusların Günahı da Tamuz ayında, casuslar ülkeyi araştırmak için yola çıktıklarında başlar. Casuslar Altın Buzağı günahında Moşe Rabenu’nun gecikmesinde olduğu gibi bir kez daha gözlerini takip ederek gittikleri yerleri yüzeysel bir bakışla değerlendirir, güvensizlikle korkuya kapılırlar. Tamuz ayının görme duyumuzu iyileştirebilme potansiyelini değerlendirip Moşe Rabenu’nun içsel görüşüne bağlanabilir ve her yöne çekilen gözlerimizin ardından gitmeden bir an durup düşünebiliriz. Tanrı ile derin bağlantımıza inanabilir, içimizi Tanrı’nın bize Sevgisi ile güvenle doldurabilir ve Tanrı’nın doğal olarak kabul ettiğimiz her günkü nimetlerini, Tanrı’nın İyiliğini, karşımızdakinin içindeki iyiliği görmeye odaklanabiliriz. “Gör! Bugün önüne yaşamı ve iyiyi, ölümü ve kötüyü yerleştirdim. Ve yaşayabilmen için-hem sen hem de soyun-yaşamı seç!” (Devarim 30:15,19).

Bu ay, görme duyumuzu Tanrı’nın Benzeyişinde yaratılan insanın içindeki iyiliği, derinlerde gizlenmiş olsa da orada var olan Tanrısal kıvılcımı görmeye çalışarak geliştirebiliriz. Belki bu şekilde karşımızdakini kendimiz gibi sevmeye başlamak için adım atabilir, (“Akranını kendin gibi sev” Vayikra 19:18), aramızda gelişen bu sevginin etrafımıza ve dünyaya yayılmasına, sebepsiz nefretin yerini sebepsiz sevginin almasına, bu şekilde Zeharya Peygamber’in dediği gibi bu oruç günlerinin bayram günlerine dönüşmesine ve Üçüncü Tapınağın kalplerimizde kurulmasına katkıda bulunabiliriz.

Tanrı ile aramızda açılan mesafeyi azaltmak

Tamuz'un 17. gününde beş olay meydana gelir: Moşe Rabenu Sina Dağından indiğinde On Emir'in yazılı olduğu tabletleri kırar; düzenli yapılan günlük kurban kaldırılır; Romalılar, İkinci Tapınağın kuşatılması sırasında Yeruşalayim’in duvarlarında bir gedik açar; Apostomos bir Tora parşömeni yakar ve Tanrı'nın Tapınağına bir put yerleştirir. Duvarlarda açılan gedik fiziksel bir zorluktu. Ancak diğer olaylar spiritüel nitelikteydi. Yakından bakıldığında, bu dört sorunun eşleştirilebileceğini fark ederiz.  Apostomos'un Tora’yı yakması ile On Emir Levhalarının kırılması özünde aynıdır: Tora’nın-Tora öğretilerinin- yok edilmesini temsil eder. Aralarında yıllar olsa da tarihte aynı günde aynı şeylerin yaşandığını görüyoruz. Benzer şekilde, günlük kurbanın kaldırılması ve Tapınak’ta bir putun dikilmesi yine aynı madalyonun iki yüzüdür; tek gerçek Tanrı'ya tapınmaya karşı putperestliğin öne çıkarılması.

Bu trajedileri her yıl anmaya devam ediyoruz çünkü bu olayların sonuçlarını anlamaya çalışmamız ve bunları bizim -kendimizin- nasıl düzeltebileceğimizi düşünmemiz gerekiyor. Yakılan, unutulan, göz ardı edilen, değeri bilinmeyen Tora’yı nasıl onarabilir, hak ettiği yere, hayatımızın merkezine nasıl iade edebiliriz? Aynı şeyi Kutsal Tapınak'taki korbanlar -ilahi hizmet- için de düşünebiliriz. Tanrı ile bağımızı nasıl yeniden canlandırabilir ve güçlendirebiliriz? Bunu nasıl yapacağımızı yine Tora ve Tanah’taki yazılardan, Rabilerimizin yorumlarından öğreniyoruz.

Bu dünya üç temel unsur üzerinde var olur: Tora, Avoda, Gemilut Hasadim”

(Pirke Avot 1:2).

Tora; Tanrı’nın Sözü olan Tora öğretilerini anlamaya, içselleştirmeye, özümsemeye çalışmak, bunları hayatımıza entegre etmek için çaba göstermek anlamına gelir.

Avoda- Tanrı Hizmeti: Bet Amikdaş zamanında yapılan günlük korbanların yerini Kutsal Tapınakların yıkılmasından sonra dualarımız alır. Aynı zamanda Tanrı’ya hizmet etmek, Tanrı’nın Benzeyişi’nde yaratılmış olmaya yaraşır şekilde bir hayat sürmek anlamına gelir. Sadece sinagogda değil, hayatımızın her alanında Kimin Önünde durduğumuzun farkındalığında olmak ve buna göre bir yaşam sürmeye niyet etmek anlamına gelir.

Gemilut Hasadim-İyi davranışlar: Dul, yetim, yabancı, arkadaş veya herhangi birinin, elimizde ne varsa, bazen zamanımız, arkadaşlığımız, bazen tatlı bir söz, bazen bir telefon veya mesaj, bazen ziyaretle, bazen soframızı paylaşarak veya farklı şekillerde hayatına dokunmaya çalışmak, bu şekilde Evren’in iyilik zincirine kendi halkamızı eklemek anlamına gelir. Tora’nın öğrettiği bu tarz iyi davranışların hayatımızın bir parçası olabilmeleri için ilk adımımız bunları yapmaya başlamak olabilir. Çünkü Rabilerimizin dediği gibi, yaptıkça bu iyi davranışlar alışkanlık ve kişiliğimizin bir parçası haline gelir. Bu iyi davranışlar da atalarımız zamanında Bet Amikdaş’ın yıkılışına götüren sebeplerden sinat hinam-sebepsiz nefreti etrafımızda ve dünyada etkisiz hale getirebilmemizi mümkün kılabilir.

Kısa kısa Şiva Asar BeTamuz

İsmi: Tamuz ayının 17’si anlamına gelir.

Çıkış yeri ve tarihte bu dönem gerçekleşen acı olaylar: Mişna Taanit 4:6 tarihte bu dönemde İsrailoğulları için beş trajedinin gerçekleştiğini belirtir. Moşe Rabenu Yahudi halkının Altın Buzağı’ya taptığını görünce ilk On Emir tabletlerini kırar. Babillilerin Yeruşalayim kuşatması sırasında, Kutsal Tapınak’ta yapılan günlük kurban Korban Tamid, kurbanlık hayvan bulmanın imkânsızlığından dolayı durdurulur. Romalılar, uzun bir kuşatmadan sonra, Yeruşalayim’in surlarında delik açmayı başarır, bu da Bet Amikdaş’ın yıkılışına giden yolu açar. Kumandan Apostemos Kutsal Tora’yı yakar. Tapınağa put yerleştirilerek kutsallığı murdar edilir (2 Krallar 21:7). (Bunu yapanın Yeuda krallarından Menaşe olduğunu, Talmud Masehet Taanit 28b 14 ise bunu da Apostemos’un yaptığını belirtir.)

Nerede belirtilir? Peygamberler kitabında, Zeharya Peygamber şöyle der: “Dördüncü, beşinci, yedinci ve onuncu ayların oruçları, Yahudi halkı için sevinç, coşku dolu bayramlar olacak. Bu nedenle gerçeği ve barışı sevin.” Tora’da ayların başı olarak belirtilen Nisan ayından sonra dördüncü ay Tamuz ayı, dördüncü ayın orucu da, Şiva Asar BeTamuz orucudur.

Ne yapılır? Şiva Asar BeTamuz orucu bu yıl 6 Temmuz Perşembe sabah gün doğmadan önce başlar, aynı günün akşamı yıldızlar çıkınca sona erer. 5 Temmuz akşamı yatana kadar yemek içmek serbesttir. Hayati bir tehlike yoksa bile hasta kişiler, hamile veya süt veren kadınlar, bu orucu tutmaktan muaftır. Oruç tutmaktan muaf olanlar da bu günde keyif veren yiyecek ve içecekleri tüketmez, sadece temel ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde beslenirler.

Bugün için mesaj: Şiva Asar BeTamuz orucu da diğer oruç günlerimiz gibi, binlerce yıl önce Yahudilerin başına gelmiş felaketleri anmak için yemek yenilmeyen, su içilmeyen bir günden daha fazlasıdır. Oruç, bayram günleri ve uygulamalar birer amaç değil, kendimizin bir ileri versiyonuna yaklaşabilmemiz, kendimizi, etrafımızı ve dünyamızı daha iyi hale getirebilmemiz için birer araçtır. Bu şekilde hızla akan hayatlarımızda bir durak noktası oluşturur, tarihte o günlerde gerçekleşen olaylardan yola çıkarak hayatımızı ve yolumuzu sorgular ve olmak istediğimiz kişi ile aramızdaki mesafeyi azaltacak adımlar atmaya niyet ederiz. Şiva Asar BeTamuz’da görme duyumuzu iyiyi görmeye odaklanacak şekilde yönlendirmeye çalışabilir, Tanrı ile bağlantımızı güçlendirmek için Tanrı’nın yarattıklarıyla ilişkilerimizi geliştirebilir, günlük hayatımızda daha fazla teşekkür edebilir, Tora öğretilerini hayatımızın merkezine yerleştirebilir, bu şekilde tarihteki Şiva Asar BeTamuz’un olumsuz etkilerini günümüzde iyiye döndürmeye çalışabiliriz.

Şiva Asar BeTamuz Orucu hakkında bilgiler: http://www.sevivon.com/index.php?option=com_content&view=category&layout=blog&id=61&Itemid=115

Önemli Not: Yazıda bir özet olarak verilmiş olan bilgiler Pirke Avot (Gözlem), El Gid Para El Pratikante (Gözlem) kitaplarından, www.inner.org, www.yeshiva.com, rebbetzinchanabracha.blogspot.com, tjpnews.com, https://breslov.org, velveteenrabbi.blogs.com, ravkooktorah.org, www.matan.org.il sitelerinden, okuyucuya konu hakkında fikir vermek amacıyla derlenmiştir. Yazıda konuyla ilgili araştırılıp bulunabilecek sayısız yorumdan sadece bazıları ifade edilmiştir. Cemaatlerin farklı gelenekleri ve uygulamaları olabildiği için, yas dönemi ve oruç ile ilgili yasaklar ve kısıtlamalar hakkında en doğru ve detaylı bilgiler için, cemaatin kendi Rabi’lerine başvurması gerekir.

Katkıları için Rav İzak Peres’e teşekkür ederiz.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün