Müziğe erişimde devrim

Sami ASA Sanat
17 Mayıs 2023 Çarşamba

Yaklaşık 25-30 yıl önce internetin hayatımıza girmesi ve cep telefonlarının toplumun genelince kullanılarak iletişimi yaygınlaştırması, son 10-15 yılda da dijital dünyada kaydedilen baş döndürücü gelişmeler, her türlü bilgiye daha önce hiç düşleyemeyeceğimiz bir hız ve basitlikle erişmemizi sağladı. Güncel konumuz yapay zekâ sayesinde kısa sürede olması beklenen gelişmeler, hayatımızın yakın gelecekte daha da hızlı değişebileceğini gösteriyor, sonuçlarının topluma olası olumlu ve olumsuz etkileri sıklıkla tartışma konusu oluyor. Sonuçta günümüzde, bir önceki neslin birçok kitap veya evindeki kütüphanedeki ciltler dolusu ansiklopediler içinden çabalayarak ve de ancak ‘kısmen’ elde edebildiği bilgiler, artık Android veya elimizden hiç düşürmediğimiz cep telefonu ile birkaç ‘tık’ mesafede ulaşılabilir durumda. Her dalda olduğu gibi, müziğe ve müzikle ilgili bilgilere erişimde de benzer bir devrim yaşandı.

Kendi yaşadıklarımdan (daha da eskiye gidemeyeceğim!), müziğe erişimin evrimini ayrıntıya girmeksizin en kısa şekliyle şöyle özetleyebilirim:

Önceleri pikabı olanlar (özellikle Dual marka) küçük plak (45 devir, sadece her yüzünde bir parça) veya büyük plak (Long Play - LP, 33 devir, genellikle grupların albümlerini kapsayan 8-10 parça içeren) dinledi. Bazı yabancı LP’lerin yurt dışında yayınlandıktan sonra Türkiye’ye ulaşmaları ve satın alınabilir hale gelmeleri henüz liberal ekonomi uygulanmayıp ithalat çok kısıtlı olduğundan aylar aldı, yurt dışına giden eş dosta sıkça plak ısmarlandı. Pikabı olmayanlar veya plak ücretini vermek istemeyenler, daha fiyatlı olarak plakları kasetlere kayıt etmeye başladı. Kasete kayıt işi müzik mağazalarında ücreti karşılığında çokça yapıldı, telif hakkı gibi konular hiç gündemde değildi henüz. Bazen, plağı olan arkadaşınızın evinde kasete kayıt yapabilmek için birlikte saatler geçirildi. Ya da radyodaki (TRT3) sayılı müzik programlarından kasete kayıtlar yapıldı ki, bunların içine çoğu kez sunucunun konuşmaları da mecburen dahil oldu. Pikap ve bu tip kasetçalarlar hoparlörlere bağlı olduğundan, müzik sadece sabit ortamlarda dinlenebildi. Daha sonra hoparlörleri içinde bulunan kasetli müzik setleri çıktı, böylece müziği mobil yapma olanağı doğdu. Zamanla, kasetler walk-man denilen pille çalışan nispeten daha küçük bir aletin içine sokuldu, böylece müzikte mobilite iyice pratik bir hale geldi.

Doksanlı yılların başında compact disc / CD’lerin çıkması ile plak ve kasetlerin pabucu 2-3 yıl içinde dama atıldı. Müzik meraklıları bu kez CD koleksiyonları oluşturmaya başladı.

Ve nihayet, yaklaşık son 15-20 yıl kadar önce başlayan ve özellikle son 10 yılda büyük ivme kazanan dijital teknolojinin gelişmesiyle, müzik platformlarında çok geniş bir müzik seçkisine ulaşmak son derece kolaylaştı. Bu sefer de CD endüstrisi hızlıca tükenmeye yüz tuttu, birçok müzik mağazası kapandı. Hızlı değişime direnç gösteren bazı müzik meraklıları tepki olarak eski usul plak koleksiyonu (Vinyl) oluşturmaya başladı, meraklı koleksiyonerlerin talebi doğrultusunda plaklar kısıtlı da olsa şimdi tekrar mağazalarda boy göstermeye başladı.

Dijital teknolojinin müziğe erişime getirdiği kolaylığın avantajlarını yadsımak pek mümkün değil. Herhangi bir müzik platformuna girdiğinizde, tercih ettiğiniz müzik türlerini belirttiğinizde, platform size benzer türde müzik öneriyor, sonraki süreçte de hep dinlediğiniz müziği takip ederek size uygun yeni öneriler sunmaya devam ediyor. Bir başka deyişle, müzik platformu tercihlerinize bakarak sizin adınıza müzik türlerini sıkı bir elekten geçiriyor, size de sadece yeni önerileri daha ince bir filtreden geçirmek kalıyor. Böylece, müzik dinlemekten zevk alacağınız seçkilere ulaşmanız daha kolay ve hızlı oluyor ve çok daha az emek gerektiriyor.

Buna karşılık çoktan ortadan kalkmış geçmiş kısıtlı şartlar içinde, sevdiğiniz müziğe erişim bir hobi olarak daha tutkulu bir şekilde yapılıyordu. Müzik mağazalarında yapılan dinlemeler, mağaza sahipleri veya benzer zevkleriniz olan kişilerle bu ortamlarda yapılan sohbetler ve yorumlar işin keyifli tarafıydı. Eve getirdiğiniz kaset veya CD’leri dinleyip filtreleyerek sonunda beğeniyi 2-3 parçaya indirgemek uğraşıyı daha değerli yapıyordu. Çok daha geniş koleksiyona sahip yurt dışı müzik mağazalarında CD inceleme ve dinleme seansları, sizin için yeni olan müzikleri bu şekilde tanımaya çalışma, yapılan seyahatin akılda kalan güzel bir kısmı olabiliyordu. Erişim için verilen emek, sonunda beğenip içselleştirdiğiniz müziği daha fazla sahiplenme hissi yaratıyor galiba!

Paralellik kurma adına, benzer durum belki kitap okuma için de söylenebilir. Daha önce okuyup beğendiğiniz bir kitabı, üzerinden bir süre geçtikten sonra kütüphanenizin rafından çıkarıp sayfalarını karıştırmak ve işaretlediğiniz yerleri tekrar okumak hoşunuza gidebilir, ancak aynı şeyi e-kitap üzerinden yapmak benzer keyfi vermeyebilir.

Müzik platformları ise hazırladıkları algoritmalar sonucunda tercih ettiğiniz müziğe erişimi neredeyse emek vermeksizin çoğunlukla doğru şekilde sağlıyor. Büyük kolaylık sağlamakla ve amacına ulaşmakla birlikte, erişimdeki bu rahatlık açıklanması karmaşık bir şekilde yapay bir hal içeriyor. Sadece gereksiz bir kuruntu diye deyip geçebiliriz de!

Müziğe erişimdeki çarpıcı gelişmenin belirgin artıları olduğu çok bariz. Yaşam sürekli değişkenlik gösteriyor, diğer alanlarda olduğu gibi bu konuda da nostaljik davranarak değişime direnç göstermenin bir manası veya hedefi de pek yok. Ancak, her ne kadar geçmişte kalan yöntemler bugün ilkel ve yeni nesiller için algılanması zor görünse ve günümüzde eski yöntemleri çoktan terk etmiş olsak da, şimdi garip görünen bahsettiğim evreleri bir zamanlar severek yaşamış olmak bir mutluluk.

Sonuç olarak, bu yazıları kaleme alabilme ve önermekte olduğum müzik seçkilerini sizlere müzik platformları üzerinden sunma olanağını, müziğe erişimdeki bu görkemli gelişmeye borçlu olduğumuzu kabul etmeliyiz. Müzik listelerinin bu kadar kolay bir şekilde paylaşılabiliyor olması, insanların kültürel, duygusal ve hatta ruhsal olarak birbirine temas etmesini sağlıyor. Birçok ekonomik sorun ve etik değerlerin yozlaşmasıyla karşılaştığımız günümüz toplumlarında, müziğe erişebilirlik yolu ile kişilerin dolaylı da olsa birbirlerine dokunabilmeleri, çok önemli ve olumlu bir özellik olarak ortaya çıkıyor.

  • Rock & Pop
  1. Let ‘Em In – Wings “At the Speed of Sound”
  2. Long Forgotten Track – Thorbjörn Risager “Too Many Roads”
  3. Dreamer – Supertramp “Crime of the Century”
  4. Bonne Nouvelle – Francis Cabrel “Les Beaux Dégats”
  5. Angel in My Heart – Mick Jagger “Wandering Spirit”
  6. Cookie – David Steward, Candy Dulfer “Cookie’s Fortune”

https://open.spotify.com/playlist/6wKiYh3k0WoKaXARJE7DVg?si=oKAYSxdTTX-UPjjrnno6zA&nd=1

  • Jazz Standards
  1. Watermelon Man / Herbie Hancock – “Takin’ Off”
  2. Balata in Forma Di Blues / Chet Baker “The Italian Sessions”
  3. Most Unsoulful Woman / Jack Wilson “Something Personal”
  4. Senor Blues / Horace Silver “The Very Best”
  5. All Of Me / Oscar Peterson Trio – “A Jazz Portrait of Frank Sinatra”
  6. Sing a Song of Song / Kenny Garrett – “Songbook”

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün