GalataPerform artık büyük başarıyla ektiğini biçiyor

Erdoğan MİTRANİ Sanat
1 Mart 2023 Çarşamba

Yeşim Özsoy, Boğaziçi Üniversitesinde sosyoloji eğitimi alırken Stüdyo Oyuncuları’na öce öğrenci, sonra eğitmen ve oyuncu olarak katılır, ABD’de oyunculuk, tiyatro teorisi, yönetmenlik eğitimi alır, yüksek lisansını tamamlar, İstanbul’a dönüşünde kurduğu Ve Diğer Şeyler Topluluğu’nda yazıp yönettiği oyunlarla yurt içinde ve dışında festivallere katılır.

2005’te, Galata Kuledibi’nde tarihi bir apartmanın birinci katında bağımsız bir tiyatro mekânı olarak kurduğu GalataPerform’da oyun sahnelemenin paralelinde, tiyatromuza genç oyuncu, yönetmen ve yazarlar kazandıran çok değerli projeleri hayata geçirir. Bunların en önemlisi, Ceren Ercan, Dilek Altuntaş, Yeşim Özsoy ve Mark Levitas’ın inisiyatifi olarak 2006’da başlayan Yeni Metin Yeni Tiyatro, iki ana eksen üzerinden hâlen devam ediyor. Projenin birinci atılımı çağdaş yabancı oyun yazarlarının oyunlarının Türkçeye çevrilerek okuma oyunu tiyatrosu olarak sahnelenmesinde oyunların keşfedilmesiyle yetinilmez, İspanya, Portekiz, Romanya, İran, Yunanistan, Rusya, İskoçya, İtalya, Fransa ve Polonya’nın da olduğu farklı ülkelerden çok sayıda oyun yazarı proje kapsamında İstanbul’a davet edilir, Türkiyeli oyun yazarları ve yazar adaylarıyla atölyeler düzenlenir. Daha değerli ikincisiyse, her yıl düzenlenen oyun yazımı atölyeleridir. Hâlen yazar, dramaturg, çevirmen, Medeniyet ve Bahçeşehir Üniversiteleri öğretim görevlisi Dr. Ferdi Çetin’in atölye yönetmeni ve dramaturg olarak başında olduğu, artistik ekibin çağdaş tiyatro üzerine uluslararası duyarlılık oluşturmaya çalışarak yazım sürecine eşlik ettiği bu atölyelere katılan oyun yazarı adayları, giderek yurt içinde ve dışında ödüller almış, oyunları sahnelenmiş, ödenekli ve bağımsız tiyatroların repertuarlarında yer almış.

Yazar adaylarının ilk oyunlarını desteklemek, yeni çağdaş metin yazarlarının görünürlüklerini arttırmak, sahne sanatları sektörüyle tanışmalarını sağlamak amacıyla 2012’den bu yana her yıl düzenlenen, Türkiye’nin ilk oyun yazarlığı festivali Yeni Metin Yeni Tiyatro Festivali, birbirinden ilginç ve etkileyici metinlerin keşfedildiği, her oyundan sonra yazar, yönetmen ve oyuncularla gerçekleştirilen söyleşilerin müthiş ilginç tartışmalara ve fikir alışverişlerine alan açtığı bu heyecan verici olay on birinci yılını kutladı.

Yeni Metin Yeni Tiyatro’nun tiyatromuza ilk önemli yansıması, atölyelerde yetişen Ahmet Sami Özbudak’ın yazdığı ‘İz’in 2013’te, GalataPerform’da oyuna oyuncu olarak katılan Yeşim Özsoy tarafından sahnelenmesidir, Önde gelen oyun yazarlarımızdan, hâlen yazar ve yönetmen olarak haklı ün sahibi, ‘Galata Monologlar Müzesi’nin yaratıcısı Özbudak’ın bu ilk oyunu yurt içinde ve dışında ödüller kazanır, yıllarca repertuarda kalır.

Yeni Metin Yeni Tiyatro’da büyüyen ağaçlar artık giderek daha olgun ve lezzetli meyveler veriyor. Geçen tiyatro sezonundan beri GalataPerform’da sahnelenmekte olan üç yeni yapımı da bu oluşumun ürünleri.

Geçen sezon sonlarında Özsoy’un yönettiği, İranlı-İsveçli oyun yazarı, şair, eleştirmen çevirmen, yaratıcı yazın eğitmeni, Athena Farrokhzad’ın Evripides’in öyküsünü bittiği yerden devam ettirerek, Medea’ya ‘Medea’dan sonra ne olduğu üzerine keşfe çıkan müthiş etkileyici ‘Medea’ya Göre Ahlak’ hâlen sahnelerde.

Bu sezon 2019’da Yeni Metin Festivalinde ‘Senenin Oyunu’ seçilen Itır Karabulut’un yazdığı ‘Kalanlar’ı Yeşim Özsoy, geçen festivalde okuma tiyatrosu olarak yönettiği Joan Yago’nun ‘Fairfly’ oyununu da Mark Levitas sahneye koyuyorlar. Üçü de kaçırılmamalı.

         Biri gidince arkasında ne bırakır?

                      ‘Kalanlar’

           

 

Itır Karabulut'un yazdığı, Yeşim Özsoy'un yönettiği ‘Kalanlar’da, farklı yaş ve karaktere sahip beş kadın günümüzde, Adana’da bir cenaze evinde buluşurlar.

Cenazenin üzerinden belli bir vakit geçmiş, yedisi yapılmıştır. Merhumenin biri ellilerinde diğeri otuzlarında iki kızı, otuz yaşındaki gelini, yaşlı eltisi ve son yıllarda bakıcılığını üstlenen ailenin emektarı, evi kapatmak, son kalan eşyaları toparlamak ve bölüşmek için sıcak bir yaz günü evde buluşurlar.

Nilay ErdönmezElif Ongan TekçeEnginay GültekinKübra Balcan ve Suna Keskin’in kadınları canlandırdığı oyunda, kişilerin eşyalarla ve birbirleriyle ilişkileri, trajikomik bir tonlamayla beş sahnede anlatılır. Aslında ölenin en küçük kızının oyun alanında yalnız kaldığı finale dek, beş kadının birlikte olduğu ilk bölüm, her sahnede birer kişi eksilerek yinelenir. Yinelemeler birer tekrar değil, çoğu repliklerin tekrarlanmasında farklı ayrıntıların ortaya çıktığı, aynı sözcüklerin farklı duygu ve tonlamalarla söylendiği birer çeşitlemedir.

Aynı olayın farklı yaşanabilirlikleri teatral olarak, müzikal bir ana temayla çeşitlemeleri biçeminde yansıtılmaktadır ve her çeşitlemede, ölenin ve kalanların geçmişteki ilişkileri bir miktar daha açığa çıkarken, her karakterin ayrıntılı ve derinlikli kişilik portreleri çizilir.

Pandemiden itibaren dijital tiyatro çalışmalarını önemseyen Yeşim Özsoy bu sıra dışı öyküyü, sıra dışı hibrid bir yöntemle sahneler. Hikâyenin ana hatlarının ortaya çıktığı ilk sekans, bu yıl Altın Portakal Kısa Film Jüri Özel Ödülü alan Özgürcan Uzunyaşa’nın senaryosunu Yeşim Özsoy ile birlikte oluşturduğu, beş kadının da oynadığı bir kısa film olarak izlenir. Bu etkileyici girişin en heyecan verici tarafı, yılların oyuncusu Suna Keskin’in eltiye getirdiği muhteşem yorumdur.

Filmin ardından gelen çeşitlemeler, çağdaş sanatçı Eda Soylu’nun tasarladığı sahnede diğer dört oyuncunun canlı performansı olarak gerçekleşir. Her geçişte eşyalarla değişen ve dönüşen bir enstalasyon olarak dekor, oyuna aktif olarak katılır

Çok parlak bir metnin, farklı ve ustalıklı yönetilmiş, büyük başarıyla yorumlanmış sahnelenmesi yılın en iyi oyunlarından. Mutlaka izlenmeli.10, 11 Mart DasDas Sahne ve sezon boyunca İstanbul tiyatrolarında.

              Girişimcilik kültürüne ironik bir bakış

             ‘Fairfly’

Genç İspanyol yazar Joan Yago’nun, günümüz iş dünyasındaki girişimcilik kültürüne ironik bir bakış açısı getiren oyunu ‘Fairfly’, işsiz kalma olasılığı karşısında farklı bir girişim yapmaya karar vermiş dört meslektaşın yaşadıkları üzerinden para kazanma tutkusunu, başarı saplantısını, neo-liberal söylemleri sorgulayan absürt / gerçekçi bir kara komedi.

Yıllardır bebek maması üreten aile şirketi, tüketim ürünleri sektörünün günümüzdeki hızlı gelişimine uyum sağlamakta zorlanarak küçülmek, belki de kapanmak durumundadır. Şirket çalışanlarından otuzlu yaşlarında dört beyaz yakalı arkadaş, yakında işsiz kalma tehdidine karşı çözüm üretme çabasındadır. Niyetleri şirketteki işlerini savunmak için savaşmaktır ama, eninde sonunda kapıya konacaklarını düşünerek, yıllar önce yönetime teklif ettikleri, kabul edilmemiş parlak bir fikri, farklı bir bebek maması üretimini, kendileri yapmaya karar veririler.

Belirli bir türden sinek larvasını hava geçirmez ortamda büyütüp fırına vererek, elde edilen undan ürettikleri, kelime oyunu olarak “fair-fly = adil sinek” çağrışımı da yapan ‘Ateş Böceği / Fairfly’ ismini verdikleri mama, lezzetli ve ucuz olmasıyla epey tutulur. Minik bir atölyede başlayan imalat 80 kişilik fabrikaya dönüşür. Her ‘tutan’ ürünün daha ucuz ‘çakma’sının piyasaya sürüldüğü acımasız rekabet ortamında ‘Fairfly’ bir başarı öyküsü olarak devam edecek midir, yoksa vahşi kapitalizmin dişlileri arasında yok mu olacaktır? Oyunu fasit daireye çevirerek başa dönen final, bu ikileme dikkat çekmektedir.

Düşündürücü, parlak, son derece eğlenceli, izlenmesi keyifli, sahnelenmesiyse müthiş zor bir metin. Joan Yago, iş dünyasının baş döndürücü değişim hızını sahneye taşımak amacıyla beş yıllık süreci bir saatte aktarırken, masa etrafında geçen kesintisiz tek bir sekans olarak tasarlamış. Ayşe Sedef Ayter’in geçişleri ışık tonlamalarıyla ayrıştırdığı, Mark Levitas’ın, müthiş derinlikli, tempolu ve hareketli sahnelemesinde her zamansal atlamayı ustalıkla var eden Atakan Akarsu, Begüm Akkaya, Tuğçe Altuğ, Barış Gönenen, sesleri, yüzleri ve tüm bedenleriyle nefes kesicidirler. 

Yılın olmazsa olmazlarından. 3, 9, 23 Mart 21.00 DasDas Sahne, 27 Mart 20.30 Alan Kadıköy, 30 Mart 20.30 Beyoğlu Atlas 1948’de.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün