BAE´de dört gün ve tarihi bir konser

İsrail Filarmoni Orkestrasının, Abu Dabi´de BAE milli marşını çalması, bunun yanı sıra, bir İsrail orkestrasının bir Arap ülkesinde İsrail milli marşı Hatikva´yı seslendirmesi yıllarca kendinden söz ettirecek bir sahne olarak tarihteki yerini aldı.

Marsel RUSSO Perspektif
28 Aralık 2022 Çarşamba

1936 Aralık ayının 26’sı, Tel Aviv heyecan verici bir olaya tanıklık ediyordu. Henüz kuruluşu üzerinden 25 yıl geçmişti, ancak kent, sosyal ve kültürel yaşamın neredeyse tüm olmazsa olmazlarını bünyesine topluyordu. Avrupa’da yükselen Yahudi düşmanlığının önünden kaçan nesiller, ekonomi ve bilimin yanına sanatta da kendilerini gösteriyordu.

Daha sonra İsrail Filarmoni Orkestrası[1] olarak adlanacak ilk klasik müzik topluluğu bu tarihte Tel Aviv’de resmen kurulur. Kurucusu Bronislaw Huberman, Polonya’da yetişmiş Yahudi bir kemancıydı. Bu girişimi ile Alman kontrolündeki ülkelerde işsiz kalmış, baskılar nedeni ile yurtlarından göç etmiş bin kadar müzisyene taze bir nefes olur.

Topluluğun ilk konserini ünlü İtalyan şef Arturo Toskanini yönetir. Kariyerinde La Scala ve New York Filarmoni Orkestralarının müzik direktörlüğünü yapmış, dünyanın dört bir yanında konserler yönetmiş mükemmeliyetçiliği ile tanınan bir şefin açılış konserini yönetmesi, birçoğu Berlin veya Viyana Filarmoni Orkestralarından ırkçı nedenlerle kovulup yeni yurtlarına yerleşen müzisyenler için olduğu kadar, geleceklerini hemen çölün kenarında, yokların ortasında kurmak için yola çıkmış halk için de önemlidir.

II. Dünya Savaşı süresince orkestra Kuzey Afrika’da savaşan müttefik askerlerine değişik yer ve tarihlerde 140 konser verir. “Silahların konuştuğu yerde müzik susar” genel kanısına nispet edercesine, savaş gayretine küçük bir destek olmak böyle bir şey olsa gerektir.

Belçika’nın kurtuluşu onuruna verdiği konserler, savaş esnasında Yahudilere desteğinden dolayı Papa XI. Pius onuruna Vatikan’da gerçekleştirdiği etkinlikler, orkestranın tarihinde önemli yer tutarlar.

Orkestrayı etkileyen ünlü şeflerden biri, uzunca sayılacak bir süre müzik danışmanı olarak görev yapacak Leonard Bernstein’dır. Zubin Mehta ise İPO’ya müzikal kimlik kazandıran ve bugünlere başarılı bir orkestra olarak gelmesini sağlayan şefi, müzik danışmanı, müzik yönetmeni olarak tarihe geçecektir. Şu anki şef Lahav Shani 1989 Tel Aviv doğumlu genç bir yetenek. 2016’dan 2020’ye dek Rotterdam Filarmoni Orkestrasının şefi olarak ünlenmiş, burada harika işler çıkartmış. Şef olarak Mehta, piyanist olarak da Daniel Baremboim’in mentorluğunda kariyerini daha yükseklere taşımayı başarmış…

Kendisini hem piyano başında, hem elinde baton defalarca izleme şansını buldum. Son olarak Paris Filarmoni ile gerçekleştirdiği konser tam bir müzik şöleniydi. Paris konserinden hemen sonra, Aralık ayının 20’sinde, İPO ile birlikte Abu Dabi’deydi Shani.

***

Malum oluğu üzere İsrail’in 2020’de Bahreyn ve BAE gibi Körfez ülkeleri ile imzaladığı Abraham Accords – İbrahim Anlaşmaları bölgede yeni bir döneme kapı açar ve anlaşmanın imza gününden bu yana birçok ilk yaşanır: Karşılıklı ilk uçak seferlerinin yapılması, iş dünyasından karşılıklı ziyaretler, diplomasi koridorlarında karşılıklı atılan ilk adımlar, bakanların, başbakanların, devlet başkanlarının ilk karşılıklı ziyaretleri. Abu Dabi’de organize Yahudi cemaat hayatı, ilk Yom Kipur, ilk bayramlar ve bu gibi ilkler…

Lahav Shani konser öncesi yaptığı giriş konuşmasında, İFO’nun ilk yurtdışı ziyaretini Toskanini ile Mısır’a 80 yıl önce yaptığını, o tarihten beri hiçbir Arap ülkesinde çalmadıklarını ifade ettikten sonra, sözlerini “Nazi zulmünden kaçıp bu orkestrayı kuran müzisyenlerin çocukları burada, bir Arap ülkesinde, karşınızdayız…” şeklinde bitirdi.

İsrail Filarmoni Orkestrasının, Abu Dabi’de BAE milli marşını çalması, bunun yanı sıra, bir İsrail orkestrasının bir Arap ülkesinde İsrail milli marşı Hatikva’yı seslendirmesi ise yıllarca kendinden söz ettirecek etkileyici bir sahneydi şüphesiz. Nitekim yayın akışı içinde duygularını paylaşan birçok takipçi, müziğin barışa, refaha, güzelliklere ulaşmada önemli bir rol oynadığını yazıyordu, izlediğim kanalda.

Örneğin, “Müzik kesinlikle kültürlerin bir araya gelmesini sağlayan birleştirici, zenginleştirici bir unsurdur…” şeklinde not düşmüştü Los Angeles Umut Kemanları[2] ve bu konserin bu tür etkinlilerin başlangıcı olmasını umduğunu belirtmişti gözüme ilişen iletisinde.

Mesajın kıymeti Umut Kemanlarının kimliğinde gizli bana göre… Umut Kemanları, Amnon Weinstein ile oğlu Avshi’nin girişimi ile başlayan bir proje. Baba-oğul Holokost dönemi ve öncesinde Yahudi müzisyenler tarafından kullanılan keman, viyola ve çelloları Tel Aviv’de toplar, bunları tek tek elden geçirip tamir ederler ve bir yerde yeniden hayata döndürürler. Proje, 60 parçalık koleksiyonun dünyayı dolaşması, çeşitli filarmoni orkestralarını ziyaret etmesi, esas sahiplerinin hikayelerini anlatması üzerine kurulu… Pandemi dolayısı ile programda olan aksamalar sonrasında, İFO’nun tarihi konseri sırasında Los Angeles Yahudi Senfoni Topluluğunun konuğuydu Umut Kemanları…

İsrail Devlet Başkanı Yitzhak Herzog’un eşi Michal Herzog’un girişimi ile gerçekleşen söz konusu tarihi konserde, orkestra, ilk önce Mozart’ın son piyano konçertosunu (27. Piyano konçertosu) seslendirir. Lahav Shani hem solist hem de orkestra şefidir konserin bu ilk kısmında. İkinci eser ise Güstav Mahler’in Birinci Senfonisidir. 1884 ile 1888 yılları arasında bestelenen senfoni dönemin Alman romantizminden etkiler taşır. İçinde asaletten kahramanlığa uzanan eseri bestelerken Mahler, Alman romantizminin ünlü yazarı Jean Paul Richter’den etkilendiğini söyler. Senfoniyi bundan dolayı Richter’in bir romanından esinlenerek ‘Titan’ olarak adlandıracak, ancak içeriğinin romanınki ile hiçbir bağı olmadığını da ifade edecektir…

***

Konser salonunda bulunanlar arasında, BAE Emiri Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan’ın yanı sıra, BAE Dışişleri Bakanı, BAE Kültür ve Gençlik Bakanı, BAE’nin Birleşmiş Milletler nezdindeki daimi temsilcisi, BAE’nin İsrail Büyükelçisi de vardır.

Bin Zayed’in konuk Michal Herzog[3] ile bir araya gelmesi ülkeler arasında kısa süre önce tesis edilen ikili ilişkilerin geleceğine katkısı da ayrıca önemlidir, bunu da görüşmeleri öncesinde ifade eder.

Öte yandan, “Ülkelerimiz arasında yeşermekte olan ilişkilere kültürel anlamda yeni bir sayfa açan böylesi tarihi bir olayda yer almak çok heyecanlandırıcı. En önemli kültürel sembollerimizden biri olan İsrail Filarmoni Orkestrası’nın katkısı yadsınamaz…” diyen Michal Herzog şöyle devam eder: “Müziğin ruhu hareketlendiren, insanlar, toplumlar ve uluslar arasındaki bağları güçlendiren özel bir gücü var. BAE ile aramızdaki ilişkilerin bölgeye, ekonomik, kültürel ve toplumsal temellere dayalı daha geniş kapsamlı bir barış getireceğini düşünüyorum…”


[1] Kuruluştaki adı Filistin Filarmoni Orkestrasıdır. İlk şefi William Steinberg Amerika’ya yerleşmiş bir Alman Yahudi’sidir.  1938 – 1945 yılları arasındaki sanat direktörü ise yine Nazi zulmünden kaçmak zorunda kalan piyanist, müzik eğitmeni Leo Kestenberg’dir.

[2] Violins of Hope Los Angeles

[3] Michal Herzog, İsrail Devlet Başkanı  Yitsak Herzog’un eşidir.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün