“Amacım işlerimle izleyiciye görmediği görselleri, hatta mesajları iletmek”

Uzun yıllar tekstil sektöründe çalıştıktan sonra esas mesleği olan iç mimarlığa dönen Aslan Yuda Esentürk, son senelerde kendi yarattığı Dijital Dışavurumculuk tarzında eserler üretiyor. Geçtiğimiz ay çalışmalarıyla katıldığı İstanbul Sanat ve Antika Fuarı´ndan sonra şimdi de son sergisiyle Maslak Spring Giz Plaza´da sanatseverlerle buluşuyor.

Dora NİYEGO Söyleşi
7 Aralık 2022 Çarşamba

Kendinizi Şalom okuyucusuna tanıtır mısınız?

1950 İstanbul doğumluyum. Galatasaray Lisesi ve Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde okudum. Babamı erken yaşta kaybettiğim için, zorunlu olarak ticaret hayatına atıldım. 1973'ten 2010 yılına kadar tekstil sektöründe çalıştım. Aynı yıl, emekli oldum ve özlemini çektiğim esas mesleğime geri döndüm. Tabii bu hiç kolay olmadı; bazı bilgisayar programlarını öğrendim, hiç tanımadığım bir piyasada yeni bir çevre edinmek zorunda kaldım. 12 yıldır iç mimar olarak sayısız ev, ofis ve sosyal tesis dekore ettim. Halen de devam ediyorum.

Evliyim, iki çocuğum ve dört torunum var, sağ olsunlar.

 

Resimleriniz grafik tarzında. Mesleğinizin resimlerinize etkisi oldu diyebilir miyiz?

Son dört yıldır resme merak saldım, ancak çalışmalarımı dijital olarak yapmaya başladım. Tabii ilk işlerim mesleğimin de etkisiyle mimari ve geometrik tarzda oluşmaya başladı. Ancak daha sonra, aynı yöntemle figüratif modern tarzda çalışmaya başladım.

Sorunuza gelince, evet, her iki tarzda da mesleğimin etkisi fazlasıyla kendini göstermekte, ama bu da bir ayrıcalık olarak tanımlanabilir...

Çalışma tekniğinizden bahseder misiniz?

Çalışma tekniğim, eskiyle yeninin karışımı gibi…

Karakalem veya suluboya ile dijital çizimleri karıştırabiliyorum. Akademik prensiplerle yeni dönemin karakteristiklerini buluşturuyorum. Renk seçimlerini, günün giyim modası renklerden yapıyorum. Sunumlarımı, Dipleks denen formatta, cam ve metal panel arasında özel kâğıda baskı biçiminde, çerçevesiz olarak yapıyorum. Birçok eserim kendinden baskı çerçeveli, başka bir işleme gerek kalmadan asılabiliyor.

Her işim için özel imzalı sertifika veriyorum. Ortaya çıkan işler, her yaştan insanın beğenebileceği türden oluyor.

Gördüklerinizi mi resmediyorsunuz, yoksa düşüncelerinizi ve hayal gücünüzü de çalışmalarınıza katıyor musunuz?

Bu çok önemli bir soru, hatta başlangıçta benim de kendime sorduğum türden. Fakat şu anda cevabı gayet net; fotoğraf makinesinin yapabileceği her türlü kopyalamayı, resim tuvalinde uzunca süre uğraşıp tekrar yansıtmaya gerek yok. Bu nedenle manzara, portre veya natürmort gibi, bakarak yapılan işleri yapmamaya karar verdim. O işleri fotoğraf sektörü yapsın. Benim görevim, izleyiciye görmediği görselleri ve hatta mesajları iletmek olmalı diye düşünüyorum.

Yani, hayal dünyasını çokça kullanıyorum. Ayrıca yaptığımız işin, sanatçı olarak insana bir katkısı olması gerektiğine inanıyorum.

Resimlerinizle ilgili nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Aslında tepkiler çok farklı değil… Gençler bu çalışmayı anlamak için çok fazla kafa yormuyor, yorum yapmıyorlar. Orta yaş ve üstü, özellikle sanat dünyasında olanlar, büyük ilgi gösteriyor. Mesajları anlamaya, tekniği tanımaya, hatta teşvik etmeye zaman ayırabiliyorlar. Fuar ve sergilerde sayısız insanla temasım oldu; edindiğim izlenim doğru yolda olduğumu ve iyi bir şeyler yaptığımı hissettiriyor.

Pandemi dönemi, çalışmalarınıza ne şekilde yansıdı?

Resimdeki gelişimimi pandemiye borçlu olduğumu söyleyebilirim. O dönemde aklım dışarıda kalmadan çalışmak için bol zamanım oldu. Tabii, dönemin ruh hali de resimlerime yansımıştır.

 

Ne zamandan beri resim yapıyorsunuz? “Olgunluk dönemine geldim” diyebilir misiniz?

Çocukluğumdan beri resim yapıyorum, dayılarımın bunda çok etkisi olmuştur. Her ikisi de yağlıboya ve karakalem çalışmalar yapardı, beni de çok özendirmişlerdi.

Dostlarımın portrelerini, karikatürlerini yapar, hediye ederdim. Duvarlarda çeşitli çalışmalar yapardım. Ancak profesyonel olarak son dört yıldır bu tarzda resim yapıyorum. Her yeni işimde daha olgun ve deneyimli hissediyorum, ama en olgun nokta neresidir, bilmiyorum. Buna zaman içinde izleyici karar verecektir diye düşünüyorum.

Eserleriniz nerelerde sergilendi? Yurt dışında sergilenen çalışmalarınız var mı?

Eserlerim Türkiye’de, birçok galeride sergilendi. Dört eserim, Kiev'de Sanat Akademisinin sergisine davet edildi. Geçen sene iki eserim Contemporary’de; kasımda ise 11 eserim 3. İstanbul Sanat ve Antika Fuarı'nda sergilendi. Şimdi ise, Maslak Spring Giz Plaza Lobisinde ay sonuna kadar görülebilir. 2023 Ocak’ında, Tophane Acanthus Sanat Galerisinde, en geniş haliyle sunulacaklar.

Dijital işler, satış anlamında sanatseverlerden talep görüyor mu?

Tabii ki… Zaten satış, sanatçıları yüreklendiren en önemli faktör. Ayrıca dijital çalışmaların bir başka özelliği de herkesin kolayca ulaşabileceği fiyatlara satılıyor olması.

Konularınızı neye göre belirliyorsunuz?

Durup geriye baktığımda, boya ve fırçayla yapılmamış, denenmemiş hiçbir şey kalmamış gibi görünüyor. Binlerce konu ve materyal, binlerce kez çeşitli sanatçılar tarafından kullanıldı...

Duvar süslemek için, hatıra olsun diye, tarihte bir olayı canlandırmak veya doğanın bir anını yansıtıp için binlerce çalışma yapılmış. Bunların birçoğunun amacı, sanatçının yeteneğini ortaya koymak ve satılmalarını sağlamaktı.

Fakat günümüzde sanatçının toplumsal bir rolü oluştu, söz sahibi oldu, bilge kişiye dönüştü adeta... Yapılan sanat faaliyetinin topluma bir faydası olması ve onu yönlendirmesi daha büyük önem kazandı.

Ben de eserlerimin konularını belirlerken, öncelikle bu pencereden bakıyorum. İşlerimin bir mesajı olsun, izleyicinin  bugününü ve yarınını aydınlatsın istiyorum. 

İşlerinizi hangi sanat akımına yakın görüyorsunuz? Bu tarzı çalışan diğer sanatçılar kimlerdir?

Bu tarzı kendim geliştirdiğim için, hiçbir sanatçıya ve sanat akımına bağlı olmaksızın çalışıyorum. Bu yüzden adını da benim koymam gerekiyor galiba… Dijital araçlarla duyguların ve düşüncelerin dışa vurulmasını temsil ettiği için, tarzıma Dijital Dışavurumculuk veya Digital Expressionism diyebiliriz.

Gelecekteki planlarınızdan ve hayallerinizden bahseder misiniz?

En büyük hayalim en az iki eserimin İstanbul Modern'de sergilenmeye layık görülmesi...

Sayın Niyego, kendimi tanıtma ve ifade etme fırsatını verdiğiniz için gönülden teşekkür ediyorum.

İyi ki Şalom var ve ne iyi ki sizler de onu yaşatmaya çalışıyorsunuz.

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün