Âlemin kralı geliyor

Avrupa Birliği´nde enflasyon çift haneyi görünce Avrupa Merkez Bankası´nın Fed´e eşlik etmesi kaçınılmaz gibi duruyor. ABD çekirdek enflasyonu eğer yapışkanlığı işaret ederse Fed, ´ben de boş değilim enflasyona karşı´ demeye devam edecek. O zaman dans hızlanacak, âlemin kralını görecek piyasalar.

Cüneyt DİRİCAN Ekonomi
5 Ekim 2022 Çarşamba

Lafı hiç dolandırmayalım, hemen kralı tanıtalım. Bu sayfada aylardır dikkate çekmeye çalıştığımız küresel likidite krizi ‘ben kralınızım, merkez bankaları çıplak’ demeye hazırlanıyor. Uluslararası büyük x (bir İsviçre bankası + bir Alman bankası) CDS primi yani temerrüde karşı sigorta risk primi tavan yaptı, hisse değeri 2008 dönemi öncesinden daha düşük hale geldi. Bu ikilinin bilanço içi ve dışı toplam riskli pozisyonları Lehman Brothers Yatırım Bankasının yaklaşık üç katı. Bu ikiliden önce margin calls yani teminat tamamlama çağrısı yiyen İngiliz emeklilik fonlarının imdadına Bank of England yetişti. Ama kredibilitesinden feragat ederek. Malum bir hafta önce İngiliz Hazine kâğıtlarını almayacağım dedikten sonra pound çökünce yeterli olana kadar almaya devam edeceğim dedi, piyasayı ve tabii İngiliz Hazinesini fonladı. Liyakat tüm merkez bankalarında önemli. Powell yüzde 2 enflasyon hedefini biraz aşmak adına faizi düşük tutma politikasını açıkladıktan bir süre sonra pandemiden çıkışla oluşan enflasyon için önce geçici, sonra kalıcı olabilir dedi, şimdi resesyon yok diyorlar. Gümbür gümbür likidite krizi geliyor bu gidişle. Powell bankacı değil, hukukçu. Yanına hazineci Brainard’ı bu yüzden getirdi Yellen. Hazine ve Fed arasındaki bağı yönetsin diye. Malum bilançonun yüzde 95’i neredeyse Hazine (garantili) kağıdı. 1980-81 şok faiz artışları sonrası ekonomiyi stagflasyona sokan Volcker etkisini aşmak için Reagan vergileri indirerek ekonomiyi ancak üç sene civarında toparlayabilmişti. Liz Truss da (Brexit sonrası) dağılan İngiliz ekonomisini ayağa kaldırmak için benzer bir paketi söyleyince çarşı karıştı. Şimdi paketten geri adım atacak noktaya geldi bir haftada. Nedenini geçen hafta açıklamaya çalışmıştık. Japon ve İngiliz merkez bankalarının net rezervleri yetersiz. Hatta İngiltere biraz daha enerji maliyeti ile yüz yüze kalırsa ekonomiyi kurtarmak için IMF ile masaya oturmak zorunda bile kalabilir. Nitekim IMF uyardı, bu paketi düşünmeyin bile diye. Geriye Fed ile yüksek faizle kallavi swap hattı şansı kalıyor. Tüm bunlar neo-liberal iktisat anlayışının tezahürleri. Kapitalist sistem kendi krizlerini ve sonrasında çıkışlarını yaratıyor.

Ekonomist Charles Horioka

Ne Ortodoks, ne heterodoks, çözüm İstanbul Ekolü

Bu sayfayı takip edenler için yine sürpriz yok. İlk olarak TV100 kanalında Nazlı Bolak’ın programında anlatmıştım pandemi öncesinde. 1971 Smitshonian ile altın ve dolar arasındaki ilişki kopunca ‘serbest dalgalı kur rejimi’ başladı. Ve başımıza ne geldiyse ondan sonra geldi. 2020 ile LIBOR ortadan kalkmaya başlayınca ki seneye bitiyor artık, ‘serbest dalgalı faiz rejimine’ girdik demiştim. Başta ABD tahvil faizlerine yine dünyada ilk olarak, Mayıs 2022’de dikkat çekmemizin nedenlerinden biri de bu. Merkez bankaları da faiz dalgalanmalarına enflasyon nedeni ile hızla dâhil olunca parti kaçınılmaz oldu. Başımıza bundan sonra gelecekler biraz da bu yüzden. Bütün bunları sorgulayan epistemolojik heterodoks kopuşu bilmem ama Ortodoks anlayıştaki neo-liberal uygulamalara sahip küresel kapitalist piyasalardaki kopuş çoktan başladı. Bu arada ‘Ekonomik Dönüşüm ve Yeni Paradigmalar Zirvesi’ konuşmacıları yabancı iktisat profesörlerinden ve dediklerinden çok epistemolojiye takılan bizdeki kimi muadili veya ekonomi yorumcusu aslında ekopolitiğin ‘eko’ kısmıyla değil ‘politikası’ ile ilgilendiğini bir tezat olarak yine gösterdi. Oysaki aynı cümlede davranışsal finans, nöro bilim gibi akademide son yıllarda büyük ilgi gören, Nobel ödüllü başlıklar da varken. Yani iktisat biliminin kuralları, sınırları derken, literatürün koca bir kısmını ve diğer başlıkları es geçmek yaman bir çelişki değil mi? Dogmacılık bilimin doğasına ters değil mi? O zaman epistemolojik bir soru ile bitirelim. Politika faizi yüzde 5 enflasyon hedefini bugün bizde tutturamıyor, peki daha önceki yıllarda politika faizi yüksekken niye tutturamadı? Bu soruya cevabı zirvede Japonya Kobe Üniversitesinden Prof. Charles Yuji Horioka verdi. Hangi politika setinin başarılı olacağını kestirmek mümkün değil, zaman gösterir. Ortada tek bir doğru politika seti vardır demek kolay değil. Tabii, hiperenflasyon oradan el sallıyor, koptum, gidiyorum diyor. Merkez bankaları gördüm, faiz geliyor bak, diyor. Piyasalar politikanızı bilmem ben göçtüm diyor, (Avrupa’da) sokaktaki vatandaş öldük artık bu kadar zam yeter, biraz gelir dağılımı eşitliği biraz refah artık diyor. O zaman tek çare İstanbul Ekolü.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün