Ömer Faruk Alpdoğan
Toprak ve su vardı, tohum ve çiftçi de vardı. Lakin bununla çelişkili olarak milyonlarca aç Ukraynalı, Polonyalı, Yahudi, Çingene vardı. Çünkü onları açlık ile yok etmek isteyen ve istediğini de büyük oranda elde eden SSCB lideri Gürcü asıllı Yosif Visaryonoviç Cuğaşvili, bilinen adıyla Josef Stalin ve onun nasyonal tarımsal politikaları vardı yani “Holodomor Katliamı”. Şimdi ise Katya Zelenska adlı karakter üzerinden bu trajik durumu dramatik bir şekilde ele alan ‘Psikolojisi Bozuk Genç Bir Psikolog-Avusturya 1957’ adlı bir tiyatro kitabı var. Özellikle de 1900’lerin Avusturya’sını, bununla birlikte Batı ve Doğu Avrupa’sını sosyal, siyasal ve kültürel olarak yansıtan bu kitap; felsefe, sanat, tarih, kimya ve psikoloji gibi birbirinden farklı alanlara değinerek sınırlarınızı zorlayacak. Ayrıca Şalom okuru olmanızın verdiği ayrıcalıkla karakterlere dair paylaşımlarda da bulunmak isterim.
Karakterlerden biri kendine zulmeden kocasını öldürüp cesedine sarılırken, diğeri karısının intihar etmesine sebep olur. Karakterlerden biri Rusların sebep olduğu Holodomor Katliamı sebebiyle annesini ve yine Ruslar sebebiyle, zorla I. Dünya Savaşında savaştırılması adına zapt edilerek götürülen babasını kaybedip Ukrayna’dan Avusturya’ya göç ederken, diğeri Adolf Hitler’in politikaları sebebiyle ailesiyle birlikte Avusturya’dan sürgün edilir. Karakterlerden biri kokainin psikanalizde kullanılabileceğini gösterebilmek adına kurnaz Sigmund Freud tarafından kokain verilerek denek olarak kullanılırken, diğeri kimyevi maddelerle ürettiği metamfetamin içerikli buluşunu hizmetçilerinin çocukları üzerinde hatta kendi üzerinde dahi zevkle dener. Karakterlerden biri biyolojik olarak diğer insanlardan farklı olması sebebiyle Tanrı’ya isyan ederken, diğeri Tanrı’nın kendisi olduğunu iddia ediyordu. Karakterlerden suçlu olanı masum olanı suçlarken, masum olan o suçları hak etmek için hepsini tek tek işliyordu. Karakterlerin çoğunluğu Avusturyalı iken biri Almandı, biri Ukraynalı iken diğeri İsviçreliydi. Birkaçı Musevi iken birkaçı Hristiyan, biri Agnostik iken diğeri Ateistti. Biri sadist iken diğeri mazoşistti. Biri dürüst iken diğeri yalancıydı. Biri huzurlu bir şekilde yaşamak isterken, diğeri soğukkanlı bir şekilde intihar ediyordu. En acı vereni ise tüm bu karakterlerin var olmasına sebep olan asilzade W. Rothschild adlı bir babanın gayri meşru oğlunu öldürmek istemesiyle ortaya çıkmasıydı…
Bu kitabı okurken kulağınızda, Yahudi karşıtı olan Alman bestekâr Wagner’in Götterdämmerung adlı eserini işiteceğinizi ve Yahudi kökenli Avusturyalı bestekâr, orkestra şefi Gustav Mahler’i anımsayacağınızı biliyorum. Yoğun şekilde subliminal mesajlar içeren, titizlikle yazılan bu eseri her okuduğunuzda farklı yorumlarda bulunacağınızı biliyorum. Psikolojinizi altüst edecek kadar etkisinde kalacağınızı da biliyorum. Lakin bilmediğim bir şey var. Kitaptaki karakterleri oluştururken, karakterlerden birini kendimden esinlenerek, diğerini ise bizzat tanıdığım saygıdeğer bir kadından esinlenerek oluşturdum. Peki diğerlerini kimlerden esinlenerek oluşturdum. Hayal gücümü edindiğim tecrübe ve bilgilerle derinlemesine yormanın sonucunda yaratılmış olan bu karakterlerden birinin siz olabileceğini biliyorum ama hangisinin siz olabileceğini bilemiyorum, bunu yalnızca siz bilebilirsiniz. Belirttiğim gibi o karakterlerden biri benim, diğeri o, peki hangisi sizsiniz?
