Görkemli rock opera

´ANNETTE´te Sparks Kardeşlerin müzikleri ve senaryosu Leos Carax´a Cannes´da Mizansen Ödülü getirdi.

Viktor APALAÇİ Sanat
1 Eylül 2021 Çarşamba

‘Annette’, izleyicinin ilgisiz kalamayacağı filmlerden: Ya seversiniz ya da nefret edersiniz. Ben bu karanlık, radikal operanın, yaratıcı ve özgün olduğunu düşünenlerdenim. Ron ve Russell Mael pop ikilisi filmin bestelerini ve senaryosunu Leos Carax’a adeta altın bir tepside sunmuşlar. Fransız yönetmenin kısacık kariyerine damgasını vuran bu film, müzikal türünün cüretkâr ve parlak bir örneği.

 ‘ANNETTE’

Yön: Leos Carax

Sen: Ron Mael- Russell Mael

Gör: Caroline Champetier

Kurgu: Nelly Quettier

Müz: Ron ve Russell Mael

Oyn: Adam Driver - Marion Cottillard - Simon Helberg - Natalie Mendoza - Noémie Schelens

‘Annette’, izleyicinin ilgisiz kalamayacağı filmlerden: Ya seversiniz ya da nefret edersiniz. Filmi İspanya’da vizyona girdiği gün izlediğim seansta, filmin ortasında sıkılıp çıkanları gördüm. Ben, yaratıcı ve özgün bulduğum filmin 140 dakikalık süresinde vaktin nasıl geçtiğini anlayamadım. Yanımda oturan ve filmi son derece sıkıcı bulan kızım ise ‘Annette’ten hiç tat alamadığını söyledi. Bense bu karanlık ve radikal müzikal operanın, izleyicisini etkileyip avucunun içine akmayı başaracak kalitede olduğunu düşünenlerdenim.

Büyüleyici, lirik bir melodram

Amerikalı Sparks Kardeşler ile Leos Carax’ın buluşması, #MeToo dönemini de işaret eden, plastik güzelliği inkâr edilemeyecek bir operaya hayat veriyor. Filmin öne çıkan özellikleri arasında, doğaüstü unsurlar içeren, büyüleyici ve lirik bir melodram olması da var. Bu gösterişli modern opera, izleyiciye benzersiz ve görkemli bir deneyim yaşatıyor.

Jacques Démy’nin başyapıtı Şerburg Şemsiyeleri / Les Parapluies de Cherbourg’ (1964), Michel Legrand’ın unutulmaz müziğiyle, bütün konuşmaların şarkı ile verildiği bir ‘pop-art opera’ idi. Sinema dünyasına damgasını vuran bu kilometre taşı filmden 57 yıl sonra, Amerikalı Sparks Kardeşler olarak bilinen Ron ve Russell Mael pop ikilisi, ‘Annette’ müzikalinin bestelerini ve senaryosunu, Fransız yönetmen Leos Carax’a adeta altın bir tepsi üzerinde sundular.                                                                                       Carax 35 yıllık kariyerinde sadece yedi uzun metraj film yapan bir yönetmen olarak, üretken bir sanatçı sayılmaz. İlk filmi ‘Boys Meets Girls’ (1984) ile geldiği Cannes’dan ödülle ayrılan yönetmen, bu filmin başrolündeki fetiş oyuncusu Denis Levant’a, ‘Annette’ten önceki altı filminden beşinde rol verdi. Sempati duymadığım bir yönetmen olan Carax’ın sevdiğim tek filmi, başyapıtı sayılan Köprü Üstü Âşıkları / Les Amants du Pont Neuf’ (1991).

Cannes’a son olarak dokuz yıl önce geldiği ‘Kutsal Motorlar / Holly Motors’ beni sıkıntıdan bunaltan teatral bir filmdi. Carax’ın ilk İngilizce ve ilk müzikal filmi olan ‘Annette’, dünya prömiyerini açılışını yaptığı Cannes Film Festivali’nde 6 Temmuz’da yaptı. Yönetmenin kısa kariyerine damgasını vuran bu film müzikal türünün parlak bir örneği.

Tutku, rekabet, başarı, kıskançlık gibi temaları işleyen ‘Annette’, cüretkâr, arsız ve sinik bir film olmasına rağmen, umutsuzluk mesajları vermiyor. Film, tutku ve kıskançlığın esiri haline gelen bir insanın kontrolünü nasıl kaybettiğini ustalıkla gözler önüne seriyor. Yönetmenin hayatında yaşadığı dramların mizansenine yön verdiği belli oluyor.

Yürek burkan ve ilham veren film, kalbi kırık bir sanatçının yaralı ruh halini, zekâ dolu şiirsel bir enerji ile keşfediyor. ‘Annette’ eğlendirici olduğu kadar zalim ve paradoksal bir film. Filmin açılış sekansında ilk önce L. Carax’ı izliyoruz, sonra sırasıyla Ron ve Russell Mael’i, ardından filmin üç başrol oyuncusunu ve koroda yer alan sanatçıları… Los Angeles sokaklarında devam eden bu şarkılı resmigeçit, görkemli bir müzikal izleyeceğimizi adeta müjdeliyor.

 

Gösterişli modern opera 

Film, iki başkahramanı, kışkırtıcı, megaloman, stand-up sanatçısı Henry (Adam Driver) ile dünyaca ünlü soprano sevgilisi Ann’ı (Marion Cotillard) tanıtmakla başlıyor. Motosikletsiz adım atmayan, deli dolu, sürat bağımlısı Henry ile sakin, kendiyle barışık Ann’ı sahnede sanatlarını icra ederken görürüz. Ann’ın sahnedeki eşlikçisi, bestekâr ve orkestra şefi ile kısa bir süre önce tutkulu bir ilişki yaşadığını filmin ileri bölümlerinde öğreniriz. Bu ilişkiden Henry’ye bahsetmeyen Ann’ı yeni flörtüyle cicim aylarda, her şeyin tozpembe gözüktüğü günlerde izleriz.

Oysa sahneye hep bornozla çıkan, agresif bir stand-up show’u yapan Henry göründüğü gibi değildir. İkili hemen hayatlarını birleştirme kararını alırlar. Kısa bir süre sonra kızları Annette doğar. Evlilik, sürekli seyahat eden Ann yüzünden, Annette’e bakmak zorunda kalan Henry ile arası açılmasıyla sarsılmaya başlar. Kariyeri sarsılan Henry, başarılarını sürdüren eşini kıskanmaya başlar.

İki ünlü sanatçı ve aşklarının meyvesi sayılan bebeklerinin doğumu, üçlüyü medyanın gözbebeği yapar. Annette’in doğumundan sonra karı-kocanın hayatları değişir ve her şey ters gitmeye başlar. İlişkilerini düzeltmek için bir yat kiralayarak tatile çıkma kararı alırlar. Ancak fırtınalı denizdeki yolculuk bir felaketle sonuçlanır. Henry ününü tamamen kaybedince, gösterileri üst üste iptal edilir. Zira şovundaki agresif ve itici hali, seyircilerden negatif tepki alıyordur.

Henry, kızının Allah vergisi müthiş bir sese sahip olduğunu keşfeder. Ann’ın doğum yaptığı sahnede, ebeveynlerin, doğumhane ekibinin şarkılı bebek karşılama merasimi, Annette’in ileride billur sesli bir şarkıcı olacağını adeta müjdeler. Çok küçük yaşta babası tarafından sahneye şarkıcı olarak çıkartılan Annette, bu hasletiyle herkesi şaşkına çevirir.

Film, yalnızlık çeken asosyal kahramanının şahsında, şiddetin bir erkeğin ruhunda yarattığı tahribatı gözlere seriyor. Bu şaşırtıcı film, izleyicisini sanat dünyasının kulislerine götürüp, sanatçıların iç dünyalarının karanlık labirentlerine bir geziye davet ediyor. Bu cüretkâr film, rahatsız edici bir karanlık dünya üzerinden, aşırı şiddet, şöhretin getirdiği sorunlar gibi temaların hakkını veriyor.

Cüretkâr, sinik bir film

Annette, filmin sadece iki sahnesinde etiyle kemiğiyle canlı gözüküyor: göbeği kesildikten sonra annesinin kucağına verildiğinde ve filmin müthiş final sahnesinde. Onun dışında Annette’i bir kukla olarak izliyoruz. Sebebi, Annette’in babası tarafından bir ticari meta olarak görülüp, kaybettiği ününe tekrar kavuşmak için onu kullanması. Kuklanın ipleri hep babanın elinde.

Ancak filmin çarpıcı final sahnesinde, küçük Annette’i babasına hayat dersi verirken izliyoruz. Casting kadrosu Annette’i canlandırmak için buldukları olağanüstü yetenekli ve inandırıcı çocuk oyuncu konusunda övgüyü hak ediyor. Zaman zaman Annette’in gözünden anlatılan filmin final bölümünde, kendisinin bir kukla değil, gerçekleri algılayan zeki bir çocuk olduğunun altı çiziliyor.

Leos Carax, film için Fransız teknik kadrosunu Hollywood’a götürmüş. Bunların ikisi kadın; tüm filmlerinin kurgusunu yapan Nelly Quettier (61) ve bir önceki filmi ‘Holly Motors’da birlikte çalıştığı görüntü yönetmeni Caroline Champetier (67). Aynı zamanda yönetmen ve oyuncu olan Champetier, Margareth Von Trotta’nın ünlü ‘Hannah Arendt’inde (2012) de görüntü yönetmeniydi.

Filmin oyuncu kadrosuna gelince… Yapımcılar arasında yer alan Adam Driver’ın, filmi kendi ‘one-man show’u haline getirmesiyle çok eleştirildi. Bir anti-kahramanı canlandırdığı filmde iticiliği, bencilliği ile, belki kariyerinin en sevimsiz rolünü oynuyor. Son yılların en çok aranan Hollywood süper starı olarak, ‘Marriage Story’ ve ‘BlackKklansman’ ile Driver’in iki Oscar adaylığı var.

Başlangıç projesinde Ann rolü için Rooney Mara düşünülmüştü. En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında ‘Kaldırım Serçesi / La Mome’ (2007) ile Oscar ve Altın Küre Ödüllerini kazanan ve filmdeki şarkıları kendi sesinden okuyan Marion Cotillard’ın tercihi isabetli olmuş. Filme sıcaklık katan ve perdeyi tebessümüyle aydınlatan Fransız aktris, mükemmel performansıyla hayranlığımızı kazanıyor. C. Nolan, R. Scott, W. Allen, S. Soderberg, J. Audiard gibi uluslararası ünlü yönetmenlerle çalışan Cotillard (46), ‘Annette’te de rock opera şarkılarını kendi sesinden okuyor.

Annette’in Türkiye prömiyeri, BAŞKA SİNEMA’nın tertiplediği, Kariyo- Ababay Vakfının sponsoru olduğu Ayvalık Film Festivali’nde 2 Eylül’de yapılacak. Filmin vizyon tarihi ise 27 Kasım.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün