Bir evliliğin anatomisi

Carlos Reygadas´ın yazıp yönettiği, oynadığı, kurgusunu yaptığı son filmi ´BİZİM ÇAĞIMIZ´ MUBİ´den izlenebilir

Viktor APALAÇİ Sanat
3 Mart 2021 Çarşamba

Kişisel ve felsefi filmleriyle tanınan Carlos Reygadas yine Meksika kırsalında geçen yeni filminde, doğa ile insanlık, geçmiş ile gelecek arasında kalan bir ailenin karmaşık öyküsünü anlatıyor. Cinsellikte tabuları yıkan yönetmen, atmosfer yaratmadaki becerisiyle, görselliğiyle etkileyici olan filmindeki çizgi dışı sinema diliyle öne çıkıyor. Auteur yönetmen yine kışkırtıcı ve rahatsız edici tavrını sürdürüyor.

 

Sen.-Yön.-Kurgu: Carlos Reygadas

Gör. Yön: Adriano Durago - Diego Garcia

Oyn: Carlos Reygadas - Natalia Lopez - Phil Burges - Yogo Martinez - Eleazar Reygadas - Rut Reygdas

 

Carlos Reygadas (tıpkı Nuri Bilge Ceylan gibi) Cannes Film Festivallerinin gözde yönetmenleri arasında yer alır. İlk uzun metrajlı filmi ‘Japonya / Japon’u (2002) Cannes’da yarışmaya yollamış ve Altın Kamera Özel Mansiyonu kazanmıştı. Bu filmde 80 yaşındaki bir köylü kadınla cinsel ilişkiye giren bir gençle cinsellikte tabuları yıkmaya kararlı, kışkırtıcı bir yönetmen olduğunu baştan ilan ediyordu. İkinci filmi, işçi sınıfına mensup bir aileyi odağına alan ‘Cennette Savaş / Battle In Heaven’ (2006) Cannes’dan eli boş ayrıldı.

Ertesi yıl ‘Sessiz Işık / Silent Light’, Cannes’da Jüri Ödülü kazandı. Bu film geleneklere bağlı bir Mennonit topluluğunda kuralları ihlal eden bir erkeğin etrafında dönüyordu. Adını bir Latin darbımeselinden alan ‘Karanlıktan Aydınlığa / Post Tenebras Lux’ (2012) Reygadas’a Cannes’da En İyi Yönetmen Ödülünü getirmişti.

 

Kışkırtıcı ve rahatsız edici bir yönetmen

Varoluşçu sanat ve felsefeden etkilenen Carlos Reygadas’ın filmleri, ana karakterlerin iç dünyalarına, aşk, ıstırap, ölüm ve hayatın anlamlarının keşfedildiği manevi yolculukları ele alır. Kişisel ve felsefi filmleriyle ünlenen Meksikalı usta son Venedik Film Festivalinde prömiyerini yapan ‘Bizim Çağımız / Nuestro Tiempo’ (2018) ile insan ilişkilerinin karanlık köşelerine bakıyor. Film, Reygadas’ın kariyerinin özelliği olan görsellikteki ustalığının ve anlatıdaki cesaretinin yeni bir örneği.

Meksika sinemasının en özgün yönetmenlerinden biri olarak Reygadas, tıpkı Michael Haneke ve Lars Von Trier gibi kışkırtıcı, rahatsız edici, cinsellikte tabuları yıkan filmleriyle tanınıyor. Bu auteur yönetmen, kendisiyle dalga geçebilen (tıpkı Woody Allen ve Nanni Moretti gibi) son filminin ana karakterini bizzat kendisi canlandırıyor.

Yarı otobiyografik filmler çektiğini söyleyen Carlos Reygadas ‘Sessiz Işık’ta evlilik dışı bir ilişki yaşayan bir adamı konunun merkezine taşırken son filmi ‘Bizim Çağımız’da görünürde mutlu bir evliliği olduğu izlenimini veren kadın kahramanını yabancı bir erkeğin kollarına yolluyor. Reygadas’ın filmlerinde ele alıp hakkını verdiği temalar arasında günümüzün toplumsal sorunları, insanlık, medeniyet ve iletişim eksikliği var.

Meksika sinemasından gelme birçok yönetmen Hollywood’a açılıp, son yıllarda sayısız ödül alarak sivrildi. Bunlardan Guillermo Del Toro, ilk çıkışını yaptığı ‘Pan’ın Labirenti / El Labirento Del Fauno’ (2006) ile üç Oscar, ‘Suyun Sesi / The Shape Of Water’ (2017) ile dört Oscar kazandı. Alejandro Gonzales İnnaritu ‘Birdman’ (2015) ile üç, ‘Diriliş / The Revenant’ (2016) ile bir Oscar kazandı. Alfonso Cuaron ‘Yerçekimi / Gravity’ (2013) ve ‘Roma’ (2018) ikişer Oscar kazandı. Bu son iki yönetmenin filmleriyle Meksikalı Görüntü Yönetmeni Emmanuel Lubeski üst üstte Oscar kazanabilen tek kameraman olarak tarihe geçti.

Son yıllarda uluslararası arenada ün sahibi olup ödüllere boğulmuş Meksikalı sinemacılar arasında dışa açılmayıp ülkesinde kalmayı tercih etmiş tek isim Carlos Reygadas.

 

Modern zamanlarda bir anti-western    

Meksiko City kırsalındaki bir çiftlikte geçen konusuyla film, dövüşler için boğa yetiştiren bir çiftin hayatının bir bölümünü anlatıyor. Ester (Natalia Lopez), çiftliği yönetirken, dünyaca ünlü bir şair olan kocası Juan (Carlos Reygadas), boğalarla ilgilenir. İki çocuklu bu ailede, sorunsuz ve açık bir evlilik yaşayan çiftte, Ester’in bir başkasına aşık olmasıyla sorunlar baş gösterir. Amerikalı at yetiştiricisi ve Juan’ın ortağı Phil (Phil Burges) ile Ester’in yaşadığı duygusal çalkantılar çiftin hayatlarının her alanına sirayet eder.

Phil’in çiftliğe gelişi, çiftin evliliklerini gözden geçirmelerine neden olur. Juan eşinin Phil ile olan ilişkisini gördükçe içindeki kıskançlık duyguları gün yüzüne çıkar. Evlilik rutini içinde unuttukları birçok duygunun açığa çıkmasına bir de yaşadıkları iletişim kopukluğu eklenince, üçlü büyük bir sorun ile karşı karşıya kalır. Eşini kıskanmadığını iddia etse de Juan sarsılan evliliğinin sorumlusu olarak gördüğü eşini suçlamaktan, sahiplenici egosunu sergilemekten geri kalmaz. Bu arada Ester ile Phil’in sevişmelerini pencereden röntgenlemek amacıyla duvara tırmanmaktan da geri kalmaz.

Reygadas, kocasının benmerkezci kişiliği altında ezilen ve onu aldatan kadın karakterinin yanında duran yorumuyla erkeklerin dünyasına acı ve cesur bir eleştiri getiriyor. Kocasına olan sevgisi yüzünden evlilik hayatı boyunca çitliğin çamurları, hayvan dışkıları içinde, hiç sevmediği bir işle uğraşan, üç çocuğuna karşı annelik görevini yerine getirmeye çalışan bir kadının sonunda patlayıp kendini yasak bir ilişkinin içinde bulmasını film inandırıcı bir tonla anlatıyor

Filmde birbirlerine karşı koşulsuz ve sınırsız bir sevgiyle bağlı görünen bir çiftte, dizginlenmiş bir despotizme sahip bir erkeğin karısını arayışlara ittiğini görüyoruz. Reygadas, izleyicisini insan ruhunun karanlık labirentlerinde bir geziye davet ettiği filminde erkek ve kadın kahramanının portrelerini senaryosunda mükemmel işlemiş. 

 

Erkek dünyasına ciddi eleştiri getiren film

Yine Meksika kırsalında geçen, doğa ile insanlık, geçmiş ile gelecek arasında kalan bir ailenin öyküsünü anlattığı bir önceki filmi ‘Karanlıktan Aydınlığa / Post Tenebras Lux’ta olduğu gibi Carlos Reygadas bu filminde de yer ve gökyüzünden nefis manzaralar sunuyor. Bulutlar arasından çekilmiş doyumsuz güzellikteki görüntüler filme zenginlik katıyor. Filmin başarısında, Reygadas’ın demirbaş görüntü yönetmenleri Adrian Durago ve Diego Garcia’nın payı büyük. Ancak sabit bir kamera ile uzaktan çekilen ve azgın bir boğanın zavallı bir katırı boynuzlarıyla paramparça edip, bağırsaklarını dışarı çıkardığı çarpıcı sekans, filmin en rahatsız edici olanıydı. Çiftlik görevlilerinin müdafaasız bir katırı boğaların cirit attığı bir yerde başıboş bırakmaları hayvan severleri isyan ettirirken, uzun tutulan bu sekans Reygadas’ın provokatif kişiliğini sergiliyordu.

Filmde Juan’ı canlandıran Carlos Reygadas, karısı Ester rolünü özel hayatındaki eşi Natalia Lopez’e veriyor. Lopez kocasının filminde ilk kez yer alıyor. Çiftin çocukları Rut ve Eleazar, ‘Karanlıktan Aydınlığa / Post Tenebrus Lux’ filminde olduğu gibi, ailenin çocuklarını oynuyorlar. Reygadas’ın senaryoda edebi bir üslupla ustalıkla yazılmış bazı mektup ve metinleri kızı Eleazar’ın ağzından vermesi çok etkileyici.

Üç saatlik süresiyle ‘Bizim Çağımız’, 2,5 saatlik ‘Sessiz Işık’ı geride bırakıp Reygadas’ın en uzun süreli filmi oluyor. Uzun süresine rağmen ilgiyle izlenen ‘Bizim Çağımız’, yönetmeninin atmosfer yaratmadaki becerisi ve etkileyici sinema diliyle, olağanüstü görselliğiyle izlenmeyi hak eden bir film.

  

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün