Dertler benim olsun

Bir önceki seçimde Trump yemin törenine katılmadan on gün önce “Arkadaşlar Hazır Mısınız?” diye bu sayfada son dört senemizi yazmıştık. Şimdi yine Orhan Baba´dan seslenelim.

Ekonomi
2 Aralık 2020 Çarşamba

“Ben daha ne çile, dertlere yolcuyum / Ben alnına dert yazılan kader mahkumuyum” diye başlar dizeler. ABD’de oylama bitti ancak seçim hâlâ bitmedi. Bu sayfamızda da dile getirdiğimiz üzere Euro Bölgesinde resesyon riski sürüyor, enflasyon negatif. Parasal genişlemeye gitmezlerse Euro değer kazanmaya devam edecek. Seçimin hemen sonrasına isabet eden aşı haberleri gelmeseydi ABD borsa endekslerinde düzeltme de kaçınılmazdı. Herkes mavi dalga beklerken Kongre’de ek sekiz, valilerde ek bir yeni koltuk kazanan Trump şayet ocak başında Georgia eyaletindeki senatör seçimlerinde iki koltuğu korur ise Senato’daki 50-48 üstünlüğünü devam ettirerek kırmızı dalganın zaferini ilan edecek. Bu durum ise daha yemin edemeden Biden’ı ‘lame duck’ yani topal ördek konumuna düşürecek. Ne demek peki bu? FED eski başkanı, Biden’ın hazine bakanı adayı Janet Yellen daha koltuğa oturamadan Senato tarafından onaylanmayabilir. Piyasalar, aşı haberi sonrasında Yellen haberini helikopter para devam edecek diye sevmişti. Ancak ocak ayı 2021 yılının 2020 gibi hareketli olup olmayacağı adına önemli bir ay. Sonuçta Yellen’ıi Trump ikinci kez başkan olarak atamamıştı. ABD Hazinesi’nin geçen ay FED’e sopa göstermesinin altında yatan nedenlerden biri de bu. Ekonomi yönetimi topal ördek olarak göreve başlarsa, 2024 adaylığını 20 Ocak yemin töreninde tekrar açıklaması beklenen Trump, maça önde başlayacak. Hazine’nin kullanılmayan 454 milyar dolarlık fonu FED’den geri istemesi bu mücadelenin bir sahnesi. Şimdi Trump bunu yapıyor ancak ABD medyası da boş durmuyor. ABD kurumları arasındaki bu mücadele uzun zamandır var. Arada dertlenen bizler oluyoruz haliyle bu git-gellerde.

Adana Merkez Patlıyor Herkes

Aslında bu senaryoyu şöyle açmak da mümkün. Büyüme ve istihdam devletlerin önceliği. Zaten ABD ve AB’de enflasyon artmıyor. Gerçi fiyatlar düşerken satın alma gücü nasıl artmıyor o da ayrı mesele. (Aslında talep yok, talep. Satınalma müdürleri endeksi, PMI ve perakende satışlar bunun kanıtı, artmıyor, düşüyor, talep olmayınca enflasyon düşüyor.) Haliyle enflasyon öncelik olmaktan çıkınca önceliği bu olan merkez bankaları da gözden düşüyor. Senyor önceliğini vatandaşa aş, iş olarak vermek istiyor. Özetle, daha önce dile getirdiğimiz gibi senyör gücü eline almak istiyor. Ocak ayında Facebook Libra dijital tedavüle çıkıyor. Bitcoin ise 20.000 dolara geldi, rekor üstüne yine rekor. Kısaca burjuva ve proletarya tedavülden kalkmak üzere olan merkez bankacılığı (bağımsızlığını) görerek kendi parasını ihraç ederek yeni finansal sistem mimarisinde söz hakkı elde etmeye çalışıyor. Değişik bir finansal ekonomik dünyaya doğru hızla sürükleniyoruz. Senyör senyoraj geliri elde etmek yerine bizzat para politikalarını maliye üzerinden şekillendirmek üzere adımlar atıyor. Biden döneminde artık merkez bankalarından ve para politikalarından çok maliye politikalarını konuşacağız. Nitekim Biden (ve Sanders) 1,7 trilyon dolara ulaşan öğrenci kredilerini affedeceğini söylemişti. Üzerine bir de 2 trilyon üzerinde bir paket onaylatabilirlerse bir anda 4 trilyon dolar maliyeden ABD ekonomisine girecek. Biden’ın kampanya sitesinde orta uzun vadede 7 trilyon dolar üzerinde (Keynesyen) altyapı projelerine kaynak aktarma planı da var. Tabii bunlar Georgia seçimine bağlı biraz da. Ancak 27,5 trilyon dolar borcu olan ve bunun 7 trilyon doları yabancıların elinde olan ABD Hazinesi, FED topa girmezse kimden borçlanacak. Çin şanslı. Tabii ihracata, büyümeye devam ederse. Fakat tezat burada. Biden kampanya sitesi Trump gibi içeride inove et, içeride tüket, içeride üret diyor. O zaman Çin bunları kime satacak. Çin şayet ekonomisini dışarıda büyütemezse içeride büyütmek zorunda. Bu durumda refahı artan Çinli çekik gözlü kardeşimiz kapitalizmi buram buram yaşayacak ve artık yarasa yemekten vazgeçecek mi. İşte bütün mesele bu.

Kraliçe Maradona’ya Karşı

Batı Yakası’nın Hikayesi bunlarla sınırlı değil. Polonya ve Macaristan AB bütçesini veto ediyor. Macron yanlış politikalarının sokağa yansıması ile zaten sağa sola saldırıp maçı lehine çevirmeye çalışıyor. Farkında olmadan Marine Le Pen’in ekmeğine yağ sürüyor. İvo çok güzel yazmıştı, Trumpizm devam ediyor diye. Haklı. Aşırı sağ gümbür gümbür geliyor böyle devam ederse. Bu AB’de işler daha da karışacaktır demek. Rahmetli Burhan Pazarlama hep derdi: “Durun daha bitmedi”. Çantadan hop bir çakmak veya kalem daha çıkardı. İşte LIBOR geçişi. LIBOR kalkıyor SONIA geliyor ama kimse farkında değil. Bretton Woods sonrası Smithsonian gibi. Nasıl ki serbest (dalgalı) kur rejimine geçti dünya bir daha dünya ekonomisinin iki yakası bir araya gelmedi. Şimdi de faizler serbest dalgalanmaya geçecek gibi. Referans faiz ortadan kalkıyor “A dostlar”. Bu hafta AB ile İngiltere anlaşamazsa anlaşmasız Brexit de cabası. Falkland Adalarının sahibi Kraliçe bunları bildiği için oradan ufak ufak sıvışıyor. “Tanrı’nın Eli” Maradona ise sokağın hislerini yansıtıyor Boca Juniors taraftarları ile. Maç sokağa taşarsa bu AB için hiç de iyi olmayacak. Fransız Devrimi ikinci bir Prag Baharını hâlâ tetikliyor. Gavroche için tek lazım olan bir Voltaire, bir Rousseau.

Yahu hiç mi güzel haber yok. Var var, Biden kazandı beyler.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün