Yüzyılın Anlaşması destek görmedi

ABD Başkanı Trump’ın uzun süredir gündemde tuttuğu ve geçtiğimiz hafta açıkladığı Ortadoğu Barış Planı, dünya kamuoyundan beklenen desteği görmedi.

Dünya
5 Şubat 2020 Çarşamba

Yorumcular, planın açıklanması ile ilgili zamanlamanın hatalı olduğu yönünde hem fikir. Hem ABD, hem de İsrail’de seçimler yakınken yapılan açıklama, yargılanma tehdidiyle karşı karşıya olan iki liderin kendi tabanlarını memnun etme çabası olarak değerlendirildi. 

Tel Aviv’de binler Trump’ın planını protesto etti

Binlerce İsrailli cumartesi akşamı Tel Aviv’de bir araya gelerek, Trump’ın Ortadoğu Barış Planını ve kendi hükümetlerinin Batı Şeria topraklarını ilhak etme planlarını protesto etti.

‘Barış Şimdi’ grubunun düzenlediği protesto için Dizengoff Meydanında bir araya gelen kalabalık, “Barış planı yapın, ilhak anlaşması değil” yazan bir pankartın altında buluştu. 

“İlhak fikri tam bir faciadır, barış yok, güvenlik yok,” şeklinde sloganlar atarak yürüyen kalabalık İsrail’in 52 yıldır elinde tuttuğu Batı Şeria topraklarını da içine alan plana karşı olduklarını belirten pankartlar taşıdılar.

Trump’ın açıkladığı planda Kudüs İsrail’in bölünmez başkenti olarak kabul ediliyor, Filistinli mültecilerin İsrail topraklarına dönüşleri engelleniyor ve Batı Şeria’daki tüm yerleşimlerin İsrail’in egemenliği altına girmesi öngörülüyor. Planda bazı koşullar gerçekleştirildiği takdirde, dört yıl içerisinde Batı Şeria’nın yaklaşık yüzde yetmişi, Gazze ve Negev Çölünün batı kısmında kalan topraklarda bağımsız bir Filistin Devleti kurulması planlanıyor.

Solcu milletvekili Tamar Zandberg de protesto yürüyüşüne katılarak, planın bir barış planı olmadığını, ilhak, toprağın el değiştirmesi ve sonu şiddet ve ayırımla sonuçlanacak kesin bir teklif olduğunu belirtti.

Aynı günün erken saatlerinde de, plana göre Filistin Devleti sınırları içerisinde kalacağı öngörülen Baqa al-Gharbiyye adlı İsrailli Arap şehrinde yüzlerce kişi bir araya gelerek plana karşı gösteri yaptı.

Türkiye: ‘Kudüs kırmızı çizgimiz’

Türkiye barış planının açıklanmasının ardından, Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak önerilmesine “Kudüs kırmızı çizgimizdir” tepkisini gösterdi. Dışişleri Bakanlığı açıklamasında “ABD’nin sözde barış planı ölü doğmuştur. İsrail’in işgal ve zulmünü meşrulaştırmaya yönelik adımlara izin vermeyeceğiz” ifadeleri yer aldı.

TBMM’de grubu bulunan AKP, CHP, MHP, İYİ Parti ve HDP, ABD’nin İsrail- Filistin meselesine ilişkin sözde barış planını ortak bildiriyle kınadı. Bildiride, ABD yönetiminin ihtilafın Filistin’i bütünüyle dışlayan tek yanlı, hakkaniyetten uzak bir yaklaşımla hazırladığı görülen söz konusu planın, Birleşmiş Milletler kararlarına ve iki devletli çözüm perspektifine tamamen aykırı olduğu belirtildi.

Bildiride, “Kudüs’ün statüsü, Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkı ve yasadışı yerleşimler gibi, en temel problem alanlarında bugüne kadar izlediği politikalarla Filistin tarafının güvenini kaybetmiş bulunan ABD yönetiminin sözde barış planı ölü doğmuştur” ifadeleri yer aldı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da plana tepkisi sert oldu. Erdoğan şunları söyledi: “Filistin topraklarında korsan bir şekilde kurdurulan İsrail haksız ve hukuksuz şekilde bugünkü sınırlarına ulaşmıştır. Zalimin gözü kana da doymaz mala da. İsrail’in de doymuyor. Filistin topraklarını ilhak anlamına gelen planı devreye almaya çalışılıyor. Şimdi utanmadan sıkılmadan Batı Şeria da dahil olmak üzere Filistin’den mahrum etme gayreti içindeler. (…)Türkiye olarak iki devletli çözümü kabul eden fakat Kudüs’ü tamamen gasp eden bu planı tanımıyor ve kabul etmiyoruz.”

İslam ülkelerine de seslenen Cumhurbaşkanı, “İslam ülkelerinin tavırlarına baktığımızda halimize acıyorum. Başta Suudi Arabistan sesin çıkmıyor sesin. Ne zaman çıkacak? Umman, Bahreyn, Abu Dabi yönetimi. Oraya katılıp bir de alkış tutuyorlar. Yazıklar olsun. Acaba o alkış tutan eller bu haince atılan adımın hesabını nasıl verecekler? Başlarında kipalarla oturanlar da alkış tutuyor onlar da alkış tutuyor. (…) Bu planı destekleyen Arap ülkeleri kendi halkaları ve daha önemlisi tüm insanlığa ihanet etmektedirler. İstediği kadar plan yapsınlar, Allah’ın yardımı ile Kudüs davası hep ayakta kalacaktır. (…) Bu işin başını çeken Sayın Trump, Hıristiyan değil mi? Hıristiyan dünyası buna karşı sessiz kalmayacaktır. Onlarında burada dik durması lazım. Ben dün beni ziyarete gelen hahambaşını da bunu söyledim. Bizim Musevilere karşı en küçük bir düşmanlığımız yoktur olamaz. Bizim İsrail devletiyle de bir sorunumuz yok. Bizim karşı olduğumuz İsrail hükümetini sebep olduğu zulüm ve kıyımdır. Böyle bir haydut devlet böyle bir terör devleti bizim gözümüzde hiçbir zaman muteber olamaz” dedi.

Arap dünyası barış planına tepkili

ABD Başkanı Donald Trump’ın geçtiğimiz hafta açıkladığı ‘Yüzyılın Anlaşması’, Ortadoğu ve Arap ülkelerinin gündeminin ilk maddesini oluşturdu.

Cumartesi günü Mısır’ın başkenti Kahire’de olağanüstü toplanan Arap Birliği üyesi ülkelerin dışişleri bakanları, planın adil bir barış anlaşması imzalanmasını mümkün kılmadığını açıkladı. Yapılan açıklamada, Arap Birliğinin planın uygulanması için ABD’yle işbirliği yapmayacağı, İsrail’in de anlaşmayı güç kullanarak tek taraflı uygulamaması gerektiği vurgulandı.

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Trump’ın planının Filistinliler için, apartheid rejimine benzer bir durum oluşturacağını belirtti. Ürdün Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise, “1967 sınırları öncesine dayanan bağımsız bir Filistin devleti kapsamlı ve devamlı barışın tek yoludur” denildi.

Mısır ve Suudi Arabistan ise planın açıklanmasının ardından yaptıkları ilk açıklamalarda taraflara diyalog çağrısında bulundu. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, Trump’ın çabalarını takdir ettikleri açıklamasını yaptı ve taraflara diyalog çağrısında bulundu. Açıklamada, “Planla ilgili her türlü fikir ayrılığı ABD’nin himayesindeki müzakereler aracılığıyla çözülmeli” denildi.

Suudi Arabistan hafta başında ise, Cidde’de yapılacak ve ABD’nin planın ele alınacağı İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) toplantısına, İran’ın katılmasına izin vermeyeceklerini açıkladı.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid, Filistinlileri ‘Yüzyılın Anlaşması’ olarak anılan anlaşmaya karşı çıkmamaya davet eden bir makale paylaştı. Zayid resmi twitter hesabında New York Times’ta Bret Stephens’in kaleme aldığı “Filistinliler her hayır dediklerinde kaybediyorlar” başlıklı bir makaleyi paylaştı. Makalede, Yaser Arafat’ın, İsrail’in, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti kurulması teklifini reddettiği hatırlatılarak, bugün de barış planının reddedilmesinin Filistinlilerin çıkarına olmayacağı öne sürüldü.

Geçtiğimiz hafta barış planının ilan edildiği toplantıya BAE, Bahreyn ve Umman’ın ABD büyükelçileri de katılmıştı. 

“Zaman Filistinliler lehine işlemiyor”

İsrailli tarihçi ve siyasi analist Prof. Eyal Ziser, Israel Hayom gazetesinde yayınlanan yazısında planı devlet sınırlarının çizilebilmesi açısından önemli olarak değerlendirdi ve devam etti:

“ABD’nin adımı ve akabinde İsrail’in attığı adımlar, devlet sınırlarının çizilmesinde önemli bir kurucu olay olarak tarihe geçecek. Bu olay İsrail’e tarihinde ilk kez sınırlarını güvenlik kapsamında ve İsrail’in çıkarları doğrultusunda çizme olanağı verecek. Ancak merkezde koca bir soru işareti ve büyük bir bilinmeyen var: Gelin nerede? Filistinliler nerede? Yüzyılın Anlaşması ilan edildiği dakikalarda bu onların en büyük saati olabilirdi. Ne de olsa Trump yönetiminin planı onları görmezden gelmiyor. Bilakis sahadaki gerçeklikle ilgileniyor ve taleplerini kabul ediyor. Bu kabuller noktasında Filistin’in tüm talepleri için ‘amin’ denilmese de, kesinlikle uzun vadede Filistinlilerin ihtiyaçları ve hatta beklentileri için geçerli olacaktır. Fakat Filistin yönetimi, henüz planın detayları açıklanmadan acele bir tavırla planı reddetti.”

İsrail Ulusal Güvenlik Araştırma Enstitüsü Başkanı Amos Yadlin, Yedioth Aharonot’a yazdığı makalede, “Trump’ın planı, Clinton, Bush ve Obama yönetimlerine kıyasla uluslararası bir aktör tarafından masaya konulan en iyi plandır. Bu plan, İsraillilerin çoğunluğu tarafından kabul gören standartlar doğrultusunda İsrail’i demokratik ve güvenli bir Yahudi devleti olarak koruyor. Filistin tarafına, tarihi reddedişlerinin bedeli hakkında açık bir mesaj veriyor. Zaman onların lehine işlemiyor. Plan barışa yol açmayacak…” ifadelerini kullandı. 

Batı medyası da planı değerlendirdi

New York Times (NYT) gazetesi, Trump’ın kalıcı İsrail-Filistin barış planının öncekilere kıyasla ‘ciddiye alınması en zor plan’ olarak niteleyerek, “Uzun zamandır beklenen bu anlaşma, İsrail’in sağ kanadına istediklerini veriyor” yorumu yaptı. Makalede, şu görüşlere yer verildi:

“Nereden bakarsanız bakın, ‘Yüzyılın Anlaşması’ olarak lanse edilen plan, başı belada olan iki politikacının yeniden seçilmek için, Netanyahu mart başında ve Trump kasımda, kendi sağcı tabanlarını memnun etmeye çalışan gündem değiştirmeye yönelik alaycı bir girişimi olarak görünüyor. Analistler, anlaşmanın daha doğmadan öldüğünü ve daha da kötüsü, Amerika’nın gelecekteki arabuluculuk rolünden feragat ettiğini ilan etti.”

Diğer taraftan aynı gazetede bir makale kaleme alan Bret Stephens, “Filistinliler her hayır dediklerinde kaybediyorlar” başlığını kullandı. Stephens, Arafat’ın, İsrail’in, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti kurulması teklifini reddettiği hatırlatılarak, günümüzde de barış planının reddedilmesinden en az Filistinlilerin çıkarı olacağı öne sürdü.

İngiliz Financial Times gazetesi, Yüzyılın Anlaşması ile ilgili başyazısında, “Öneriler Filistinlileri statükoyu kabullenmeye zorlamayı amaçlıyor” yorumunu yaptı. “Trump’ın planı Ortadoğu barışına giden yol değil” başlığının kullanıldığı yazı, “Donald Trump, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun yanında bu hafta açıkladığı önerileri Ortadoğu ‘barış planı’ olarak niteledi. Gerçekteyse, Filistinlileri statükoyu - ki bu da İsrail’in işgal ettiği topraklarda giderek pozisyonunu güçlendirmesinden ibaret - kabul etmeye zorlama teşebbüsüydü” ifadeleri yer aldı.

ABD Başkanı Trump’ın planının İsrail’in yararına olduğu belirtilen yazıda, planın ‘iki devletli çözüm’ için gerçekçi temeller ortaya koymadığı, tek devletli çözüme daha yakın olduğu belirtildi. Yazıda ayrıca, “Çatışmayı sonlandırmaktan öte, canlandırma riski taşıyor” yorumu yer aldı.

İngiliz Times gazetesi de editoryal başyazısında, “Donald Trump’ın İsrailliler ve Filistinliler arasında barış için planı gerçekçi değil” denildi. Yazıda şu yorumlar dikkat çekti:

“Trump geçmişte de dün de iki devletli bir çözümün olabileceğini söyleyip durdu. Ancak odak noktası hep İsrail oldu. ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığı ve elçiliğini Tel Aviv’den oraya taşıdığı 2017’den beri, resmi olarak Beyaz Saray ve Mahmud Abbas’ın liderliğindeki Filistin Yönetimi arasında bir iletişim olmadı. Geçen yıl ABD fikrini değiştirerek, Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimlerinin uluslararası hukuka aykırı olmadığına karar verdi.” 

Batı’dan tepkiler

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres İsrail ile Filistin arasındaki olası bir barışı desteklediklerini belirtirken, olası bir barışın BM tasarıları, uluslararası hukuk ve karşılıklı anlaşmalarla güçlendirilmiş ve 1967 öncesi sınırlarda iki devletli bir çözüm olması gerektiğini belirtti.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, barışın sağlanması için iki tarafa ihtiyaç olduğunu belirtti.

İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, “Bu açıkçası vakit ve çaba isteyen ciddi bir plan. İsrail ve Filistinlilere bu planları samimi ve adil bir gözle değerlendirmeleri ve müzakerelere dönüş yolunda ilk adımı atmanın yolunu aramaları çağrısını yapıyoruz” yorumunu yaptı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ‘Yüzyılın Anlaşması’nın hacimli bir belge olduğunu, incelenmesinin vakit gerektirdiğini ifade etti. Peskov, planın bazı maddelerinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarıyla uyuşmadığını belirtti.

 

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün