Un evenimyento, una dicha/un proverbo

Kuando da el padre (al ijo) - riye el padre, riye el ijo; kuando da el ijo (al padre) - yora el padre, yora el ijo. Baba oğula verdiği zaman baba güler, oğul güler; oğul babaya verdiğinde baba ağlar, oğul ağlar.

Judeo-Espanyol
27 Kasım 2019 Çarşamba

Silvyo & Eyal Ovadya

 

Un diya un amigo de mi granpapu vino ande mi padre para avlar i para esbafar. Estava muy dertli. Anyos antes era un ombre riko i teniya un echo muy bueno. I ganava munchas paras. Sus kriaturas estudyaron en las mijores eskolas, mizmo la universitad en otros payizes. Los kazo en las mijores kondisyones i todos estravan orozos kuando el padre estava gastando sin kitar pi. Ma despues tornaron a Estanbol i dingunos no se enteresaron kon el echo del padre. Komo el teniya una fortuna bastante para bivir, desho el echo i kon las paras ke tenia metio una partida a la banka i kon una partida estava emprestando a merkaderes ke tenian menester kon un revenido mas alto ke la banka. Ma despues todo troko. Todas las paras ke fueron plasadas en otros lugares ke la banka no tornaron atras. I komo el revenido de la banka no era mas tan famoza muestro tiyo riko empeso a tener problemes para mantenerse. Teniya mas de ochenta i sinko anyos. I su ijo de sesenta anyos le estava azyendo eziyetes para ayudarle. I el estava muy dertli komo su ijo no keria ayudarle. Mi padre disho: “Kuando da el padre al ijo – riye el padre, riye el ijo; kuando da el ijo al padre - yora el padre, yora el ijo”!

Bir gün büyükbabamın samimi bir dostu babamı ziyarete geldi. Onunla konuşmak ve dertleşmek istiyordu. Yıllar önce çok zengin olan beyin çok başarılı bir işi vardı. Ve ciddi paralar kazanırdı. Çocuklarını en iyi okullarda okuttu hatta üniversiteyi başka ülkelerde tamamladılar. Babaları onları en şaşaalı tören ve davetlerle evlendirdi. Babaları sınırsızca harcarken hepsi mutluydu; baba da, çocuklar da. İstanbul’a döndüklerinde hiçbiri babasının işiyle ilgilenmedi ve o işte çalışmak istemediler. O da henüz erken denilebilecek bir dönemde işi bıraktı. Yeterli bir serveti vardı. Parasının bir bölümünü bankaya yatırdı. Bir kısmını da daha yüksek faizle ihtiyacı olan ve başarılı addettiği tüccarlara dağıttı. Ancak sonra işler tersine döndü. Daha yüksek faizle vermis olduğu paraların önemli bir bölümü geri ödenmedi. Banka faizlerinin de çok düşük bir orana gerilemesiyle zengin beyefendi geçim sorunları yaşamaya başladı. Seksen beş yaşını geçmişti. Altmışındaki oğlu da ona yardımcı olmak için zorluklar çıkarıyordu. Oğlu ona yardımcı olmadığı için de dertliydi. Babam şöyle dedi: “Kuando da el padre al ijo - riye el padre, riye el ijo; kuando da el ijo al padre – yora el padre, yora el ijo / Baba oğula verdiği zaman baba güler, oğul güler; oğul babaya verdiğinde baba ağlar, oğul ağlar”!

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün