Mucizeler olur eğer inanırsan...

18 Mayıs Cumartesi gecesi GKD Gençleri hepimize önce hayal etmenin sonra inanmanın mucizeleri gerçekleştirdiğini ispatladı. 95 kişilik dev kadronun her bireyinin ve seyredenlerin içindeki heyecan ile dilindeki melodi aynıydı o gece.

Toplum
22 Mayıs 2019 Çarşamba

Vivet Yohay

 

Amram Oditoryumunda sahnelenecek gösteri için aylar öncesinden başlayan çalışmalar nihayet sahnede hayat buldu. Bir heyecan kasırgası yaşanan oditoryumda cıvıl cıvıl çocukların, gençlerin ve hepimizin tüm bildikleri, tüm hissettikleri dile getirildi bu gösteride.

Birlikte olmanın sıcaklığını, mucizenin böyle zamanlarda gerçekleştiğini, istemenin ve inanmanın baş şart olduğunu gördük ve yaşadık.

Fuayede, her tarafta göze çarpan posterler, her posterde farklı bir resim. ‘Mucizeler Sofrası’nda her görev alan kişinin star olduğunu hissettiren, dikkatle bakıldığında bir ailenin tüm fertlerinin gösteride yer aldığını görebildiğimiz güzel bir ayrıntıydı.

Gelen konuklar alkışlamaya hazır. Çünkü her biri kendi canını ya da yakınını izlemeye ya da GKD destekçisi ruhla “yanınızdayız” demeye gelmiş.

Göztepe Kültür Derneği Başkanı Doğan Yıldız ve takım arkadaşları kapıda konukları heyecanla karşıladı. Gençlere sonuna dek destek vermenin sevinci yüreklerinde ve yüzlerindeydi.

Hahambaşı Rav İsak Haleva, İsrail Başkonsolos Vekili Ehud Moşe Eitam da bizleri onurlandırdı. Onursal Başkanımız Lazar Aldiş her zaman olduğu gibi, yanımızdaydı. Toplumumuzun değerli mensupları yine yanımızdaydı; onlar artık bizim için protokolden öte.

Işıklar, renkler ve müzikler gerçek bir görsel şölenin sunulacağının habercisiydi. Kulislerde nefesler tutulmuş, heyecan tavan yapmıştı. Açılış konuşması sonrası, geçtiğimiz hafta mahalli lig şampiyonu olan GKD Spor Okulu Basket takımı oyuncuları madalyaları ile sahneye çıkarak muhteşem bir alkış aldı.

Ardından seyirciler gözü sahneye çıkması beklenenleri gözlerken, akın akın tüm oyuncular sahneye seyircilerin arasından girdiler, alkışlamamanın imkânsız olduğu gösteri başladı. Danslar, mizansenler, şarkılar ve teatral bölümler içeren oyunun konusu bayramlarımız: Moshe Rabenu, Yehuda Makabi ve Ester, Şabat gecesi masasında hangi bayramın daha önemli olduğunu tartışırlar.

Tüm yaş grupları gösteride yer almanın gururu ve sevinciyle iki saat boyunca izleyicilerle birlik oldu. Duygular seyircinin alkışıyla, yüzündeki gülümsemeyle ve bazen gözlerden akan gurur gözyaşlarıyla sahneye aktı.

Selamlamanın sonunda Hahambaşı Rav Haleva, “Başka söze gerek var mı?” diyerek her zamanki duasını ve dileğini yineledi: Tüm gençlerimizi hupa altında görmek. Tüm salondan en güzel ve içten çıkan ses “amen” oldu.

Gecenin sonunda gençlerimizin açtığı “Binamız Geçici, Ruhumuz Kalıcı” pankartı her şeyi özetledi aslında: Tüm zor koşullara rağmen birlikteliğimiz bitmeyecek, hep birlikte olmak mucizenin kendisidir.

O minicik çocukların söylediği şarkıda;  “Mi ka-mo-ha ba-e-lim A.d.o.n.a.y” ...coşkulu alkışlar mucizelere inananlaraydı.

Sahnede arkadaş, anne, baba, kardeş, çocuk, ailece yer alan hepimizin yaptığı gibi sizlerle birlikte kollarımızı gökyüzüne doğru açarak “Mucizeler olur inanırsan” demekten, inanmaktan ve bu uğurda çalışmaktan vazgeçmeyelim.

Yazacak, anlatacak, söylenecek bir sürü güzellik, ismini zikredecek birçok kişi, belki de yıllarca anlatılacak ve unutulmayacak birçok şey var. Her şeyden güzeli belleklere kazınan bir birliktelik var.

Bu gösterinin vücuda gelmesinde isimlerini burada sayarsam atlamaktan korktuğum çok sayıda gencimiz ve gönül verenimiz var.

Hepinize Hazak V’Ematz.                       

İzleyicinin kaleminden dökülenler:

Bu gençlere inanın!

Hiç ama hiç kolay değildir! Anne ve babaların çocuklarının ‘Fazla Yahudi’ görünmelerinden çekindikleri bir ortamda 2 saate yakın hepimizin bildiği, bizlerin hikâyelerini tam da bizlere yakışır bir şekilde sorgulayarak bambaşka bir açıdan ele almak. Gururla ‘kaşer’ bir gösteri ortaya çıkarmak!

Hiç ama hiç kolay değildir! Bir gencimizin hayal edip, whatsapp üzerinde arkadaşına anlattığı oyunun kurgusunu yönetim kurullarından onay alıp kabul ettirebilmesi!

Hiç ama hiç kolay değildir! Zaten kocaman bir binadan apartman dairesine geçmek zorunda kalmış bir derneğin, şimdilik sadece bir kere oynanacağını bile bile 90 kişiyi anne-baba-çocuk genç demeden aynı çatı altında toplayabilmesi!

Hiç ama hiç kolay değildir! Eski şartların olmadığı, her alanda kemerlerin sıkıldığı bir dönemde hem bir yılda iki gösteri çıkarıp bunlardan da önemlisi gençlerimize bizlerin geçtiği dernek deneyimini yaşatabilmek! Dışarının tüm cazibesine karşın onları danslarımızla, kültürümüz ve geleneklerimizle bir arada tutabilmek! Büyük bir sabırla bazen ret alacağını bile bile sponsorlara gidip kapıları zorlayabilmek!

Hiç ama hiç kolay değildir! Bir yandan eskiyi, bize ait olanı muhafaza edip onu yeni ile harmanlayabilmek. Üç nesli kırmadan gücenmeden bir arada tutabilmek. Teknolojinin tüm imkânlarını bizler için kullanabilmek!

Sizlere cumartesi akşamı tanık olduğum mucizeleri sabaha kadar anlatsam bitmez! Siz en iyisini çevrenizi toplayıp bu gösteriyi bir kez daha izleme talebinizi geç kalmadan iletin! Ancak sizlere oyunla ilgili aklıma yer eden, unutmayacağım birkaç anı aktarabilirim.

Senaryosunu gelecekte bu mesleği profesyonel olarak yapmayı düşünen Rafi Levi’nin yazdığı, yönetmenliğini İzzet Bana’nın üstlendiği ve gençlerin emeği ile ortaya çıkan bu muhteşem gösteri Pesah, Purim ve Hanuka bağlamında Şabat sofrasında buluşmuş tarihimizin üç önemli kahramanı Moşe, Yeuda Makabi ve Ester’in muhabbeti ile başlıyor. Sizce bu üç bayram içinde hangisi daha önemlidir? Kahramanlarımız oyun içinde birbirlerine bayramlarla ilgili yönelttikleri sorularla da bizleri bir yandan bayramlara ait danslarımızı izlerken düşünmeye yöneltiyor.

Oyunun içinde mutluluktan gözyaşlarıma hâkim olmaya çalıştığım öyle bir an var ki Türk Yahudi Toplumu’nun geleceği üzerine yazılan tüm tezleri, makaleleri altüst etmeye yeter. ‘Mucizelere İnanırsan’ şarkısında en önde hepimizin tek tek gözlerine bakan, minnacık parmakları ile her birimize mucizenin bir parçası olduğumuzu hatırlatan ‘Nedi Besalel’. Tıpkı benim gibi yılların Dostluklu’su Momo Eskenazi Gözcü ağabeyim de benzer duyguları hissetmiş olacak ki sosyal medyada aynı mesajı tüm toplumumuzla paylaşma ihtiyacı hissetmiş. Günümüz teknolojisinin tüm imkânlarını kullanarak, yurtdışında gördüğümüz sahne şovlarını aratmayan bir görsellik sunan, bizlere 95 akranını bir arada toplayan bu gençlere yapabileceğimiz en iyi şey ‘onlara inanmaktır!’ Tüm gençlere ve dernek yönetimine sonsuz teşekkür ve nice mucizeler dileklerimle!

Mois Gabay

***

Sahnede 95 kişi sahne arkasında en az 25… Onları seyreden 500 kocaman gülümseme, gözler mutluluktan dolu, kâh yaşadığı mucizeleri anımsayan kâh unuttuğu mucize inancı ile buluşma mucizesi yaşayan kalp sahnedeki mucizeyi izliyor alkışlıyordu... Gecenin adı tılsımdı, sevgiydi, aileydi, emekti, geçmişti, gelecekti, an’dı, mucizeydi... Binaları yoktu, sayıları azalmıştı, pek çok ‘rağmen’e rağmen yazmışlar, bestelemişler, dansları adım adım başlatıp 180 ayak kol, yürek, ruh koreografi harikası yaratmışlar, çok çalışmışlar, pes etmemişler, ellerini tutmuşlar birbirlerinin, sarılmışlar, kenetlenmişler ve destek istedikleri herkes kalpleriyle sevgileriyle tüm ruhlarıyla destek vermiş... Mucizeler sofrası bizimle buluşmuş... Biz de mucizeler sofrasını  mucizesini izlerken tarihimizle, bayramlarımızla, sevdiğimiz sofralarımızla, kaybettiğimiz aile büyükleri, değerlerimiz inançlarımız ve içimizdeki sevgi ile buluştuk... Kardeşlerim ve yeğenim sahnede olmasının gururunu bir süre sonra eskiden aktif çalıştığım derneğimi alkışlama gururu aldı... Bir anda önce sahnedeki sonrada salondaki herkes aynı şarkıya ve duyguya eşlik ederken ‘bir’ oldu, ‘aile’ oldu, salonda bir ‘mucize’ oldu... O güzel evlat parmağını uzatıp hatırlattı bize mucizeleri eğer inanırsak  yaratacağımız mucizeleri... O parmak ruhlara dokundu... Benim güzel derneğim ilk tiyatro sahnem, ilk aşkı yaşadığım derneğim tiyatro adına, müzikal adına, cemaat adına, hepimizi temsilen Moşe, Ester adına sönmeyen bir mucizevi ışık yakmıştı yine... İlk yönetmenim de, senelerdir başkanlık yapan, yönetimde çalışanlar da, makyaj yapan da, ışık, kostüm, koreografiye dokunanlar da, yazan, besteleyen, şarkı söyleyen 5 yaşından 50 yaşına bu ailenin parçası olan herkes mucizenin parçasıydı... Devam etmeli, herkes izlemeli, inanmalı bu mucizeyle karşılaşmalı... Emeklere yüreklere sağlık, günün adı mucize olsun...

Etel Mulinas

 ***

Dün akşam ‘Mucizeler Sofrası’ndaydık. Mila, Ethel ve Roksan, GKD ailemizin 95 kişilik organizasyonunda sahne aldı.

Başlangıç olarak gösteri şahaneydi. Mucizeydi de...

Müştemilat zamanı derneklisiyim. Bir baraka, onda bir bahçe... Yaşıtlarım orada büyüdü, çocuklarımız da.

Binamız yıkılırken "Ne olacak bu çocuklar? Ayakları dernekten kesilirse sonradan nasıl toparlanır?" konuşmalarını yaptığımızı hatırlıyorum.

Derneğimizin bu en binasız ve en emanet (ama asla sahipsiz değil) zamanlarında hem spor hem dans/tiyatro alanlarında ortaya koydukları başarılar endişelerimizin şükür ki boşa çıktığını gösterdi. Teşekkür ederim.

Mucizeye gelince... Yahudi bayramlarının neredeyse tamamının mizahi bir özeti vardır bilinen... "Bizi yok etmek istediler, başaramadılar, hadi kutlamak için yiyelim."

Mucize, Firavunun, Roma'nın, Helen'in Yahudileri yok edememesi değildir. Deneyenlerin güçlerine ve üstün medeniyetlerine rağmen uzun süre önce tarihten silinmiş olmaları da değildir.

Mucize, Yosef'in, Ester'in, Makabilerin, Moşe'nin taa gök gürültüsünün yaratıldığı zamanında kazandıkları zaferler de değil. Mucize, "Öğren, öğrendiğini hemen öğret" geleneğinin hayatta kalmış olması, hayatta kalan öğretinin geleneği ayakta tutması gibi "birbirini koruyan bir tılsıma" sahip olmamız. Mucize dün akşam sahnedeydi geçen hafta da sahada. Mucize, geçen zamana ve her zaman elverişli olmayan saha şartlarına rağmen müziğin ritminde, ahenkle, aynı senkronu tutturup, aynı yöne bakan, aynı büyük gülümseme ve coşkuyla büyük bir iş çıkaran sahnedekiler ve büyük yürekleriyle onları oraya hazırlayan insanların geleneğe bağlı güçlerinde... İsimlerini tek tek sayamam. Mucizede en ufak parmak izi olan herkese büyük, derin, içten teşekkürlerimle...

Rakela Altıntaş Çakon

*** 

Gösteriyi biz de izleme fırsatı bulduk. Hem bir tiyatro yapacaksın, ama tek bir star olmayacak, çoklu star çıkartacaksın, hepsi birbirinden iyi olacak, hem kimliğini işleyeceksin ama müsamere gibi olmayacak, hem dans edeceksin ama konuyla bağlayacaksın, hem ufacık bir mekanın olacak ama bir yandan da çok büyük bir kadro ile sahneye çıkacaksın, hem bayramları göstermek isteyeceksin ama bir taraftan da sıkmayacaksın, hem yıldızlar çıkartacaksın hem de ekip ruhunu pekiştireceksin… Tüm bunlar dün akşam izlediğim oyundan sonra aklıma gelenlerdi… Kanımca eğer bu oyunu gençler Amerika’da oynasalar kesin en azından yakınlarındaki cemaatlerde göstermek için davet alırlardı…

Yoktan var etmenin, bilindik konuları, sıkmadan tekrardan işlemenin zorluğunu bilen bizler için, her zaman gidecek yol olduğunun ve yeni neslin birçok konuda da eski nesli geçebildiğinin ispatı olarak gördüm.

Tadında, derli toplu bu anlamlı ve güzel gösterinin oluşturulmasında maddi, manevi desteği olan tüm paydaşlara tebriklerimi iletirim.

Beni Kohen

*** 

Göztepe Kültür Derneğinin ‘Mucizeler Sofrası’ adlı gösterisinde Bir küçük çocuk işaret parmağı ile "Eğer inanırsan" diyordu. Küçük çocuk kendisi ve diğer 100 kişi buna inanmış ve yola çıkmışlardı. Küçük çocuk aslında  bizi işaret ediyordu. Tüm cemaat mensuplarını işaret ediyor ve bizlere inanın diyordu.

Günden güne azalmakta olan cemaatimizde bu kadar gencin bir araya gelmesi aslında oyunun ismine tam yakışmıştı. İzlediğimiz gösteri günümüz teknolojisini akıllıca kullanarak bir müsamere değil yurt dışında izlenen şovlar düzeyinde mükemmel bir sunumdu. Tebrikler... Siz inanan gençlere. Şimdi sıra biz cemaat mensuplarında, o küçük çocuğun küçücük parmağı ile bize söylediğini kalbiniz de hissedin ve onları onurlandırın. Çünkü bunu hak ediyorlar. "Eğer inanıyorsan…"

Momo Eskinazi Gözcü

*** 

Tüm ekip tek kelime ile muhteşemdi, yüreği ile dansetti. Ellerim ağrıyana kadar dakikalarca alkışladık. Başarılarının devamını dilerim.

Suzi Mizrahi

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün