Alternatif tedavi yöntemleri

Günümüzde artık birçok hastalığın çaresi mevcut. Psikolojik rahatsızlıklar için psikologlar ve gerektiğinde ilaçlar da bir adım uzağımızda. Tüm bunlar çok güzel olsa da modern dünyamızda atladığımız, içimizdeki ve doğadaki iyileştirici gücü kullanabileceğimiz tedavi yöntemleri, daha doğrusu yaşam biçimleri için perspektiflerimizi doğuya çevirmemiz yeterli. Bugün Antik Hint ve Çin terapi yöntemleri bizlere modern tıbbın eksik veya zararlı kaldığı noktalarda şaşırtıcı çözümler sunuyor

Sağlık
4 Aralık 2013 Çarşamba

Koret Munguldar


Antik Hint ve Çin’in bizlere sunduğu alternatif terapi yöntemlerin modern tıptan ana farkı vücut ile ruhu bir bütün olarak görmeleri ve hastalıklarla savaşarak tedavi etmek yerine hasta olmayı önlemek için kişiye özel bir yaşam biçim öğütlemeleridir. Artık teknoloji ile daha da hızlanan hayatımızda bir hastalık oldu mu hemen ilaç alıp rutinimize geri dönmek çok cazip görünse de uzun süreçte vücudumuza aldığımız kimyasalların geri dönüşü maalesef çok tehlikeli olabiliyor. Bu sebeple alternatif tıp yöntemleri günümüzde hızla popülerlik kazanmaya başladı. Bir arkadaşınız üzerinde reiki denemiş, spor salonunda yoga derslerine katılmış veya kilo vermek için akupunktur denemiş olabilirsiniz. Bu gibi aktiviteler etki gösterse de alternatif tıbbın gerçek gücünü yaşatmak için sınırlı kalabilirler.

Hint ve Çin tedavi yöntemleri bireyi ve çevresini bir bütün olarak belli bir felsefe içinde ele alır. Örneğin: Hindistan’da 5000 yılına kadar dayanan Ayurveda terapisine göre her bireyi oluşturan bir element haritası vardır. Bu harita belli testler ve nabız okumaları sonucunda Ayurvedik doktor tarafından belirlenir. Bu haritaya göre günün saati, yaşadığınız yerin iklimi, yedikleriniz ve psikolojik durumunuz etkilenir. Sağlıklı kalmak ise karşıt elementlerin, su ve ateş gibi, dengesini bulmakla mümkündür. Hastalıklar ve psikolojik sorunlar ise bu dengenin bozulmasından kaynaklanır. Örneğin; sebepsiz yere dökülen bir saç, bir hastalık yokken ağızdan kan gelmesi, migren, hipertansiyon ve öfke kontrolünün ayarlanamaması vücuttaki fazla ısının dışa vurumu olabilir ve bunu daha soğuk elementlerle dengelemek gerekir. Bu, kişinin element haritasında Pitta’nın ağır bastığını gösterir. Soğuk ve katı yiyecekler yemek, vücudu olabildiğince güneşten korumak, kişiye özel aromaterapi ve Rasayana tedavilerini görmek bu dengeyi sağlamanın bazı yollarıdır. Basit bir yemek düzeni değişikliği ile büyük çaptaki psikolojik dengesizlikleri yatıştırabilir, kronik bir hastalığı tedavi edebilirsiniz. Çin tedavisinde ise bir Akupunktur doktoru nabzınıza ve dilinize bakarak vücudunuzda ve hislerinizdeki sorunları detayına kadar söyleyebilir. 28 adet temel çeşidi olan nabız karaciğerdeki işlev bozukluğundan, stresin sırtta yarattığı kas ağrısına veya yumurtlama dönemine kadar çok bilgiyi taşır. Bu sorunları tespit eden doktor vücudunuzdaki enerjinin yönünü basınç ve iğneler ile değiştirerek tedavi edebilir. Tedavi alanı çok geniş olan akupunkturu ve ayurvedayı günümüzde, özellikle Amerika’da birçok psikiyatr ve doktor kullanıyor.

ÖNEMLİ EGZERSİZ - MEDİTASYON

Bu iki öğretide ortak olan bir egzersiz ise meditasyondur. Enfeksiyon olmuş bir yaranın iyileşmesi için uğraşır veya tüm gün koşuşturmasından yorulan bacakları dinlendirmek için kendimize zaman kuşkusuz hepimiz ayırıyoruz. Ancak maalesef psikolojik yaralarımız veya zihin yorgunluklarımız için kendimize bu iyileşme süresini pek tanımıyoruz. Bu sebeple zamanla bu zihinsel yaralar büyüyor veya kendini bir bedensel veya psikolojik hastalıkta gösteriyor. Halbuki bu stresi taşıyıp, gizliden büyümesine izin vermek yerine, meditasyon gibi bir aktiviteyle zihnimizi de iyileştirebiliriz. Daha da güzeli ise esnek ve öğrenmeye açık bir yapıda olan beynimize meditasyon sırasında deneyimlediği dinginliği, düşünce kontrolünü ve doğru nefes almayı öğretebiliriz. Bunu vücudumuzun pozitife düşünme kaslarını güçlendirmek olarak da düşünebilirsiniz. Böylece günlük hayatımızda biz fark etmeden bile beynimiz meditasyon sırasındaki huzur düzeyine kolayca ulaşabilir. Özellikle çocukların beynindeki sinir sisteminin yeni yeni oluştuğu dönemde yoga gibi bir meditasyon ile tanışması onlar için çok büyük bir yarar sağlayabilir. Bu yarar vücudun esneklik kazanmasının yanı sıra doğru nefes alma ve daha da önemlisi belli bir konuya odaklanarak yapılan meditasyon ile çocuğun ileriki yaşlarda ADHD gibi dikkat bozukluğu ve hiperaktivite ile alakalı hastalıkların oluşma riskini azaltabilirsiniz.

Çin ve Hint öğretilerinin yanı sıra Fransa’da yaygın olan Homeopati tedavisi, Amerika’da köklü okulları olan Naturapati ekolü ve daha birçok sistem mevcut.  Günümüzde birçok araştırma kurumu binlerce yıllık olan bu yöntemlerin ‘mucizevî’ yanlarını incelemekte, birçok doktor ve psikolog artık bu konularda da eğitim almaya başlamaktadır. Çünkü sorun için bir organı suçlu bulmak ve çözüm için bir ilaca bağımlı olmak maalesef yetersiz kalmakta aksine bize uzun sürede zararlar verdiğini Batı tabanlı tip dünyası örnekler ve araştırmalar ile göstermekte. İç enerjimizle, yaşadığımız mekân, yediklerimiz, felsefemiz ve egzersizlerimizle kendi nabzımıza göre doğru sistemi bulabiliriz. Psikoloji ve fiziksel hastalıklar için aslında senelerdir var olan yöntemler yeniden keşfedilmekte ve tek yapmamız gereken bu doğal yöntemlere kulak vermek…