Soğuk algınlığından gribe, bronşitten zatürreye... Kış hastalıkları

Bu mevsimlerde güneş ışınlarından daha az yararlanmamızın yanı sıra, bağışıklık sistemini baskılayan strese daha fazla maruz kalmamız da enfeksiyon etkenlerinin üremesini kolaylaştırıyor.

Sağlık
6 Kasım 2013 Çarşamba

Neyse ki üst ve alt solunum yolları enfeksiyonlarından korunmak da mümkün, tedaviyle kurtulmak da! Bu ayları sağlıklı geçirmenin en önemli yolu da öncelikle doktorların önerilerini dinlemekten geçiyor. Or-Ahayim Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sadi Rüştü Vural kış mevsiminde en sık görülen hastalıkları, korunma yöntemleri ve tedavileriyle birlikte anlattı

 

Soğuk algınlığı, grip, bronşit, zatürree... Üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları pek çoğumuz tarafından önemsenmese de yaşam kalitemizi düşüren ve bizi uzun süre işimizden alıkoyan önemli sağlık sorunları arasında yer alıyor. Hatta zatürree özellikle risk grubundaki kişilerde yaşama mal olabilecek kadar ciddi tablolara bile yol açabiliyor. Bu hastalıklar en sık ani ısı değişimlerinin olduğu mevsim geçişlerinde ve kış aylarında bizi etkisi altına alıyor. Özellikle soğuk havalarda toplu halde bulunulan kapalı ve iyi havalandırılmayan mekânlar virüslerin bulaşabilmeleri için en ideal ortamı oluşturuyor.

ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI NEZLE-SOĞUK ALGINLIĞI

Soğuk algınlığı; çeşitli virüslerin yol açtığı ve üst solunum yollarında bazı yakınmalarla seyreden hafif seyirli bir hastalık olarak tanımlanıyor. Hemen herkes yılda bir-iki kez soğuk algınlığına yakalanıyor. Özellikle mevsimlerin değiştiği aylarda ani ısı değişiklikleri nedeniyle soğuk algınlığı görülme sıklığı artıyor. Bu nedenle soğuk algınlığı en fazla sonbahar ayında ortaya çıkıyor. Kapalı mekânlarda daha fazla zaman geçirme, güneş ışınlarından daha az yararlanma ile kötü havalandırma koşulları, enfeksiyonun gelişmesini ve yayılmasını hızlandırıyor. Hastalığa yakalanmanın yaş ve cinsiyetle ilgisi olmasa da, çocukların erişkinlere oranla daha duyarlı olduğu belirtiliyor. Soğuk algınlığı en fazla bir hafta on gün içinde tedavi edilmesine gerek duyulmadan kendiliğinden geçiyor. Ancak hastalık sinüzit, orta kulak iltihabı ve zatürree gibi komplikasyonlara neden olursa hastanın iyileşmesi zorlaşıyor ve tedavi süresi de uzuyor.

Nasıl bulaşıyor?

Hapşırık ve öksürük ile havaya yayılan virüslerin solunması sonucu bulaşıyor. Ayrıca solunum yolu salgılarıyla ve el temasıyla da virüs yayılabiliyor.

Belirtileri

Virüs bulaştıktan birkaç saat sonra soğuk algınlığı belirtileri başlayabiliyor. Halsizlik, hafif baş ağrısı, hafif bir ateş, öksürük, gözlerde kızarma ve yaşarma, üst solunum yollarında yanma hissi ile burun akması, soğuk algınlığının en önemli belirtilerini oluşturuyor. Koku ve tat duyusunun azalması, kulaklarda basınç hissi ile ses kalitesindeki değişikler gibi yakınmalara da rastlanıyor.

Nasıl tedavi ediliyor?

Soğuk algınlığında antibiyotik tedavisine gerek duyulmuyor. Hastalıkta belirtilere yönelik tedavi uygulanıyor. Baş ağrısı, kırıklık ve ateş için parasetamollü ilaçlar kullanılabiliyor. Burnu tuzlu suyla yıkamak ve bol bol C vitamininden zengin besinleri tüketmek de soğuk algınlığında sıkça yararlanan yöntemler arasında yer alıyor. Ayrıca burun tıkanıklığını giderici spreyler ya da burun damlaları da etkili oluyor. İstirahat edilmesi ve stresten uzak durulması, vücut direncinin yeniden kazanılmasına yardım ediyor. Soğuk algınlığı; sinüzit, orta kulak iltihabı ve zatürree gibi ciddi komplikasyonlara da yol açabiliyor. Bu nedenle bir hafta geçmesine rağmen iyileşmediğini ve yakınmalarının şiddetlendiğini fark eden herkesin bir doktora başvurmayı ihmal etmemesi gerekiyor.

 

Nasıl korunmalı?
⎫ Hastalık kapalı ve kalabalık yerlerde hızla yayılıyor. Dolayısıyla toplu yaşanan kapalı ortamlardan uzak durmaya özen gösterin.
⎫ Soğuk algınlığına yakalanan kişilerle yakın temasa geçmeyin
⎫ Virüsler bulaştıkları yerlerde canlı kalabiliyorlar. Bu nedenle özel eşyanızı soğuk algınlığına yakalanan kişilerle kullanmamaya özen gösterin. 
⎫ Ellerinizi sık sık sabunlu suyla yıkayın.

 

 

GRİP - İNFLUENZA


Grip, bulaşıcı bir akut virüs hastalığı olarak tanımlanıyor. İnfluenza virüsünün yapısı çok sık değiştiği için toplumda herhangi bir dirençle karşılaşmadan hızla yayılabiliyor, tüm dünyayı etkileyen salgınlara yol açabiliyor. Genellikle sonbaharın soğuk aylarında ortaya çıksa da yaz sonlarında da salgın halinde görülebiliyor. Grip; küçük çocukları, vücut direnci düşmüş yaşlıları ve hasta kişileri daha çok etkisi altına alıyor. Okul, kışla, fabrika, hapishane ve bakım evi gibi toplu yaşanılan yerlerde virüs daha kolay bulaşıyor ve hastalık hızla yayılıyor. Sonbahar ve kış mevsimlerinde toplu ulaşım araçları, sinema ile tiyatro gibi kalabalık grupların bulunduğu yerlerin de hastalığın bulaşmasını kolaylaştırdığı biliniyor. Grip 4–5 gün içinde yavaş yavaş düzelmeye başlıyor ve genellikle bir hafta içinde geçiyor. Ancak sinüzit, ortakulak iltihabı, zatürree, kalp zarı iltihabı ve beyin zarı iltihabı gibi komplikasyonlar gelişirse hastalık özellikle çocuklarda ve vücut direnci düşmüş yaşlı kişiler ile hastalarda  öldürücü bir tabloya dönüşebiliyor. Ayrıca hastayı günlerce yatağa bağladığı için ciddi işgücü kaybına da yol açıyor.

Nasıl bulaşıyor?

İnfluenza virüsleri tükürük damlacıkları yoluyla bulaşıyor.

 Belirtileri

Grip virüsü bulaştıktan 1-3 gün sonra belirtiler gelişmeye başlıyor. Titremenin de eşlik ettiği ateş 39 – 40 dereceye çıkıyor. Başta, eklemlerde ve kaslarda, özellikle sırt ile bel bölgesinde ağrı oluşuyor. Bunların yanı sıra halsizlik ve bitkinlik, bazen de mide bulantısı ile kusma da görülebiliyor. Boğaz ağrısı, şiddetli öksürük ve göğüste yanma gibi yakınmalara da sıkça rastlanıyor. Hasta vücudunda oluşan ağrılar ve halsizlik nedeniyle yatağa düşebiliyor.

Tedavisi

Gribin etkin bir şekilde tedavisi için öncelikle yatak istirahatı öneriliyor. Yüksek ateşin düşürülmesi ve kas ağrılarının dindirilmesi tedavide en önemli hedefi oluşturuyor. Ateşi düşürmek için parasetamol ilaçlardan yararlanılıyor. Sanılanın aksine gribin tedavisinde antibiyotiğe gerek duyulmuyor. Ancak yaşlılar ve çocuklar gibi risk grubunda komplikasyonların ortaya çıkmasını engellemek veya komplikasyonlar gelişmişse bunları tedavi etmek amacıyla antibiyotiklere başvurulabiliyor. Burun akıntısı, boğaz oluşan yanma, acıma ile ağrı hissini azaltan gargara, sprey, pastiller ve öksürük şurupları da kullanılıyor. Bol bol sıvı tüketmek ve C vitamininden zengin besinleri sofradan eksik etmemek gerekiyor. İstirahat ve uyku düzenine dikkat etmek de genel halsizlik ile kas ağrılarının giderilmesinde oldukça yarar sağlıyor.

Günümüzde grip (influenza) aşıları bu hastalıktan korunmanın en güvenli yolunu oluşturuyor. İnfluenza aşıları eylül-aralık ayı arasında tek doz olarak üst kolun dış yüzeyine uygulanıyor. Her yıl salgın yapan influenza virüsü kendi içinde değişiyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de aşı formülünü virüsün yapısını belirledikten sonra oluşturuyor. Dolayısıyla her sonbahar mevsiminde grip aşısını yinelemek gerekiyor. 65 yaşın üzerinde olanlar, astım, kronik akciğer hastalığı, kronik kalp ve damar sistemi hastalığı, diyabet ile böbrek yetmezliğinden yakınanlar aşılanması gereken gruplar içinde yer alıyor. Aynı zamanda sağlık personeli, toplum hizmetinde çalışanlar, risk grubundakilerle yakın temasta olanların da grip aşısı yaptırmalarında yarar var. Ancak altı aydan küçük bebeklerin, hamileliğin ilk iki ayı içinde olan kadınların (doktor tarafından kesin gerekli olduğu tespit edilirse grip aşısı olabiliyor) ve yumurtaya karşı alerjisi olanların grip aşısı yaptırmamaları gerekiyor.

Nasıl korunmalı?

⎫ Gribe yakalanan kişilerle yakın temaslardan kaçının.

⎫ Kalem, kitap ve bardak gibi özel eşyalarınızı hasta kişilerle kullanmayın.

⎫ El temizliğine özen gösterin. Elinizi göz ve burnunuzla temas ettirmeyin.

 ⎫ Özellikle kapalı mekânlardan, havalandırması iyi olmayan yerlerden mümkün olduğunca uzak durun.

⎫ Mevsime uygun giyinmeye özen gösterin. Kıyafetleriniz ne çok ince, ne de çok kalın olmalı.

⎫ Grip aşısını yaptırmayı ihmal etmeyin.