Romanlar ve rakamlarla Varlık Vergisi

Ekranlarda fırtınalar estiren ´Kulüp´ dizisinin ışık tuttuğu konulardan biri de 79 yıl önce bu günlerde hayatımıza giren Varlık Vergisi oldu.

Bahar AKPINAR Perspektif
17 Kasım 2021 Çarşamba

Dizi üzerine yapılan röportajlarda birçok insanın toplumu böylesine yaralayan, ayrıştıran bu olay hakkında ne kadar bilgisiz bırakıldıklarına bir kez daha şahit olduk. Toplumsal hafıza da bu konuda ikiye bölünmüş durumda. Varlık Vergisi ile yaşananlar bir kesim için hafızalarda asla unutulmayacak acıların saklandığı yerken, diğer kesim için altı doldurulmamış, empati kurulamayan iki kelimeden ibaret.

Siyasi tarihin kendi kirli yanlarını anlatmaktan hoşlanmadığını düşündüğümüzde, Varlık Vergisi gibi konuların sıradan bir Türk vatandaşının eğitim hayatı boyunca karşısına çıkmamasına şaşırmak saflık olur. Başka tarihlere bakarken kılı kırk yaran ne var ki kendi tarihine karşı miyop olan bir bakış açısı ne yazık ki toplumsal hafızanın bu önemli sayfalarını tamamlamaktan çok aciz kalıyor.

Oysa toplumun daha sağlıklı olması için siyasi otoritenin yaşananlarla yüzleşmesi, geçmişle hesaplaşarak yaralı nesillerden özür dilemesi ve bu acıları anması gerekiyor. Her ne kadar bunun gelecekte bir gün eninde sonunda olacağını umut etsem de çok belli ki o güne kadar bu yüzleşme siyasi bir söylem üzerinden değil de sanat üzerinden yapılacak. Türk toplumu kendi hikayeleri üzerinden kendisiyle yeniden tanışacak, yeniden sarılacak.

Dijital platformların görece daha özgür davrandıklarını düşündüğümüzde Varlık Vergisi gibi konuların ekranlara bu denli geç yansımasını anlamak elbette mümkün. Peki daha özgür olmasını beklediğimiz edebiyat bu konuya nasıl yaklaştı, aradan geçen 79 yılda neler üretildi diye soracak olursak pek parlak bir tabloyla karşılaşamıyoruz.

Aklıma ilk gelenlerden biri Yılmaz Karakoyunlu’nun kaleme aldığı ‘Salkım Hanımın Taneleri’ romanı. 1990 yılında Yunus Nadi Roman Ödülü’ne layık görülen, 1999’da sinemaya uyarlanan Salkım Hanımın Taneleri, yaşanan acıları gerçekçi biçimde ele almasıyla öne çıkıyor.  Karakoyunlu Varlık Vergisi’ni “Servetin el değiştirmesi, mirasta da olur. Bir servet sınıf değiştiriyorsa, işte o zaman fırsat doğuyor demektir. Her şey altüst olur. Bütün kültürlerin ahlakını değiştiren olay budur” diyerek tanımlıyor. Sermayenin sınıf değiştirmesi karşısında geniş toplumun sessizliğini ahlaki bir zafiyet olarak değerlendiren bu sözler, Yahudi bir aileden gelen Amerikalı yazar ve filozof Susan Sontag’ın ‘Başkalarının Acısına Bakmak’ kitabında altını çizdiği bir durumla da örtüşür niteliktedir.

Sontag, “Hatırlamak etik bir edimdir. Kendi başına ve kendisi olarak değeri vardır” dedikten sonra, “Hayat, eski ile yeni arasında bir dizi anlaşmadan ibaret değilse nedir?” diye sorar. Bu satırlardan geri dönüp bize baktığımızda çekilen acıları toplumsal hafıza üzerinden hatırlayıp hissederek geçmiş ile bugün arasında bir anlaşma yapamamış olduğumuzu görmek 79 yıl sonra sadece acı verici değil, utandırıcı da. 

Varlık Vergisi’ni konu eden romanlardan bir diğerinin yazarı olan Zaver Biberyan, ‘Babam Aşkale’ye Hiç Gitmedi’de, “Bazı insanlar zenginleştikten sonra her şeyi unutur” diyerek hatırlamanın ahlaki edimini sermayenin sınıf değiştirmesi üzerinden ele alır. Aşağıdaki tablolara baktığımızda Varlık Vergisi ile ilgili gayrimenkul alım satımı üzerinden el değiştiren servetin sınıfsal detaylarını görürüz. Bu aynı zamanda acı çekenlerle, sessiz kalanların, unutamayanlarla hiç hatırlamayanların da tablosudur:  

Varlık Vergisi ile İlgili Gayrimenkul Satanlar

Satılan Gayrimenkullerin Toplam Değeri

Satılan Gayrimenkul Sayısı

Yahudiler

4.404.820

151

Ermeniler

3.275.747

211

Rumlar

1.370.440

124

Azınlık Şirketleri

1.100.375

4

Yabancılar

605.700

27

G. ve M. ortaklıkları

189.500

2

Diğer Azınlıklar – Bulgar, Rus, vb.

37.700

7

Müslümanlar

92.642

10

Ortakları Müslüman Olan Şirketler

1.025

1

Toplam

11.077.949

543

 

Varlık Vergisi ile İlgili Gayrimenkul Satın Alanlar

Satın Alınan Gayrimenkullerin Toplam Değeri

Satın Alınan Gayrimenkul Sayısı

Müslüman Türkler

7.434.593

450

Müslüman Türklerin Şirketleri

65.500

2

KİT’ler, milli bankalar ve milli sigorta şirketleri

1.693.584

23

İstanbul Belediyesi ve Vakıflar Genel Müdürlüğü

1.624.530

11

Ermeniler

109.867

24

Rumlar

82.900

20

Yahudiler vd Gayrimüslimler

66.975

13

TOPLAM

11.077.949

543

 

 

 

 

 

 

 

 

Varlık Vergisi’ni konu alan romanlardan gerçekle ilişkisi en kopuk olan Mahmut Şenol tarafından masalsı bir kurguyla yazılan ‘Çerkes Adil Paşa’nın Tahsildarlık Günleri’dir. Anadolu’da Varlık Vergisi toplamakla görevlendirilen gezici vergi tahsildarlarından Çerkes Adil Paşa ile koruması Jandarma Onbaşı Beşir Yaman’ın başlarından geçenlerin Don Quichotte ve Sancho Panza’nın hikayelerini andıran fantastik bir kurguda ele alması nedeniyle tarihsel gerçeklikten kopuk bir izlenim verir. Tarihi bir sorumluluk üstlenmez. Hafıza oluşumuna katkıda bulunmaz.

79 yıla yayılan bu cılız örneklere baktığımızda çokça mahir kalemi olan edebiyatımızın bu konuda sessiz kaldığını görüp bir hayal kırıklığı yaşıyoruz. Oysa Sontag’ın da dediği gibi, “Edebiyat özgürlüktür. Özellikle de birer değer olarak okumanın içedönüklüğünün ayaklar altına alındığı bir çağda edebiyat, özgürlüğün ta kendisidir!”

Satırların, sahnelerin, ekranların daha da özgürleşmesi dileğiyle…

Bu yazıda Dr. Berna Türkdoğan’ın doktora tezinden, Yılmaz Karakoyunlu’nun ‘Salkım Hanımın Taneleri’, Zaver Biberyan’ın ‘Babam Aşkaleye Hiç Gitmedi’, Susan Sontag’ın ‘Başkalarının Acısına Bakmak’ kitaplarından yararlanılmıştır. 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün