Adı üstünde “JConnect”!

Avrupa ve İsrail´deki genç Yahudi girişimcileri buluşturan JConnect projesini kurucusu Rina Barbut´tan dinliyoruz!

Liza CEMEL Kültür&Sanat&Spor
30 Haziran 2021 Çarşamba

Şalom ArtıOnsekiz ekibi bu hafta Rina Barbut’u ağırladı. Rina ile yaratıcı projesi JConnect’ten profesyonel hayattaki deneyimlerine, gençlere tavsiyelerinden girişim fikirlerine kadar çokça şey konuştuk.

Özetlemek gerekirse, JConnect Forum, İsrail ve Avrupa'dan genç Yahudi profesyoneller için bir platform oluşturuyor. Yenilikçi fikirleri olan girişimcileri mentorluk yoluyla desteklemek, ticari işbirliği sağlamak, yatırımcıları çekmek, bilgi ve becerileri paylaşmak, yeni pazarlara erişimin önünü açmak ve bir yardımlaşma ortamı oluşturmak için çalışıyor. Ayrıntıları Rina ile sohbetimizde konuşuyoruz…

Kendinden ve projenden bahseder misin? JConnect nasıl doğdu?

Doğma büyüme İstanbulluyum. Türkiye’de bilgisayar mühendisliği okudum. Çok aktif bir cemaat hayatım oldu. Hem Türkiye’de hem de Avrupa’da gençlerle çok fazla faaliyette yer aldım, gönüllülük yaptım ve farklı topluluklarda Türkiye’yi temsil ettim. Son 12 senedir Tel Aviv’de yaşıyorum. İşletme yüksek lisansımı (MBA) İsrail’de yaptım. Harvard Business School’da online olarak Girişimcilik Temelleri (Entrepreneurship Essentials) eğimini de tamamladım. Global, teknik ve business alanlarında farklı şirketlerle çalıştım. Şu an Microsoft’ta çalışıyorum. Türkiye ve İsrail marketlerinden sorumlu olduğum şirkette dijital satış ekibinin yöneticisiyim.

2017 gibi doğdu JConnect. Avrupa Yahudi cemaatlerinden tanıdığım arkadaşlarımın sürekli benimle iletişime girdiğini ve çeşitli şirketlerde tanıdığım olup olmadığını sorduklarını fark ettim. Aradaki bağlantıyı kurmaya başladım ve günün sonunda yalnızca bir teşekkür mesajı aldım. Acaba bundan para kazanmaya başlayabilir miyim diye düşündüm ve araştırdım. ‘Finder’ (Aracı/Bulucu) diye bir kavram var, iki işletmeyi birleştirdiğinde komisyon alabiliyorsun. Bunu takiben web sitesi hazırladım, profesyonel fotoğraflar çektim. İşletme danışmanı olarak çalışıp aynı zamanda finder olarak da çalışmayı sürdürebilir miyim diye düşündüm. Bu esnada, ‘Checkpoint’ adlı siber güvenlik alanında lider bir şirketten yönetici pozisyonu için çok iyi bir teklif aldım ve bu fikri rafa kaldırdım.

Daha sonra 2007-2008’de Yahudi Çalışmaları eğitimi aldığım Paideia adlı kuruluşun, 2016 yazında düzenlediği bir programa katıldım. Yahudi topluluklarına faydalı olabilecek projelerle katılım gösterilen bu program vasıtasıyla JConnect doğdu. Amacım kariyerlerine odaklanmış kişilere ve girişimlerine destek olmak. Aynı zamanda da şöyle bir gerçek var ki, 18 yaşına kadar sinagog, okul, dernekler, Bar/Bat-mitsva kulübü vb. yoluyla öyle ya da böyle cemaatin bir parçası olan gençler, üniversite ve sonrası dönemde cemaatten kopuyor. Dâhil olunan faaliyetler azaldıkça Yahudilikten de uzaklaşılıyor, kariyerin ya da eğer bir girişimin varsa ona yoğunlaşıyorsun. Benim bir diğer amacım da gençlerin bu yoğun sürecinde aslında hala Yahudi bağlantılarının bir destek noktası olması. JConnect’i yaratmak istememin bir başka nedeni de bu.

Aslında Rina’nın gayri resmî bir şekilde yaptığı şeyi işe çevirdiğini fark ediyorum. Rina’nın altını çizdiği doğru tespitler birçoğumuzun deneyimlediği durumlar olsa gerek. Üniversite dönemi ve sonrası kısmen koptuğumuz cemaat hayatı aslında bu proje ile farklı bir tarzda gün yüzüne çıkıyor ve gençlere destek oluyor.

 

Rina Barbut

JConnect uzun vadede neyi amaçlıyor? İleriye dönük planların nedir?

Odaklandığım kitle; girişimleri olan, kariyerlerinde değişiklik yapmayı düşünen İsrail ve Avrupa’daki Yahudi gençliği. Bu zamana kadar Avrupa, İsrail ve Türkiye’de bir sürü faaliyete dâhil edildim, farklı konularda eğitimler verdim. Hem mentorluk desteği ile hem de geçmiş bilgi birikimlerimi paylaştığım network/profesyonel ağ kurma etkinlikleri ile desteklemeye devam etmek istiyorum. Bu eğitimler yalnızca bir işletmenin gelişmesi konularında değil, bir başarısızlık durumundan nasıl kalkılabilir ve yola devam edilir gibi konuları da ele aldı.

Pandemiden önce farklı şehirlerde açmak istediğim bir ‘JConnect Hub’ fikri vardı. Açmayı hayal ettiğim bu bağlantı noktaları, ortak görüş ve ilgide birleşen girişimcileri buluşturan bir merkez olacaktı. Bu noktalardan çevrimiçi olarak çalışabilecektik. Seyahat kısıtlamaları ve herkesin evden çalışması bu fikri erteleme yoluna itti.

Buna ilaveten, bir uygulama yaratmak istedim. İşletmeleri birleştirmek, olgun seviyeye ulaşmış girişimcileri yatırımcılar ile buluşturmak, aynı zamanda da işletmelerin de kendi içerisinde bağlanabildiği bir platform kurma düşüncem vardı. Uygulama daha taze ama amacı, kendi girişimleri için yatırımcı, fon sağlayıcı ya da ihtiyaçları olan her hangi bir alandaki kişilerle onları iletişime geçirmek.

Bir de Avrupa’da toplantılar düzenlemek istiyorum; benim gibi bu alanda diğer girişimcilere yardımcı olmak için tutkulu bir şekilde çalışan, Yahudi cemaatine geri vermek isteyen gençler farklı ülkeleri temsil edecek. Amacımız büyümek ve gelişmek. Her Yahudi girişimciye ulaşırsak ve gerçekten onlara böyle bir platform sunarsak bizim için ne mutlu.

Korona günlük hayatımızda olduğu gibi profesyonel hayatta da alışkanlıklarımızı değiştirdi. Olumlu ve olumsuz etkileri hissetmeye devam ediyoruz. JConnect Hub fikrinin korona vasıtasıyla değişebileceği ihtimalini araya ekliyorum.

Korona ile bu fikirler evirilebilir mi?

Korona döneminde ‘The Stage is Yours’ sloganı ile bir yenilik yarattım, buluşamasak da sesimizi duyurmak için bir kanal oluşturmak istedim. Düzenli bir şekilde, gerek girişimci gerekse yatırımcı kişilerle 15 dakikalık röportajlar düzenledim. Kendi seslerini duyurabilmeleri için bir olanak sağlamaktan öte hem reklamlarını yaptım hem de girişimlerini tanıttım. Hangi safhada olduklarını, neye ihtiyaçları olduklarını duyurma fırsatı bulan katılımcılar da uzakta kaldığımız bu dönemden de bir nebze olsun yararlandı. Yatırımcılar ile görüşmelerimiz özellikle yaşadıkları sorunlar ve başarı hikâyeleri açısından da piyasadaki diğer genç aktörlere bir örnek niteliğindeydi.

Projeni öncelikle sosyal medyadan sonra da uygulama vasıtasıyla büyüttüğünden bahsettin. Bu süreç nasıl ilerledi? Yeni gelen uygulama ile yaşadığın zorluklar ve katkı sağladığı kısımlar nelerdi?

 

Arka arkaya katıldığım hızlandırıcı proje seminerleri (accelerator), platform yapım aşamasındayken fikir sormak için bana bir ortam hazırladı. O dönem mükemmeliyetçi tavrımı takınarak pek bir şey yapmadım. Bir platform oluşturmam lazım diyerek bir sene kaybettim. Bir sürü insana fikir sorduğum bu bir yıl boyunca insanlar beni duymadı ve markamı tanıyamadı. Facebook sayfası açmam gerektiğine dair geri bildirimleri fazlaca aldım. Çoğunluk bir yerden başlamam gerektiğini, Facebook sayfası açtıktan sonra kitlemi ve onların ihtiyaçlarını daha iyi tanıyabileceğim düşüncesini ortaya koydu. Facebook sayfası açarak başladığım bu yolda şu an 800’den fazla takipçim var. Projenin gelişmelerini, etkinliklerini hep o Facebook sayfasından yayınladım. Zamanla farklı kişi ve kurumlar bana ulaşmaya başladı. Örneğin, bir yıl boyunca Ukrayna’daki gençlere business alanında eğitimler verdim. Gün geçtikçe ismimi da daha iyi duyurdum.

Web sitesinden verdiğim danışmanlık hizmetinin yanı sıra Linkedin üzerinden de faaliyetlerimi paylaşıyorum. Geliştirdiğimiz uygulama Google Play Store/App Store gibi dijital marketlerden indirilmiyor, aksine direk mobil link üzerinden erişilmek üzerine kuruldu. Günümüzde herkes Tinder uygulamasını biliyor, buna da ben Tinder for business diyorum. Karşına çıkan bağlantının seni ne kadar ilgilendirdiği, ne kadar ilgini çektiğine bakarak ilerleyebiliyorsun. İki taraf da sağa kaydırdığında eşleşmiş oluyor.

Başta iki sene boyunca Hindistanlı programcılarla çalıştım, indirilebilecek uygulama yarattık ama fonksiyonel olarak hayalimdeki gibi olmadığı için şimdi Ukraynalı bir programcıyla çalışıyorum. İndirmeye gerek kalmadan, mobil markanızın ne marka olduğu fark etmeksizin, link üzerinden erişebileceğiniz bir uygulama oluşturmuş olduk. Bizim sohbetimizi de okuyanlar ve/veya izleyenler de deneyip geri bildirim verirse çok değerli olur.

Rina’nın bahsettiği mükemmeliyetçi tavrı birçoğumuzda gözlemliyorum. Evden olduğumuz bu dönemde üzerimizdeki ağırlık ve tembelliğin çoğu zaman harekete geçmemizi engellediğini de eklemek isterim.

JConnect benim tutkum. Hem özel hem de profesyonel hayatımda insanlara yardım etmeyi çok seviyorum. Etrafımdakilerin ihtiyaçları doğrultusunda hemen nasıl yardımcı olabilirim, hangi kişilerle onları tanıştırabilirim ve uygun zemini nasıl hazırlarım diye düşünüyorum. Networking güçlü ve tutkulu olduğum bir alan. Böylesine geniş bir uluslararası çevrem varken bana çokça sorulan bir soru oldu: “Madem bu kadar heyecan duyuyorsun, neden tam zamanlı olarak yapmıyorsun?”

Karşılaştığım bu soru karşısında hep zorlandım. Her şeyi bırakıp hayatımı bununla mı kazanmak istiyorum diye sordum kendi kendime. Günün sonunda yan proje olarak devam ettirmeye karar verdim. Yüksek teknoloji (hi-tech) sektörü her zaman çok talepkâr bir alan oldu, günde 12 saat çalışman bekleniyor. Sosyal bir hayat da istiyor insan ve kafamdaki soru işaretleri ile her şeyi bırakıp yalnızca JConnect yapmak istemedim. JConnect yakın gelecekte daha olgun bir seviyeye geldiğinde bunu düşünebilirim ama başlangıçta zorlayıcı bir karar.

Rina’nın bahsettiği bu nokta da birçoğumuzun deneyimleyebileceği bir durum. Her kaynağa erişimimizin çok olduğu bu dönemde aynı anda çok fazla şey yapıyoruz, birini bırakıp yalnızca diğerine kanalize olmak oldukça zor bir karar.

Özellikle yoğunlaştığın Türk Yahudi gençliği var mı yoksa İsrail’de yaşamanın ve Avrupa’da aktifliğinin getirdiği durum diğer yöne mi itiyor bu yoğunlaşmayı?

Türkiye’yi Avrupa kategorisine koyuyorum. Sonuçta Türkiye doğduğum ve büyüdüğüm yer. Cemaatinin farklı zamanlarında ve kısımlarında faal olduğum bir topluluk. Şu zamana kadar Türkiye’de de faaliyetler düzenledim, cemaatteki büyüklerim de destek oldu. Yakın zamanda Türkiye’de planladığım spesifik bir faaliyet yok ama sürekli olarak Türkiye’deki girişimcilere destek oluyorum, yatırımcılar ile iletişimde kalıyorum.

JConnect’e ilk başladığımda piyasa araştırması yaptım; benzer fikirler var mı diye. Sıfırdan bir şey yaratmak yerine, inandığım bu fikri belki daha önce uygulamış olan bir organizasyona da katılabilirim diye düşündüm. AlmaLinks diye bir organizasyon ile karşılaştım, aynı fikir ama hedefledikleri kitle Amerika ve İsrail. Amerika ve İsrail arasında bir köprü olmaya çalışan bir sürü kurum var. Amacım fazla kullanıcıdan çok Avrupa ve İsrail arasında bir köprü görevi görmekti. Bu piyasa araştırmasından sonra farkındalığım da arttı. Geçmişte de Avrupa ve Balkan ülkelerinde çok aktiftim, Türkiye’yi temsil ettim ve hedef kitlemin de bu bölgeler olması benim için ayrı bir değer.

Son olarak, yardımlaşma kültüründen bahsederek sohbetimizi toparlıyoruz. Rina’nın yardımlaşma tutkusu ve geniş çevresi, yetkin bilgi birikimi ile de paralellik gösteriyor.

Deneyimlerine dayanarak genç girişimcilere ne gibi tavsiyelerin olur?

Bir fikriniz olduğunda bu fikrin size özel olup olmadığının tespitini yapmak önemli. Piyasada sizinkine benzer fikirler olabilir. Faturalarınızı ödeyen bir işiniz varsa, hemen her şeyinizi bırakmamak akıllıca olur. Olgunlaşma seviyesine gelmek bu noktada önemli bir kısım. Geri bildirimler, anketler, uluslararası tanıtımlar, fikrin çalışılabilir ve güçlü olduğuna dair çalışmalar yaptıktan ve buna emin olduktan sonra kendinizi girişiminize adayın.

Son olarak, çok yoğun olsam da herkese her zaman ayıracak zamanım var. Eminim ki bu röportajdan sonra kafasında sorular olan gençler çıkabilir, bana danışmak isteyenlere zevkle yardım ederim. Fikirlerini ticari ve finansal düzeyde geliştirmek için plan yapma konusunda veya bu fikirleri uygun kitleye ulaştırma konusunda destek verebilirim. Umarım benim bu tutkumu paylaşan “Rina”lar yaratacağız, hedefim bu!

Değerli katkıları ve paylaşımları için sevgili Rina’ya teşekkür ediyorum. Yardımlaşma kültürüne biz de umarız katkıda bulunmuşuzdur.

Heyecan anında kısmen daha duygusal hareket ettiğimiz durumlar düşünülürse, verdiği tavsiyeler özel ve profesyonel hayatta çok işimize yarayacak gibi.

Bu ekosistemin bir parçası olmak veya fikriniz konusunda destek almak isterseniz gerekli linklere aşağıdan ulaşabilirsiniz:

JConnect Forum Facebook sayfası: https://m.facebook.com/JConnectForum/

JConnect web sitesi: https://www.jconnectforum.com/

JConnect uygulaması: app.jconnectforum.com (Mobil üzerinden giriniz.)

Rina Barbut’ın özel ve profesyonel hayata dair blog yazılarına da bu linkten ulaşabilirsiniz: https://blogs.timesofisrael.com/author/rina-barbut/

Sohbetimizi video halinde aşağıdaki linkten, Şalom TV Youtube kanalımızdan veya sosyal medya sayfalarımızdan izleyebilirsiniz:

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün