DJ Alper Levi: “Kutlamanın, güzelliğin olduğu her yerde olabilirim”

İş hayatının yanında hobi olarak başladığı DJ´liği büyük bir aşk ve mutluluk ile sürdüren Alper Levi çaldığı müzikle insanların ruhuna dokunuyor. Bu serüvenini kendisinden dinleyelim.

Dora NİYEGO Söyleşi
2 Haziran 2021 Çarşamba

Asıl mesleğiniz mühendislik. Biraz kendinizden ve iş hayatınızdan bahseder misiniz?

1978 yılında İstanbul’da doğdum. Özel Anakent Koleji ve ardından İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Mühendisliği Bölümünü başarı ile bitirdim. Mühendislik eğitimi bana analitik bir bakış açısı ve bir konuyu değerlendirirken çok yönden ele almayı öğretti. Kariyerime önce Donna Karan New York şirketinde koordinatör olarak başladım ve daha sonra aynı şirkette genel müdür pozisyonunda kendime farklı alanlarda deneyimler kattım. Yaklaşık on senedir de Tekmar Mermer şirketine bağlı Texport Doğaltaş şirketinde Hindistan, Bangladeş, İtalya vb. gibi birçok ülkenin bölge satış müdürü olarak görev yapmaktayım. İş hayatımda benim için esas olan insan ilişkilerimi sıkı ve kuvvetli tutmaktır. Meslek hayatımın yanı sıra evliyim ve harika bir kızım var.

Sosyal bir kişiliğiniz olması size neler kazandırdı?

İnsanlarla iç içe olmak, sosyal olmak bana çalışmış olduğum farklı sektörlerde, kısa zamanda başarıyı yakalamam konusunda çok yardımcı oldu. İnsanlara yakın olmayı, insanlarla teması, hem bir kişiden hem öğrenip hem de kendimden katmayı çok severim. Sanırım bu sebepten dolayı iş hayatımın yanı sıra, kişisel sevdam olan müziğe devam ederek, bunu insanlarla paylaşmak benim için vazgeçilmez bir hobi oldu.

Müzik tutkunuz ne zaman başladı? DJ olmaya karar vermeniz nasıl oldu?

Aslında müziğe küçüklüğümden beri hep çok meraklıydım. Elimde küçük bir el radyosu, nereye gitsem o da benimle gelirdi. Biraz daha büyüyüp Büyükada’da Anadolu Kulübü’nde perşembe akşamları çocuk diskosuna gittiğim zamanlar ise resmen kendimden geçiyordum. O beyaz duvarın arkasında olduğumu ve müzik çaldığımı kim bilir kaç kere hayal etmişimdir. O kadar etkisinde kalmışım ki hala yaptığım bütün online yayınları, bir Şamdan kapanış klasiği olan ‘Stay’ şarkısıyla sonlandırıyorum. Bu, yaptığım canlı yayınların bir nevi imzası oldu. Tahmin edebileceğiniz gibi, o dönemde de arabada ve evde yüksek sesle müzik dinliyordum. Arkadaş ortamlarında hep müzik çalarak, ailem ve arkadaşlarımla güzel vakit geçiriyorduk. Müziğimi insanlarla ilk paylaşmaya başladığım zamanlar, onlarda yarattığı heyecan, mutluluk veya hüzün gibi duygular bende büyülü bir his oluşturdu. Benim için DJ’liğin başladığı nokta da işte tam budur.

Pandemi döneminde, online dahi olsa DJ’liğe devam ettiniz…

Pandemi döneminde evet online DJ olarak evlere konuk oldum. Hepimiz için maalesef çok üzücü ve zorlayıcı bir salgın dönemindeyiz. Pandemi döneminde müziğimi takipçilerimin evlerine götürme fırsatım oldu. Hem daha fazla kişiye dokundum, hem de sokağa çıkma yasaklarının hakim olduğu bu dönemde birkaç saat de olsa birbirimize nefes olduk, moral olduk. Her hafta cumartesi günleri 18.00’de Instagram’dan canlı yayın yaparak, farklı bir konsept ile setin başına geçtim. Bir hafta bakmışsınız Hintli, diğer hafta bakmışsınız hippi, bir başka hafta ise Japon olarak ekran karşısındaydım. İşin en eğlenceli kısmı ise, evde yayın öncesi yaşanan hazırlık aşaması… Ben bile evde bu kadar malzememizin olduğunu, bu kadar farklı konsept yaratabileceğimizi düşünememiştim. Bu, ekranın diğer ucundaki dinleyenlerle bir çeşit interaktif iletişim başlattı ve sonraki yayınlarımda herkeste bir beklenti oluşturdu. Bazı dinleyicilerin de aynı konsepte uyup o şekilde giyinip bana resimler, videolar göndermeleri beni daha da çok motive etti ve hep çıtayı bir üst seviyeye yükseltmemi sağladı. Bu online yayınlarda sadece müzik çalmakla kalmayıp her haftayı enerji dolu bir görsel şölene de çevirmeye çalıştım.

DJ’lik size neler katıyor?

DJ’lik benim için tam bir festival. Farklı tarzlarda çaldığım müziklerin birleşimi evrensel bir dil oluşturuyor. Bu sayede yeni insanlarla tanışma ve farklı kültürlerden yenilikler öğrenme fırsatım oluyor. Müziğe gönül veren birçok DJ arkadaş ve çaldığım yerlerden bir sürü dostluklar edindim. Bu zorlu süreçte çaldığım bir 60. yaş doğum gününde “Bana geçmişimi yaşattın” denmesi, koronadan dolayı hastanede yatan bir arkadaşımın “Müziğinle beni adeta canlandırdın” demesi… İşte bu anlar, DJ’liğin bana en çok mutluluk kattığı zamanlar.

Asıl mesleğinizle DJ’liği nasıl bir arada yürütebiliyorsunuz?                                                                         

 

DJ’lik güzel ortamlara fırsat verirken, aynı zamanda da bir hayli çalışılması gereken, emek isteyen bir meslek. Hele şu sıralar olamasa da, benim gibi iş sebebiyle çok sık seyahat eden birisinin yoğun iş hayatının yanında bu işi yapabilmesi için, DJ’liğin ancak bir sevda olması gerekir. Ben de, hem iş hayatımı hem de DJ’liği beraber yürütebilmek için, hem çok vakit hem de çok emek harcıyorum.

Pandeminin olmadığı normal zamanda, ne gibi davetlerde, toplantılarda DJ’lik yapıyorsunuz?

Özel davet ve kutlamalarda, kurumsal şirket toplantıları dışında, arkadaş gruplarımızla, güzel bir mekan ile anlaşıp birlikte eğlenmeye karar verdiğimiz gecelerde DJ’lik yapıyorum. Bunların yanı sıra, yazları özel beach’lerde, ayrıca Büyükada’nın en seçkin otellerinden biri olan Splendid Palas Hotel’de benimle ve müziğimle sıkça karşılaşmış olabilirsiniz.

Çalacağınız müzik tarzını davet sahibi ile beraber mi kararlaştırırsınız?

Davetin doğasına göre tabii ki müziğimi özelleştirebilirim. Davet sahibi için özel anlam ifade eden şarkılar var ise onları mutlaka çalmaya özen gösteririm. Genellikle ilk dans şarkıları, pasta sırasında çalınacak şarkılar gibi, nokta atışı olan zamanları hep davet öncesi karşılıklı konuşarak, onların bir isteği var ise netleştirmeyi tercih ederim.

DJ’liği yurt dışında yaptınız mı veya yapmayı düşünüyor musunuz?

Henüz yapmadım ancak Dubai’de bir davete katılmam rica edildi. Aşı ile hızlanacak seyahat özgürlüğü başladığında, büyük bir heyecanla bu teklifi değerlendireceğim. Ayrıca bir dostumun da bana Cannes’da bir davette çalacağıma dair sözü var. Tabii ki yerel tınılara mutlaka önem vermek gerekir ama DJ’lik global bir iş. Bir miktar yerelleştirilebilir, bölgeye özgü farklılıklar eklenebilir.

İş saatleriniz dışında bu işi yapmak ayrı zaman istiyor. Eşiniz ve çocuğunuzla geçirebileceğiniz zamanın bir kısmını çalıyordur mutlaka. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?

Eşim ve kızım bu konuda en büyük destekçilerim. Net bir şekilde söyleyebilirim ki onlar olmadan asla bu işi yapamazdım. DJ’liğe başladığım günden beri hep yanı başımda oldular, benimle birlikte müzikleri defalarca dinleyip dans ettiler, hatta kızım çaldığım şarkıların birçoğunu ezberledi. Çalışmam gereken zamanlarda alan tanıdılar, güzel başarılı geçen bir organizasyon sonunda benimle gururlandılar. Bir teşekkür de yakın dostlarıma; onlar da beni hiç yalnız bırakmıyor. Nerede çalarsam gelmeye çalışıyorlar, hep yanımda bir destek kuvvet gibiler. Onlar olmadan DJ’lik hobisi bir sevdaya dönüşemez, sıradanlaşırdı.

Gerek meslek veya gerek hobi olarak DJ olmak isteyen gençlere neler söyleyebilirsiniz?

Bu işe olan ilgilerini ve meraklarını cesaret ile birleştirsinler ve ilk adımı atmaktan hiç korkmasınlar. Her işte olduğu gibi çok çalışmak gerekir. İlk defadan sonra insan rahatlar kendisini yansıtmaya başlar. Bir kez kalabalık bir organizasyonda çaldığınızda üzerinizden koskoca bir yük kalkıyor ve yolunuza daha rahat devam etmenize imkân veriyor. Müziğe gönül veren herkesin hayallerinin peşinden koşmasını ve çalacakları müziklerle insanların ruhuna dokundukları zaman tadacakları mutluluğu hissetmelerini dilerim. 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün