Hope not Hate (Nefret değil Umut) isimli İngiliz sivil toplum kuruluşu, COVID-19 ve QAnon ile ilgili bulgular da dahil olmak üzere, İngiltere’deki ayrımcılık ve nefret suçlarına ilişkin bulgularını yayınladı.
Hope not Hate, ayrımcı ideolojilerin ve aşırılıkçı metodolojinin sürekli değişen doğasını vurguladı. Pandemi ve popülaritesi artan QAnon komploları ile, aralarındaki benzer rivayetler ve klasik antisemit söylemlerden yola çıkarak yeni antisemit düşünce akımlarının geliştiği belirtildi.
2020'de günlük yaşamın çevrim içine dönmesiyle, Yahudilere karşı yapılan Zoom bazlı ve çeşitli çevrim içi saldırılar popüler hale geldi.
Yahudileri antisemitizmden ve ilgili tehditlerden korumayı amaçlayan bir hayır kurumu olan Community Security Trust'ın (CST) verilerine göre, 2020 yılında İngiltere'de 1.668 Yahudi karşıtı olay kaydedildi. Bu şimdiye kadar kaydedilen en yüksek üçüncü vaka sayısı olmasına rağmen, 2019 yılına göre yüzde 8'lik bir düşüş yaşandığı görüldü.
CST ve Hope not Hate, COVID-19 ile ilgili antisemit söylemlerde artış olduğunu belirterek, çoğunlukla yeni korona virüsün Yahudiler tarafından yaratıldığı fikrine odaklandı. Komplolardan bazıları virüsün Yahudi toplumunu seçip ayırma çabasının bir parçası olduğunu iddia ederken, diğerleri ise Yahudi seçkin sınıfının finansal fırsatlar yaratmak için virüsü yarattığını iddia ediyor.
Oxford Üniversitesi tarafından toplanan verilere göre, her beş İngiliz’den biri, bu komplolara inanıyor. Yahudilerin hastalık yaymasıyla ilgili iddialar, 14. yüzyılın ortalarında yaşanan veba salgını zamanındaki eski antisemit söylemlere kadar uzanıyor.
2020 yılında, İngiltere siyasi sisteminde özellikle İşçi Partisi'nde görülen Yahudi düşmanlığı, Birleşik Krallık'ta antisemitizm tartışmalarının yaşanmasına sebep olmuştu. İngiltere Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu, İşçi Partisi'nin antisemitizmi ele almada ciddi başarısızlıklar gösterdiğine dair kanıtlar bulduğunu açıklamıştı.
