Bir profesyonel eğitmenin yol haritası

Karantina döneminde sanal dünyanın verdiği dijital nimetlerle herkes webinar, seminer, eğitim, panel, oturum, zirve, sohbet ile bildiklerini aktarmaya başladı. Bilgi çoğalınca ve aktarım ortamı online kolay olunca birçok eğitmen veya koç olma niyeti olan beyaz yakalı veya serbest çalışan kişi oluştu. Fakat eğitim ve öğretim işinin farklı dinamikleri vardır.

Cüneyt DİRİCAN Ekonomi
1 Temmuz 2020 Çarşamba

Kurumsal eğitimler bir şirketin kurumsal hafızasının ve organizasyonel gelişiminin en önemli destek bileşenlerinden biridir. Her şirketin öncelikli hedefi sermaye kârlılığı olsa da, stratejik öncelikler kapsamında, mesela pazar payı kazanma, pazara giriş, liderliği koruma gibi, eğitim ihtiyaçları ve öncelikleri farklılık arz etmektedir. Bütçeler, sezonsallık, çalışan sayısı, organizasyon, kurum içi iletişim gibi farklı unsurlar nedeni ile de eğitimlerin sayısı, önceliği, içeriği değişkenlik gösterebilmektedir.

Son COVID-19 salgını sonrasında sanal dünyanın verdiği dijital nimetlerle herkes webinar, seminer, eğitim, panel, oturum, zirve, sohbet ile bildiklerini karşıya aktarmaya başladı ve çalıştı. Bilgi çoğalınca ve aktarım ortamı online kolay olunca birçok eğitmen veya koç olma niyeti olan beyaz yakalı veya serbest çalışan kişi oluştu. 

Fakat eğitim ve öğretim işi farklı dinamikler gerektirir. EBA veya üniversitelerin UZEM dediği uzaktan eğitimlerde durum farklı. Orada zaten mesleği öğretmenlik olan kişilerden bahsediyoruz. Ancak kurumsal dünyada profesyonel yetişkin eğitimleri için durum çok farklı. Bu işi COVID-19 sonrasında kendi şirketinde veya eğitim / danışmanlık şirketinde devam ettirmek isteyenler için birkaç tüyo verelim.

Eğitim vermek kolay bir iş değil

Öncelikle eğitim vermek kolay bir iş değildir. Sınıf içi eğitimlerde sektörün en önemli meslek hastalıklarından birisi olan varis ve faranjit olma riskine artık açıksınız. Sabır ve insanı sevmek de bir o kadar önemli. Birçok eğitimde bütün gün konuşabileceğinizi, bunu bazen üst üste beş gün aynı içerikle yapmanız gerekebileceğini, bazen o üst üste beş gün yaptığınız aynı içerikteki eğitimi iki - üç günlük aralıklarla 15 farklı şehirde yapmanız gerekebileceğini de dikkate almalısınız. Bir sezonda her gün aynı oyunu büyük bir yüzde ile aynı içerikle oynayan büyük usta, üstat Cem Yılmaz’ın Ferrari’ye binmesinin de bir bedeli var yani.

Özellikle beyaz yakalı olarak masa başından ve gün içi kahveli ve sohbetli yoğun toplantı ortamından sonra, artık zaman ve mekân kavramı kalmayacağını da dikkate almalısınız. “Orada iken de mesai yapardık” söylemi bir teklifi veya eğitim içeriğini iki gün içinde yetiştirmeniz gerekebileceği anlarda kifayetsiz kalacaktır, çünkü 48 saat yoğun hazırlık temposu sonrası ertesi sabah canlı ve dinamik olarak bütün gün sahnede olmanız da gerekebilecektir. Üstelik bunu, şehir veya ülke dışında yapmak durumunda sıkça kalabilirsiniz. Bu noktada ev ve ailevi sorumlulukları baskın eğitmen adayı kişilerin iki kere düşünmesi gerekiyor.

Tecrübe, birikim, bilgi her şey değil

Tecrübe, birikim, bilgi her şey demek değil. Aktarma becerisi, sunum becerisi, iletişim becerisi, sahne deneyimi, katılımcı kitleye göre aynı lisanı konuşabilme, topluluk önünde konuşma, zaman yönetimi, toplantı yönetimi gibi birçok ek uzmanlık gerekiyor. 

Eğitim içerikleri hazırlanırken, şirketin beklentileri, öncelikleri, ihtiyaçları, sorunları net olarak anlaşılmalı, içerikler bu kapsamda şirkete göre özgünleştirilmelidir. Keza verilen örnekler, uygulamalar, oyun ve simülasyonlar için de bu geçerlidir. Sunumlarda soft skill eğitimlerde genelde iş kolaydır. Mevlana veya bir Uzakdoğulu ya da Ferrarisi’ni satan bilgeye atıfta bulunarak ya da “Peter Drucker ve Philip Kotler demiş ki” diye durumu kurtarmak mümkün olabilmektedir. Ancak teknik eğitimlerde, örneğin bir dünya ya da iyi uygulama örneği verilecekse ya da bir rakamsal veri, bu durumda kaynağın güvenilirliği, güncelliği ve tabii ki sunumda belirtilmesi önemlidir. 

Hazır sunum demişken, PowerPoint, Adobe, Publisher veya Photo programlarının yanı sıra Office programlarına da hâkimiyet önemlidir.  

Eğitim sektörü birçok alanda gelişim gerektirir. Dünyada ne olup bittiği kadar, kendi alanınızda, hizmet verdiğiniz sektörlerde olan gelişmeleri takip etmeyi gerektirir. Sadece takip yetmez, sunumlarınızı ve eğitim çıktılarınızı da güncellemeniz gerekecektir çoğu zaman. 

İyi bir ajanda yönetimi yapılması lazımdır. Takvim planlaması sadece eğitimi alan şirketler için geçerli değildir. Bazen saniyeler ile yarışabileceğinizden proje yönetimi bilgisi de en az ajanda ve zaman yönetimi bilgisi kadar önemli olacaktır.

Sunum öncesi hazırlık ve sonrası takip başlığımız var bir de. Sunumun yeri, sınıf düzeni, projeksiyon cihazının varlığı, ara kablonun HDMI çıkışına uymaması, dosyanın yedeği gibi başlıklar var altında. Eğitim sonrası notların dağıtımı, anketlerin değerlendirilmesi, şirketle performans takibinin yapılması, anket sonuçlarından gerekli çıkarımların alınması alt başlıklardan bazıları. 

Tüm bunları yapamayacağınızı veya yapmadığınızı düşünüyorsanız ufak ama önemli bir hatırlatma. Eğitim, bilgi ve tecrübe kadar repütasyon işidir. 

Ücreti mukabili alınan hayat koçluğu ve NLP sertifikalarının da yönetim, KOBİ ve işletme koçluğu için salt yeterli olmayacağını aktarmakta fayda var. Yönetim danışmanlığı, akademik formasyon, bilgi ve deneyim ile doldurulabilen koçluklar kurumsal hayatta daha anlamlı ve faydalı. 

Özetle, eğitim, danışmanlık ve koçluk sektörüne girenler kadar yukarıdaki nedenlerle çıkanlar da çok. Kalıcı olmak ya da olmamak, sürdürülebilirlik için işte bütün mesele bu yol haritasında.

 

 

 

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün