Afganistan’da Taliban, son Yahudileri kavgaları yüzünden hapisten kovdu

Eski ‘iki Yahudi, üç görüş eder,’ deyişine yeni bir kısım eklendi:’ iki Yahudi, üç görüş ve Taliban’a bir başağrısı eder.’

Dünya
6 Kasım 2019 Çarşamba

Foreign Policy adına, Afganistan’da bilinen son Yahudi olan 66 yaşındaki Zabulon Simentov ile konuşan Emran Feroz, Afgan Yahudi’nin geçmişiyle ilgili bazı inanılmaz hikâyeleri açığa çıkardı. Hikâyeler arasında Taliban’ın kendisini başka bir Yahudi ile ettiği kavgalar yüzünde hapse attığı ve daha sonra hapiste sürekli atışmalarının ve kavgalarının daha da sinir bozucu olduğu gerekçesiyle ikiliyi hapisten kovuşu da bulunuyor.

Aslında Simentov’un, Afganistan’da kalan tek Yahudi olma sıfatıyla zaten yeterince dikkat çekici bir hikâyeye sahip olduğu söylenebilir. Şabat kurallarını uygulayan Simentov, Yahudi olmayan biri açtığı takdirde Şabat olsa dahi televizyon izlediğini ekliyor. Afganistan’ın Kabul şehrinin çiçekçilerin konuşlandığı bölgesinde, tamiratını kendisinin yaptığı ve bu şekilde ayakta kalan son sinagogda yaşamını sürdüren Simentov, halen her Şabat duasını ediyor, Taliban’dan nefret ettiğini ve içişleri bakanlığının çaldığını iddia ettiği Tevrat’ın peşini asla bırakmayacağını belirtiyor. İddialara göre Simentov, röportaj yapmak için yüklü miktarda Avro talebinde bulundu. Tüm bunların yanı sıra, Afganistan ve Taliban yönetimi etrafında örülü hikâyesiyle Feroz’un haberi okunması ilginç bir araştırmaya dönüşüyor.

Feroz’a konuşan komşulardan biri, mahalledeki herkesin Simentov’u tanıdığını, adamın her şeye bulaşan, çıkıntı ve sinirli bir yapıda olduğunu, yine de aslında bu durumun komşularını eğlendirdiğini söylüyor.

Aslen Afganistan’da bin yıllık Yahudi geçmişi bulunurken, II. Dünya Savaşı’nı takiben yavaş bir göç dalgası yayılmaya başlamıştı. Komünizmin yükselişi, Orta Asya’da Kızıl Ordu’nun dindar kişileri yargılaması ve 1979 yılında Sovyetlerin Afganistan’ı istilası sonrası, Afgan Yahudileri başta İsrail ve ABD olmak üzere dünyanın pek çok yerine göç etmişlerdi.

90’lı yılların sonlarında Afganistan’da Taliban yönetiminin başa geçmesinin ardından Simentov ve ailesi İsrail’e göç etmelerine rağmen Simentov sadece iki ay sonra karısı, kızları ve kız kardeşlerinden oluşan ailesini bırakarak Kabil’e geri dönmüştü. O günleri Foreign Policy’ye Simentov, “Orada kalmak istemedim. Benim anavatanım Afganistan’dır,” diye anlatıyor. Simentov, döndüğünde Kabil’de bulunan sinagogda yaşayan, kendisinden neredeyse yirmi yaş büyük Yitzhak Levi ile karşılaşmış. Daha ilk günden birbirlerinden hiç hoşlanmayan ikili, 2017 yılında Jewish Telegraphic Agency’nin Simentov ile ilgili yaptığı habere göre kimin o toprakların sahibi olduğuna dair bitmeyen ve şiddetli tartışmalar yapmışlar. Bunların sonunda ikili sinagogun birbirinden uzak noktalarına yerleşerek yaşamaya devam etmişler.

Bu süre boyunca, Levi, 1998 yılında Taliban yönetiminde görevli İçişleri Bakanı’na bir mektup yazarak, Simentov’u sinagog içerisindeki tarihi kalıntıları çalmakla suçlamıştı. Simentov ise bunun üzerine Taliban yönetimine Levi’nin gizli bir genelev işlettiğini ve alkollü içecekler sattığını söylemişti. Bu suçlamalara itiraz eden Levi, ayrıca İslam şartlarını kabul ederek Müslümanlığa geçtiği dedikodularını yayan Simentov’u bu konuda da yalanlamıştı.

İkilinin bitmeyen kavgasından son derece rahatsız olarak ikiliyi hapse atan Taliban, bu kez de hapiste sürekli kavga eden ikiliyi sonunda hapisten de kovmuştu. Bu olayların ardından Levi, 2005 yılında hayatını kaybetmişti. Foreign Policy’ye o günleri de anlatan Simentov, “Ben Taliban’dan çok dayak yedim. Levi şarlatanı yüzünden pek çok kereler hapse girdim. Sinagogu satabilmek için benden kurtulmaya çalıştı ama Allah’a şükür bunu başaramadı” diye konuştu.

Ne yazık ki aralarındaki bu çatışma Taliban’ın sinagogun tarihi Tevrat’ına el koymasına da yol açtı. 15. yüzyıldan kalma Tevrat’ın Taliban’ın İçişleri Bakanı tarafından çalındığı ve karaborsada satıldığı iddia edilmişti.

Bu Tevrat’ı bulacağına yemin eden Simentov, gerekirse ölene dek arayışını sürdüreceğini ve çalınan Tevrat’ın mutlaka bulunacağına inandığını da söyledi. Simentov yine Foreign Policy’ye yaptığı açıklamada, “Bu kutsal kitap tekrar ortaya çıksa da çıkmasa da en az bir Yahudi onu burada, Kabil’de bekliyor olacak. Ben korkusuz bir adamım. Ne Taliban ne de bir başkası yüzünden Afganistan’ı terk etmeyeceğim,” dedi.

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün