Bayramlar birlikte kutlanınca daha güzel

Ekim ayı beraberinde getirdiği bayramlarımızla bu yıl yine neşe, coşku, sevgi ve birlikteliğin habercisi. Bayramlarla dopdolu… Bu ay Roş Aşana kutlamaları ile karşıladığımız yeni yılın hemen ardından, ‘keşke’lerimizi geçtiğimiz senede bırakacağımız Kipur geliyor. Çardakların altında sevdiklerimizle birlikte yeni anılar yaratacağımız, yeni yılın bereketi için iyi dileklerde bulunacağımız Sukot kutlamaları da ekim ayına ayrı bir tat katacak gibi gözüküyor.

Gençlik - Eğitim
8 Ekim 2019 Salı

Greta Mizrahi

Ekim ayı beraberinde getirdiği bayramlarımızla bu yıl yine neşe, coşku, sevgi ve birlikteliğin habercisi. Bayramlarla dopdolu… Bu ay Roş Aşana kutlamaları ile karşıladığımız yeni yılın hemen ardından, ‘keşke’lerimizi geçtiğimiz senede bırakacağımız Kipur geliyor. Çardakların altında sevdiklerimizle birlikte yeni anılar yaratacağımız,  yeni yılın bereketi için iyi dileklerde bulunacağımız Sukot kutlamaları da ekim ayına ayrı bir tat katacak gibi gözüküyor.

 

“Ahh nerede o eski bayramlar!” mı dediniz? Ailece yapılan akraba ziyaretlerine, karşılıklı hediye alışverişlerine, geleneklere uygun tatlarda hazırlanan yemeklere, farklı şekillerde sunulan tatlılara özlem mi duydunuz? Merak etmeyin bu nesiller boyu hep böyle olmuş. Annelerimiz, babalarımız, onların anne ve babaları nesilden nesle herkes bayram kutlamalarının hep farklılaştığından veya eski tadı olmadığından şikâyet etmiş.

Dünya her dönemde değişiyor ve değişmeye devam edecek. Ancak değişmediğini bildiğimiz bir şey var; o da tam 3000 yıldır bayramlarımızı kutlamaya ve geleneklerimizi sürdürmeye devam ediyor oluşumuz. Tarihimize baktığımızda,  bayramlarımız aracılığıyla bugüne kadar taşıdığımız ve koruduğumuz değerlerimiz sayesinde hep yeni kapıları araladığımızı, zorlukları aştığımızı ve yeni başarılar elde ettiğimizi görebiliyoruz. Sanırım değişen tek şey bayramlarımızı kutlama şeklimiz.

Teknolojinin böylesine ilerlemiş dünya, herkesin ulaşabileceği küçük bir köye dönmüşken, sosyal medya tüm hızıyla insanlığı ele geçirirken, bayramlaşmaların ve bayram kutlamalarının bu değişimden etkilenmemesi düşünülemez. Aslında önemli olan bayramları nasıl, ne şekilde kutladığımız değil, bayramlarda hissedilen ve hissettirilen duyguların değişmemesidir. Duyguların kalıcılığı da çocuklarımıza verebileceğimiz güçlü değerler eğitimi, biriktirilen anılar, paylaşılan dostluklarla pekiştirilebilir ancak.

 Değerler eğitimi alan, bayramlarını büyük bir aile olarak bir arada kutlayan ve ortak geçmişi paylaşarak güzel anılar biriktiren UÖMO öğrencilerinin bu konuda şanslı olduğunu söyleyebiliriz.

“UÖMO’da bayramlar anlatılmaz yaşanır”

“Geleceğin kapılarını aralarken değerler ve bayramlar eğitimini öğrencilerimize yol haritası alarak sunmayı hedefliyoruz”  diyen UÖMO Yahudi Kültürü Koordinatörü Sami Levi bizi “21. yüzyılda değerler eğitimi ve bayram kutlamaları nasıl olmalı” konusunda bilgilendirdi.

“UÖMO’da bayramlar anlatılmaz yaşanır” diyoruz. Çünkü hem eğlenceli hem de eğitici oluyor kutlamalarız. 5780 yılını da dinamik ve neşeli aktivitelerle karşıladık.                                                                      

Lise öğrencilerimiz yeni yıl için dileklerini büyük bir ekip olarak tasarladığımız sembolik ‘Ulus Evi’nin duvarlarına astılar. Geçtiğimiz senenin ‘keşke’lerini de denize attılar. Disiplinler arası yürüttüğümüz çalışmalar kapsamında da Türkçe-Edebiyat derslerinde “Şu anda nasıl bir insanım? Kendimi nasıl biri olarak tanımlıyorum? Nasıl bir birey olmak istiyorum? İleride olmak istediğim kişinin özellikleri neler? Olmak istediğim kişiye ulaşırken yapmam gereken şeyler neler? Önümüzdeki sene ne gibi değişiklikler, yenilikler yapabilirim? Neleri korumam ve devam ettirmem gerekir?” gibi konuları irdelediler ve bu konularda kompozisyonlar yazdılar.

İlkokulda da yaş guruplarını dikkate alarak bayram temalı eğlenceli ve eğitici istasyonlar kurduk. Her bir istasyondan öğrencilerimiz Tişri ayı bayramlarındaki semboller ve değerler konusunda bilgiler aldı. Kendi tasarladıkları şofarlarını çaldılar. Birlikte şarkılar söyledik, dans ettik ve her şeyden önemlisi birlikteliğimizin keyfini çıkardık.  Yıl boyunca Hanuka, Tu Bişvat, Purim, Pesah ve Şavuot gbi bayramlarımızda da buna benzer çalışmalar yapıyoruz.

Yahudi kültürü eğitimi derslerinde temel hedefimiz, öğrencilerimize her türlü konuyu tartışabilecekleri özgür bir ortam sağlamak.

Yahudi tarihinde karşılaştıkları olaylardan öğrendiklerini, günümüzde kendi yaşamlarına nasıl bir yarar sağlayacağı konusunda onları düşündürmek. Değerlerimizin, günümüzün modern düşünce şekli ve değerleriyle nasıl örtüştüğünün farkına varmalarını sağlamak.

Eğitimlerimizin kalıcı ve güncel olması için derslerimizi farklı aktivitelerle zenginleştiriyoruz. Maker ve STEAM laboratuvarımızda kendi yaratıcılıklarını kullanabilecekleri çalışma ortamları sunuyoruz. Bayram temalı tasarımlarını kodlayarak 3D yazıcılardan ürünler alıyorlar. Bu çalışmalarla farklı temalarda sergiler hazırlıyoruz.

Bilgisayar oyunları ve Lego çalışmaları ile konuları eğlenerek öğrenmelerini, bilgilerin kalıcı olmasını sağlıyoruz. Bunun için öğretmelerimiz eğitimler alıyor, yurtdışından farklı materyaller ile programımızı destekliyoruz.

Tarihsel teknolojik ve sanatsal çalışmaların yanı sıra öğrencilerimiz geziler, şarkılar, danslar ve eğlenceli kutlamalar aracılığı ile değerleri ile tanışıyorlar.

Yurt içinde veya yurtdışındaki gezilerimizde Yahudilerin yaşadıkları yerleşim alanlarını ve sinagogları ziyaret ediyoruz. Yahudi tarihindeki olayları sadece kitaplardan okuyarak veya filmler seyrederek değil, Polonya’daki toplama kamplarını gezerek veya Centropa’nın video yarışması için kendileri kısa film çekerken öğreniyorlar. Bir Purim etkinliğinde de kendilerine verilen bin bir malzeme ile ünlü Yahudilerin yüzlerini oluşturmaya çalışırken, bu kişilerin hayatları ve tecrübeleri hakkında bilgiler ediniyorlar. Pesah geldiğinde daha Agada’yı aileleri ile okumadan önce okulda arkadaşları ile bu mutluluğu paylaşıyorlar. 500.Yıl Vakfı Müzesini bir ‘Hazine Avı’ oyunu ile gezerek büyükanne ve büyükbabalarının bu topraklarda nasıl yaşadıklarını öğreniyorlar.

‘Tikun Olam’ bizim en önemli değerimiz. Dünyayı daha yaşanır hale getirmek, bilinç uyandırmak ve eyleme geçmek. Bu yolda ilerliyoruz.

Öğrencilerimiz kendi çabalarıyla sivil toplum kuruluşlarına başvuruyor,  insan hakları, sağlık, çevre bilinci, tüketici sorumluluğu, kadın hakları, engelli hakları, doğayı koruma ve güzelleştirme, geri dönüşüm, hayvan hakları gibi oldukça geniş bir yelpazede farklı sosyal sorumluk çalışmaları yürütüyorlar. Geçtiğimiz yıl öğrencilerimize tecrübenin ve tarihimizin önemini anlatmak, ortak hatıralarımızın gelecek nesiller için garantiye alınmasını sağlamak amacıyla ‘Gesher Projesi’ni hayata geçirdik. Projenin amacı daha yaşlı nesil ile genç nesil arasında bilgi, farkındalık ve duygusal bir bağ köprü kurmaktı. Proje kapsamında anaokulundan, lise seviyesine kadar yıl boyunca çalışmalar yaptık. Öğrencilerimiz ve yaşlılarımız arasında güçlü bağlar kuruldu. 

Yeni bir seneye ‘mitzvah’ geleneği ile de başlamayı gelenekselleştirmek istiyoruz. Son iki yıldır. Eylül ayı içerisinde ALS Vakfı için yürüyoruz.

Ortaokul ve lise öğrencilerimiz ALS hastalarına destek olmak amacıyla Belgrad Ormanında öğretmenleri eşliğinde 6km yürüyorlar  ALS – MNH Derneği ile işbirliği içinde yapılan farkındalık yürüşü ile birlikte öğrencilerimiz okulda ALS hastalarına destek olmak amacıyla bir yardım kampanyası da yürütüyorlar. İki yıldır  ALS hastaları  adına değerli bir bağış toplandı ve Türkiye ALS – MNH Derneğine teslim edildi.

 


“Değerler eğitimi ile büyüyen, kültürünü tanıyan, deneyimleyip yaşayarak davranışa aktaran, bunu yaparken bir yandan köklerini sımsıkı tutan diğer yandan da dünya ile entegre olabilen açık fikirli ön yargısız, bilgiye, yeniliğe açık bireyler olarak yetiştirdiğimiz gençlerimizin de

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün