Tezgah

İki farklı komedi yorumu ikincikat’ta

Erdoğan MİTRANİ Sanat
18 Mart 2019 Pazartesi

Bir yazar, bir aktris, bir müzisyen ve bir mutfak tezgâhı...
Sanatlarının, oynadıkları oyunların, yalanlarının, birbirlerini ve sevenlerini aldatmalarının; eski bir anne halısının üzerine döküldüğü bir gece...


ikincikat karaköy’ün kendi mekânındaki yeni oyunu ‘Tezgâh’, Erkan Kolçak Köstendil’in yazdığı, Eyüp Emre Uçaray’ın sahneye koyduğu, hınzır mı hınzır, nefis bir güldürü.

Gençlik yıllarından beri senarist ve yönetmen olarak kısa ve orta metraj filmler çeken, ödüller kazanan Erkan Kolçak Köstendil’i henüz Mimar Sinan Tiyatro Bölümü öğrencisi iken, 2011’de, o zamanki adıyla sıfırnoktaiki’nin ilk ‘Aut’undaki nefes kesici Zehir yorumuyla keşfetmiştik. Köstendil giderek, hem tiyatroda, hem sinemada, hem televizyonda üst düzey bir oyuncu olarak sağlam bir kariyer yaptı. Bu kez onun tiyatro yazarı yönünü keşfediyoruz.

Basit bir aşk üçgeninden yola çıkarak 55 dakikaya müthiş sağlam bir hikâye ve günümüz ahlak anlayışının, çıkara dayalı ilişkilerinin zeki ve parlak bir yergisini sığdıran ‘Tezgâh’, müthiş gerçek üç karakter üzerinden, çağcıl toplumumuzun çok inandırıcı bir portresini de çiziyor.

Karşımızda, özgürce sevişmekten, ağzına nasıl gelirse, icabında küfürlü konuşmaktan çekinmeyen, her türlü konuyu özgürce tartışabilen modern bir üçlü var (mış gibi görünüyor). En yakın arkadaşını sevgilisiyle yakalayınca müthiş bozulan müzisyenle (Haki Biçici) yazar kankası (Aziz Caner İnan), erkek dayanışmasının doğal uzantısı olarak kolayca anlaşırken, güçlü kadın karakter (Elit Andaç Çam), erkek egemen bakış açısının bu ani ortaya çıkışına tüm isyanını rahatlıkla ikilinin yüzüne vuruyor. Ancak, komplekssizce sevişseler de sevmeyi artık unutmuş olan bu insanlar arasında bir çıkar çatışması ortaya çıktığında, kapıları her türlü aldatma bayağılığına açık tutan bir uzlaşma ortamı oluşuyor…

Metni sadece okumuş olsam, oyuncu kadrosunu da kâğıt üzerinde görsem, iyi niyetli,  masum müzisyeni sahne dışında da son derece nazik ve düzgün bir insan olan, tiyatro ortamında herkesin çok sevdiği Aziz Caner İnan’ın, ikiyüzlü, çıkarcı, aklı orasında yazarı da, az biraz çılgın, şen şakrak, dünya tatlısı ‘fırlama’ Haki Biçici’nin canlandıracağını düşünürdüm. Eyüp Emre Uçaray, tam tersini yapıyor ama, bu seçim katiyen bir ‘miscasting’  değil. İki oyuncu da bu kendilerine zıt karakterleri zekice içselleştirerek müthiş başarılı birer yorumla karşımızdalar. Her zaman çok beğendiğim Elit Andaç Çam ise, hem güzelliği hem sağlam oyunculuğuyla göz kamaştırıyor. Oyunun final sürprizinde ortaya çıkan Emin Şentürk’ü de unutmayalım.

Zeki, hınzır ve de çok komik bir metin. Çok iyi oynanmış, müthiş başarılı bir sahneleme. Bir saat boyunca kahkahalarla gülüp, günlerce düşündüren bir çalışma. Yılın en eğlenceli oyunu. 21, 28 Mart, 04, 11, 18, 25 Nisan ve sezon boyunca her perşembe ikincikat’ta. Kaçırmayın

 

Zorlu PSM ve Talimhane Tiyatrosu ortak yapımı 'La Vérité / Gerçek'     

1979 doğumlu ödüllü Fransız romancı, oyun yazarı Florian Zeller’ın ilk kez 2011’de Fransa ve Almanya’da aynı zamanda sahnelenen,  altıncı oyunu ‘La Vérité / Gerçek’, Zorlu PSM ve Talimhane Tiyatrosu ortak yapımı olarak sahnelenmekte.

Mehmet Ergen’in uyarladığı ve yönettiği oyunun gösterişli dekorunu David Woodhead üstlenmiş, oyuncuları Kubilay Tunçer, Levent Üzümcü, Neslihan Yeldan ve Özge Özder.

Yakın arkadaş olan iki evli çiftin, ‘kimin eli kimin cebinde’ tarzı karmaşık aldatma ilişkisine dayanan ‘Gerçek’, Voltaire ve Pinter’den söz eden yazarının ifadesine göre, yalanın ve gerçeğin diyalektiğini yapmaya çalışan bir metin.

Bana sorarsanız, Feydeau ile Labiche’in durum komedisi ve ritim anlayışını, Guitry tarzı vurucu repliklerle (Kerem Ayan’in çevirisi dört dörtlük) harmanlayan, düzeyli ama epey yüzeysel bir vodvil.

‘Tezgâh’ı andıran ilişkiler yumağının bu kez derinlikten yoksun oluşuyla ‘Gerçek’,  gülerek eğlenerek izlense de, iki perdelik uzunca süresinin sonunda, salondan çıkarken unutulmaya başlayan bir sabun köpüğü gibi. Ülkesindeki büyük başarısı, Racine ve Corneille gibi büyük trajedi ustalarını, Molière gibi benzersiz bir komedi dehasını yetiştirmiş olan Fransız tiyatro anlayışının günümüzde geldiği yeri göstermesi bakımından ilginç.

Mehmet Ergen’in sahnelemesinin pek heyecan verici olduğu söylenemez ama, bu metin de sanki daha fazlasını istemiyor. Dört oyuncusu da ne eksik ne de fazla, sadece eli yüzü düzgün, bir yorumla sahnedeler.

Sadece eğlenmek için izleyip hemen unutacaklar için.

11, 12, 18 Nisan ve sezon boyunca Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde.  

 

Dasdas Tiyatro’da Çehov’a güncel yorum: 'İvanov'  

"Ben şerefli bir adam mıyım, yoksa bir alçak mı? 

Anton Çehov’un sağlığında ilk sahnelenen eseri ‘İvanov’, peş peşe gelen talihsizliklerin, aldığı darbelerin etkisiyle, yaşama karşı saf ve temiz inancını kaybederek rüzgârda savrulan bir yaprak gibi oradan oraya anlamsızca koşuşturan sıradan bir adamın öyküsüdür.

Beş yıl önce evlendiği varlıklı Yahudi ailenin kızı Anna Petrovna, İvanov’la evlendikten sonra din değiştirince mirasından mahrum bırakılmıştır. Anna ciddi olarak hastalandığında, herkese sık sık “dürüst bir adam” olduğunu hatırlatan doktoru Livov, kadının tüberkülozdan ölmek üzere olduğunu, sağlığının iyiye gitmesi için Kırım’a götürülmesi gerektiğini söyler.  İşleri bozulan, malını mülkünü elde tutmaya çalışırken Zinaida Lebedeva’ya 9000 ruble de borçlanmış olan İvanov, bu yolculuk için gerekli parayı temin edemeyince, doktor tarafından duygusuzlukla suçlanır. Bu sıradan, normal insan, can sıkıntısının, çaresizliğin, yüreksizliğin dünyasında umutsuzluğun en dibine kadar inecek, durumların bir dereceye kadar düzelmeye başlaması bile traji komik yazgısını engellemeyecektir. İvanov’un yazgısını, anlamsız ve trajik bir şekilde sonuçlandırsa da, oyun, kendi insanî boşluğunu doldurmak için açgözlülükle her türlü dedikoduyu tüketen, köhne, kafasız, hain, ikiyüzlü, antisemit bir küçük burjuva toplumunun keskin, acımasız ve kimi zaman da çok komik bir yergisidir de…

DasDas Tiyatro, yılın başından beri metni de düzenlemiş olan Saim Güveloğlu’nun yönetmenliğinde Anton Çehov’un ‘İvanov’unu ‘güncel bir yorumla’ sahneliyor.
Kostüm ve aksesuarları Hilal Polat, ışık tasarımını Utku Kara, müzikleri Okan Kaya üstlenmiş. Oyuncular Tansu Biçer (İvanov), Tülin Özen (Anna), Şehsuvar Aktaş (Şabyelski & Lebedev), Sezer Arıçay (Livov), Kerem Arslanoğlu (Borkin), İlda Özgürel (Saşa), Derya Şahan (Savişna), İnci Sefa Cingöz (Babakina).

Tanıtımlarda sahne tasarımını kimin yaptığı belirtilmemiş. Zaten böyle bir tasarım da yok gibi. Oyun, karşılıklı iki amfiye oturtulmuş seyircilerin ortasında, elle döndürülen dairesel bir platformda oynanıyor. Oyuncular platformun iki ucunda, iskemlelere oturmuş sıralarını bekliyorlar. Platforma girmeden önce ve çıkar çıkmaz karakterlerinden hemen sıyrılmaları ve platformun, oyunla organik bir bağlantısı olmaksızın arada bir döndürülmesiyle bir tür yabancılaştırma efekti yaratılıyor.

Bu sahneleme, bana gereksiz gelen bu yabancılaştırmanın ve hiçbir dönemi yansıtmayan kostümlerin dışında ‘güncel’ bir yorum izlenimi bırakmadı. Oyuncu yönetimi de sanki tam bir dengeye oturmuyor. Tansu Biçer, Tülin Özen ve Şehsuvar Aktaş’ın derinlikli ve ölçülü yorumlarına karşın ekibin geri kalanı biraz ‘fazla’ oynuyor. Mekân birkaç beden büyük geldiği için mikrofonla oynanmak gereksinimine, özellikle Livov karakterinin bağıra çağıra yorumlanması kulaklarımızı bayağı zorluyor.

Çehov, bütün oyunlarında öne çıkan dramatik olay örgüsünü, “ağlarız gülünecek hâlimize” dercesine komik bir alt metinle dâhiyane şekilde dengelemiştir. Çehov sahnelemenin en büyük zorluğu da bu ciddiyet / komedi dengesini izleyiciye aktarabilmektedir.

İzlediğim yorumda da metnin hınzır yergisinin seyirciye tam olarak ulaştığını sanmıyorum.

Sonuçta bu ‘İvanov’ beni çok fazla heyecanlandırmış değil. İzleyenler arasında bulunan sevgili dost Aziz Caner İnan, daha küçük bir mekânda ve mikrofonsuz oynansa çok daha etkileyici olacağını düşünüyordu. Karar sizin.

Tabii ki, yazarın daha sık sahnelenen oyunlarına kıyasla pek karşımıza çıkmayan bir metnini keşfetmek de var.

24 Mart 17.00, 05 ve 29 Nisan 20.30 ve sezon boyunca DasDas Tiyatro’da

Hepinize iyi seyirler dilerim.

 


 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün