“Ayna Ayna, söyle bana! Var mı benden güzeli bu dünyada?”

Toplum
14 Kasım 2018 Çarşamba

Lydia - Musa Albukrek

 

Bu sözcükler, aynasının karşısına geçmiş bir kraliçe tarafından söyleniyor.  O ana kadar, kendinin hayal ettiği güzellik imajının yansıtılmadığını görünce hırsından adeta canavara dönüşüyor. Belki de aynaya yansıyan imaj, yüzünün karanlık tarafı idi; bu da aslında iç âleminin karanlık tarafının yansıması olarak düşünülebilir. Ayrıca,  kabullenmeyen yaşının izleri onu çıldırtmış olabilir. Bunun üzerine hıncını başkasından almaya karar verir.

Devamını Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalından hatırlayacaksınız.

Narsis efsanesinden de görülüyor ki, o ana kadar kendini kusursuz, güzel, çekici bilen Narsis, 16 yaşında iken, ilk olarak yansımasını ayna gibi berrak suda görmek ister. İhtimal ki bu olağanüstü güzellik karşısında duygulanıp, gözleri yaşarır. Döktüğü gözyaşı damlasının suyu bulandırması ile imajının bozulmasına dayanamayıp, kendini suya atıp intihar eder.

Görüldüğü gibi ayna sembolüne mitoloji, efsane ve masallarda sıkça rastlanılmaktadır. Verilen mesaj tabii ki değişik şekilde yorumlanabilir.

Ayna, genelde dünyayı, bizi, her şeyi berrak bir şekilde yansıtır.

Ayna sözcüğü, Arapça ve İbraniceden ‘Ayin’den (Göz) türemiştir. Aynayı bir göz olarak da kabul edebiliriz.

İç gözümüz yani iç aynamız, bir de dış gözümüz, yani dış aynamız vardır.

İçimizdeki aydınlık ve karanlık yanlarımız iç aynamıza yansır.  Objektif bir gözle baktığımızda kendimizi olduğumuz gibi görebiliriz, aydın ve karanlık taraflarımızla.

Karanlık yanlarımızın kendimiz tarafından fark edilebilmesi zor olabilir. Görüp değiştirebilmek gerekir. Değiştirmek ise pek kolay olmayabilir, o zaman kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeliyiz.

Ne demiş Mevlana “Olduğun gibi görün, göründüğün gibi ol.”

Dış ayna, imajımızın dış dünyaya yansımasıdır.

Günlük yaşamda

Tek muhatap tek aynaya benzer.

Ayna buğulanıp karardığında kendimizi kötü görmeye başlarız.

Sokrates, “Kendini tanı” der. Gerçekte kendimizi tanımak, ancak etrafımızdakilerin bize gösterdikleri tepki ve davranışlarla gerçekleşir. Bizim tek başımıza kendimizi tanımamız ancak kişisel becerilerimizle kısıtlı olur. Neticede, etrafımız ayna tutarak bizi kendimize tanıtır.

Örneğin bir iş yerinde, tek muhatabınız patronunuz ise, size karşı davranışları onun ruh haliyle değişebilir. Keyfi yerinde iken küçük bir başarınız karşısında sizi över ve yüceltir; kendinize olan güveniniz artar, mutlu olursunuz. Karamsar bir gününde ise önemsiz bir hatanız kırıcı tenkitlere sebep olabilir, kendinizi kötü, aynı zamanda yetersiz hissedersiniz.

Bu negatif durumun devamlı tekrarlanması çalışanı depresyona kadar götürebilir. Bundan dolayı tek kişiye tabi olmadan etrafınızdaki değişik kişilere muhatap olunuz.  Birden fazla aynaya bakınız.

Bu ara, dev (çukur) aynalara fazla bakmayın; abartılı iltifatlar, kendinizi olduğunuzdan daha becerili zannettirip gerçek hayatta hayal kırıklıklarına sebebiyet verebilir.

Bir de küçülteç (tümsek) aynalar vardır, sizi olduğunuzdan daha değersiz hissettiren ve etrafını küçümseyen kişileri temsil eder.

Kırık aynalara hiç bakmayın, sizi her zaman kötü gösterecektir; düzelmeleri de olanaksızdır. Ne demişler, “Kırık ayna uğursuzluk getirir.”

Dikiz aynası kendini belli etmeden sizi izleyen ve gözetleyen kişiyi çağrıştırır.

Lunaparkların çarpıtıcı, görüntüyü deforme eden aynaları, peşin hükümlü kişilere tekabül eder, değişik toplumlar veya belli meslek gruplarına karşı önyargılar vardır. Sizi hep çarpıtılmış olarak görmeye şartlanmışlardır; siz de kendinizi, onların karşısında böyle bir imaja sahip olduğunuza inanmaya başlarsınız. Bu aynaları düzeltmek çok zor,  bazen de imkânsızdır. Zira karşınızdakini bu görüntünün gerçeğe uymadığına ikna ettiğinizi sandığınız bir anda bakarsınız ki, “Eski tas eski hamam.”

İdeali, berrak ‘Dost’ aynalardır. Bu aynalar, bir maskenin arkasında gizlenmediğiniz taktirde sizi olduğunuz gibi aksettirir. Meziyet ve kusurlarınızı objektif olarak sunarlar; bazen de “Dost acı söyler”; bu sayede olumsuzluklarınızı düzeltmeye yardımcı olurlar.

Berrak bir ayna iseniz, olası bulanık veya kararmaya yüz tutmuş bir aynayı berraklaştırmaya yardımcı olabilirsiniz zira karşılıklı parlak aynalar mevcut ışığı katlayarak, bulundukları yeri aydınlığa kavuşturur.

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün