Oyun için atılmış yumruklar barışı asla yok edemez

İgal MEVORAH Köşe Yazısı
8 Haziran 2016 Çarşamba

Siz hiç oyun oynarken incittiğiniz arkadaşınızla kavga ettiniz mi? Onu düşman olarak gördünüz mü?

Dünya, bu hafta kaybettiği kocaman bir değere ağlıyor. Dünyaca ünlü Muhammed Ali’nin kaybına üzülüyor. Şüphesiz ki Muhammed Ali profesyonel olarak harika bir boksör; koskoca kariyerinde sadece beş maç kaybetmiş. Peki, bütün bunlar bir yana, dünyada onlarca efsanevi boksör varken neden Muhammed Ali manşetlerden inmiyor?

Dünyanın zirvesinde olan bir boksörken bile, yumruklarını sadece barışa sallardı Muhammed Ali. Asker olduğu yıllarda, Vietnam Savaşına gönderileceği sıralarda verdiği, “Vietnamlılar bana bir şey yapmıyor ki. Onları niye öldüreyim” demeciyle ordudan atılmış ve beş yıl yargılanmıştı. Yumruklarını masumları öldürmek için kullanmaktansa, mahkemelerde yargılanmayı seçmişti Muhammed Ali.

Bu bağlamda şöyle küçük bir parantez açmak lazım. Dünyada sürüyle korkunç ölüm olayları, terör eylemleri akıp gidiyor. Aslında tüm bunların sorusunu 1960’lı yıllarda bir boksör bize soruyor. “Karşındaki sana ne yapıyor da öldürüyorsun?”  Cevap, kocaman bir ‘hiç’ olacak ki zamanında hiçbir cevap verilmemiş bu soruya. Peki, doğasından dövüş olan bir sporun sporcusu nasıl olur da barışı seçer? Birçoğumuzun yapamadığı şeyi, yani spora spor olarak bakmayı unutmamıştır o.

Öte yandan Vietnam Savaşı ile ilgili yorumu beş yıl sonra haklı bulunuyor ve davayı kazanıyor Muhammed Ali. Boksuna geri dönüyor güzel insan, ringde bırakıyor boksu, yenilse de, kazansa da soyunma odasına gidince vatandaş olduğunu unutmuyor. Kendini dine veriyor, ruhunu dinlendiriyor, ringe çıkıyor sporunu yapıp para kazanıyor. Yani şu anda birçoğumuzun yapmadığı şeyi yapıyor; ‘spor’. Sporun en saf halini yaşıyor. Biliyor sporun bir oyun olduğunu.

Hayattan sporun değerini bilen güzel insanlar eksildikçe, daha da kötü bir yer oluyor dünya. Çünkü spor bize, “Karşımdaki bana ne yaptı ki, kötülük yapıyım”ı öğretiyor. Spor öldükçe, karşımızdakini öldürüyoruz. Muhammed Ali, sporun bir oyun olduğunu bildiğinden hayatı da ona benzetiyor. Masum şekilde. Aslında sporu bize öğretiyor. “Sadece bir oyun”. Oyunda düşman olmaz, dost olur.

Son olarak da eklemek isterim ki, barışa aç olduğumuz o kadar belli ki, hayatı oyunlaştırıp barış için yumruk sallamayan güzel insanlar için herkes ağlıyor. Onu arıyor, çocukluğundaki oyunlarımızı istiyoruz hayatta da…