Tevazu zenginliktir

Tilda LEVİ Köşe Yazısı 0 yorum
27 Ocak 2016 Çarşamba

‘Yapıcı eleştiriler aldığın zaman sevinmelisin, çünkü düşünmeni sağlar. Seni iyiye ve doğruya yönlendirir. Laf ola yapılan tenkitleri de kulak arkasına at’ derdi. Şalom’un İdari İşler Sorumlusu ve aynı zamanda Judeo-Espanyol sayfası editörü, rahmetli Salamon Bicerano.

***

Yaşıtlarım evlendiğinde, nişan-düğün kutlamalarında aile yakınları geline takı takardı. Bazen yapılan hediye zevkimize uymasa da, usulen teşekkür ederdik. O dönemlerde ‘gündelik’ mücevher kavramı yoktu. Gelenleri kasaya koyar, düğünden bayrama kullanırdık. Sonuçta söz konusu hediyelerin çoğu uzun yıllar oldukları yerde kaldılar. Ta ki zaman geçip biz büyüyene dek. Bu kez yaşıtlarım arasında yeni bir akım başladı; kasa bekleyen modası geçmiş mücevherlerin şeklini şemalini değiştirip günümüze uyarlamak. Böylesi akımlar bulaşıcıdır. Uzun zaman direndim. Çok sonraları bu değişimin bir ihanet olmadığına karar verdim. Ve bir kolyenin montürünü değiştirdim. Eski hali kötüydü ama yeni hali bin beter oldu. Sonra bir yüzüğümü daha modernleştirmeyi denedim. O da iyi olmadı. Sonuçta neyi farklılaştırmak istedimse hüsrana uğradım. Eskiye bağlılığımdan mıdır, yoksa doğru ellere mi düşmedi, bilemiyorum. Bazen eşyanın doğasıyla oynamamak, özüne bırakmak daha doğru sanki.

***

Epey zamandır Neve Şalom Sinagogu’nda azara’nın bir bölümünün arkasına monte edilen şeffaf geçit (müzeye geçiş olabilir) yüreğimi acıtıyor. O görkemli mekana bu denli ayrıksı bir ilave nasıl yapabilir? Elimizde olanlara sahip çıkmakta zorlanırken, kullanımda olanları çirkinleştirmek mi gerekir? Tıpkı eski bir mücevheri yenilerken rezil ettiğimiz gibi.

***

Şimdilerde uzayan soğuk algınlıkları, kesilmeyen öksürükler tıbbi bakımın yanısıra alternatif çözümleri de beraberinde getiriyor. Bunlardan biri zencefil. Gerçek bir antioksidan olan bu bitki ile çeşitli çay tarifleri hazırlanıyor. Rende zencefil, limon suyu ve rendesi, bir kaşık balla demlendirilip sabahları içiliyor.

Sıkça uçuş yapanlar ise uçağa binmeden evvel burunlarına Vicks sıkıyor. Nineden kalma otlar, babadan kalma Vicks gene revaçta.

***

Mustafa V. Koç’u yakından tanımadım. Sadece tesadüf eseri kısa aralıklarla toplu mekanlarda rastladım. Bir defasında öğle yemeğindeydik. Koç da karşı masada dostlarıyla buluştu. İçeriye aceleyle girmişti. Ancak yolunun üstünde duran garsonla bir kaç söz edip omuzuna elini koymadan, kendisini bekleyenlere gitmedi. Tevazu başka bir zenginlik. İmrenilecek bir yaşamı mı oldu, yoksa bu yaşantının bedeli ağır mı geldi, kim bilebilir?

Allah gani gani rahmet eylesin.   

 

2 Yorum