Yeni Türkiye

Bir bakarsınız, ‘Tanrı’nın eli’ değer ve Türkiye huzur, gerçek istikrar ve barış içinde büyük bir konsensüse gider. Evet, evet bırakın da biraz iyimser hatta naif olalım. Zira aslolan mutlu olmak, mutlu hissetmek değil mi şu ölümlü kısa hayatımızda?

İvo MOLİNAS Köşe Yazısı
10 Haziran 2015 Çarşamba

Evet, bu satırların yazarı dahil, çoğunluk AKP’nin tek başına iktidar şansını kaybedeceğini beklemiyordu. Ünlü bir uluslararası finans kuruluşu seçimin ertesi sabahı, en az mutlak iktidarı kaybedenler kadar üzgün görünüyordu hatta. Ekonominin sağlığı ve istikrarın devamı için en iyi senaryonun AKP’nin çok güçlü olmayan bir çoğunlukla tek başına iktidarda kalması olduğuna inandıklarını söylüyordu.

İstikrar neydi ve kimin içindi gerçekten? Spekülatif borsa kazançlarının üretime dönüşmeyen finans kârlarına devam etmekti büyük çoğunlukla niyetleri. Oysaki kutuplaşmanın yarattığı her türlü olumsuz sosyal ve hatta ekonomik göstergeler onların ana gözlem merkezlerinde bulunmuyordu. Varsa yoksa tek amaç, eşitlikten zerre nasibini almamış düzenlerini devam ettirmekti onlar için.

Heyhat, hayat her daim kendi dar ve çıkara dayalı dünyalarında top koşturmaya çalışanlara günü geldiğinde hatırlatıyordu başka dünyaların da var olduğunu…

***

Son seçimler birçok önemli sonuçları serdi gözümüze:

- AKP 13 yıl aradan sonra tek başına hükümet kuramıyor.

- HDP ilk kez Türkiye partisi konumuna gelerek, demokrasiye katkı sağlıyor.

- Başkanlık sistemi uzun bir süre gündemden kalkıyor.

- Yüksek ve adaletsiz barajın demokratik dayanışma ile ortadan kaldırılabileceği anlaşılıyor.

- Seçmen uzun aradan sonra koalisyona evet diyor.

- Seçmen, kutuplaşmanın yol açtığı aşırı stresli ve diğerini sürekli hırpalayan siyasi iklimin bitmesi gerektiğini söylüyor.

- Millet huzura, barışa, işine ve çocuklarının geleceğine odaklanmak istiyor…

***

Biraz da istatistik bilgi:

-2011 genel seçimlerine göre bu seçimde oy verenler sayısına 3,5 milyon yeni kişi eklenmiş. Buna rağmen AKP’nin oylarında net olarak 2,7 milyon azalma var. Yeni oy veren sayısını da göz önüne alırsak aslında bu sayının 4 milyonun üstünde olduğu anlaşılıyor. Diğer bir deyişle kayıp yüzde 20.

-Diğer üç parti ise oylarını net olarak arttırmış. HDP son seçime oranla 3,2 milyon daha fazla oy alırken bu rakam MHP’de 2 milyon, CHP’de ise 370 bin olmuş. Lakin yeni seçmen sayısını dikkate alırsak CHP’nin oy sayısındaki düşüşü görebiliriz.

-CHP’li bir kısım seçmenin oylarını emaneten barajı geçmesi için HDP’ye oy verdiği anlaşılıyor. Bunu tam olarak kestirmek zor ama İstanbul, İzmir ve Ankara’nın büyük bölgelerinde CHP’nin kaybettiği oyların o bölgede HDP’nin kazandıklarıyla sayısal olarak örtüşmesi bu teoriyi doğrular nitelikte.

-Kadınlar: TBMM, tarihinde ilk kez bu kadar fazla sayıda kadın milletvekiline sahip oluyor. 97 kadın, Meclis’in yüzde 18’ine karşılık geliyor ki, bu tarihi bir rekor. HDP’de ise bu rakam tüm rekorları altüst ediyor zira seçilen 80 milletvekilinden 32’si kadın. Diğer bir deyişle, yüzde 40! Hayatın yarısı olan dişinin parlamentoda bu denli yoğun temsil edilmesi ülke demokrasisine, kadınlara yapılan zulme karşı oluşacak aydınlık havaya büyük katkıda bulunacağı aşikâr.

-Ve farklı dinden vekiller: Evet, üç Ermeni vatandaşı Meclis’e giriyor bu kez. Renklilik güzel tabii ama aslolan, aralarından birinin çok da güzelce ifade ettiği gibi, “Önemli olan kimliği değil, ne söyleyeceği!” Şapka!

***

Kimi ilkleri hayatımıza taşıyan son seçimler aslında gelecek adına belirsizliği de içinde barındırmıyor değil. Kutuplaşmanın yarattığı öfke, güvensizlik ve iletişimsizlik iklimi herhangi bir koalisyonun kurulmasında engel teşkil edecek. Erken seçimin ise ne fayda getireceği de bir hayli kuşkulu.

Umarım yanılırım. Bir bakarsınız, ‘Tanrı’nın eli’ değer ve Türkiye huzur, gerçek istikrar ve barış içinde büyük bir konsensüse gider.

Evet, evet bırakın da biraz iyimser hatta naif olalım.

Zira aslolan mutlu olmak, mutlu hissetmek değil mi şu ölümlü kısa hayatımızda?