4 Yıldız…

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
27 Mayıs 2015 Çarşamba

İtiraf edeyim bu haftaki yazımı yazmak için salı sabahına kadar bekledim. Normalde pazartesi akşamı gece kaç olursa olsun yazımı yollayıp, gönül rahatlığı ile uykuya dalmayı tercih ederim. Ancak bugün günlerden Galatasaray! Bugün, güne dört yıldız ile uyandım. Koyu bir taraftar olduğum söylenemese de, Galatasaray’ın şampiyonluğu beni kalplerinin rengi sarı-kırmızı olan tüm taraftarlar gibi çok mutlu etti. Üstelik bu sabah güne dört yıldız ile başladık. 2002 yılından sonra 2015 yılında kavuştuğumuz dördüncü yıldızımız için, taraftarlarına bu gurur ve sevinci yaşatan Galatasaray takımına çok teşekkür ederim. 

***

Maçı seyretmeden önce bir internet kullanıcısının “futboldan anlamayan kız modeli” tasvirini okurken, dakikalarca gülümsediğimi hatırlıyorum. Yorumcu, futboldan anlamayan kız modelini karşı cinse yaranmak için acı çeke çeke maçlara gidip zevk alıyormuş gibi davranan, hâkim olmadığı futbolcu isimlerini biliyormuşçasına sohbet açmaya çalışan ama bilmediği için batıran bir kız modeli olarak tanımlıyor. Kısmen doğru olsa da, biraz sert olmadı mı? Genelleme yapmak yanlış. Gerçekten maç seyretmekten keyif alan, takım coşkusunu içinde hisseden, bir erkek kadar futbol seyretmekten keyif alan kadınlar da var çevremizde. Yenilgiye gerçekten üzülen, şampiyonluğa en içten sevinen…

Bu yorumu okurken, aklıma uzun yıllar evvel yazdığım “Futboldan anlamayan kadın” adlı yazım geldi. Yazımda futboldan anlamadığımı ama takımımı sevdiğimi, derbi maçlarını seyretmekten keyif aldığımı yazmıştım. Hatta ailece Galatasaraylı olmamıza rağmen, arkadaşlarımın çoğunun tesadüfen Fenerbahçeli olmasından dolayı birçok maçı onlarla seyretmek zorunda kaldığımdan bile bahsetmiştim. Yazımda kişisel gelişim yazarı Lynn Grabhorn’nun kırmızı bayrak, yeşil bayrak teorisinden bahsetmiştim. Negatif enerjiye odaklanmadığımız zamanlarda, kırmızı bayrağın değil yeşil bayrağın dalgalanacağından ve mutluluk veren olayları yaşayacağımızdan…

Şampiyonluk gibi. Bir takıma gönül vermiş bir kişi için, şampiyonluk mutlulukların en büyüğü. Hele de dördüncü yıldızımızı kazandığımız bu sene, tarihe ve kalplerimize kazınacak. Şampiyonluğu “evrene enerji yolladık, geri geldi” diye basite indirgemeyeceğim. Bütün senenin büyük emeği var. Ancak son bir haftadır hissettiğimiz pozitif enerji gerçekten çok güzeldi. Taraftar takımına inandı, “Sen şampiyon olacaksın” dedi. Pazar gündüz taraftarlar metroları doldurdu, her metro durağında şarkı söyleye söyleye binen yeni taraftarların kafasında, Galatasaray maç öncesinde şampiyon olmuştu bile! Pazar akşamı stattan sevinç sloganları yükseldi, havai fişekler atıldı, ön kutlamalara başlandı.  Seyrantepe’nin sevinci, Ayazağa’da yankılandı. Pazartesi akşamki Fenerbahçe maçını düşünmeden şampiyon olmuştuk bile. Galatasaray taraftarı için güzel bir akşamdı…

Futboldan anlayan ve anlamayan tüm taraftarlarını çok mutlu ettin. Şampiyon Galatasaray!