Bahtsız Röportajcı Titanik Rıfkı

‘Titanik Rıfkı’ (gerçek bir hikayedir)

Riva HAYİM Köşe Yazısı
31 Aralık 2014 Çarşamba

 

Bu haftaki röportajımız Moiz Bey’le. Moiz Bey sinirli yine.

Rıfkı: Moiz Bey hayırdır ne bu sinir?

Moiz: Bankadaki memureye kızgınım ben.

Rıfkı: Aa hayırdır niye?

Moiz: Geçenlerde işlem yaptırmak için sıraya girdim. Tam sıra bana geldi, kimliğimi uzattım. O soru “paat!”diye suratımda patladı.

Rıfkı: Ne sordular ki size?

Moiz: Türk müsünüz?

Rıfkı: E isminiz Moiz olunca Türk zannetmemiş olabilirler. Türk müsünüz ki siz?

Moiz: Pascal Nouma’yı bile Türk kabul ediyorsunuz! Bir zahmet..

Rıfkı: Yok öyle demedim yani din farklı olunc-

Moiz: Ne oluncaymış? Memureye Türk nüfus cüzdanımı uzatıyorum, doğum yerim İzmir yazıyor. Daha ne yapalım?

Rıfkı: Yani siz de…“Türk müsünüz?”sorusuna bu kadar takılmayın canım.

Moiz: Ayrıştırıcı bir soru değil mi sizce de?

Rıfkı: Yok tabi ev-

Moiz: Evet tabi! Bu sefer de başka bir soru sordu bizim banka memuresi.

Rıfkı: Ne sordu?

Moiz: Kökeniniz ne?

Rıfkı: E bunda ne var?

Moiz: Ne demek ne var, benim özelim.

Rıfkı: E merak etmişt-

Moiz: Ona ne benim kökenimden?! Ha kökenini sormuşsun ha donunun rengini. Ben banka memuresine donunun rengini soruyor muyum?

Rıfkı: Yok siz de canım abartıyorsunuz.

Moiz: Yok siz önemsizleştiriyorsunuz.

Rıfkı: Yok yani aşırı tep-

Moiz: Bana tepkimin ne olacağını söyleyemezsiniz. Bana göre ırkçı bir sorudur “kökeniniz ne?”

Rıfkı: Ee tamam, peki siz ne cevap verdiniz köken sorusuna?

Moiz: “Atalarım Japonya’dan geldi” dedim.

Rıfkı: İnandı mı?

Moiz: Türk olduğumdan daha çok Japon olduğuma inandı sanırım.

Rıfkı: Ne dedi?

Moiz: “Gözlerimin çekikliğini Japon olmam açıklıyormuş…”

Rıfkı: Japon’a daha çok benziyorsunuz asl-

Moiz: Doğru konuşun!

Rıfkı: Yok yani şaka yaptım, Sayounara o zaman Moiz Bey.

Moiz: Jaamataashita.

 


Madam
 Çela’yla
 Yeraltı
Tarihi





 Yahudiler Anadolu’ya 500 yıl önce gelmiştir.

Yanlış paşam, yanlış.

Doğrusu:  Sadece Sefarad dediğimiz İspanya Yahudileri Anadolu’ya 500 yıl önce gelmiştir. MÖ 4. yüzyıla kadar Yahudiler Anadolu’da zaten varlık gösteriyordu. (bkz Milas’taki Yahudi Mezarlığı). Sırasıyla bu topraklarda yaşayan Yahudi topluluklar: Hazar Yahudileri (Karaylar), Roma Yahudileri (Romanyotlar) ve Osmanlı Yahudileri (Sefaradlar)dir.

Sultan II. Beyazıd sağ olsun, 1492 yılında Sefaradların İspanya’dan sağ salim kaçıp buraya gelmesini sağlamıştır. O olmasaydı Sefaradlar bugüne kadar nasıl varlığını sürdürebilirdi ki? Tabi ki Sefaradların bu büyük göç dalgasından etkilenen Romanyotlar ve kültürleri olmuştur. Bizans’tan  kalan Yahudiler olan Romanyot’ların kültürü,1492 büyük  göç dalgası sonucu Sefarad kültürünün içinde eriyip gitmiştir. İşte böyle… Sen de 500 yıl ben diyeyim yaklaşık 3000 yıldır buralarda yaşıyoruz. Yahu aşk olsun ya hakikaten alınıyorum 2500 yılı nasıl kesip atıyorsunuz? Az buz da değil hani…

 Türkiye’deki tüm Yahudiler Sefarad’tır.

E paşikom o da pek doğru değil…

Türkiye’de Sadece Sefaradlar değil, Aşkenazlar ve Karaimler de vardır. Milas Yahudileri ise ne yazık ki zamanla yok oldu gibi bir şey. Kürt Yahudileri desen onlar da kalmadı. Geçtiğimiz günlerde Milas’taki Yahudi mezar taşlarının üzerinde koyun otlatılıyor” diye bir haber çıktı. Keşke o mezar korunsa! Milas Mezarlığı’nın korunması hem tarih hem turizm için değerli. Koyunları başka yerde otlatalım?

Osmanlı ordusunda görevli Yahudi asker yoktu.

Aşk olsun. Nasıl yoktu?

O konuda ben de Başbakan’ımıza azıcık da olsa kırgınım. Bizim torunlar internette haberi görmüş bana gösterdiler. Geçtiğimiz hafta Sayın Davutoğlu, Edirne’nin düşmanlara karşı savunmasında “Müslüman’larla Ermeniler omuz omuza savaştık” demiş ama bizi unutmuş. Başbakan’ımızın canı sağ olsun ama kabul ederse o söylem eksik biraz.

Tabi ki de Osmanlı ordusunda görevli, Yahudi askerler, paşalar vardı.  Cephelerde hayatlarını kaybeden, cepheden dönemeyen Sefarad askerler için söylenen Ladino ağıt ‘Madre Mia’yı Sefarad askerler için mırıldanırdık. Onları unutmadık, bu yazıda anmış olalım.

Bu haftalık bu kadar… İlişkilerinizin hayrını görün.

Sevgiler, Tant Çela

 

 

Kalabalıklar
i İçinde
 Ladino 
Söylenmek

 

Quien no sabe de mar, no sabe de mal.

“Denizi bilenden kötülük gelmez…”