Koltuk

Köşe Yazısı
1 Ekim 2014 Çarşamba

NEDİM BÜYÜKABOLAFYA


Şöyle keyifle bir koltuğa oturup ayaklarınızı uzatıp arkanıza yaslanın. Ne kadar huzur doluyor değil mi insan?

İnsan bu huzuru yakaladı mı muhakkak durum değerlendirmesi yapar. İşler-güçler, sağlık, dünya politikaları, ülke ekonomi, siyaset-spor, falan-filan… Demez bir kitap okuyayım veya hoş bir müzik dinliyeyim. Bizim milletimiz hep durumdan vazife çıkarır. Bende de aynı huy vardır.

Geçenlerde şöyle arkama yaslanıp şöyle bir ayaklarımı uzattım ki keşke uzatmaz olaydım.  Günümüzde geçmişe doğru gitmeye kalktım, yakın geçmişte kaldım daha geriye gidemedim. Ancak 2000’lere kadar uzanabildim.

 Siyasette yıllardır özlenen tek parti iktidarına gelmişiz. İktidar liderlik koltuğuna oturmadan evvelki tüm vaatlerini yapmış!

Ekonomide IMF’ye olan borçları kapatılacağı vaat edilmiş. Kapatıldı kapatılmasına ama iç borç son 10 yılda 95 milyar dolardan 212 milyar dolara çıkmış. Halkın kredi kart borcu 4,3 milyar dolardan 83,8 milyar dolara çıkmış.

Baktım ekonomi moralimi bozuyor geçtim siyasete. Sınırlarda sıfır sorun politikası ile başlanılan yolculuk, sorunsuz komşu bırakamadı. İran-Irak-Suriye malumunuz. Rusya’ya dil uzatamıyoruz çünkü her an doğalgaz sorunu hortlayabilir. Yunanistan ise her zaman elektrikli… Dışarıda durum bu iken içeride yeni bir bebeğimiz oldu! PKK-IŞİD kavgası.

70’li yıllarda sağ-sol kavgası yaşanan okullarda bugün PKK-IŞİD kavgası başladı. Kaldı ki biz bu sorunu ithal ettik. Kendi iç meselemiz değildi.

Bu da olmadı geçtim spora.

2000 yılında futbolda Galatasaray’ın tartışmasız iki büyük başarısı, 2003 yılında Türk Milli Takımı’nın dünya üçüncülüğü; Filenin Sultanları ve On İki Dev Adamım çemberden dönen başarıları… O da moral bulmaya yetmedi.

Bizde spor denince akla hep futbol gelir. Futbol denilince de Galatasaray-Fenerbahçe ve Beşiktaş gelir.

Beşiktaş’a bakalım… Fikret Orman başkanlığı ile yeni bir yapılanmaya başlayan Beşiktaş Slaven Bilic ile yeni ve sosyal bir hava yakaladı. Fakat ne yazık ki yeni başkan yeni stat projesi takımın istenilen sonuçlar almasına engel oluyor. Muhteşem eser Olimpiyat Stadı Beşiktaş’a kara günler yaşatmaya devam ediyor.

Galatasaray ise yıllardır yaşamadığı sorunları yaşıyor. Bir sezonda iki teknik direktör, ara transferde çilekler, aşırı pahalı transferler, mali sıkıntı… Sayın Aysal geçmiş sezon ortalarında yaptığı pahalı transferlerle arzuladığı başarıyı yakalayamadı.

Bunların yanı sıra yapılan transferler yavaş yavaş sorun olmaya başladı. Başarıların sadece onlara mal edilmesi takımdaki diğer oyuncuları rahatsız ediyor. Başkanlığa geldiğinde kendisine ben dahil binlerce kişinin umudu olmuştu, fakat şimdi ise Sayın Aysal tam anlamıyla sahayı terk ediyor. Bu terk ediş sırasında arada bir ‘geri dönersem’ gibilerinden laflar ediyor. Terim’le tarzları uyuşmayan Başkan, tarzı uyuştuğu teknik direktörlerle de istediği başarıyı yakalayamadı. Mancini, Prandelli tam bir hayal kırıklığı.

Gelelim Fenerbahçe’ye. Aslına bakacak oluşanız geçtiğimiz iki sezon ve tahminen gelecek 3-4 sezon Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu engelleyecek hiç takım yok. Oyuncu yeteneklerinin tartışılmaması gereken bir takım Fenerbahçe. Ayrıca her ne kadar çıban başı da olsalar Emre ve Volkan takımı bir arada tutuyorlar, adeta Aziz Başkan’ın takım içindeki el ve ayakları konumumdalar. Fenerbahçe’de de teknik direktör krizi son senelerde ayyuka çıkmış vaziyette.  Önce Aykut Hoca sonra Ersun Yenal hem Fenerbahçe’nin arzu ettiği başarıları elde ettiler hem de kovuldular. Aziz Başkan’ın kılıcı her yere uzanmakta.

En son giden Abdullah Kiğılı oldu. Abdullah Kiğılı bugün Fenerbahçe’nin elde ettiği gelirde büyük pay sahibi olan ürünlerin üreticisi. Fenerium’da satılan her ürün onun eseri. Fakat Abdullah Bey de Aziz Başkan’ın gazabından kurtulamadı.

Maddi sorunlar açısından en rahat kulüp, takım olma anlamımda daha az değişiklik yapan, daha kemikleşmiş yapısı olan takım Fenerbahçe olmasına rağmen tahminen Aziz Başkan’ın verdiği huzursuzluk takımda istenilen başarıyı getiremiyor.

Artık değerlendirme yapacak durum kalmadı. Nereyi tutsam elimde kalıyor en iyisi koltukta rahat oturmamak…

Yeni senede hepinize sağlıklı huzurlu ve bereketli yarınlar dilerim.