Domates sosu lekeleri

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
1 Ekim 2014 Çarşamba

Roş Aşana öncesi ailenin bir bölümü yazlıktan dönünce mecburen şehre geldim. İlk gece bütün aile bizde toplandık. Misafir kabul etmeyi, kalabalığın verdiği coşkuyu severim de, öncesindeki hazırlıklardan pek haz duymam. Daimi bir yardımcı olmayınca da işler zorlaşıyor. Neyse ki bir vakitler evimizde çalışmış Kastamonu eşrafıyla iyi ilişkiler içinde olduğumdan, acil durumlarda yardıma gelirler. Ben onları memnun ederim, onlar da beni.

Doğrusu yemeklerin yarısı annemin mutfağından geldi. Buna rağmen, diğer yan unsurları tamamlamak için bütün gün evde çalıştım.

Akşam çoluk, çocuk, birkaç nesil keyifli bir yemek yedik. Beyaz masa örtüsüne düşen her nar tanesi, şişeden damlayan kırmızı şarap veya balık servisi yapılırken dökülen domates sosu lekelerini çıkartmak için geçireceğim zamanı düşünmemek için tatlılardan sonra bir yarım bardak şarap daha içtim. ‘Birbirini sevenler az yere de sığarlar’ özdeyişi her zaman geçerli mi, bilemiyorum. Masada sayıca kalabalıktık. Dolayısıyla oturma düzeni de sıkışıktı. Masanın dört ayağı kimin dizlerine denk düştüyse pek rahat edemedikleri kesindi.

Buna da bir çözüm üretmem gerekecek…

Ertesi gün çatal bıçakları sayıp kılıflarına koymak, servis tabaklarını büfeye yerleştirmek birkaç saatimi aldı. Öğle yemeğinden sonra şöyle bir uzandım. Üç saat uyumuşum.

Özetle, iki gün evden çıkmamış oldum ki, bu bünyeme tümüyle aykırıdır.

***

Roş Aşana güzel temennilerin yapıldığı neşeli bir bayramdır. Bayram sofralarında amaç ailenin bir araya gelmesidir. Günümüzde birçok aile bayramları tek bir gece kutlamakta, küçük bir azınlık ise lokantaları seçmektedir. Bunda şaşılacak bir olay görmüyorum. Büyükler artık yoruldu; hazırlıklar zor geliyor. Gençler ise yoğun iş temposunun içinde…

Eğer işleri hafifletmezsek benzer durumlara daha sık tanık olacağız.

Her bayram sofrası çoğunlukla ‘maden suyu’ ile biter. Onun yerine sadece gerekenleri pişirsek, her türden ikişer yerine tek çeşit hazırlayıp, bir tatlı ile sonlandırsak her açıdan daha kolay olmaz mı?