ŞOFETİM :Kral mı dediniz?

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
27 Ağustos 2014 Çarşamba

Devarim kitabının oldukça fazla mitsva içeren peraşalarından birisi olan Şofetim ‘kral olacak kişinin’ uyması gereken kanunlardan bazılarını da işler. Aşağıdaki pasuğa bakalım:

“Tanrınızın size vereceği topraklara gidip orayı mülk edinerek yerleştiğinizde ve ‘Çevremizdeki uluslar gibi biz de bir kral atayalım’ derseniz, atayacağınız kral Tanrı’nın seçtiği bir kişi olmalıdır. Atayacağınız kral kendi kardeşlerinizden biri olmalı. Kral çok sayıda at edinmemeli, daha çok ata sahip olmak için halkı Mısır’a geri götürmemelidir...” (Devarim 17:14-16).

Krala getirilen sınırlamalardan bir tanesi çok fazla ata sahip olmamasıdır. Ancak burada öne sürülen neden çok da akla yakın değildir. Çok fazla ata sahip olan bir kral mutlaka halkı Mısır’a geri döndürmek zorunda değildir. Kendisi için atları Erets Yisrael’de de tutabilir ve besleyebilir. Rabi Tsvi Elimeleh Hertzberg bu yasağın altında daha farklı bir neden olduğunu öğretir. Buradaki amaç fiziksel bir anlamdan ziyade daha derin bir anlama gönderme yapmaktadır. Kralın birincil görevi kendisinin ve toplumun maneviyatını korumak ve bunu ön planda tutmaktır.

Firavunlar sahip oldukları güçlü ordu ile övünen kişilerdi. Firavun ordusu güçlü atlara da sahipti. Ancak Firavun’un ordusu Tanrı emri ile Kızıldeniz’de yok olmuştur. Yani sahip olunan atlar ve güçlü bir ordu aslında hiçbir anlam ifade etmemektedir. Mısır kültüründe Firavun ‘güç’ kavramını temsil eden kişidir. Bunu ister güçlü bir ordu ile isterse de sahip olduğu güçlü atları örnek vererek gösterebilir. Ancak Yahudi bir kralın temsil ettiği en önemli şey maneviyat ve Tanrı korkusu olmalıdır. Bir başka anlamı ile sahip olunan fazla atlar kralın asıl temsil ettiği şeyden uzaklaşmasına neden olabilecektir. Yisrael kralı asla bu hataya düşmemelidir.

Krallar için bir başka sınırlamaya bakalım:

“Çok fazla kadınla evlenmemeli ve kalbinin yoldan çıkmasına yol açmamalıdır” (Devarim 17:17).

Sözlü Tora’nın verdiği bilgi ışığında bir kral on sekiz eş alabilmektedir. Ancak tarihimizin en büyük krallarından bir tanesi olan Şlomo Ameleh çok fazla eş almış ve açıkça bu yasağı ihlal etmiştir. Tora fazla eşlerin ‘kalplerin yoldan çıkması’na neden olacağını açıkça belirtmektedir ama nedense Şlomo bu yasağa uymamıştır. 

Vilna’lı Gaon, her mitsvanın iki nedeni olduğunu öğretir. Biri Tora’nın açıkça gösterdiği bilinen basit neden, diğeri ise daha derin, bizden gizlenen bir nedendir.

Tarihin kaydettiği en bilge insan olan Kral Şlomo’nun, “Çok kadınla evleneceğim ve yoldan çıkmayacağım!” diyerek, Tora’nın eş sınırını aşması sonucunda hataya düşmesinin nedeni budur. Tanrı her mitsvanın görünen nedeninin dışında daha derin bir anlam olduğunu bu şekilde Şlomo’ya göstermiştir.  Şlomo hem gizli nedenden dolayı Tora’nın emrini ihlal etmekle kalmamış, aynı zamanda bu açıklanan nedende de başarısız olup gerçekten yoldan çıkmıştır. Şlomo’nun daha sonra yaptığı teşuva onun tekrar asıl yerine dönmesini sağlamıştır.

Peraşa devam eder: Kralın, Tora’nın iki kopyasını yazması, Tora’yı her zaman yanında tutması ve ‘hayatının her gününde’ okuması emredilmiştir. Dolayısıyla, kralın Tanrı korkusuna sahip olması, Tora’ya uyması ve emirlerini yerine getirmesi gerekmektedir. Yahudi bir kral, aslında sadece çok daha yüksek bir Otorite’nin hizmetkârı olduğunu hisseder. Tora, bunları yaparak, ‘kralın yüreğini kardeşlerininkinin üstüne çıkaramayacağını’ belirtir. Amaç aynıdır: Kral halktan biridir, onlardan ve onların maneviyatlarının durumundan sorumludur. Diğer uluslardaki monarşilerin tersine, Yahudi kral, halktan biri olarak kalmalı ve halkı düşünmelidir.

Yöneticilik çok büyük bir sorumluluktur. Kendisinin de daha yüksek bir otorite tarafından yönetildiğini fark eden ve bunu sadece sözde bırakmayıp hareketlerinde de yansıtan bir kralın ulusu şanslıdır. Böyle bir yönetici, halkından sorumlu olduğunu ve istediği zaman istediği kişiyle istediğini yapamayacağını sürekli aklında tutar.