Kömür ve sanat

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
22 Ocak 2014 Çarşamba

Büyükçe bir beyaz kâğıt düşünün. Sizin üzerine uzanabileceğiniz kadar büyük. Üzerinde bir tek siz ve bir kömür parçası var. Onunla ne yapardınız? Ben herhâlde birkaç dakika elimdeki kömürle ne yapmam gerektiğini düşünürdüm. Muhtemelen “Burada ne işim var?” derdim…

Sosyal medyada okuduğum bir makalede, Heather Hansen adlı bir kadının bembeyaz kocaman bir kâğıt üzerinde bacakları iki yana açık dururken bir resmini gördüm önce, biraz yoga pozunu andırıyordu. Esnekliğinden dansçı olabileceğini tahmin ettim. Daha sonra sayfanın aşağılarına doğru indiğimde ise beyazın üzerine simsiyah kömürle, sadece hareketle ve başka bir malzeme kullanılmadan yapılan resimleri. İç içe geçmiş çiçekleri andırıyordu biraz. İnsanın ilgisini çeken bir derinliği olan kömür sanatı gibi… Hansen’in elindeki kömürü tutarak vücut hareketleriyle çizdikleri, benim için saatlerce uğraşılan birçok tablodan daha etkileyici idi.

Aynı zamanda ressam ve heykeltıraş da olan Hansen’in ‘Emptied Gestures’ adını verdiği projede, bir kömür parçası ve kendi vücudunun hareketleriyle ortaya çıkan eserler çok etkileyici. Yaratıcı ve ruhani. Vücut, akıl ve ruhun birleşimi ile çok dikkat çekici bir eser çıkıyor. Makalenin sonundaki “Toplumun bizden beklediği kadar kusursuz olmasak da, ortaya muhteşem bir ürün çıkarabiliriz” yorumu güzel bir bakış açısı. Gördüğüm resimlerin bana düşündürdüğü bir başka nokta ise bunun içimizde olduğu. Sanat gerçekten içimizde. Bir kömür parçası ile vücut esnetme hareketleri benzeri hareketlerle dikkat çekici göze hoş gelen eserler yaratmak içten gelmeli. Kömürle yapılan resimlerin sert geçişleri ise Hansen’in vücuduyla yapılan resimde gözükmüyor. Üstelik kirlenmekten, güzel sarı saçlarının bozulmasından korkmamış. Elleri kömür içinde, bacakları da… Ama ortaya bir güzellik çıkmış.

***

Hansen’in bu projesi bana insanların bakış açısının ne kadar farklı olduğunu düşündürdü; örneğin kömür benim için kara, kirli ve sert bir obje iken Hansen için güzelliklere aracı olmuş. Adeta bir tuval üzerinde gezinen fırça görevini görmüş. Kömür ve vücudunu fırça olarak görebilmesi de onu sanatçı yapmış. Duygularını içinden çıkarıp klavyesine transfer eden bir yazarın kelimeleriyle oynadığı gibi, o da duygularını vücut hareketleri ve kömürüyle ifade etmiş. Resimleri karanlık kömürle yapılmasına rağmen bence önce aydınlık, sonra biraz karanlık ve kesinlikle gizemli.

Hayat da biraz öyle… Bazen aydınlık, bazen karanlık ve kesinlikle gizemli. Hiçbir gün birbiriyle aynı kalmıyor; ne kadar kötü veya ne kadar iyi olsa da…