İnsan psikolojisi

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
15 Ocak 2014 Çarşamba

Yıllar önce ocak ayında yaptığım bir yurtdışı seyahati esnasında indirim dönemine denk gelmiştim. Şehirde mağazalar sıra sıra ‘sale’ levhasını koymuşlar, bazılarında insan güruhları göze çarpıyordu. Boydan boya cam olan vitrinlerde dışardan bakıldığında reyonlardan yere düşen eşyalar fark ediliyordu. ‘Demek insanlar buralarda çoğunlukla indirim zamanı alışveriş yapıyorlar’ diye içimden geçirdim. Oysa ki, biz ihtiyacımız oldukça dükkan gezerdik. Herhalde o dönemler ekonomi ile sorunumuz yoktu... Gördüğüm keşmekeşin ardından orada yaşayan bir aile dostumuz, ‘Bana göre indirim, iyi kalite malı iyi fiyata almaktır’ demişti. Ardından o zamana kadar tanık olmadığım bir indirim türüne, kanepe, koltuk, yemek masası gibi mobilya eşyası satan mağazalara rastladım. O güne dek sadece giysi, ayakkabı türlü eşyalarda indirim yapıldığını zannederdim.

Zamanla aynı uygulamalar şehrimizde de yaşanmaya başladı. Neredeyse her tür eşya indirime girmeye başladı, hem de yılda birkaç kez. Sıkıntısı olmayan kitleler dahi giyim vs. gibi ihtiyaçlarını indirim zamanı gideriyor. Devir artık değişti. Disiplinli tüketim zorunlu hale dönüştü.

Geçen gün yabancı giysi ve ayakkabı satan bir kuruluşun Türkiye’deki şubelerini kapatacağı, bunun için de yüzde 60’a varan indirimler yaptığını duydum. Ertesi günü meraktan kalkıp gittim. O ne manzara! Kapanın elinde kalıyor. Soyunma kabinleri boşalmak bilmiyor. Kanımca bu insan psikolojisi. Bir işyeri kapanmak üzereyken mi kıymete biner?

***

Sinema, tutkum değilse de çok sevdiğim bir sanat dalı. Senelerdir yaklaşık her hafta bir filme gidip koltuğa gömülmeye bayılırım. Seans önceleri sinema koridorlarında dostlara rastlayıp ayaküstü sohbet etmek de ayrı bir keyif. Son zamanlarda durum biraz farklılaştı. Her ne kadar artık Türk sineması daha kaliteli olduysa da, yabancı filmlerin giderek azalmasının nedenini çıkartamadım. Mantıklı bir açıklaması var mıdır acaba?

***

Dün taksiyle Teşvikiye’den Ortaköy’e on iki dakikada ulaştım. İnerken şoföre, ‘keşke trafik her zaman bu kadar açık olsa’ dedim. ‘Yenge, yollar yılbaşından beri böyle. Önce millet tatile gitti, zannettik. Ama aynı şekilde devam ediyor. İşler azaldı. Memnun değiliz. Bakalım ne olacak?’ dedi. Gerçekten havada bir gariplik var. Barajlarda su seviyesi alçaldı. Yağmur bile yağmıyor. Hiç sevmem puslu havayı. Bakalım ne olacak?