Uçakta ürkütücü bir sohbet

"Uçaktan inmeden önceki son bombası ise Holokost’un Rothschild’ler tarafından planlandığını ve bu sayede İsrail’in kurulduğu iddiasıydı. Bu son iddiası üzerine “pes” demekten alamadım kendimi."

Alber NASİ Köşe Yazısı
31 Ekim 2013 Perşembe

İşim gereği olarak çok fazla uçakla ve genellikle yurtdışına seyahat ederim. Seyahatler sırasında yalnız uçtuğum için yanımdaki yolcuyla çoğunlukla sohbet etmeye başlarım. Seyahat edilen ülkeye göre yolcu profili değişkenlik gösterse de, zaman zaman oldukça ilginç sohbetler de yaşamıyor değilim.

En fazla seyahat ettiğim destinasyonlardan biri olan Nice uçuşlarında yanıma veya aynı sıraya hemen hemen her seferinde bir Türk Yahudi’sinin oturması nasıl bir tesadüftür bilinmez. Hatta bir seferinde anaokulu arkadaşım yanımda oturdu. Gerçekten son derece ilginç, dikkatimi çeken bir tesadüf bu.

İşim gereği en çok uçtuğum destinasyon ise Moskova. Kimi zaman bir Rus, kimi zaman Türk bir işçi oturur yanıma. Son Moskova yolculuğum sırasında ise bayram tatilini değerlendirmek üzere Rusya’yı ziyaret etmeye karar vermiş 30’lu yaşlarının sonunda bir bey oturdu.

Üniversite mezunu olduğu ve iyi bir işi olduğu yaptığımız sohbetten anlaşılıyordu. Yurtdışı bağlantılı olarak çalışıyor, kendi şirketinin sahibiydi. Güzel arabalar kullanıyor, dünyayı geziyor ve hayatın keyfini çıkarıyordu. Türkiye standartlarına göre eğitimli sayılırdı.

Laf lafı açtı konu Güneydoğu Anadolu bölgesine ve Kürtlere geldi. Anlattıklarının bir kısmına kendisi şahit olmuştu. Askerliğini Güneydoğu’da yaptığını ve Türkiye’de birçok petrol kuyusunun kapalı tutulduğunu anlattı. Doğrulama şansım olmadığı için ne kadar gerçek bu bilgiler bilemem.

Bunun sebebi olarak ise Türkiye’ye karşı uluslararası bir komplodan bahsetti. Türkiye’de petrol olduğunu, diğer ülkelerin Türkiye’yi zayıf düşürmek istediğini, bunun için de bir komplonun planlandığını söyledi. Kürt sorununun temelinde de petrol olduğunu anlattı. Hatta terörün sadece Güneydoğu’da olmasının sebebinin de petrol olduğunu söyledi.

Akla makul gelen önermelerdi; bu nedenle o anlatırken sesimi pek çıkarmadım. Ama o andan itibaren adamın söyledikleri çığırından çıktı. Önce bölgede Ermenistan kurulmaya çalışıldığını söyledi. Konuya az da olsa vakıf olduğum için itiraz ettim. Ermenistan nerede, Kürdistan nerede? Hemen ardından bambaşka ve anlamsız bir önerme daha geldi: “Konuşan Kürtlerin birçoğu aslında Ermeni’dir. Kürtlerin Türklerle bir sorunu yoktur,” deyiverdi. Düşüncesine pek katılmadığımı söyledim. Bambaşka bir önerme geldi arkasından bu sefer; “Bütün bunlar Büyük Ortadoğu Projesi ve Büyük İsrail Projesi’nin bir parçası,” deyiverdi.

Nasıl yani? Ne zaman Yahudiler bu işe girdi, anlayamamıştım bile. Tepkimi ortaya koydum yine; “Karar ver Yahudiler mi? Ermeniler mi? İkisi bir arada olmaz,” dedim.

Kendisi oyunu Yahudilerden yana kullandı. Yahudilerin tüm dünyadaki merkez bankalarını kontrol ettiğini, ellerindeki para ile her şeye karar verdiklerini ve İsrail’in bu sayede ayakta durduğunu uzun uzun anlattı. Sonra Rockefeller’dan bahsetti. Rockefeller’ın Yahudi olmadığını daha önceden bildiğim için kendimden son derece emin bir şekilde itiraz ettim. Bu sefer sıra Rothschild’lerdeydi.

Uçaktan inmeden önceki son bombası ise Holokost’un Rothschild’ler tarafından planlandığını ve bu sayede İsrail’in kurulduğu iddiasıydı. Bu son iddiası üzerine “pes” demekten alamadım kendimi.

Bu safsatalar günlük hayatımızda her gün farklı şekillerde karşımıza çıkıyor. Ama belli bir eğitim kalitesinin üzerindeki insanların fikirlerinin daha objektif, daha ılımlı olacağını tahmin ederken, tam tersini görmek gerçekten ürkütücü...