Sezonun en güzel anları

Rudi DİRİMAN Köşe Yazısı
29 Mayıs 2013 Çarşamba

Futbol sezonu yine kavgalı ve olaylı bir şekilde sona erdi. Kuşkusuz her geçen gün futbol daha fazla yozlaşıyor ve izleyenlerin daha az keyif aldığı bir oyuna haline geliyor.

Buna rağmen Türk futbol dünyasında onca tartışmanın ve kavganın arasına sıkışmış ve gözlerden kaçan birçok güzellik yaşadık. Bunları da konuşmadan bu sezonu kapatmamız gerekir.

Peki, nedir bu güzellikler, başarı öyküleri? Beşiktaş’ın sezon başından beri yönetiminin aldığı karar Quaresma’yı yönetim ve teknik ekip olarak ortak bir tavır sergileyip oynatmamaları, takımı tamamen gençlerden oluşturmaları ve sezonun ikinci yarısında Fenerbahçe maçına kadar oynadıkları futbol. Bu şekilde kurulmuş bir takımın sezonu üçüncü olarak bitirmesinin, aslında başarı olarak sayılması gerekir.

Sezonun ilk yarısı sonuçlandığında Akhisar Belediye takımının sadece iki galibiyeti ve toplam 12 puanı vardı. Fakat ikinci yarı gösterdikleri performans ile ligde kalmayı başardılar. 33 yaşındaki ‘Gol Tanrısı’ lakaplı Gekas’ın performansına ise ayrıca değinmek gerekir; takıma ikinci yarı dahil olan Gekas on beş lig maçınca on iki gol attı.

Bireysel performanslardan bahsederken, Salih Uçan’a değinmeden geçmememiz gerekir. Salih hep Ronaldo’nun Manchester United’a ilk transfer olduğu zamanları aklıma getiriyor. Mancherstar’da oynadığı altı sezon sonunda yeteneğinin yanında fiziğini de geliştiren Ronaldo adeta bugün bir gol makinesine dönüştü. Salih’in yetenekli bir futbolcu olduğu ortada fakat onun da kendisini fizik olarak geliştirmeye çok ihtiyacı var.

Avrupa kupalarında Fenerbahçe ve Galatasaray’ın başarılarını gözden kaçırmamak gerekir. Galatasaray’ın çeyrek finale yükselmesi ve özelikle ikinci maçta Real Madrid’e karşı başarılı bir performans göstermesi ve bunun yanında Fenerbahçe’nin UEFA kupasında yarı finale çıkması Türk futbolu adına önemli başarılar olarak kabul edebiliriz. Özelikle futbol kalitesi bakımından düşüş gösteren takımlarımızın Avrupa’da bu şekilde bir başarı göstermesini, Türk futbolu adına “daha her şey bitmedi,” diyebileceğimiz önemli bir nokta olarak kabul edebiliriz.

Bunun yanında Elazığspor maçında, Melo’nun penaltı kurtarışı, Salih Uçan’ın Ordu maçındaki aşırtma golü, Alex’in heykelinin dikilmesi ve tabii ki dramatik vedası, İnönü Stadı’na veda, Galatasaray’ın Real Madrid maçında dördüncü golü ve Fenerbahçe’nin Benfica direklerinden geri dönen şutları, bu sezon futbol sevgisi adına yaşadığımız önemli kırılma anlarıydı.

Bu sezon futbol adına güzellikleri konuşmak gerekirse, benim ilk aklıma gelenler bunlar ama konu yaşadığımız olaylar, kavgalar ve düşmanlıkları konuşmak gerekirse onlardan hâlâ sayfalar dolusu yazı çıkabilir...