Başlangıç seviyesinde Spinoza

Bu haftaki yazı yurtdışı seyahatime denk geldi.On iki saatlik bir uçuş yaparak ABD’nin başkentine ulaşmaya çalışırken elime İrvin Yalom’un Spinoza Problemi adlı kitabını aldım.

Riva ŞALHON Köşe Yazısı
19 Temmuz 2012 Perşembe

Bu haftaki yazıyurtdışı seyahatime denk geldi.On iki saatlik bir uçuş yaparak ABD’nin başkentine ulaşmaya çalışırken elime İrvin Yalom’un Spinoza Problemi adlı kitabını aldım. Kitap henüz bitmediği için kapsamlı tartışamayacağım, ancak senelerdir Spinoza ile ilgili merakımı cezbeden konuları yeni başlayanlar seviyesinde bu kurgu romanda bulmaktan mutlu oldum. Roman,yarattığı diyaloglar ile Spinoza’nın karakterini yansıtmakta, filozofun doğa- Tanrı ilişkisi ve kutsal kitaplardaki mucizelerle ilgili düşüncelerini açıkça dile getirmekte. Yaşadığı dönemin en zeki insanı kabul edilen Spinoza, ait olduğu cemaatin yarattığı sosyal önyargılar ve dini inanışların baskısı olmaksızın, sadece mantık yolu ile asıl gerçekleri keşfetmeye çalışarak bir ömür geçirmiştir.

Başka bir yazıda keşfettiklerine uzun uzun değinmeyi düşünüyorum. Bu yazıda sadece bir düşüncesini açmak istedim. Kutsal kitaplar aracılığı ile günümüze gelen dini ritüellerin ve uygulamaların o zamanların anlayışına uygun düzenlenmiş yasalar olduğunu savunuyordu. Ona kalırsa dini yasaklar sadece toplumsal sükûnetin sağlanması ve hahamların varlığını sürdürebilmesi için yaratılmıştı.

Asıl kutsanmışlık manevi kuralların uygulanmasında yatmaktaydı. Asıl selamete Tanrı’ya doğru yapılan içsel yolculuk ile erişilebilirdi. Ahlaki doğruların zaman ve mekândan bağımsız olduğunu ve dini geleneklerin uygulanması ile pekişmeyeceğini savunmaktaydı.

Dinle ilgili düşüncelerini günümüz hayatına uyarlamak istedim. Gerçekten de günün anlayışına uygun davrananlar asıl içsel yolculuklarını tam yapmaktalar mı? Örneğin kolalıgiysilerle gezen ufak bir çocuk görsek, annenin iyi çocuk yetiştirmek konusunda bütün kuralları yerine getirdiğini düşünebiliriz, ancak çocuğunun temel ihtiyacıolan sevgi ve anlayışı vermiş midir emin olamayız. Aynı şekilde iş dünyasında da bütün nezaket ve işyeri kurallarını yerine getiren memur, işin gelişmesi için aslında gerekli adımları düşünecek çabayı harcıyor mudur?

Toplumsal bir birliktelik oluşturmanın ön koşulu olarak ritüellerden destek alınması elbette ki yadsınamaz. Ancak bu haftalık konuyu biraz askıda bırakarak sizlere şunu sormak istiyorum: Dıştan görünen kadarı kişinin her zaman içsel gelişimini de kanıtlar ve tasdikler mi?

Ben en iyisi uzun seyahatimin karmaşasına döneyim…