EKEV: ihtiyaçların temini

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
8 Ağustos 2012 Çarşamba

Vayaneha vayariveha – seni sıktı ve seni acıktırdı” “Vayaahilha et aman – ve sana Man yedirsi” “Lemaan odiaha ki lo al alehem levado yihye adam ki al kol motsa pi Ad… yihye aadam – sana bildirmek için sadece ekmek ile değil Tanrı’nın ağzından çıkan söze göre insan yaşar.”   ( Devarim 8/3)

Yukarıdaki cümlede ilk göze çarpan Tanrı’nın çölde iken Bene Yisrael’e çocukları gibi davrandığı, onların acılarını gördüğü, açlık ve susuzluklarını çare bulduğu ve bir baba şefkati ile onlara yaklaştığıdır. Dr. Twerski’nin burada gördüğü şeylerden bir tanesi anne – baba ile çocuk arasındaki sağlıklı bir ilişkinin ana hatlarının burada şekillendiğidir. Bir anne – baba çocuğunu için orada bulunduğunu bilmelidir. Bir çocuk da ihtiyaçlarının anne – babası tarafından temin edileceğinin güvenini orada hissetmelidir.

On yıl öncesine kadar çocukların ihtiyaçlarının temini konusunda hayal kırıklığına uğramamaları için her şeyin yapılması çok popülerdi. Çünkü aksi durumda çocukların bir bunalım içine düşecekleri zannedilmekteydi. Ancak bu son derece tehlikeli bir yöntemdir. Bu durumda çocukların günümüz dünyasına hazırlanmaları imkânsız hale getirilmekte, tatminsiz bir nesil yetişmekte ve çocuklarımız her şeylerinin anne babaları tarafından temin edilmesini beklemektedirler. Çocuklarımız böyle bir durumda en küçük bir zorlukta büyük problemler yaşayabilmektedirler.

Halbuki pasuğumuz bizlere çok önemli bir mesaj vermektedir. Eğer çocukların ihtiyaçları hiçbir yakınma, istek veya çaba olmadan anne babaları tarafından karşılanacak olursa bu çocuk hiçbir zaman isteklerine ulaşmak için bir gayret içinde olmayacaktır. Çocuk ihtiyaçlarını bilmeli, bunlar için çaba göstermeli ve anne baba da bu ihtiyaçlarını karşılayacağının güvenini vermelidir. 

Bene Yisrael sıkıntıya girmeden ve acıkmadan man gelmiş olsaydı bu konuda hiçbir zaman Tanrı’ya güvenmeleri gerektiğini bilemeyeceklerdi.

Ancak eğer duyarsız bir anne baba söz konusu ise çocuğun ihtiyaçlarını umursamıyorlar ise o zaman sonuç çocuk açısından çok daha zor olacaktır.

Günümüzde anne babalar çocukları belki sıkıntı çekmesin diye belki de kendilerini rahat bıraksın diye sürekli olarak vermekten yanadırlar. Bunu sonucunda hiçbir şeyin değerini bilmeyen bir nesil ortaya çıkmaktadır.

Bar-mitsva yapmaya hazırlandığım dönemlerde bir arkadaşımın Bar Mitsva töreninde aramızda bulunan Rav İsak Haleva “iki bütün peraşa okuyan bir öğrenciye bir bisiklet hediye edileceğini,” ifade eder. O zamanlarda en fazla istediğim şeylerden biri bisikletti ama bir takım nedenlerden dolayı buna sahip olamıyordum. Fırsat ayağıma geldi diye düşündüm. Alav aşalom Babam ile birlikte iki peraşayı öğrendim, okudum ve bisikleti kazandım. Bu bisiklet sevdası belki benim peraşa okuyan biri olmamı sağladı ama o kazandığım bisikletin değeri benim gözümde her zaman çok fazla olmuştur.

Tanrı ihtiyaçlarımızı karşılamak için her zaman hazırdır. Bunu bilmek, Tanrı’ya güvenmek, çaba göstermek ve ihtiyacımızın karşılanmasından sonra da şükranlarımızı ifade etmek gereklidir.